hesabın var mı? giriş yap

  • tam tersi aslında. üçten daha az kişiyle küs iseniz, muhtemelen sürekli ödün veren, benliğini ezdiren, duygularını yeterince açıklayamayan, zorbalanan, birisinizdir, bu memlekette. o yüzden ruhunuzun ben buradayım dediği anları bilmesi gerekir. darıldığınızı ve darlandığınızı belli ettiğiniz çıkışlar yapmış olmanız, sorunlarınızla mücadele etme gücünüzün olduğunun kanıtıdır. doğru yoldasınız.

  • --- spoiler ---

    arkadaş bunlar duvarda sadece 100 adamız falan diye ağlaşmıyorlar mıydı? e aq savaşta ben zaten 100 tane ölen bekçi saydım, e bi o kadar da hayatta kaldı. bu nasıl matematik anlamadım. devlet bahçeli el atmalı bu olaya.

    --- spoiler ---

  • televizyonu parcalamaya giderken fakir olduğunu hatırlayıp yari yolda vazgeçen abi yarmistir.*

  • yakın zamanda babayı alacak kız. ben de bir ara atraksiyon olsun diye bu işlere girdim de olmuyor, elalemin kezban dediği kızlar ilişki konusuda winner. ortalamadan sapmamak en iyisi.

    edit: muhtemelen alacağı en iyi cevap ''hayatımda senin gibi bir kız tanımadım ama olmaz yani ehehehe.'' falan olur. daha da kötüsü ''bir bok yedik bu hatunu başımıza sardık nasıl kurtulacağız acaba?'' diye düşünmesidir. ikisi de başıma geldi. hala samimiyet diye siksik yapıyorsunuz lan. her gün ağlıyordum, söyleyeyim de kurtulayım demiştim. neyse diğer erkekleri bilmiyorum ama türk erkeğinin çok büyük bir kısmı haymana davarı olduğu için kendisi kaybedecektir. baştan söyleyeyim.

    aşırı mutlu halimden edit 2: ne kadar saçma şeylere, olmadık insanlara üzülmüşüm alsjhdjskdjska ama siz yine de ilk adımı karşıdan beklemeye devam edin kızlar. böyle saçma sapan şeyleri bir tek ben yaşıyorum zannederdim ama her hafta istisnasız oylanan ve sözlük kızlarından mesaj aldığım yegane entrym. türk kadını cidden dertli bu konuda.

  • sözde hayvansever ve “pati” perileri olan bu arkadaşlar nerede cins köpek var kapmışlar, arkadaki köpeğe ise mahzun mahzun bakmak kalmış.
    https://twitter.com/…?s=46&t=oqoizbjfvgyv-1ru6ub0bq

    https://twitter.com/…?s=46&t=hqn_vln-xht1joyllhj06q

    edit: köpeklere boyutundan dolayı ayrımcılık yapılarak bahane üretiliyor, fakat sorun şu ki kimse kedi kadar hafif minnak köpekleri tehdit olarak görmüyor zaten, madem siz bile sırf biraz büyük diye o tür köpekleri “tercih” etmiyorsunuz o halde neden bu köpeklerin sokaklardan toplatılmasına karşı çıkıp sokaklarda aç ve başı boş gezmelerine ve çoluğa çocuğa insanlara saldırmalarına, onlarca insanın ölmesine sebep oluyorsunuz?

    bu bir çelişki değil mi? hem “onlar çok büyük, evlerimizde yaşayamaz” diye bahane üretin hem de “ama sokaklardan toplatılmasınlar” deyin. bu ne yaman bir çelişkidir???

    (bkz: her köpek eşittir bazı köpekler daha eşittir)

  • ya gerçekten demek istemiyorum ama adamın şivesini duyuyorsunuz, çocukların da efendiliğini görüyorsunuz. hiç mi sekmez bu tipler, memleketin her yanında milyonlarcası aynı ağızla aynı buradaki gibi efendi çocuklara artistlik yapıyor.

    memleketteki herkes de bunlara yuz veriyor.

  • ilk entryde verilen örnekte durumun biraz yanlış anlaşıldığını düşündüğüm kuram.

    hızınız yükseldiğinde atom altı parçacıklarınızın hareketi de yavaşlar, ışık hızında ise durağan hale gelir. yani zaman sadece sizin için durur. ya da ışık hızına yakın hızlarda seyahat ederseniz zaman sizin perspektfinizde yavaşlar. ancak size göre zamanın akış hızı aynıdır. yani, siz bu değişimi pek hissedemezsiniz. bir varış noktası olarak ayı düşündüğünüzde kafanız karışır.

    varış noktası olmaksızın bir f1 aracı ve bir ışık hızında gidebilen aracı "dünyada durağan halde duran bir gözlemcinin saati" ne göre harekete geçirelim ve 1 yıl boyunca amaçsızca uzayda dönsünler.

    dünyada geçen 1 yılın arından f1 aracındaki saatin henüz 360 gün kadar zaman saydığını, uzay mekiğindeki saatin ise henüz bir kaç dakika bile saymadığını görürüz. yani bu sırada zaman her gözlemci için farklı akar ancak hiç bir gözlemci kendi çerçevesindeki değişikliği hissetmez. uzay mekiğinde bulunan kişi gerçekten bir kaç dakika yaşlanmıştır çünkü onun atomları bozunma-eskime sürecini diğerlerine göre yavaşlatmıştır. aynı şey gravitasyon ile de gerçekleşir;

    eğer saturn'e gidip yerleşirseniz sizin kolunuzdaki saat 1 saat ilerlediğinde bizim dünyadaki saatlerimiz çoktan bir kaç saati tamamlamış olur. yani algı herkes için yereldir. bu iki gözlemci birbirine baktığında birbirlerinin normalden yavaş/hızlı hareket ettiğini görebilir mi sorusu ise tam bir muamma. çünkü şu şekilde hayvan gibi bir paradoks vardır.

    eğer ışık hızında giderken uzay mekiğinin farlarını yakarsanız uzay mekiğinden çıkan ışık yine ışık hızında hareket eder hem de hem durağan hem hareketki gözlemci için.

    yani siz farları yaktığınızda ışığın sizi ışık hızı kadar fark atıp geçtiğini görürsünüz ama kenardan bakan gözlemci farınızı ve sizi aynı hızda görür.

    yani hızınız ne olursa olsun ışık hızı daima ama daima sabit hızda gözlemlenir.

    ekleme: kütlesi olan hiç bir şey ışık hızında seyahat edemez.

    daha önce bu konuda çok daha detaylı bir yazı yazmışım efendim buyrunuz link

    db editleri:

    otizmli çocuklara öğretmen kampanyası

    (bkz: ekşi sözlük'teki sansür)

    ekleme:db eklemelerine açığım arkadaşlar varsa istek yeşillendirin