ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
rte için nickname önerileri
- (bkz: dooh nibor)
robin hood un tam tersten okunuşu oluyor bizimkisi fakirden çalıp zenginlere veriyor hep.
burger king'in 4 saat 20 dakikada sipariş teslimi
- okurken öyle dalmışım ki 4 saat 20 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım dedirten olay.
paramız yoktu okumadım.
kuru otlar üstüne
- filmi bir hafta içinde -dikkatle- üç kez izledim. ilkinde tektim, ikinci kez eşimle, üçüncü kez de nbc hayranı bir arkadaşımla.
bu arada hem ekşi sözlükte hem birikim'de hem de t24'de yazılanları okudum, birkaç youtube çözümlemesi seyrettim. birazdan aşağıya yazacaklarıma hiç bir yerde rastlamadım. belki bu sebeple yapacağım değerlendirme aşırı yorum bile sayılabilir, baştan marj koyayım.
yapılan eleştirilerin aksine ben samed karakterinin bencil, narsist ve alçak olduğunu düşünmüyorum. aksine samed'in okuldaki hademeden ev arkadaşına, 'terörist' olma potansiyeli taşıyan işsiz güçsüz gençten nuray'a, öğrencisi sevim'e kadar 'ilişki' kurduğu herkese karşı son derece açık ve samimi. en azından böyle bir yaklaşımla hareket ediyor.
'tavuk aldım, yumurtaları artık benden alın, ötekilere de söyle' diyen hademenin isteğini geri çevirmiyor, hemen öğretmenler odasında sözünü açıyor. gelen alaylara karşı 'adamın iki çocuğu var' cevabını veriyor.
evlenmek isteyen arkadaşına nuray'ı öneriyor, birbirleriyle tanıştırıyor.
içinde bir enerji ve potansiyel gördüğü sevim'e özel ilgi gösteriyor, ona hediyeler alıyor, kitaplar öneriyor, bu çorak coğrafyada kuruyup gitsin istemiyor, yetiştirmeye çalışıyor.
veterinerin dükkanına uğrayan umutsuz gençle -belli ki alamayacağını bile bile borç para vermiş- sohbet ediyor, sıradan bir devlet memuru gibi 'tehlikeli' görmüyor onu.
okulun etrafında gezinen uyuz köpekler için veterinerden destek istiyor.
üstelik bütün bunları -sofradaki tartışmada nuray'ın yüklediği devrimci ya da toplumcu ahlaki bir duyarlılıkla değil- öyle çok sıradan, çok önemsiz şeylermiş gibi derin anlamlar yüklemeden yapıyor.
ve çok ilginç; ortalama seyirci bu karakteri egoist, narsist ve alçak olmakla suçluyor.
oysa samed insanlarda derinlik, samimiyet ve açıklık arayan birisi. tanıştırdığı kızla flört etmeye başlayan ev arkadaşında bu açıklığı göremeyince... ki bu konuda arkadaşının itiraf etmesi için oldukça sıkıştırıyor, imkan da veriyor aslında...
mektubunu sakladığı sevim'de bu açıklığı göremeyince...
kenan'la tanıştırdığı nuray'da bu açıklığı göremeyince... öfkeleniyor. kırılıyor. ve kötücül yanına teslim oluyor. her şeyden ve herkesten küçük bir çocuk gibi intikam almak istiyor.
sevim'e olan tepkileri... nuray'ın davetini kenan'a söylemeyişi... nuray'ın kenan'a söyleme tembihine rağmen ilk fırsatta nuray ile yaşadıklarını kenan'a anlatışı...
insanlarda derinlik, açıklık ve samimiyet arayan, onlardan, onlara yaklaştığı gibi yakınlık ve samimiyet göremeyince kırılan, öfkelenen samed'i kendime çok benzetiyorum ve onu çok iyi anlıyorum.
nuri bilge, ebru ceylan ve akın aksu samed'i yazarken neyi amaçladılar bilmiyorum fakat ben izlediğim ve anladığım kadarıyla samed çizdiği profilin çok ötesinde, çok derin ve kişilikli birisi. en azından konuştuğunda mangalda kül bırakmayan fakat zora gelince realiteye çarçabuk teslim olan ev arkadaşından, kendisini bir davaya adadığını-haklar kazandığını-bu uğurda bacağını kaybettiğini söyleyen fakat mahallesindeki köpekler için bir tas yemek vermeyi çok görüp 'onların da kaderi bu' diyen, 'eve gelirken birisi seni gördü mü?' diye tedirgin olan nuray'dan çok daha dürüst ve tutarlı.
daha da yazarım elbette fakat şimdilik bu kadar. aklıma bir şeyler gelirse eklerim. fakat filmi bir de bu gözle seyretmenizi tavsiye edeceğim.
siemens sx1
- iphone 5 hariç tüm iphone serisini çıkış tarihleri akabinde kullanmış biri olarak diyebilirim ki, sahip olduğum en güzel telefondu.
sms'in çok moda olduğu dönemde o yandaki tuşlarıyla öyle bir sms yazardim ki, sağda solda ne kadar kız varsa ağızlarının suyu akardı, vay be ne kadar da hızlı tıklayan bir delikanlı derlerdi.
karga
- çöpden bulduğu et ve kemik parçalarını, yanan sokak lambasının ampulünün üst kısmına gelen metal yerinde, arkalı önlü çevirmek suretiyle ısıtıp yediğine bizzat şahit olduğum, aşiret şeklinde yaşayan, süper zeki, en az 100 yıllık ömürleri olan kuş.
belgeseller için yaratılmış aşırı tipsiz hayvanlar
- isim verip de rencide etmek istemiyorum ama, dünyaya geliş amaçları sadece national geographic'te yayınlanan belgesellerde gözükmek olan hayvanlardır. hayır bakıyorsun, tip desen yok; dünyaya bi' faydası desen, o da yok. ama bakıyorsun ayda en az üç defa belgeseli yayınlanıyor. yemin ediyorum bu belgesellerden elde ettiği kazanç benim kazandığım paradan daha fazla. kıskanmıyorum desem yalan olur. evet.
messi'ye giydirilen tül
- bundan 50 sene sonra messi’nin kupa kazandığı fotoğrafa bakacağım ve bunu göreceğim, allah belanızı versin.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
- abim ve 4 yaşındaki yeğenimle birlikte arabadayız. yollar çok kötü, çukur dolu. abim ve ben başladık "ya kardeşim şu yolların haline bak, delik deşik, şu çukurlara bak rezalet ya" gibi laflar ettik derken arabadan indik ve yeğen arda da katıldı muhabbete:
"şu yola bak amca ya lezalet ya, ölümcek vağ, kağınca vağ, böyle yol mu oluğ.."
baskına giden türk polisinin kapı ile imtihanı
- kapiya hayran kalmami saglayan imtihandir. asil ilginc olan o kadar darbeye ragmen evin sahibi tarafindan sorunsuz olarak acilmasidir. celik kapi firmasinin musteri temsilcisi gelen musterilerine bu goruntuleri izletse ve bakin bizim kapilarimiz boyledir dese almadan cikmazlar diye dusunuyorum.
sevgilinin ilk kez görüldüğü an
- asistan olarak başladığım klinikte ilk iş günüm, sabah saat 8 sularıdır. günaydın dedim, işe yeni başlayan, henüz kimseyi tanımayan ama tanışmak isteyen hevesli kız olarak, sadece soğuk bir günaydın dedi. ne asık suratlı nemrut bir adam dedim içimden.
büyük konuşmamak lazım demekki, kocam oldu sonra.
uçan payanda
- katolik gotik mimarinin alameti farikasi tasiyici mimari eleman. cok yuksek tas duvarlari cok daha alcak kolonlarla destekleyebilmenin yolu olarak icat edilmistir. kolonlar duvarin disinda ve uzaginda yer alir, aradaki bosluk kemerlerle gecilir. duvarlarin yuksekligi arttikca, duvarlari destekleyen payandalari destekleyen kisalarak giden ikincil ucuncul payandalar peyda olmustur. bu payandalar binanin disinda sivri sivri durarak, yapinin bir suru bacagi olan dev bir tirtila benzemesine neden olur. payandalar altindaki alanlar genelde yapinin icine dahil degildir.
ortodoks dunyada ise benzer yukseklikte katedraller insaa edilmis fakat kanimca cok daha zarif bir mimari eleman olan yarim kubbenin kesfi ve kullanimiyla, hem ucan payandalar altinda kalan alanlar binaya dahil edilerek yapi alanlari buyumus, hem de bu tasiyici elemanlar boyle kabak gibi ortada gozukmedikleri icin daha estetik duran yapilar ortaya cikmistir. bu konuda bizansli kardeslerimizi tebrik ediyoruz, kubbe mimarisini gelistiren osmanli'ya da hurmetlerimizi sunuyoruz.
cyberpunk 2077
- nisan 2020'de türkçe altyazıyla birlikte gelen oyun.
mart gibi karıyı boşar, nisan ayında rahat rahat takılırım.
1 yıl sonrası gelen edit: oyuna bak anasını satim, sürekli erteleniyor. karı başımıza kaldı.