hesabın var mı? giriş yap

  • selahattin demirtaş'ı seven insanları terörist olarak görme ve velileri de "karşısında zafer kazandığı" kişiler olarak görme fikri sakatlığına girmiyorum şimdilik. biz öğretmenin ifadeleri üzerinden konuşalım. elimizdeki tek veri bu çünkü.

    sayın öğretmen de biliyor ki, köyün tamamı anlattığı radikallikte olsa çocuklarına atatürk baskılı tişört giydirip okula da göndermezlerdi. o derece politikleşmiş yerlerde politik kişiler bu tür bayramlarda çocukları okula göndermezler zaten. aile gitmiş sembol içeren tişörtleri almış göndermiş okula, çocuğunu öğretmene emanet etmiş. ama bu arkadaş, muhtemelen atandığı köy okulundan bir an önce torpille tayin çıkarıp gitmek için böyle provokatif bir paylaşım yapmış. 3 yıl orada kalacağına devletlulara göz kırpmış, o da tutmazsa atılan tvitlerden dolayı "can güvenliğim yok" deyip en kısa zamanda memleketine gidecek. kamuda can güvenliği gerekçesi ile tayin hakkı mevcut çünkü. bölgede görev yapmamak için atılan taklalardan biri bu. daha önce de çocukların alnına siyasi sembol çizen, ırkçı ifade kullanan birçok kişi gelen tepkiler sonrası sahil kasabalarina tayin cikardilar "can güvenliğimiz yok" diye. hem vatansever mührü vuruyorsun alnına, hem doğuda görev yapmaktan kurtuluyorsun, hem de istediğin şehre gidiyorsun. ticaret yapsa milyoner olurmuş hoca hanım. o potansiyel var. ben beğendim o girişkenliğini.

  • bugün sosyal medyada denk geldiğim paylaşım ile haberdar olduğum durum. erkek asgari ücretli, kadın ev hanımı, kirada oturuyorlar. bebek sahibi olmak için çok çabalamışlar ama olmamış, onlar da 11 bin lira borç bularak tüp bebek tedavisine başlamışlar, yazılana göre tutmuş ama şimdi de annenin haftalık 300 liralık bir iğne olması ve çok iyi beslenmesi lazımmış. aldıkları 11 bin lirayı ödemek ve tedaviyi devam ettirebilmek için yardım istiyorlarmış. erkek şu an evin temel ihtiyaçlarını bile karşılamak da zorlanıyormuş. yardımlar illa para şeklinde olmak zorunda değilmiş, isteyen ilaçları ve gıdaları kendisi alabilirmiş falan, filan.

    gerçekten aklım almıyor, mantığını kavrayamıyorum. bu nasıl bir şeydir? tamam evlat sahibi olmak istersin, bu bir güdüdür. ama arkadaş dünyaya getireceğiniz çocuğa bu kötülüğü niye yapıyorsunuz? bu ülkede hayat zaten zorken, siz kendiniz zor geçinirken, borç ile harç ile kendi yaşadığınız zor hayatı bir cana daha yaşatmaya nasıl vicdanınız el veriyor? ne desek boş, hem de bomboş.

    edit: bir altta bana aklınca laf sokan dangalak emin ol o aile yapabilse 10 çocuk yapar, aile urfa'da yaşıyormuş. doğacak çocuğa belli bir yaşam standardı sunamayacak, sağlıklı besleyemecek, kaliteli bir eğitim aldıramayacak kişiler çocuk sahibi olmasın arkadaş. bunu söylediğim için bok kokan ağızları ile sürekli sağa sola hakaret yağdıran, illa gel bana küfret diye çaba gösteren beyinsizlerin farklı düşünüyor olması fikrimi değiştirmez.

    edit2: devleti istediğin kadar suçla kardeşim, eleştir, de ki tüp bebek masraflarını devlet karşılasın ama şu anki durum bu, borç harç ile, kendileri geçinemiyorken, yardım toplayaral o hayata şu an bir bebeği dahil edecek olanlar ülke gerçeklerinin farkında olarak hareket etmeli.

  • ödev yapmaktan, yazı yazmaktan nefret eden ilköğretim 1. sınıf öğrencisi ege eline bir kitap alıp öğretmeninin yanına gider...

    ege: bu ne bu?
    öğretmen: kitap...
    ege: onu biliyorum da ne kitabı bu?
    öğretmen: müzik kitabı...
    ege: kaç ay oldu okul açılalı, niye bunu okumuyoruz hiç? bıktım artık yazı yazmaktan, biraz resim yapalım, şarkı söyleyelim falan! okula gelmek istemiyorum artık!!!
    öğretmen: sen okula gelmezsen ben ne yaparım egeciğim?
    ege: ne yaparsın? gelenlere yazı yazdırırsın yine!

  • tabakta bırakılan yemeğin arkanızdan koştura koştura gelmesi.

    hala ayaklı pilav imajı hafızamdan silinmemiştir.

  • arkadaşlar bu yazılı olmayan kuraldır.

    şampiyon olduysan kendi semtinde eğlenirsin. rakip takımın semtinde eğlenemezsin. beşiktaş'ta, kadıköy'de bu kutlamayı yapamazsın. bu budur. sen şimdi trabzonspor taraftarı olarak bağdat caddesinde şampiyonluk kutlarım dersen senin oradaki amacın şampiyonluk kutlamak değil gövde gösterisi yapmak. bunu da sana yaptırmazlar. yapamazsın yani. etik değil.

    not: beşiktaş.

    edit: trabzona mı gidelim mesajları alıyorum.

    bağdat caddesine de gitmeyiver bir zahmet. istanbul'da semt mi bitti?

  • yillar once kulagimi deldirmistim, babam gormeden once mesajla soylesem daha iyi olur diye dusundum:
    ketch: "sekiz delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak hehehe"
    babasi: "alnindan vurulmus cocuk?"

  • fellini filmi tadında görüntüler...

    taksiciler istanbul'un en büyük sorunu...
    çoğu çakal...
    kimi nasıl tokatlarız derdinde...
    belli ki taksici sorunu ülkeyi yönetenlerin de gündeminde..
    polise "taksicileri zıplatın" talimatı gelmiş..
    the marmara önünde trafik polisleri uygulama yapıyor..
    müşteri almayan, beğenmeyen taksicilerin taksileri artık trafikten men ediliyor..
    yok artık öyle "üç kuruşa beş köfte"
    direkt trafikten men..
    sonrası taksicilerin zıplaması..
    belgesel tadında görüntüler..

    edit: bazı arkadaşlar uygulama yolcu filan demiş..
    taksicinin yalan söylediği 1 km öteden belli oluyor...
    eskiden yolcu almayan taksiyi polis ceza yazıp gönderiyordu..
    --- spoiler ---
    kısa mesafe yolcu almadığı tespit edilen taksiciler için 2.265 tl idari para cezası kesilmektedir.
    --- spoiler ---

    şimdi işler değişti...
    yolcu almayan taksi direkt bağlanıyor..
    yeni olan bu...
    do you understand...

    edit: bugün rabbim verdikçe veriyor..
    taksicilerden sonra minibüsçüler de ceza manyağı yapılmış...
    (bkz: kadıköy'de minibüsçülerin zıplatılması)

  • 2023-2024 eğitim öğretim yılı başladığında okulun öğrencilerini ve velilerini dumura uğratan olay. çocuklar ilk gün makarna ve çorbayla karşılandı. akşama yine aynısı. sonraki günler ve öğünler de hep aynı devam etti. arada bir öğün kuru fasulye, bir öğün de nohut verdiler.
    kızım da bu yıl yatılı olarak hazırlık sınıfında okumaya başladığı için olan biteni yakından takip edebiliyorum.
    sabah kahvaltısı içler acısı. çocuklar okul açıldığı günden bu yana etli yemek nedir görmedi. dün mantı çıkmış, kızım telefonu açmış bana coşkuyla anlatıyor. annesi dedi ki: "kızım içini açıp baktın mı, et var mıydı?"
    şu yemeklerin fotoğraflarını görünce ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız umarım.

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    okul idaresi hükümetin reva gördüğü 39 tl ile çocuklara nasıl 3 öğün yemek vereceğinin çaresizliği içerisinde. okul aile birliği de velilerin bağışlarıyla durumu kotarmaya çalışıyor.

    saray'da ve meclis'te çöpe dökülenleri düşününce sinir olmamak elde değil.
    öğrenci velileri olarak çocuklarımıza reva görülen bu saçma sapan durumdan kurtulmanın yollarını arıyoruz. fatih portakal da bu okuldan mezun. fox tv, sözcü tv ve diğer basın araçlarını da devreye sokmaya çalışıyoruz ama bize biraz sabredin bütçe artırımı talep edildi deniyor. bu ne kadar sürer bilemiyorum.

    okul müdürünün de katıldığı online bir toplantı yaptılar pazartesi günü. okul müdürü geçen yıl öğle yemeklerinin fiyatında artış yapmış ve bu yüzden soruşturma geçirmiş. ben toplantıda kendisinde bu sorunun çözümüne dair pek bir azim ve kararlılık göremedim. sanırım geçirdiği soruşturma onu biraz pasifize etmiş.
    bakın ben okul müdürünü ya da okuldaki başka bir görevliyi suçlamıyorum. suçlu düpedüz hükümet. diyanete, savaşa, göçmene para akıtan hükümet kendi çocuklarını aç bırakıyor. bu çocuklar ülkenin lgs denilen rezalet sınav sisteminden alnının akıyla çıkmış, yüzde 0,7lik dilimin içinde, geleceğin umudu, zeki ve çalışkan çocuklar. öyle olmasa da olurdu? ne fark eder? gelişme çağındaki çocuklar bunlar.