ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilginç kablosuz ağ isimleri
- (bkz: ezgi.cansu.sinem)
sinyal kalitesiyle evin yerini tespit çalışmaları yapan arkadaşlarım var dikkat
80 yaşında ateist olan adam
- (bkz: risk budur)
ördüğü şeyi hediye diye kakalayan kız
- hediyeyi kakalamak olarak görenlerin hak etmediği kızdır. böylelerin ağzına sıçmak gerekir. it yerine koymak gerekir.
metrosunda vatandaşına demir çubuk saplanmış ülke
- şimdi akp'liler harıl harıl arıyordur. bulsunlar ki "bakın bu kaza ilk değil" diyebilsin yetkili ağızlar. ama arkadaşım metro kazası desen belki de, vatandaşına iskele demiri saplanmış bir ülke bulman cidden sıkıntılı.
kafede yalnız oturan insanlar
- hayatında olduğu gibi kafede, restoranda, trafikte, işte, evde yalnız olan insandır. sanıyorum dünya gittikçe yalnızlaşıyor. üzülmeyin herkes sizin gibi.
an itibariyle oturuğum yerde, 13 masa tek başına oturuyor. ellerinde telefon/tablet var. yarısının kulağında kulaklık. yarısından fazlası sigara içiyor. 4 tane masada 2 kişi oturuyor, tamamı hemcinsiyle. 2 kişi oturanlardan biride ağlıyor. 2 masada boş.
üstelik günlerden bi pazar sabahı, hiç mi kimse eşlik edecek birini bulamaz..
arkadaşlık/ilişki/evlilik süreçlerinin her geçen gün kısaldığı günümüzün problemi nedir? teknoloji olduğunu düşünmüyorum. sosyal medya yalnızlaştırmıyor, insanlar yalnız olduğu için sosyal medyaya yöneliyor. paylaşım ihtiyaçtır, bunun için imkan bulunamıyor çareyi sosyal medyada buluyor ama bu çare gerçek değildir, sahtedir. peki neden böyle oluyor? sanıyorum egolar, ispatlar, hırslar, kötülükler bu noktaya getirdi. her şey sahte olmaya başladı. başta sevgi. samimiyet, sevgi rolleri oynanıyor. e karşındaki bunu farkedemeyecek kadar aptal değil. doğal olarak tatmin olmuyor. kısa bi süre oyuna dahil oluyor. bakıyor mutlu değil. eee ne çekicem karşımdakinin mallıklarını diyor, alıyor kulaklığını çıkıyo geziyor.
şarkıdaki gibi; biz büyüdük ve kirlendi dünya..kirlenen dünyada kimse omuzunu yaslayacak birini bulamıyor. aksine çoğunluk menfaat için birlikte. vakti zamanında yaşca büyük birisi demişti ki; arkadaş arkadan taşlayan demektir. ne güzel demiş. selam olsun kendilerine.
edit: imla
paypal hesaplarımızla lösev'e bağış kampanyası
- ön edit: 24 saat itibariyle lösev'den gelen bilgiye göre toplamda 126 bin tl bağış toplanmış) elimde kalem kağıt, tüylerim diken diken hepiniz sağolun. çaylak arkadaşlar sizle mesajlaşamıyoruz ama siz de sağolun. turkcell, türk telekom veya vodafone faturalı hatlarınızdan 3406’ya boş sms göndererek bağış yapabilirsiniz. her bir mesaj bedeli 10 tl'dir. (türk telekom ve vodafone abonelerinden +2 sms mesaj gönderim ücreti alınmaktadır.)
sözlük yazarlarının paypal hesaplarındaki küçük miktarların, lösev'e bağışlanması kampanyasıdır.
dün paypal'ın türkiye'den çekilmesi haberlerinin ardından uzun süredir kontrol etmediğim paypal hesabımı kontrol ettim, içinde 2,82 usd var. bu para senelerdir duruyor. bildiğim kadarıyla kullanılamıyor da. velev ki kullanılabilsin önemli değil.
paypal hesaplarında benim gibi az miktarda para kalan ve bu paraları benim gibi kullanmayan yazarları, bu paraları lösev'e bağışlamaya davet ediyorum.
nasıl yapılıyor
öncelikle paypal hesabımıza giriş yapıyoruz, çıkan ekranda en üstte yer alan gönder ve iste sekmesine tıklıyoruz. sonra ilk sırada yer alan arkadaşlarınıza ve ailenize para gönderin seçeneğine tıklıyoruz. gelen ekrana 'international@losev.org.tr' yazıyoruz ve 'sonraki'ye basıyoruz. sonra bağışlamak istediğimiz miktarı yazıyoruz ve işlem tamam.
lösev'e ait paypal hesabının doğruluğunu burdan kontrol edebilirsiniz.
bağış yapan arkadaşlar, bağış miktarlarını yazarlarsa kampanya sonucunda bağışlanan miktarı da paylaşabiliriz.
2,82 dolarım güzel çocuklara
vefa editi: böyle işlerde isimler önemli değildir ama çok duygulandığım için söylemek istiyorum. geçtiğimiz günlerde uçurulmuş olan 'gencsabri' nickli yazar bu kampanyayı benim hesabımdan başlatmış ve devamıyla ilgilenmiş. kendisi de eski bir lösemi hastasi. onlarca milyar bağışa önayak olan bu arkadaşımın yazarlığının tekrar aktif hale getirilmesinin, bu kampanyayı daha bir manalı kılacağına inanıyorum.
sözlük'e lösev'den gelen mail
metrobüs metro olabilir
- mübarekler nası bi metrobüs yaptıysa zamanında başkalaşım geçirecek zaar. metro da 10 sene sonra uçak olabilir belki.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
- ankaranın merkezinde bir liseye başlıyorum. ilkokul ve ortaokulun varoş çevresinden sonra burası bir garip. ne konuşmaları anlıyorum ne tarzı. ama yine de aram iyi milletle. ayakkabı muhabbeti açılıyor adidas diyor, çeyrek boğaz yarım boğaz muhabbetleri. adidaslara gözüm takılıyor. biri nike diyor altında hava torbası var diyor yuh diyorum. ama şaşkınlık had safhada. beden dersi için spor ayakkabı alınacak. ortaokulda bile spor dersine iskarpinle çıkardık. şimdi burada olmaz annem para veriyor ben anlamam sen git al diyor. ulus'un denizciler caddesinden samanpazarına doğru gidiyorum. ulan tezgahta adidas, giriyorum abi kaç para bu 7 lira 5 lira olur mu? olur olmaz derken 5 liraya alıyorum. nasıl seviniyorum ben de yarım boğaz laflarına gireceğim, bilekleri koruyor diyeceğim. ayağımı ileriye uzatarak. okula gidiyorum ayağımda gıcır gıcır adidas. bakıyorum ne laf eden var ne soran. yine başkasının bu kez tam boğazlı bir kırmızı adiadası konu oluyor. atlıyorum yarım boğazlı adidas iyidir diyerek ayağımı kaldırıyorum. bana bakıyorlar ama ayakkabıya bakmıyorlar bile. iyi de oğlum bu adidas değil ki? nasıl değil nasıl anlaşılıyor ki? adidas'ta 3 şerit olur diyorlar sendeki 2 şerit. beynimden vurulmuşa dönmüyorum tabi ki, sadece şaşkınım, hayranlıkla inceliyorum arkadaşlarımı vay be bu kadar bilgiyi nasıl akıllarında tutuyorlar diye.
araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek
- dirsekleri yamalı kadife ceket ile birlikte giyildiğinde akademik bilgi patlaması yapar!