ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
petek dinçöz
- canlı hayatlar adlı programda az önce kendini nostradamus ilan eden sanatçı. canlandırmalarda bi arkadaşı buna "bildiğim kadarıyla senin gibi 10-15 kişi var dünyada. amerika topluyo onları" dedi. petek dinçözden 15 tane olması korkutucu ama neyseki amerika toplatıyomuş.
halil sezai paracıkoğlu
- --- alıntı ---
bir şarkıda ''oyy oyyy'' geçiyorsa halk müziğidir ''yo, yo'' geçiyorsa rap müziğidir ' ayy ayyy' geçiyorsa halil sezai'dir kesin o.
--- alıntı ---
teoman'ın teoman olduğu yıllar
- yıllar önceydi, çok da güzeldi şimdi düşününce.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- hafıza ustaları.
örneğin elektrik mühendislerinin dehası nicola tesla, hayatı boyunca çok az şeyi not etmiştir. fotoğrafik hafızaya sahip tesla, laboratuvarı 1885 yılında yandıktan sonra bir çok çalışmasını tekrar oluşturup kaldığı yerden devam edebilmiştir.
bir başka manyak ise amerika'nın 26. başkanı theodore roosevelt. bir günde bir kaç kitap okuyup en ufak detayları dahi hatırlayabilmekteymiş haspam. 2 farklı sekreterine farklı iki konu üzerine rapor yazdırırken aynı zamanda hiç duraksamadan kitap okuyabilen bir adammış.
ünlü piyanist ve besteci sergei rachmaninov ise notaları çok çok kısa süre içerisinde ezberine alabilme yeteneğine sahipti. çok karmaşık notaları belki de normal bir insanın ayları bulacak ezberleme süresi rachmaninov için sadece bir kaç günle sınırlı idi.
bir başkası ise hepimizin bildiği kim peek. tanıdık gelmedi mi? dustin hoffman desem? yağmur adam desem? evet o filme esin kaynağı olan kişidir peek. öyle bir hafıza yeteneği vardı ki, hayatı boyunca okuduğu 9 binden fazla kitabı ezbere bilmekte idi. üstelik bu kitapları aynı anda iki sayfayı okurken ezberlerdi. birini sol gözü diğerini sağ gözü ile desem" yoh artık!" dersiniz ama gerçek bu.(ben de dedim. o ne lan bukalemun gibi?)
400 yılı aşkın süreden bu yana italyan olmayan ilk papa olan polonyalı papa 2. john paul( evet ağca'nın vurmaya çalıştığı) ise yarı fotoğrafik hafızaya sahipti. küçümsemeyin, 21 dil ve 100 kadar lehçeyi bilmek kolay değil. yarı marı idare edecen artık.
filipinlerin tartışmalı başkanlarından ferdinand marcos ise daha değişik. sayfalarca uzunluktaki yazıları, konuşmaları hafızaya almak konusunda uzman birisi. 1935 yılında yazılan filipinler anayasasını düz veya tersten harfi harfine duraksamadan ezbere okuyabilmekte ve saatler sürecek bir konuşmasının metinlerini sadece bir defa göz gezdirerek ezberleyebilmekte idi. neye yaradı? öldü gitti o da.
bir de gezegende sadece 12 kişide olan bir özellik olan hipertimezi yani "ultra mega über süpersonik otobiyografik hafıza" sahibi insanlar var. misal bunlardan birisi marilu henner, hayatındaki her detayı, günü saati dakikasına kadar hatırlayan ve hala normal boyutlarda bir kafaya sahip olan birisi. ben de bu özellik olsa herhalde bedenimden büyük kafam olurdu, kan lazım kan o kadar çalışan beyine!
ha bir de 25 bin kişilik ordusundaki herkesi birebir tanıyan julius caesar var. böyle komutan düşman başına mı desem ne desem
- şş sezar geliyo lan. dikkaaaat!
- hey sen! gonyalının yanındaki. hey alex sana diyorum. sakal yakışmamış, bıyık daha iyi duruyordu sende, hemen kez sakali!
-?!!
- gonyalı. kaç kere diyeceğim sana, ivan ile takılma, adam hırhız ruhlu. benden söylemesi.
- ?!!
ve geldik bu hafıza olaylarının ağababasına. pek adını duymamış olabilirsiniz ama napoleon bonaparte sayısız rakam, insan, harita, detay ve askeri hareketleri mükemmele yakın hatırlamasıyla meşhurdu. bu özelliğini düşmanının sonraki hamlelerini tahmin etme ve bu ihtimaller üzerinden çok karışık, detaylı ve hızlı bir şekilde strateji ve emirler geliştirme yolunda başarı ile kullanmıştır.
ben daha bu entride ilk yazdığım adamı hatırlamıyorum adamlara bak amk! hah ilk yazdığım adam tesla imiş, yukarı baktım. tesla iyidir, candır.
ediyşın: candyline'e uyarı için teşekkür.
400 yıldan bu yana ilk italyan olmayan papa olarak düzelttim papayı(cümleye bak amk!
düğündeyken oluşan metalciyim lan ben hissi
- durduk yere yaşamı sorgulattıran histir. zamanında yırtık slayer tişörtü giyerdim lan ben şimdi takıda sıra kapmaya çalışıyorum diye düşünürken zorla halaya kaldırmaya çalışan yenge sayesinde kendinize gelirsiniz.
doğru bilgiler
- filmler hakkında muhtemelen pek çok kimsenin bilmediği bilgiler şunlardır:
1. sean connery oynadığı her james bond filminde peruk giymiştir.
2. chewbacca'nın kostümü tamamen insan saçından imal edilmiştir.
3. arnold schwarzenegger, terminatör 2 - kıyamet günü filminde söylediği toplam 700 kelimeden her biri için 21.420 dolar para almıştır.
4. star wars'a ilk başlarda "the star wars" deniliyordu.
5. apocalypse now filminin orijinal ham görüntüleri 230 saatlik bir kayıttan oluşuyor.
6. walt disney, 1960'ların başında çevirdiği sapık filmini iğrenç bulduğunu ifade ederek, alfred hitchcock'un disneyland'a girmesine izin vermedi.
7. alfred hitchcock'un sapık filmi, tuvalette sifon çekilme görüntüsünün gösterildiği ilk filmdir.
8. peter sellers, dr. strangelove filmindeki oyunculuğuyla 1 milyon dolar kazandı ki bu filmin bütçesinin % 55'ine denk geliyordu.
9. "wilhelm çığlığı" denilen çığlık türünün 1951'den bu yana tam 200 film ve dizide kullanıldığı belirlenmiş.
10. django unchained, son 16 yılda leonardo dicaprio'nun kadroda en yüksek ücreti alan oyuncu olmadığı ilk film.
11. samuel jackson "motherfucker" küfrünü kekemeliğini düzeltmek için kullanırmış.
12. jim caviezel, isa'nın çilesi filminin çekimlerinde, çarmıha gerilmiş iken kendisine yıldırım çarpmış.
13. michael myers'in halloween filminde kullandığı maske, çok az değişiklik yapılmış ve beyaza boyanmış bir kaptan kirk maskesidir.
14. cannibal holocaust filminin yönetmeni ruggero deodato'nun, filmde oynayan oyuncuların gerçekten öldürülmediğini ispat etmesi gereken aleyhine açılmış bir davası hala devam ediyormuş.
15. courtney love, pulp fiction'da lance isimli uyuşturucu satıcısı rolünün kurt cobain'e verilmesi için uzun süre ısrar etmiş.
16. the shining filminde gördüğümüz halı, toy story'de rastladığımız halı görüntüsüyle birebir aynı.
17. ryan gosling, the notebook'taki noah karakteri için, yönetmenin, "yakışıklı olmayan bir aktör" istemesi neticesinde kabul edilmiş.
18. drive filminin yönetmeni nicolas winding refn, ehliyet almak için girdiği sürüş testlerinden 8 kez çakmış.
19. porno yıldızı asia carrera, the big lebowski filminin içinde gösterilen logjammin filminde tara reid'in ev arkadaşını oynamıştır.
20. sigourney weaver, "imkansız basketbol atışı" olarak ifade edilen atışını, aliens: resurrection filminde gerçekleştirmiştir.
21. 20th century fox yapım şirketi, the watchmen filminin senaryosunu gelmiş geçmiş en aptalca senaryo olduğunu ifade ederek çekmekten vazgeçmiş.
22. the wolf of wallstreet aslında 4 saati aşan bir film ve kırpıla kırpıla son haline getirilmiş.
23. mark wahlberg ve matt damon, eğer birileri kendilerini karıştırırsa asla bu duruma müdahale etmeyecekleri ve çaktırmadan devam edecekleri konusunda aralarında anlaşmışlar.
24. sam raimi'nin bütün filmlerinde kullandığı "şanslı bir arabası" varmış.
25. esaretin bedeli filminde morgan freeman'ın lafı olan "belki ben bir irlandalı olduğum içindir" sözü bir şaka değilmiş. çünkü red karakteri, kitapta gerçekten irlandalı olarak betimlenmiş.
26. viggo mortensen, yüzüklerin efendisi filminde oynamaya pek de gönüllü değilmiş, fakat oğlu kendisini ikna edip heveslendirmiş.
27. pierce brosnan'ın, oynadığı james bond karakteri nedeniyle, 1995-2002 yılları arasında oynayacağı diğer tüm filmlerde, smokin giymesi yasaklıymış.
28. in ferris bueller’s day off'ta charlie sheen, filmin çekimleri için uygun bir görünüm elde etmek boşa 48 saat boyunca uyanık kalmıştır.
29. sean connery the matrix, the lord of the rings, jurassic park, indiana jones 4 ve blade runner filmlerinden gelen rol tekliflerini geri çevirmiştir.
30. ghostbusters'ın ilk senaryosunda konu gelecekte geçiyormuş ve hayalet avcılarının kostümleri dönemin şartlarının kurgusuna göre tamamen normal kıyafetler olarak tasarlanmış.
31. alien: resurrection filminin alternatif senaryosunda ripley dünyaya geri dönüyormuş.
32. alaaddin prjesindeki çalışmaları nedeniyle, disney robin williams'a son dönem picasso tablolarından birini hediye etmiş.
33. darth vader, orijinal star wars'ta toplam yanlızca 12 dakika süresince ekranda yer alıyor.
34. testere tam 18 günde çekilmiş.
35. carrie fisher star wars boyunca asla sütyen takmamış.
36. titanic filminde kate winslet'ın karakalem resmi filmin yönetmeni james cameron tarafından bizzat çizilmiş.
37. heath ledger, brokeback mountain'da, jake gyllenhaal'ın kafası sertçe tutup öpmeye çalıştığı sahnede jake'ın neredeyse burnunu kırıyormuş.
38. fritz lang'ın metropolis filmi, hitler'in favori filmi imiş.
39. the lord of the rings: return of the king aday olarak gösterildiği 11 akademi ödülünün tamamını kazanmış.
40. peter o'toole tam 8 defa akademi ödüllerine aday gösterilirken hiçbirini de kazanamamış.
41. avatar filminin cgı ile düzenlenen sahnelerinde her bir karenin - saniyenin 1/24'üne denk gelir - üzerinde ortalama 47 saat çalışılmış.
42. quentin tarantino'nun django unchained filminde tam 113 defa "nigger" kelimesi kullanılmış.
43. esaretin bedeli yayımlandığı 1994 yılında, street fighter'ın arkasında en fazla gişe hasılatı yapan 51. film olmuş.
44. kubrick'in, 2001: a space odyssey filminde bir sahnede gösterilen uçan kalem bir cgı çalışması değilmiş. bunun yerine cam bardak ve kamera hilesi kullanılmış.
45. bryan cranston, spielberg'ün, "er ryan'ı kurtarmak" filminde çok küçük bir sahnede rol amış.
46. 1982 yapımı the thing filminin set ekibi ve oyuncularının tamamı erkekmiş.
47. inception filminse kullanılan bong müziği, aslında edith piaf'ın seslendirdiği "non, je ne regrette rien" parçasının yavaşlatılmış biçimiymiş.
48. danny dyer, kariyeri boyunca yalnızca ingiliz yapımı filmlerde rol almış.
49. peter ostrum, willy wonka & the chocolate factory'den sonra hiçbir filmde rol almamış ve şu anda vejetaryenmiş.
50. rusların 1985 yılında yaptığı hobbit filmi youtube'dan izlenebilmektedir.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- akıllı telefonlarımızı kablosuz maus olarak kullanabilmemiz. yeni nesil gençler daha ne inlik-cinlik-itlik biliyorlardır eminim ama şu bilgi bana teknoloji adına çok fazla geldi. haliyle inanamadım, kurdum;
adım 1) andromouse desktop 2.5 programını pc'ye indiriyoruz. (500kb'lık java dosyası, kurulum gerektirmiyor.)
adım 2) telefona appstore'dan andromouse uygulamasını kuruyoruz. (o da minnak bi'şey.)
adım 3) (internetiniz yoksa program bluetooth ile de çalışabiliyor. ben wireless üzerinden devam ediyorum) her iki alet de ortamdaki wireless'a bağlı iken, her iki uygulamayı da açıyoruz. (buraya kadar 10 sn sürüyor hepsi)
adım 4) telefondaki uygulamadan "wifi" seçeneğini seçip, pc'deki programda karşınıza çıkan ip'yi yazıp, bağlan diyoruz. (bu ip de modemin ip'si. 192.168... diye başlıyor. ilk kurulumdan sonra, daha ip falan istemiyor.)
voila! mausunuz hazır. bundan sonra kumanda kullanıyor gibi parmağınızı ilgili ekranda gezdiriyorsunuz. okulda sunum falan yaparken, elleriniz arkada pc'nizi kontrol edebilirsiniz mesela, o hesap.
program bununla da kalmıyor, ihtiyacınız olduğunda klavye de olabiliyor. 1-2 kere kurduktan sonra da, hepsi taş çatlasın 10 sn sürüyor.
en başta da dediğim gibi, maksat itlik olsun. kurulumu yaptım, ohannes dedim, bana yetti. ihtiyacı olan buyursun :)
program screenshot'larımız da şu şekilde.
program pc ekranı
program telefon açılış ekranı
ip bağlama ekranı
maus ekranı
denişik denişik ayarları
download:
program - pc versiyon.
program - mobil - google play store linki
edit: ios için;
pc download; https://www.remotemouse.net/
mobile download; https://itunes.apple.com/…trackpad/id385894596?mt=8
ciguli
- (bkz: bilale anlatır gibi)
dünyanın sayılı akordeon virtüözlerinden olması ve pek çok festivalde pek çok sanatçı ile veya solo sahne almış olması, çok geniş bir ses aralığını, balkan tipi ile başlayıp sonra daha farklı vokal tekniklerine taşımayı öğrenmiş, müzik bilgisi itibarı ile, alaylı olmasına rağmen bir sürü okullunun eline verebilecek olması ve daha pek çok, müzisyenliğine dair meziyetine rağmen, etnik kimliği, öldüğü gibi bir insan olması, got yalamaması ve başka bi sürü nedenle, türk müzik piyasasında hak ettiği değeri bulamamış bir müzisyendir.
laf edenler, lütfen, önce 4/4lük bir şarkıyı, akordeonda bi çıkarsınlar, sonra 9/8 ve bol bol komalı bi balkan şarkısını, diatonik klavyeli ve körüklü bir enstrüman olan akordeonla imprevize edebilir hale geldiklerinde, cigulinin müzisyenliğine dair yorumlarını seve seve dinlerim. kimse, eleştirmek için yapmak mı gerekir argümanı ile gelmesin, eğer kuramsal veya teknik bir eğitimin veya altyapın yoksa, bazı şeyleri eleştirmek için o konuda ustalık aranır. yaptığı müzik senin kulağına uygun olmayabilir, eyvallah, başım üstüne, ama teknik bir konuda, sırf yaptığı müzik senin hoşuna gitmiyor veya müziğin içinde aslında yapılması çok zor olan şeyleri anlayamıyorsun diye ukalalık yapma hakkını kimse vermez.
bu akordeon kısmı idi, 3 oktavin üzerinde bir ses aralığına sahipti ciguli, resmi olarak ölçüldü mü hiç bilmiyorum, bu benim en mütevazı tahminim, 4 oktavi zorlar hatta geçebilir gibi geliyor bana parça parça dinlediğim şarkılarından, canlı performanslarından. bugün piyasada tutan, iş yapan şarkıcıların, kadın erkek, bi çoğunun ses aralığı, auto-tuner olmadan, kıçlarını yırtsalar 2 oktavi geçmez. cigulinin yapabildiği vokal oyunlarına, bırak oyunları, nefes yetiştirebilmeleri için çoğuna dışarıdan kompresörle hava basmak gerekir.
evet, ciguli, kıymeti bilinmese de, türk müzik tarihinde önemli bir şahsiyetti. müzikten biraz anlayan insanları katil edecek binnaz isimli şarkısı, müzikten birazdan daha fazla anlayan insanlarca, özellikle vokal oyunları nedeni ile özel bi yere konulur. diafram - kafa sesi arasındaki geçişleri duyar çünkü bi insanlar, overtone söylediği yerleri duyarlar, iniş ve çıkışlarda sesinin rahatça akışını fark ederler. gırtlak oyunlarını duyarlar. binnazdaki vokal oyunlarını türkiyedeki vokallerin içerisinde teknik olarak ve bu kadar rahat, zorlanmadan yapabilecek vokalist sayısı bir elin parmaklarını geçmez, bunu bilirler. bide bütün bunları 9/8 gibi aksak ve zor bir ritmde, nefes alırmışçasına doğal bi şekilde yapabilmesini duyar çünkü o insanlar.
ciguliyi beğenmiyorsundur, müziği hoşuna gitmiyordur, ses tonu kulağını tırmalıyordur, içten içe balkan tarzı müzikten hoşlanmıyorsundur, senin için fazla esmerdir, sebebin her neyse eyvallah, başım gözüm üstüne, ama nolur, mevzu, olmayan bilgilerle teknik eleştiri, tartışma noktasına gelmesin, gerek yok.
edi: türkçe karakter
yavuz bingöl
- gördüğünüz yerde yuh çekeceksiniz.
oturduğunuz mekanda çalarsa değiştir yoksa kalkıyoruz diyeceksiniz.
reklamında oynayacağı bankadaki hesaplarınızı iptal ettireceksiniz.
paso lige üye olmayacaksınız.
ebru gündeş'in jüri olduğu programla ilgili entry girmeyeceksiniz.
şafak sezer'in oynadığı filme gitmeyeceksiniz.
mado'ya gitmeyeceksiniz.
bu sistemde elinizdeki en büyük güç boykot'tur. bunu da kullanmayı beceremiyorsanız, bu dalkavuk'u eleştirmeyeceksiniz.
atilla taş
- an itibariyle halk tv'de konuşuyor. o kadar ünlü ve başarılı insan susarken, bu adam konuşuyor. yarın öbür gün, devran döndüğünde, o ünlü ve korkak adamlar konuşmaya başlayacak. bu adam ise yine ezik, başarısız, fırsatçı olacak... evet belli bir oranda başarısı yoktur. fakat tanınan ve korkmayan bir insandır. hiçbir zaman yaptığı şarkıları dinlemeyeceğim. ne geçmişte ne de gelecekte. fakat gelecekte de bu adam konuştuğu zaman ne kadar cesur olduğunu hep hatırlayacağım...
debe: bir şey dikkatimi çekti. debeye hep 44, 45. sıralardan giriyorum. f1'de yarışabilecek kadar yetenekli ama hep son sıralarda yer alan japon pilotlar gibi oldum amk. başarı mı başarısızlık mı bilemiyorum...
kadıköy'ün tarihe karışmış mekanları
- zeus bar
killa hakan
- twitter'da yayınladığı son videoda "evinden oturup sallama" diyor, videoda yaptığı şey ise evinden oturup sallamak ahahahahahahahaha.
hasedinden kuduruyor.
yeter
- linç etmeye geldim. sonra içeriği okudum. uzaklara bakarak gülümsüyorum. seni o kadar iyi anlıyorum ki yazar kardeşim, tek kelime etmiyorum formatla ilgili.
sevgili modlardan talebim, yazar olmak çok da önemli bir şey değilmiş zaten sizin patron öyle dedi, lanetlemeyin yazar arkadaşı.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- arama nedeninizi birkaç kelimeyle söyler misiniz? diyen telesekreterler var ya... işte onlarla uğraşmadan uzun uzun tuşlamalar yapmadan müşteri temsilcisine bağlanmak için "beni aramışsınız" demeniz yeterli. hemen müşteri temsilcisine yönlendiriyor
edit: artık olmuyormuş. bu entrymi gören firmaların önlem aldığını düşünüyorum. bu kadar da önemli biriyim işte:) ama siz yine de her işiniz düştüğünde bir deneyin. umudumuzu yitirmeyelim. o müşteri temsilcisine bağlanacağız kardeşlerim!!!