ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hamaslının sıfır mesafeden vurduğu israilli çocuk
- turkiye cumhuriyeti himayesi altinda olan bazi o.clarida bu orgutun yaptigini bizde yapmaliyiz diye kameralar karsisinda demecler veriyor alin size iliman siyasal islam .
alan derinliği
- fotoğrafçılıkta "net alan derinliği" (depth of field) olarak geçer. tam tabiri budur ve esasen "circle of confusion" yani bulanıklık dairesi ile doğrudan ilişkilidir.
yapısal olarak her dış bükey mercek, sadece tek bir yerde "odak noktası" oluşturur.
ister tek bir mercek olsun, ister çeşitli akromatlardan oluşmuş bir objektif olsun durum hepsi için aynıdır. (burada objektifin "çizgi ayırma yeteneği" farklı bir konudur.)
işte bu bağlamda "net alan derinliği" olarak karşımıza çıkan bir "kabul" vardır ki üç şey bunu etkiler;
1. konunun kameraya olan uzaklığı,
2. kullanılan objektifin odak uzaklığı,
3. kullanılan objektifin diyafram (f) değeri.
bu üç bileşenin çeşitli kombinasyonları net alan derinliğini etkiler. yani nesne kameradan uzaklaştıkça (3 veya 8 m. gibi), kullanılan lensin odak uzaklığı küçüldükçe (16 veya 24 mm. gibi) ve kullanılan diyafram değeri büyüdükçe (f/16 - 22 gibi) net alan derinliği artar, tersi durumda ise azalır. net alan derinliği nesnenin önünde 1/3, arkasında ise 2/3 oranında olur.
öte yandan, dijital teknoloji ile hayatımıza giren ve ilk zamanlarda çoğunlukta olan yani full frame (ff) olmayan bazı küçük sensörlü dslr kameraların görüntü sensörleri, çarpan (crop) oranına (1.3, 1.5 ve 1.6x gibi) bağlı olarak bulanıklık dairesi çaplarını, en nihayetinde net alan derinliğini olumsuz yönde etkiler.
diffraction (kırınım) ise, en büyük net alan derinliğini elde edebilmek amacıyla diyaframın (f/22 gibi) aşırı kısılması sonucu ışığın kırılmasına bağlı olarak oluşan netlik keskinliğinin azalmasıdır. farklı bir konudur. bu aynı zamanda airy disk başarımını da beraberinde getirir. (her lensin en iyi keskinliği verdiği diyafram değeri farklıdır ve genelde en açık değerin 2 veya 3 durak üstüdür.)
ister prime olsun ister zoom, telefoto veya teleobjektif olarak tanımlanan "dar açılı" uzun odaklı lenslerin, büyütmeden kaynaklı açısal sapma oranlarına bağlı olarak yeterince sabitlenememesi veya kullanıma bağlı sarsıntıyı önleyecek, odak uzaklığına göre uygun bir enstantane değeri kullanılmamasından kaynaklı oluşacak blur etkisi yine bu konunun dışındadır.
peki nasıl oluyor da fotoğrafını çekmek istediğimiz objenin bir noktasına odak yaptığımız halde önünde ve arkasında bulunan elementleri de isteğimize göre net veya flu olarak tespit edebiliyoruz?
işte burada başlığa konu olan net alan derinliğini oluşturacak "circle of confusion" yani bulanıklık dairesi kavramına geliyoruz.
yani, belli bir noktada odaklanan ışık demetinin, bu noktanın önünde veya arkasındaki düzlemler üzerindeki izdüşümü bir nokta değil, dairedir.
düzlem, odak düzleminden uzakta ise buna diffusion (dağılma) dairesi, yakında ise confusion (karışma) dairesi denir.
ayrıca, net alan derinliği, aslında kabul edilebilir derecede keskin olan alanı ifade etmektedir. yani bu alanın bir başlangıç ve bir de bitiş noktası mevcuttur. (bkz: #73481160)
net alan derinliğinin sınırlarını bulmak için, net olması istenilen en yakın cismin kameraya olan mesafesini 2 ile çarpmak ve elde edilen bu rakam ile "mm." cinsinden gösterilen odak uzaklığı mesafesini bölmek gerekir.
örneğin;
50 mm. odak uzaklığı olan bir lens ile çekilen fotoğrafta net alan derinliği sınırlarının 3 metre ile sonsuz arası olması istenildiği zaman;
3x2=6 ve 50/6=8.33 olarak bulunur.
bu, 3 metre ile sonsuz arasında olacak net alan derinliği sınırları olan bir fotoğraf çekebilmek için, kamera mesafe ayarının 6 metreye, diyafram açıklığının ise f/8'e ayarlanması gerektiğini gösterir.
çok kısa mesafede belirli alan derinliği sınırları için gerekli net ayar mesafesi ve diyafram açıklığını bulmak biraz zordur. bunun için ise;
diyafram açıklığı = odak uzaklığı x (b-a)/(2xaxb)
formülü kullanılır. (a) en yakın net nokta mesafesi ve (b) en uzak net nokta mesafesidir. (bundan biraz daha kapsamlı ve karışık formüller de vardır.)
bunlarla uğraşmak istemeyen kullanıcılar, internet üzerinden veya mobil platformlar için geliştirilmiş mağazalardan "hyperfocal distance calculator" veya "dof calculator" gibi uygulamaları cep telefonlarına indirerek, kullandıkları kamera ve lens özelliklerine göre net alan derinliği ile circle of confusion değerlerini rahatlıkla hesaplayabilirler.*
net alan derinliğinin az ve sınırlı olduğu tersi durumlar için, geniş diyaframlı yani hızlı lensler kullanılır. diyaframın en açık olduğu (aslında diyaframın devre dışı kaldığı) değerlerde oluşacak bu sığ (shallow) alan derinliğine ise "different focus" yani "seçici ayar" denir.
defne joy foster
- çok şirin diye sevilir, çok geveze diye eleştirilirdi.
fazla vakti olmadığından gülebileceği her şeye gülme, söyleyebileceği her şeyi söyleme arzusundaymış meğer...
nur içinde yatsın...
ankara'da canlı yayında kendini vuran adam
- bu nasıl bir kafa oğlum?
o kadar emin ki yaptığı işten, kafasında deniyor. mal oğlum bu, başka açıklaması yok.
asıl mesele bu malın elinde o silah ne geziyor?
bu, kafasına sıkmasa, düğünde çoluk çocuğa sıkacak "yanlışlıkla". arkadaşıyla "şakalaşırken" onu sakat bırakacak. "serseri" kurşuna sebep olup balkonunda serinleyen teyzenin hayatına mal olacak.
belki de en hayırlısı bu olmuştur, ne dersiniz?
öğrencilerin başı kapanırsa beyni ideal çalışır
- aşırı ısınma nedeniyle beyni yanan dinci zırvası.
profesör maaşının 5 bin 656 lira olması
- zamanında, bir tıp fakültesinde üroloji sözlüsünde, sorduğu sorulara yetersiz, yüzeysel cevaplar veren öğrenciye 'bu bilgiyle gelişmiş ülkelerden birinde olsan, seni doktor yapmazlar. hoş ben de bu donanımla profesör olamazdım, onun için seni geçiriyorum' demiş hocanın biri.
bu maaş da o hesap, her şeyimiz gibi yetersiz ama evet.
debe editi: okumuşu cahile ezdirmeyelim, devlet ihalesi alıp, iki bina dikerek dünyalığını yapan adamların yanında komik paralardır.
halkın yüzde 80-90'ı yaz saatini olumlu buldu
- haklı bir açıklamadır. halkın yarısı işsiz olduğundan öğleden sonra uyanıyor zaten. yaz saati-kış saati ayrımı yapamıyorlar haliyle.
iphone'dan bilgisayara fotoğraf aktaramamak
- ben mi kolay yolunu buldum bilmiyorum ama kabloyla bilgisayara bağlayınca dcim klasörü gözüküyor ve oradan video-fotoğraf aktarımı yapabiliyorum hem de çözünürlüğü değiştirmeden? usb bellekten dosya aktarımı yapar gibi
stanislav petrov
- kesinlikle dogru zamanda dogru yerde olan bir adam, ve muhtemelen milyonlarin kurtaricisi, ancak yaptiginin buyuklugunun aksine neredeyse hic taninmayan bir kahraman. tam adi stanislav evgrafovich petrov'dur.
soz konusu olay 25 eylul 1983'te gercekle$mi$, o zamanlar yarbay olan petrov'un biraz da $ansinin yardimiyla verdigi dogru karar sayesinde dunya nukleer bir facianin e$iginden donmu$tur.
olayin oncesine donmek gerekirse, 1983 yili abd - sovyetler arasindaki gerilimin en yuksek noktaya tirmandigi zamanlardandir. abd 1982'den itibaren sovyetleri acik acik "kotuluk imparatorlugu" diye tanimlamaya ba$lami$ (bkz: evil empire), iki taraf da digerinin bir nukleer saldiriyi ilk once ba$latacagini du$unerek surekli diken ustunde durmu$, ba$kan reagan* 23 mart 1983'te yaptigi konu$mada (star wars adiyla da bilinen) sdi sisteminden bahsetmi$, sovyetler de boyle bir sistemin varliginin abd'nin ilk saldiriyi yapma cesaretini artirdigini du$unmeye ba$lami$, sonuc olarak sovyetler yonetimi de yapilacak en akillica $eyin boyle bir durumda en hizli $ekilde kar$i saldiriyi ba$latmak olduguna karar vermi$tir.
iki tarafta da ya$anan bu buyuk parayonanin uzerine bir de 1 eylul 1983'te sovyetlerin cogu abd vatanda$i olan 269 ki$iyi ta$iyan bir kore yolcu ucagini* du$urmesi ortami iyice germi$, bu yedikleri bokun uzerine kgb de tuy diker gibi "bu durum bir nukleer saldiri ba$langici olabilir" tarzinda gizli raporlar hazirlami$tir.
asil olaya, yani yakla$ik 3.5 hafta sonraki 25 eylul'e donersek, stanislav petrov'un ba$inda bulundugu uydu sisteminin gorevi yakla$an olasi bir nukleer ba$ligi tespit etmek, dolayisiyla petrov vasitasiyla sscb hukumetinin olaydan haberdar olmasiydi.
boyle bir durumda bunun anlami kesin ve net olarak (belgelere dayanacak $ekilde) sscb'nin bir kar$i saldiri ba$latmasiydi ve bu durumda kilit noktada (yani tespit sistemi ile hukumet arasindaki birim) yarbay petrov bulunuyordu.
moskova'ya yakin konu$lanmi$ sistemin ba$inda olan petrov, yerel saate gore 00:40 civarinda bir uyariyla kar$ila$ti, erken uyari sisteminee gore sovyetler'e dogru gelmekte olan bir nukleer fuze ate$lenmi$ti. petrov bunun yanli$ bir alarm oldugunu du$undu, basitce bir mantikla; boyle bir durumda abd'nin tek bir nukleer fuzeyle degil, bir coguyla saldiracagini du$unuyordu.
ama tam bu alarmin arkasindan muhtemelen hayatinin en zor kararini vermek zorunda kaldi, cunku cok kisa sure araliklarla uyari sistemi ikinci, ucuncu, dorduncu ve be$inci fuzenin de sscb uzerine dogru gelmekte oldugu yonunde bir uyari verdi. daha onceden sistemin guvenilirligi uzerine bazi endi$eler dile getirildiyse de durum cok ciddiydi, emin olmayan petrov hukumete haber vermek icin yalnizca bir kac dakikasi oldugunu biliyordu. standart radarlar ufuk otesi mesafeyi tarayamadigi icin onlardan bilgi alinamiyordu ve alabilmek icin muhtemel nukleer fuzelerin yakla$masini beklemek sscb'nin kar$i bile koyamadan mahvolacagi anlamina geliyordu.
o anda aklindan neler geciyordu bilinmez, petrov hicbir $ey yapmadan beklemeyi ve bunun yanli$ bir uyari oldugunu du$unmeyi tercih etti. yanilmasi durumunda kisa bir sure sonra sovyetler cok ciddi bir felaketle yuzyuze gelecekti.
dakikalarin ardindan, hicbir $ey olmadi ve petrov bunun bir yanli$ alarm oldugu konusundaki sezgisine guvenerek belki de dunyayi yanli$ bir uyari sistemi yuzunden ba$layacak salakca bir nukleer felaketten korumu$tu (sscb'nin dagilmasindan sonra ortaya cikan belgelere gore de boyle bir durumda sscb'nin izlemeyi kararla$tirdigi strateji kesindi: elindeki tum nukleer gucle bir kar$i saldiri ba$latmak), o gun gorevi oldugu $ekilde hukumet ile temasa gecseydi yuksek ihtimalle dunyanin ba$ina gelecek olan da buydu.
bu olayin ardindan petrov defalarca sorguya cekildi, askeri uygulamalara kar$i geldigi ve guvenilir bir asker olmadigi icin i$ini kaybetti, once daha kucuk bir mevkiye du$uruldu, daha sonra da emekli edildi. sovyetler tarafindan bundan ba$ka bir odul ya da ceza kendisine verilmedi.
askeri guvenlik dogrultusunda petrov'un yaptiklari 1998'e kadar gizli kaldi, alarmin da bir hata sonucunda ortaya ciktigi aciklandi (burada hadi ya diyoruz). dunya da ancak yillar sonra kahramanini taniyabildi. bu tur durumlarda da ali$ildigi uzere petrov $u an nispeten fakir bir durumda emekliligini geciriyor. kendisine sscb/rusya tarafindan herhangi bir pozitif yaptirim uygulanmasa da 21 mayis 2004'te association of world citizens tarafindan "world citizenship award"* verildi.
ironik bir not olarak aslinda stanislav petrov'un gorev cizelgesine gore o gun izinli oldugunu da ekleyelim. yerinde ba$ka bir subay olmasi durumunda da muhtemelen dunya bunun tam tersi bir senaryoyla kar$i kar$iya kalacakti.
ıslak hamburger
- yıllar önce ıslak hamburgerin mucidi (veya ilk yapanlardan biri bu entry'de kim olduğunun önemi yok), şimdilerde göztepe kristal büfenin sahibi ile sipariş öncesi muhabbet ediyorduk. o anlattıydı.
bu ıslak hamburger yanlışlıkla bulunan bir şey. mcdonalds'ın veya amerikan fastfood'unun daha memlekete girmediği zamanlar. taksim- bağdat caddesi gibi batılı bulvarlarda gezip dolaşan kesim arasında kristal ve birkaç büfe baya revaçta. o kadar ki artık yoğun zamanda burger yetiştiremiyorlar. ben de 90'lar başında bu şekilde şekilde tanıdım.
büfe sahipleri gelen talebi karşılamak için akıllarına sirkülasyonun yoğun olduğu saatlerden önce burgerleri istiflemek geliyor. böylece müşteriyi de bekletmemiş olacaklar. ısıyı muhafaza edecek bir kutu alıp yaptıkları burgerleri biriktirmeye başlıyorlar. bilen bilir kristal kendi sosunu kendisi yapar, eski müşterileri de onu ketçap olarak kullanırdı.
kutunun içine konan burger etinin sıcaklığıyla oluşan buhar ekmeğin yumuşamasına ve sosu daha iyi çekmesine neden oluyor. şaşırtıcı şekilde bu ıslanmış burgeri müşteri daha çok sevmeye başlıyor. artık sakin zamanda da ıslak burger talep ediyorlar ama o zaman bekledikleri gibi ıslak/soslu olmuyor. hal böyle olunca gerek olmamasına rağmen burgerleri kutunun içinde bekleterek ekmeği nemlendirmeye başlıyorlar. sipariş geldikçe değil kutuda burger azaldıkça yerine koyuyorlar.
özetle bugün ıslak burger diye sipariş edilen şey aslında sosun buharı hesap edilememiş bir lezzet kazası.
kişisel görüşüm daha sonraki yıllarda burger ekmekleri biraz yapay yollarla soslandırıldığı için o lezzet kayboldu. artık ıslak burger kutularının ısıtma özellikleri var dibinde dökülen sosu buharlaştırarak hazırlıyorlar. yine de super burger öncesi açılışı ıslakla yaparım kristalde. benimki ağız alışkanlığı yoksa eskisi gibi içime çekmiyorum ıslağı.
erkeğin en güzel olduğu yaş
- bu yıl 27'dir. seneye 28.
orijinalinden iyi olan cover'lar
- the civil wars dance me to the end of love'a öyle bir cover yapmış ki leonard cohen bile loopa alır.
bu da link: http://www.facebook.com/….php?v=382609773801&ref=mf