ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ses yarışmasında annem türküsü söyleyen iri kadın
- 10 yıldır her ses yarışmasında görülen tiptir.
teknosa çalışanlarının top sakallı olması gibi genel-geçer bir durum galiba.
atatürk'ün olağanüstü özellikleri
- atatürk'ün ayı ortadan ikiye yarmak, bir at ile uzayda kilometrelerce seyahat etmek, bir denizi asayla ikiye ayırmak gibi masalsı olağanüstü özellikleri yoktur. birisi bu saçma güçleri ona isnat etmeye çalışırsa güler geçersiniz.
ama bir gemi yapıp ve bu gemiye bütün türk milletini toplayıp büyük bir tufandan kurtarmışlığı vardır. ardından tufan yüzünden yok olan memleketi yeniden kurmuştur.
edit: kendini komik zanneden kişi kaçtığı için başlık başa.
üniversite profesörünün akıl almaz final sorusu
- (bkz: üniversite profesörü)
m. serdar kuzuloğlu
- kendisiyle ilgili az bilinen bir gerçekten söz etmek istiyorum.
7 nisan 2018 tarihinde cnn türk'te katıldığı bir program, onun havuz medyasında katıldığı son tartışma programı oldu. kendisi, o tartışma programında söyledikleri sebebiyle iktidar yanlıları tarafından kara listeye alındı. o program, cnn türk'ün (nam-ı diğer penguen medyasının) internet sitesinden kaldırıldı, sansürlendi ve yayınlanmadı.
peki o programda serdar kuzuloğlu neler söylemişti?
* türkiye'de eğitim kalitesinin artmasında en büyük engel imam hatiplerdir.
* çiftlik bank'ın açılışında "esirgeyen ve bağışlayan allah'ın 99 adıyla sizi selamlıyorum, kudüs kırmızı çizgimiz, yerli ve milli hamlemiz" vs... diyerek insanları kandırdılar.
* din, insanlara dokunulmazlık zırhı kazandırıyor. siz sahtekar da olsanız dini kullanarak ilerleyebiliyorsunuz.
* bu ülkeye ben sömürge valisi olarak atansam, bugün ne yapılıyorsa ben de aynısını yapmaya çalışırım.
* rakamlara bakalım, türkiye 38 oecd ülkesi arasında 35'inci sırada. bizden sonra afrika geliyor.
* imam hatiplerin üniversite kazandırma oranı %18, yeterli eğitim veremiyoruz ve sürekli imam hatip açıyoruz. güzel sanatlar fakültesi açabiliyor musun hayır? her mahalleye bir tane açılması kanunu onaylandı.
* sunucunun "türkiye'de bunun bir talebi var" argümanına "türkiye'de talebi olan her şeye bu anlamda karşılık veriyor muyuz?" sorusunu sordu.
* "imam hatip'te yaratıcılık dersi verebilir misiniz?" sorusunu sordu
* dinle aldatmak diye bir kavram var. dinden bahsettiğinizde anında taraf ya da karşıt olarak algılanıyorsunuz. eğitim böyle bir şey değil.
peki hiç mi bu yayından kayıt yok? evet yarım yamalak da olsa bir kayıt var, buradan veya buradan bu anlara tanık olabilirsiniz.
pkk'nın şehit ettiği öğretmenler
- tanıdığım devrimci bir öğretmen batman'da şehit edilmiştir. ve tayin isteyip memleketine dönme şansı varken okulunu, öğrencilerini bırakmamak için batman'da kalmışken lojmanının önünde vurulmuştur. köhne ulusalcı devlet ideolojisinin başrol oynadığı öğretmen dediğiniz adamı o devlet yıllarca öğretmen olarak bile görevlendirmemiştir devrimci geçmişi yüzünden.
siz mi devrimcisiniz adnan öğretmen mi? faşistlik türklere özgü bir özellik değildir. faşist görmek için aynaya bakın.
boğaziçi elitistlerin değil milletindir
- yalıdan tweet atan bir millet aşığının ve seçim yerine atamayı savunan bir demokrasi neferinin beyanı.
insan ırkının anunnakiler tarafından yaratılması
- fotoşoplu dev iskelet fotoğrafını gördükten sonra okumayı bıraktığım yazının iddiası.
gelen mesajlar üzerine edit: sevgili minik ridley scottçular..bu ve bunun gibi bir sürü fake fotoğraf nette geziyor zaten yıllardır. bu fotoyu kanıt olarak gösteren bir yazara da 2300 fav ödüyorsunuz.. ilginç. fareye dönüşen kızın fotosu vardı bir de.
edit: çok uzun boylu insanların eski zamanlarda yaşadığı bilgisi geldi. incelemek lazım.
francis bacon
- özet geçmek gerekirse kendisi modern bilimin kurucusu ya da icracısı değildir. ancak ve sanırım; döneminde neşet etmeye* başlayan yeni bilimin metodunun temel bileşenlerini resmetmiş, olayın nerelere gideceğini gerçekten dumur edici bir ferasetle görmüş. geleceği yazmış, bilimin yol haritasını çizmiştir. dediği şudur: sağduyuya dayalı, bireysel deneyimle inşa olunmuş ortalama sıradan zihin ve onun aletleri; gerçeği/evreni anlamaya yetmez.
günlük deneyimlerimizle elde ettiğimiz sağduyumuz dünyanın döndüğünü ve küre şeklinde olduğunu anlamaya yetmez, hatta sağ duyumuza ters gelir, aklımıza yatmaz. "dünya küre ise güney yarım küredekiler niye aşağı düşümüyor okyanuslar dökülmüyor?", "dönüyorsa niye hissetmiyoruz?" diye sorar. çünkü kafamız cisimler aşağı yönde düşer, vs gibi, (hakkında kesin bilgimiz olduğunu sandığımız kategorilere ait şeylerin özellikleri üzerinden) mantık yürütmeye alışıktır*, *. biz bugün doğru cevapları ve açıklamaları müfredatını modern bilimin oluşturduğu okulda öğreniyoruz veya modern teknoloji ile sağlanan imkanlarla aletlerle gözümüzle (dolaylı olarak) görüyoruz.
yapılması gereken, uzmanlarca icra edilen, teknik ve usulü olan bir iştir. bu "uzmanlar + yeni usül" ise insanlar adına düşünen, yeni bilgiyi üreten yeni bir organ (aslında yeni bir makine) olan novum organumdur. bizim somut patlamasını 19 ve 20. yy.da gördüğümüz modern bilimi, modern bilim toplumlarını 1600'lerde müjdelemiş bir tiptir. novum organum (new organum) bu anlamıyla kolektif sistematik bilgi üretme çabası, bilim kurumudur.
günaydın
- içten ve güzel gözlerle söylendiğinde insanın içini sıcacık yapan tatlı bir şurup gibidir.
her sabah ofise gelirken süt alıyorum. yolumun üstündeki carrefour'da süt 25 kuruş daha ucuz, olsun ben yine de sütü bakkaldan alıyorum. akbilimde 25 kuruş eksik olduğunda otobüse binme şansım yok, yani 25 kuruşu küçümsemiyorum. kapitalizme karşı küçük esnafı desteklemek diye bir kaygıdan dolayı da yapmıyorum bunu. ofisime gelmeden önceki son bakkalda çalışan karı-koca, herhalde en az 40 yıllık evliler, insana kocaman gülümsüyorlar. sabahları haberleri tartışıyorlar aralarında, gelen kapıcıyla geyik muhabbeti çeviriyorlar. her sabah güne muhabbetle başlamaya 25 kuruşluk bir bağış yapıyorum. ofise kocaman bir sırıtışla geliyorum. günüm o bakkal dükkanında ayıyor.
özlem tekin
- trt de staj yaptıgım yıllarda kendisine çekim öncesi mikrofon takmaya calışmıştım. vucuduna dokunmamak için özen gösterirken bocaladım kablolar dolandı vs sonra aldı mikrofonun yakaya takılacak kısmını alttan sokup tshirt ünün içinden geçirip yakasına taktı "aha bukadar iki elinle bişeyi dogrultamadın amk çaylagı" der gibi yüzüme bakmıştı.
bir de şunu eklemek isterim, kendisiyle o gün 3 ayri mekanda çekim yapmiştik. gün boyunca nereye gitsek minübüsün en arkasında stajerlerle oturmustu. sanki okul arkadasimiz gibi muhabbet etmiştik. gördügüm kadariyla egolarindan arinmis ve çok alcak gönüllü bir insan o yüzden bu alemden elini etegini çekmeye karar vermis olabilir.
arabayla gelinin etrafında drift atan damat
- (bkz: evli ve öfkeli)