hesabın var mı? giriş yap

  • salda gölu tatlı-soda su özelliğinden göl suyu bol miktarda magnezyum içerir. bu magnezyum göldeki bakteriler tarafından tüketilir ve beyaz renkli hidromanyezit minareline dönüşerek onların yapı taşlarını oluşturur. hidromanyezit minerallerinden yapılı bakteri kolonileri bir araya gelerek stromotolitleri meydana getirir. bu stromolitler göl içinde kıyı adalarının teşekkülüne yol açar. bu adaların su yüzeyinden yüksekliği 5-8 metre,su içindeki yüksekliği de 8-10 metreye kadar ulaşabilmektedir. kıyıda hidromanyezit mineralinden yapılı bu stromolitler dalgaların etkisiyle ayrıştırılırlar ve sahil kumları olarak çökelirler. böylece gölün etrafı bembeyaz bir kuşakla çevrilidir. işte bu beyaz sahil şeridi göle özel bir görünüm kazandırır. bu tür görünümleri mars’tan gelen fotoğraflarda da yer alması oldukça dikkat çekicidir. mars’tan gelen fotoğraflarda gözlenen beyazlıklarında hidromanyezit fizikçiler tarafından ileri sürülmektedir. hidromanyezitler ise yalnız ve yalnızca sıvı suyun bulunduğu ortamlarda bakteriler tarafından üretilmektedir (stromolitler şeklinde). şu halde salda gölü mars gezegeninde hayat ve suyun olup olmadığına dair çalışmaları ışık tutabilecek dünyamızdaki tabii laboratuarlardan biridir. zaten bu yüzden de bilim adamlarının gündemindedir.

  • "sokağa sıkıyönetim getireceği eleştirileriyle karşılaşan kanun teklifi tbmm genel kurulu’ndan 17 ret oyuna karşı 211 oyla geçti."

    tıpış tıpış sandığa gitmemizi isteyenler bir zahmet tıpış tıpış meclise gidip adam gibi muhalefet yapsınlar dedirten pakettir.

  • uzun zamandır ağır bir mobbinge maruz kalıyorum, bir süredir de istifa etmeyi düşünüyordum, nihayet son gün yaşanan seviyesiz saçma sapan kavga sonucu yeter artık diyerek yaptım.

    çok büyük bir rahatlama hissettim, tıpkı yeniden nefes almak gibiydi, meğerse yavaş yavaş tükeniyormuşum, hâlâ üstümde bir gerilim var sanki yüksek gerilim hattına tutulmuş gibi. şimdi bu stres ve gerilimden arınıyorum, her günü bir öncekinden daha çekilmez yapan, sizi canından bezdiren bir yerde vakit kaybetmeye gerek yok.

    edit: hede düzeltmesi.

  • hayatı, gibi bölümü gibi bi adam.

    sosyal medyadan hiç mesaj vermeye ihtiyaç duymadan, gidip imamoğlu'na oy verirken tesadüfen tv yayınına yansıyor ve tarafını belli ediyor.

    valla çok ilginç bi adamsın abi sen ya. çok yaşa.

  • oyun kelimesinin kesinlikle yetersiz kalacağı bir
    interaktif film. ps4'ün potansiyelinin dibini ekmekle sıyıran hatta aletin dibinde kalan suyu kafaya dikip içen bir dayı. ilk seansım aralıksız 3.5 saat sürdü ve ne yalan söyleyim acaba eski tadı verebilecekler mi diye şüphedeydim. hem kamera açıları hem işin içine çoluk çocuğun girmesi bana acaba dedirmişti. ancak santa monica bu işin altından layığıyla kalkmış görünüyor ki daha oyuna alışma sürecinde bana bu hissiyatı verdiler. spoiler vermek gibi olmasın ancak uncharted ile last of us karışımı bir oyun çıksa da oynasak diyenler buyrun emcükleyin bu sanat eserini.

    edit: imla

  • ilkokul veya ortaokuldayım sanırım, babam maaşı almış, alışverişe gitmişiz. o zamanlar alışveriş ayda bir yapılırdı; bisküvi olsun, sarelle olsun, sucuk, muz vs., o zamanki bütçemize göre lüks olan ne varsa alışverişi izleyen bir kaç günde, olmadı bir haftada tüketilir, yeni alışverişlerin yolu gözlenirdi. alışverişten döndüğümüzde, annemle babam poşetleri bırakıp, karşı komşuya uğrarlar, annem aldıklarımızı dolaba yerleştirmemi tembihler. tabi yerleştirirken sarelleyi görürüm. sarelle dediysem, teknik olarak sarelle bile değil aslında, en küçük boyundan şokomigo diye sikimsonik bir şey. annemler dönmeden çay kaşığıyla dalarım çikolataya, fark edilmesin diye üstünü düzlemeye çalışırım. bakarım ki olacak gibi değil, ortada delil bırakmamak adına birkaç kaşık daha alıp bitiririm şokomigoyu. ambalajı da bir poşetin içine koyup çöpe atarım. bir süre sonra annemler gelir, dolabı açıp bakar, sarelleyi nereye koydun diye sorar. nutella dolaba konulmaz muhabbetleri yok tabi o zamanlar. kem küm ederim, gerçek ortaya çıkar. babam der ki, tek başına sarelleyi yediğin için hepimizden özür dileyeceksin. gariban olduğumuzu düşündüğümden değil, gerçekten ablamın, annemin, babamın hakkını yediğimi düşündüğüm için suçluluk duyarım, boğazım düğümlenir, özür dilerim. o günden bu güne unutamam; o günden bugüne de sarelleymiş, nutellaymış pek yemem.

  • 45 yıllık yaşantımın hiç bir anında hiç bir cemaatle yolum kesişmedi, ekmeğini yemedim suyunu içmedim. atatürkçü, milliyetçi bir müslümanım
    ama bu amk fbnin maçlarına ne yazsak aynı akplilerin herkesi yaftaladığı gibi ota boka fetöcü himmetçi yazılmasından kusacağım artık. bir gslı fb maç başlığına yazamaz diye kural mı var amk sözlüğünde? yazarsa fetöcü mü oluyor amk ergen piçleri.

  • çok acımasız birşeymiş.

    - merhaba tatlım nasılsın?
    - iyiyim buket sağol. sen nasılsın? ne güzel olmuş saçların?
    - ay çok sağol. beğendinmi? senin için yaptırdım.
    - neydi bu şimdi?
    - ne neydi?
    - soru ekini ayırmadın?
    - soru ekinimi ayırmadım?
    - bak yine.. buket sanırım senle ilişkimizi gözden geçirmemiz gerekecek.
    - ya nasıl yani niyeki?
    - bak hala..

    edit: imla (ehehe)

  • bütün treni kokutup iğrenç bir havanın oluşmasına sebep olan, insanlara saygısı olmayan insan davranışı.