hesabın var mı? giriş yap

  • hem elektrik, hem de elektronik teknisyeni olan babam emekli olunca*, emekli ikramiyesinin bir kısmıyla o zamanlar durmadan tv'de reklamları dönen ve 15 dakikada çamaşır yıkadığını iddia eden alman malı makinalardan birini almıştı. ama çamaşır makinası beklendiği gibi çamaşırları 15 dakikada yıkamıyordu (bkz: çamaşır makinesinin bir dakikası) babam da emekliliğin verdiği boşluk hissinden midir nedir bu makinaya acayip kafasını takmıştı. durmadan servisi arıyor, servis geliyor sorun bulamıyor bu normal diyor. bayiye şikayet iletiyor bayi o fabrika testlerinde çıkan sonuç diyor vs.

    en sonunda babam türkiye distribütörüne makinanın mevcut donanımla neden 15 dakikada çamaşır yıkayamacağını anlatan teknik bir mektup yazıyor*

    neyse efendim, bir cumartesi günü sabahı maaile kahvaltı ederken ev telefonu çalıyor. gidip telefonu açıyorum kadının biri kırık bir türkçe'yle bana babamın şikayetine konu makinanın almanya'daki genel müdürlüğünden aradığını söylüyor ve babamı istiyor. telefonu babama veriyorum, tüm aile kahvaltıya devam ediyoruz ama kulağımız da babada tabi... babam hararetli hareretli bir şeyler anlatıyor, kadın arada soru soruyor babam cevap veriyor. derken babam bir anda sinirlendi ve "hanımefendi eğer sizin için daha rahat olacaksa almanca devam edelim böyle anlaşamıyoruz" diyor ve bir anda almanca konuşmaya başlıyor. kardeşimle ben ağzımız açık babama bakıyoruz çünkü kendisinin akıcı bir almancası olduğunu geçtim almanca bildiğini bile bilmiyoruz. neyse saate varan telefon görüşmesi sonlanıyor ve biz babama bakıyoruz* meğer kendisi zamanında askerlik tecilini uzatmak için almanca öğretmenliği okumaya başlamış, fakat bir sene kala bırakmış. baba böyle bir şeyi neden bize söylemedin deyince de sordunuz da mı söylemedik diye azarı da yediydik.

    en sonunda malum firmadan eve o markanın küçük ev aletlerinden bir set, babama bir teşekkür mektubuyla, bir kaç küçük daha hediye geldiğini hatırlıyorum. bu sayede babamın gazını bir şekilde aldılar. babam da konuyu haklılığının verdiği gururla daha da uzatmadı.

    not: bu hikayeyi çok uzun yıllar önce sözlüğe yazdığımı hatırlıyorum. ama yaptığım bir toplu silmede bu da arada kaynamış. tekrar okuyan olduysa harcanan vakti için kusura bakmasın*

  • bugun anladim ki berberler bu olaylari ese dosta da anlatiyor. tam koltuga oturmus trasa baslamis bir iki dayamisken dukkanin kapisi acilir ve berberin arkadasi oldugu belli olan biri sorar:

    -metin ne zaman bosaliyorsun?
    -cok surmez birazdan gel.

  • sürekli hindistan ile bağlantılı bir iş yapıyorum. gün içerisinde hindistandaki iş arkadaşlarım ile 10-15 görüşme yapıyorum. şu an kime yazsam büyük çoğunluğu ofis dışında ya kendileri, ya da bir yakınları covid olmuş. sapır sapir ölüyorlar. ben bu covid çıktığında şaşırmıştım nasıl kırılmıyor bu hintliler diye şimdi kırılmaya başladılar. gördüğüm kadarı ile sağlık hizmeti nüfusa oranla yetersiz, virüs de çok hızlı öldürüyor. 3 gün içinde ölüyormus insanlar. korkutucu olan çocuklara da geçmesi ve öldürmesi.

  • 47 yaşındayım, emekliyim, kadınım; baharda ehliyet aldım, 2 ay önce de araba. araba kullanırken camları açıyorum, full bass vererek son ses müzik dinliyorum, ciğerlerim titriyor.
    bahçeşehir/gölet - akbatı arasında zangır zangır gidip gelen maganda benim. ayılığın bağrından kopup geldim ve bundan zevk alıyorum.
    çelik jant da taktırmayı düşünüyorum.

  • liverpool-chelsea maçı ve bahisseverlerin çoğu yatar:

    "liverpool benim 400 gitti senin sampiyonluk gitti.ben bir hafta da kazanarim kaybettigimi senin bir sezon daha beklemen lazim.simdi soyle kim kaybetti"

  • carrefour kasa kuyruğu.. ilay(3,5) arabada oturmakta, karnı aç, uykusu gelmiş ve canı sıkılmış... arka sıradaki adam en rutkay aziz tonlaması ile muhabbete girmeye çalışır...

    adam: merhaba küçük hanım, nasılsınız?
    ilay: ???
    adam: adınız nedir?
    ilay: ilay...
    adam: ooo ne kadar enteresan bir isim bu böyle, tanışmaktan onur duydum.
    ilay: sen neden böyle konuşuyorsun?
    adam: nasıl konuşuyorum?
    ilay: böyle saçma sapan bir sesle!

  • a: paran var mı olm ?
    k: vaa--yookk, az var yani, anca bana yetmeeez bile.
    a: olm var mı yok mu lan ?
    k: vercen m alcan mı ?