ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beyaz futbol
- abdülkerim durmaz'ın ortamdaki geyiğe bir türlü dahil olamadığı program. oraya geyikçi bir fenerli lazım.
a. çakar : duygun yarsuvat'ın babasının yıldırım demirören'in babasıyla iş ilişkileri, dostluğu filan vardır.
rok : olur mu hocam ? duygun yarsuvat yıldırım demirören'in babasıyla yaşıt zaten. duygun yarsuvat'ın babasının olsa olsa abdülhamit han'la filan dostluğu vardır.
türk spor tarihinin en unutulmaz anı
michael jordan
- tek rakamlı istatistik veren liseliye karşılaştırmalı çok rakamlı bir istatistik veriyorum
normal sezonda ortalama karşılaştrılması:
maç başına ortalama sayı:
kobe bryant 25.4
michael jordan 30.1
ortalama ribaunt:
kobe bryant 5.3
michael jordan 6.2
ortalama asist
kobe bryant 4.8
michael jordan 5.3
ortalam top çalma:
kobe bryant 1.5
michael jordan 2.3
ortalama blok
kobe bryant 0.5
michael jordan 0.8
playoff istatistik karşılaştırması
maç başı ortalama sayı:
kobe bryant 25.6
michael jordan 33.4
ortalama ribaund:
kobe bryant 5.1
michael jordan 6.4
ortalama asist:
kobe bryant 4.7
michael jordan 5.7
ortalama top çalma:
kobe bryant 1.4
michael jordan 2.1
ortalama blok:
kobe bryant 0.7
michael jordan 0.9
bunlar tek sezon değil kariyer ortalamasıdır, kobenin 100 yıl daha oynaması gerekiyor, 1 tane istatistikte bile mj yi geçebilmek için.
şimdi sonuca gelelim.
bu adam efsanedir.
liseli sana bir bilgi:
nba gecenin 4 ünde uykudan uyanıp izlenir.
0-0 bitmiş lecce cagliari maçını banttan seyretmek
- maç öğlen saatlerinde oynanmış tribünler yarı dolu ve kenardan teknik kadronun italyanca bağırış sesleri geliyor, top sahada stadyum binasının gölgesinin geldiği yere gittiğinde hiçbir şey görünmüyorsa ve günlerden pazarsa o gün öleceğiniz garantidir.
17 haziran 2016 ispanya türkiye maçı
- fatih terim'in, bu maçta taktik değişikliğine gideceği konuşuluyor kulislerde. "haydi aslanlarım" yerine "haydi kaplanlarım" taktiği ile oynayacakmışız.
edit: bu taktik de tutmadı. çek cumhuriyeti maçında allah ve kitap içeren bir taktik bekliyorum.
baby boomers
- bugun calistigim sirkette biri emekli oldu. pastasini yedik. kutladik, tebrik ettik yolladik.
adam mezun olmus, 23 yasinda sirkete girmis. 42 sene ayni is yerinde calismis. farkli farkli departmanlar gezmis. ama genelde hep benzer muhendislik isleri yapmis. mudur olma geregi ya da baskisi hissetmeden guzel guzel ise gitmis gelmis. tam 42 yil!
deparman muduru -ki kendisi 40 yasinda yoktur- adami tanitmak icin ozgecmisini okurken ben de dusuncelere daldim.
baby boomers denilen nesil dunyaya gelmis en sansli nesil bence. bireysel olarak hepimizden rahat bir genclik, rahat bir is hayati, gorece daha az rekabete ve kendini gelistirme baskisina maruz kaldilar. teknolojinin hep kullanici hatta sikayet eden kullanicisi oldular. yani tam olarak yapraklari kitir kitir yediler sapina da mee diyebildiler.
orta sinifta bulunanlarin hemen hemen hepsi makul bir borc yuku hatta kimi zaman borcsuz ev sahibi oldular hem de otuzlu kirkli yaslarinda. en az 2 cocuk yapabildiler. cocuklarina duzgun ve ucuz egitim verecek kurumlara sahiptiler. ve nihayet hala "emekli" kavrami varken bir de emekliligin keyfine variyorlar.
iklim degisikligini, makro ekonomiyi ve daha nice buyuk sorunu bazen hic farketmeyerek bazen de umursamayarak har vurup harman savurdular. ne babalari gibi savas gorduler ne de dedeleri gibi kitlik. hatta ve hatta gecen okudugum bir makale baby boomersin bizim genel gecer ahlaki sorunlarimizla bile ugrasmadigini soyluyordu. mesela yapilan arastirmada baby boomers neslinin simdiki nesle oranla daha cok seks yapabildigi, keyif verici maddelere daha kolay ulasabildigi, politik olarak daha baskin oldugu filan yaziyordu.
neyse... gittim adami tebrik ettim. sonra masama geri dondum. bizim kubikte herkes genc. tabi goygoy da ister istemez basladi.
bir cocuk var daha 2 senedir calisiyor. adamin emekliligini 76 yasinda hesapliyormus sistem. benimkini ben bilmiyorum bile. kubikte 4 kisiden ikisi hala ailesiyle yasiyor. hicbirimiz evli degiliz. arabalarimiz hep ikinci el. dunyaya karsi umutsuz bir bakis acisina sahibiz. politika, nufus artisi, ilkim degisikligi, zenofobi ve bunun gibi gucumuzun yetmedigi seylerden sikayetci ve muzdaribiz.
bireyselde ise hic kimse evlenmeyi dusunmuyor. cunku cocuk istemiyor. cunku kimse ekonomik olarak buna hazir degil ve bu genel kotu gidise bir de cocuk ekleyerek hepten ami gotu dagitmak istemiyorlar.
yani kisacasi, baby boomers bizim agzimiza sicmis. biz de bokun icinde debeleniyoruz. telefonlarimiz yarim inc buyuk ekrana sahip olunca seviniyoruz. tinder'da match yakalayinca ciftlesme durtumuzu tatmin ediyoruz. kutu gibi arabalara buyuk paralar vererek cevreye karsi duyarli hissediyoruz. instagram'da mutlu ve zengin imaji vermeye calisiyoruz.
e tabi olmuyor olamiyor. cunku bize kalan mirasin yukunu omuzlarimizda hep hissediyoruz. 60 sene once dogup dunyanin sefasini surenleri bir yandan besleyip bir yandan da verdikleri zarari tazmin ediyoruz. toplumsal cinnetin sinirlarinda mutlu rolu yapmak zorunda kaliyoruz.
senle ilgisi yok sadece bu ara çok yoğunum
- ben de sadece bu taktiği ben uyguluyorum gibi düşünüyordum.
olay yerinden bildiriyorum arkadaşlar, bunu duyduğunuz anda mesajı anlayın ve uzaklaşın. kırmak istemiyor işte sizi. çok seviyorsanız da sessizce size dönmesini bekleyin, o sırada yolunuza bakmaya çalışın ama o ilk duyduğunuz anda kesinlikle kaybolun. yük olmaktan başka bir durumunuz olmaz gözünde, kendinizi küçük konuma düşürürsünüz.
editleme ihtiyacı hasıl oldu: bahsettiğim düzenli ilişki durumunda yukarıdakileri söylemek değil. o gerçekten çirkin bir durum ve hastalıklı bir zihniyet bence de.
bahsettiğim flört durumundaki hareket tarzı. yani taraflar aynı anda 5'er 6'şar tiple konuşuyor ve bu insanlardan birine bunu söylüyorsa yukarıdaki durum geçerlidir. yoksa gidip sevgilinize bunu söylemek zaten karaktersizliktir.
"flört neymiş öyle şey mi olur" gibi tezlerle gelecekler hiç zahmet etmesin, kendilerini 2020 yılına davet ediyor ve artık hayatın gerçekleri ile yüzleşmelerini şiddetle tavsiye ediyorum. bu sistem oluştu arkadaşlar, siz isteseniz de istemeseniz de böyle bir sistem var. "bu benim sevgilim" diyemediğiniz herkes sizin flörtünüzdür ve başkaları ile şanslarını denemelerine müdahale edemezsiniz. işinize gelmiyorsa o kişiden uzaklaşır ya da o kişi ile sevgili olursunuz. bu kadar basit.
nisan 2023 editi: başlığı ben açmamıştım, geçen yıllar içerisinde sanırım başıma kalmış ve gündeme girip debe'ye giren entry'si falan da olunca mesajlar gelmeye başladı. açıkçası insanın değişen bir varlık olduğunu şuradan görebiliyorum, 3 sene önce girdiğim yukarıdaki entry'nin şu an tam tersi düşüncelere sahibim diyebilirim. bir ara güncel düşüncelerimi detaylı olarak yazarım ancak kısaca özetlemek gerekirse, ceplerimizde küçük teknolojik aletler var ve bizi her an ulaşılabilir yapıyor diye her an her koşulda iletişime açık olmak zorunda değiliz. bu cümleyi duyuyorsanız karşıdakini suçlamak yerine bunu neden duyduğunuzu sorgulayın ve acaba onun yalnız kalma özgürlüğünü fazla mı sınırlıyorum şeklinde çuvaldızı önce kendinize batırın, sevgilerimle.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- katoliklerin ruhanî liderleri olan papaların, vatikan tarafından ilan edilmeden önce testis kontrolünden geçmeleri ve bu geleneğin başlamasına sebep olan papa sekizinci joan, nâm-ı diğer kadın papa hakkında;
evvelâ bu gelenekten bahsedelim.
yeni papa, kardinaller tarafından halka ilan edilmeden önce delikli bir sandalyede oturtulur ve genellikle en yaşlı kardinal elleriyle yeni papanın testislerini kontrol eder. günümüzde teknoloji gelişmiş olsa da asırlardır var olan bu gelenek devam etmekte ve papanın erkek olduğundan kesinlikle emin olunmaktadır.
elbette vatikan tarafından açık açık ilan edilmemiştir bu uygulama tıpkı vatikan'ın kadın papa olayını da dillendirmemesi gibi.
evet, bu uygulamanın başlamasına sebep olan kişi papa joan'dan bahsedelim şimdi de.
kendisi, ortaçağ'da yaşamış italyan yazar ve tarihçi giovanni boccaccio'nun 1361 yılında yazmaya başladığı " de mulieribus claris " adlı eserinde dünyanın o zamana kadar gelmiş geçmiş en ünlü 100 kadını listesinde yer bulmuş tarihin ilk ve tek kadın papasıdır.
9. yüzyılın ortalarına doğru yaşanan bu olayın kahramanı joan, dindar bir aileye evlatlık verilmiştir. burada ergenlik çağına ulaşan joan, daha sonra bir rahiple tanışmış ve birbirlerine âşık olmuşlardır. rahip, bir kız ile rahatça yolculuk edemeyeceğini bildiği için onu erkek kılığına sokmuştur ve böylece ikili avrupa'nın çeşitli yerlerindeki manastırları gezdikten sonra atina'da yaşamaya başlamışlardır. bu süre zarfında joan, sevgilisinden sürekli dersler almış, dinî konularda bir hayli bilgi sahibi olmuştur. lâkin sevgilisinin vefatıyla birlikte atina'dan ayrılıp roma'ya yerleşen joan, burada kilise tarafından kabul görmüş ve bilgeliği sayesinde kısa sürede yükselmiştir.
847 senesinde ise kardinaller oy birliği ile onu yeni papa ilan etmişlerdir.
iki yılı aşkın görev süresi boyunca belki de hiçbir şekilde kadın olduğu fark edilemeyecek olan joan, yapabileceği en büyük hatayı yapmış ve kiliseden birisi ile ilişki yaşayıp hamile kalmıştır.
hamileliğini gizlemeye çalışan joan, aziz petrus bazilikası civarında gerçekleştirilmekte olan bir ayin sırasında doğum sancısı ile kıvranmaya başlamış ve herkesin içinde bebeğini doğurmuştur.
hikâyeyi 11. asırda yaşayan aziz martin adlı bir rahip bu şekliyle anlatır ve doğum anında şoka giren halkın daha sonra joan ve bebeğini taşlayarak öldürdüklerini söyler.
12. yüzyıl tarihçisi polonus ise bebeğin zaten ölü doğduğunu ve sadece kadın papanın linç edilerek öldürüldüğünü söyler.
13. yüzyıl kroniklerinde ise; kadın papanın bir ata bağlanıp sürüklenerek taşlandığı ve öldüğü yerde gömüldüğü, bu anlarda kalabalığın, " babaların babası! papa'nın çocuk doğurmasını kahret! " diye bağırdığı yazılıdır.
işte bu kadın papa olayından sonra testis kontrolü geleneği başlamıştır vatikan'da.
16. yüzyıla kadar siena katedrali'nde tüm papalar arasında onun da bir büstü bulunmaktadır ancak bu tarihte papalık tarafından verilen emirle bu büst kaldırılır.
ortaçağ dönemi ve sonrasında birçok yazılı kaynakta adına rastlanan ve yine birçok ressam tarafından resmedilmiş kadın papanın varlığı bazı çevreler tarafından reddedilmiş ve vatikan, o tarihlerde böyle bir şey olsa bunun o dönemki katolik düşmanları tarafından dile getirileceğini belirtmiştir.
ancak vatikan resmî kayıtlarında sıralamalarında tutarsızlık görülen tek isim joan ismidir.
vatikan ise bu durumu 14. ve 15. joan arasında aynı isimde başka bir papanın daha var olduğunu ancak kayıtlara yanlış geçirildiğini söyleyerek açıklamaya çalışmıştır.
trt'nin leş spikerleri
- adam merih için “olsun vatan için çok şey yaptı” dedi ya. bu ülkede erler şehit oluyor sevgili spiker 1.8 milyon euro maaşı olan merih değil. biraz saygınız olsun gerçek vatan evlatlarına.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- şayet ingilizce'de hangi taşıtlar için hangi edatı ("on" veya "in") kullanmanız gerektiğinden emin değilseniz şu kural her zaman geçerlidir:
eğer koltuğunuza yürümenizi gerektiren, kompartımanları olan bir taşıttaysanız "on" kullanmalısınız (on the ship, on the bus, on the plane)
eğer koltuğunuza yürümeniz gerekmiyorsa "in" kullanmalısınız (in the car, in the canoe, in the speedboat)
debe editi: motorsiklet, bisiklet ve kaykay gibi koltuğu olmayan taşıtlar bariz şekilde zaten üstüne binilen taşıtlar oldukları için “on” kullanılır.
3 eylül 2023 voleybol federasyonu paylaşımı
30 kasım 2023 nordsjaelland fenerbahçe maçı
- fenerliyim. entrylerime girip bakilabilir. fakat daha da galatasarayi agzina alan fenerlinin amina koyayim ben. baskalariyla sidik yaristiracaginiza bi uyanin akillanin da su takim duzelsin artik
fenerbahçe hükmen yenilir hükmedenlere yenilmez
- derken icardi bir tane sıkıştırır, ne olduğunu bile anlamazsın.
8 haziran 2024 ali koç aziz yıldırım canlı yayını
- yayının hatta türk futbolunun özetini aziz yıldırım yaptı:
"açıklayamam. sen koç'sun, sana bir şey olmaz. ben altında kalırım."
ali koç bunu duyunca da gevrek gevrek gülüyor. adamın tek özelliği baba mirası, tek güvenci de bu. tüm rahatlığı, gevşekliği, şımarıklığı da bundan.
galatasaray ve az alkmaar maaş karşılaştırması
- alkmar maaşı ve gs maaşını karşılaştırmak yerine;
gs'deki yani en yedeğin yedeğinin ya suratını görmediğüniz bir adamın bile yıllık 460bin euro yani aylık 1 milyon 500tl aldığını sizin ise %25 kira kuralı, ev fiyatları falan derken bok içinde yüzmenize rağmen bu sektörü böyle salak fanatizm ile dolaylı yoldan desteklediğinizi hatırlatalım.
cumhurbaşkanı maaşı, ekrem imaro, millet vekili maaşını (which is 100-200k) eleştirip yedeğin de yedeği bu ülkede 1.5milyon tl aylık(primler hariç) aldığını görüp de hala futbolla yatıp kalkmanız ironik.
işin diğer boyutu her sene zarar yazan bu kulüpler bir kuruş vergi vermezken benim bordromdan %40 anında kesilmekte.
ne zaman bu bana maymun dedi, öbürü anama sövdü saçmalıklarını bir kenara koyacak ve sırf çocukken bir takımı çevre nedeniyle seçtiğiniz, öbürü de öbürünü seçtiği için bu aptal savaşı bırakıp da hayatınıza odaklanacaksınız?
edit: hayret ilk defa fanatizm eleştirisi okunmuş bunu da okuyun bari;
(bkz: #172671871)