ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
güzelavratotu
- etkileri ciddi anlamda korkunç olan ot. güney amerika yerlilerinin tanrılarına ulaşmak için kullandığı bir ottur ayrıca. etkisi bir anda kendini gösterir. önce sıcak basar sonradan soğuk soğuk terlersiniz. göz fonksiyonlarınız öylesine değişir ki olanlara inanamazsınız. gördüklerinize her ne derseniz diyin, ister tanrı ister hayal ister bok püsür... sonuç hep aynı. kırmızı ya da siyah bir kutu boyasının içine düşmüş gibi hissedebilirsiniz kendinizi. gördüğünüz her şey kırmızı ise şeytan sizi sevmiştir ve sizin bu otu içmenize izin vermiştir. ancak siyah görmüşseniz vay halinize...
dipnot: kırmızılığın etkisi yaklaşık olarak 2-3 gün kesintisiz olarak uyuduktan sonra geçmekte. siyahınki ise bir hastalık ile sonuçlanmakta.
annelerin derin dondurucu fanatikliği
- açılın o zaman bu konuda çok dertliyim.
nedir abi bu yaz ürününü kışın yeme merakı. neden ben kışın biber dolması, kabak, patlıcan, taze fasülye falan yiyim ki; kışın da lahanayı ıspanağı, pırasayı yerim, mevsim dönünce yazın ne varsa onu yerim. olmaz mı öyle?
ama olmuyoooor yok. ulan bizim dolabımız bomboş, derin dondurucumuz tıka basa dolu, sanki savaş çıkacakmış gibi ganimet saklıyor, taze fasulyeler, kızarmış patlıcanlar, domates püreleri, ya hu böğürtlenleri doldurmuş, vişneleri falan. bunları biz mevsiminde yemedik bu kadar çünkü annem onları hep dolaba atmaya alır, evde bir derin donduruculu dolabımız var bi de sadece derin dondurucu aldı kadın ya, mutfakta iki tane dolap var, akşama ne pişirdin desem, çok yorgundum kahvaltılık yiyin der kesin ama derin dondurucumuz full abi.
bi de kadınlar arası derin dondurucu içi savaşları var, her muhabbette yakalıyorum sen ne attın ben ne attım, bak bamyayı şöyle yap da at çok güzel oluyor.
istifçi pezemekler!
chatgpt
- kendisine sorduğum her soruya merhaba, günaydın diyerek başlıyorum, teşekkür ederim diyerek bitiriyorum ki yarın makineler gezegeni ele geçirip insanlığa hükmederse lebram bana iyi davranmıştı desin, işkence filan etmesinler.
survivor all-star
- turabi: kaybeden adam tebrik edilir mi? edilmez.
hilmicem: aynen. geçmiş olsun denir.
turabi: geçmiş olsun da denmez.
hilmicem: evet geçmiş olsun da denmez.
hilmicem'in yancılıkta çığır açtığı program.
baba kız diyalogları
- televizyonda evlilik programı var. ben de babama takılıyorum:
+ babaa varya sen gitsen şu programa bi sürü talibin gelir.
babam da gaza geliyor:
- 47 yaşındayım, emekliyim. evine ailesine bağlı bir insanım. kumral, yeşil gözlüyüm...
annem diğer odadan "noluyor orada" diye bağırmaya başlayınca babamın taliplerine seslenme şekli biraz daha değiştiriyor:
- evliyim, dünyalar güzeli bir eşim var. taliplerimi bekleyemiyorum :(
adamın yüzü bildiğin üzgün smiley oldu. yirim.
kardeş
- kucağımın sahibi, küçük yaşımda üzerinde "annecilik" oynadığım bir tanem.
eve ilk geldiği gün geliyor aklıma. annem maviş bir battaniyeye sarmış ufaklığı, nasıl çirkin! ben 12 yaşımdayım. kıskanmak bana artık yakışmayacağı için içimden gelen hiçbir yorumu yapamıyorum. ellerini tutup "hoşgeldin" diyorum sadece. sonraki günlerde de hep ve sadece izliyorum uzaktan. o çirkin bebek büyümeye başlıyor, güzelleşiyor, konuşmayı öğreniyor, 3. kelimesi "abla" oluyor.. sokakta oynarken eve koşup tüm teriyle, pisiyle sarıldığında kızamadığım, eşyalarımın hepsine ortak çıkan, özenerek hazırladığım dönem ödevimi parçaladığında bile bir fiske dahi atamadığım, öncelikliliğinden sıkıldığım halde kendimden öne koyduğum biri olup çıkıveriyor.
şimdi;
"nur içinde yat" bile diyemediğim canımın parçası..
7 sene önce bugün korkunç bir trafik kazasında babacığımla beraber hayata gözlerini yuman miniciğim! denize uçan küçük bedenini o kadar aramaya rağmen bulamadığımız bebeğim! mezarına kendi yerine en sevdiği kıyafetlerini koyduğumuz yavrucuğum! özledim! ne güzel doğmuştun, yitmek neden?
ped verirken torbacıya dönüşmek
- yanında pedi olmayan arkadaşa ped verirken adeta torbacıya dönüşme durumu. gözler etrafı keserken pedin olduğu yerden avuç içine alınması, pedi olmayan kadının çantasına, kitabına, tişörtünün altına ya da daha yaratıcı başka şeylerin içine sokuşturulurken hissedilen illegalite durumu. bir erkek bir kadının elinde parlıyan pembe şeyin ped olduğunu anlarsa eğer dünyanın sonu gelecekmiş gibi saçma bir his...
ikea'nın isveç kültürünü dayatması
- içecekler sınırsız diye makinelere dadanan, tek yemekle 3-5 bardak içen, ketçap-mayonez sınırsız diye (ki artık değil, ikea bile pes etti) yese de yemese de her aldığı yemeğin üstüne paket paket sıkan, üzerinde "mağazadan çıkarken iade ediniz" yazdığı halde katalogları çantasına, montuna sıkıştırmaya çalışan, belirli köşelere, alışveriş esnasında not alabilinsin diye konulmuş kurşun kalem ve mezuralı kağıtları avuç avuç cebine tıkan biz türk milletine vız gelip tırıs gidecek dayatma.
zamanında stockholm'e kadar gider orayı da alırmışız bakma sen, üşenmişiz.
çalarsa annemdir mesajsa turkcell'dir
- son 3 yıldır yalnızlığın dibine vurmuş olan bünyemin en favori sloganıdır, hayat felsefesidir.
ek not : arada bir de, peder bey para yatırınca arıyor. o başka.
ekleme: 4 yıl oldu.
2. ekleme: 5 yıl diyeceğim artık. ve kendimden nefret ediyorum.
üçünç: 6 yıl?
yaran inci sözlük entry'leri
- adam kızların açığını bulmuş.
başlık: aşık olup açılamayanlar panpalar gelin lan
entry: alın size fırsat...
kıza gidiyosunuz ve şöyle diyorsunuz :
s - sensin amk
k - kız
s : sana bi soru sorabilir miyim ?
k : tabi
s : eğer sana sevgilim olur musun diye sorsam vereceğin cevapla bu soruya vereceğin cevap aynı mı olurdu ?
hadi amk koşun açılın
misanthropy
- empati yapilarak girilen bir yolda, daha fazla empati yapamaz hale geldigimde farkettim insanlari daha fazla sevemedigimi. yalnizligimi hep asosyalligime yorardim eskiden, yalnizligimin benimle ayni bakis acisini paylasan insanlarin sayisinin alabildigine az olmasi yuzunden oldugunu fark ettigimde azaliverdi ustumdeki yuk.
ahlak ve etik, esitlik, dogruluk, hosgoru ve saygi ile baslayan, uzun, upuzun bir listedir. insan, kurallari ve dinleri hayatindan cikarip attigimizda da calmayan, oldurmeyen, baskasinin haklarini da gozeten, iradeli bir yaratik olmalidir. dusunebilen ve empati yapabilecek kadar duygusal zekasi gelismis herhangi bir bireyin aldatmasi, kolelestirmesi, emek ve fikir hirsizligi yapmasi ihtimal dahilinde degildir. ama yine de insanlik tarihi manipulasyonlar uzerine kurulmus, vahsi, acimasiz, buyuk baligin kucuk baligi yuttugu uzun ve soguk bir hikayedir ve senin gibi dusunenleri odullendirmemistir hic.
mizantrop ozunde insanligi seversem tum bu igrenclige ortak edecegim kendimi diye dusunmeye baslayan bireyin insanlari sevmedigi icin aldigi isimdir. sadece son 10 gun icinde "kendisini aldattigini dusundugu nisanlisinin kafasini kayalara vurarak oldurdu", "cinde canli hayvanli anahtarliklar kapis kapis satiliyor", "odtu ormanina bayram baskini" haberlerini okumus insanin turune supheyle yaklasmasi, bunlar insansa ben neyim sorusuna verilememis cevaptir. milgram'in deneyleri, hirosima, aushwitz, din savaslari derken bogulur gibi hissedersin kendini. insan acimasiz, duygusuz, duyarsiz bir canlidir.