ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türklere sorulan salak sorular
- yer italya
-sizin ülkede maşallah diye bi kamyon şirketi mi var?
-yoo neden
-her gelen türk arabasında maşallah yazmakta
-hmm gachayım...
yaşam çiçeği
- yaradılışın kaynağını, varlığın özünü, kadim sırları, evrenin oluşumunu vs barındırdığı öne sürülen, kutsal geometri adıyla anılan 19 çemberli küresel bir figür. mısırlılar, sümerler, aztekler vs ne kadar etnik kültür köken varsa, bu kadim bilginin kendileri tarafından korunduğu ve bugünlere ulaştırıldığı, hatta mirasının atlantis e kadar dayandığı rivayet edilir. (bkz: drunvalo melchizedek)
meyveye benzerliği sebebiyle 7 çemberli göbek kısmı yaşam tohumu olarak anılır. bu figürü taşıyan, bulunduran kişilerin hayatlarına denge, dirlik ve düzen gireceğine; figürün, yaşamı da tıpkı kendi şekli gibi, kusursuz geometrik bir sisteme oturttuğuna inanılır.
güzel, zarif bir figür kendisi. günümüzde mücevherat piyasasında model olarak yerini bulmuş durumda.
hikmeti vs bilemeyiz, kendisini boynumda severek taşıyorum.
şekli şemali
seed & flower
detaylı izahatler
bir korku ögesi olarak bilimadamı günlüğü
- bilhassa bazı bilgisayar ve konsol oyunları ile gerilim filmlerinin vazgeçilmez unsurlarından biridir bu. filmin ya da oyunun bir anında mutlaka kahramanlar bilim adamının kaydettiği günlüğe ulaşırlar. kaydettiği diyorum, çünkü bu üzeri tozlanmış ciltli bir defter de olabilir, bir dizi ses bandı ya da video kaydı da... yani sonuçta kimsenin kalbini kırmak istemiyorum. kültürün sanatın klişesi olacak tabii. hayat da zaten bir klişe yumağı değil mi kedi gibi oynadığımız ama hala içimizdeki boşluğa dokunan ve bizi alev alev üşüten? (la yörü git!)
burada beni rahatsız eden 2 şey var dostlarım:
1. ısrarla bu günlüğü okuyan insanların deneyin sonucuyla ilgili olarak şaşırmaları.
2. bilim adamının kaydın bir yerinde "hiç böyle yapmazlardı", "bugün tuhaf bir şey oldu" vs vs... deyip "kaçın lan kaçın arrrrrooooovvvv geliyle" diye bir dehşet mesajıyla olayı bitirmesi.
bakın bir örnek verelim:
3 aralık
bugün yıllardır süren araştırmalarımın ilk sonuçlarını almaya başlıyorum. koyun-tavuk-insan ve gergedan dna'larını karıştırıp arsenikte beklettim. üç ay boyunca düzenli olarak plütonyum ve uranyum zerkedip, radyoaktif ışınlara maruz bıraktım. sonuç şaşırtıcı... kuluçka evresi başladı.
19 ocak
aman yarabbi... bugün çok tuhaf bir şey oldu. bu "şey"... bu "şey"... ama hayır, artık onun bir ismi var. ona at serumu deneyinde kaybettiğim bacanağımın adını verdim... onun adı artık cengiz.
27 ocak
doğalı bir hafta oldu ama şu an cengiz'in vücut fonksiyonları 38 yaşındaki bir adam, 4 yaşındaki bir gergedan, 14 aylık bir tavuğunkine eş değer. koyun kısmıyla ilgili yaş tahmini yapmak istedik ama sonuç olumsuz. en sonunda cengiz'in döş kısmından bir numuneyi vedat milor'e gönderdik. "erzurum civarında otlamış 6 aylık yağlı kuzu bu... kekremsi, güzel..." diye mail attı. o kısımları komple kesip kavurma yaptık. şu an cengiz'in döş kısmı yok.
4 şubat
hiç böyle yapmazdı... koyun kısmını yediğimiz için artık otla besleyemiyoruz. sanırım bir canavar yarattım, bugün asistanım erkan'a kendi yumurtalarını atmış. sanırım artık aman allam yo yo yooooodoooooooo....
*
yooooooo tabii... ne bekliyordun, ne olacaktı? bayrama el öpmeye mi gidecektin cengiz'le, düğünde halay mı cekecektin? yoooooo tabii.
işte bu noktada video görüntüsünün aniden bulanıklaşması, ses kaydının bozulması ya da günlüğün ilgili kısmının cardattanak yırtılmak (kan iziyle birlikte) suretiyle "kayıp" olması çok olağandır. ama dediğim gibi beni asıl sinirlendiren bu günlükler ulaşan insanların tepkileri: "burda ne olmuş böyle tanrım..." lan ne olmuşu var mı, deney adı altında binbir mahluku karıştırıp aşılaya aşılaya hayvan etmişler, canavar etmişler hepsini. ne bekliyordun ki? deneyse en güzel deney gregor mendel'in bezelye deneyidir kardeşim. biliyorsunuz deney sonunda mendel, bezelye'nin yanında giden en güzel şeyin pirinç pilavı ve ayran olduğu sonucuna vardı. bakın üç yüz yıldır yiyoruz, bakliyatçı çiftçinin de yüzü gülüyor. allah razı olsun. geçenlerde mendel'in günlükleri çıktı yky'den. okudum. ziraat bankası tarım kredisine başvuran çiftçi günlüğü gibi günlüğü. ne bir fevrilik var, ne bir aşırılık. bezelyeler kıvama geldi diyor, mavi gözlü sedat yanımdaydı diyor bilme ne. bilimse bu da bilim, günlükse bu da günlük işte.
erken çıkmasınlar diye madencileri ocağa kitlemek
- "kilitlemek" sığmadığı için kestim orayı. yine de anlaşılıyor sanırım?
"türkiye taşkömürü kurumu, zonguldak’taki maden ocağının asansör kapılarını mesai saatlerinde işçilerin üzerine kilitliyor. gerekçe işçilerin mesaiden erken çıkmasını engellemek. uygulamaya isyan eden genel maden-iş sendikası kilidin kalkması için iş mahkemesi’ne başvurdu".
olm bin yıl daha bi sik olmaz bu ülkeden. kesin.
(bkz: birileri ölmeden sallanamayacak olaylar)
(bkz: türkiye)
lan gerçi ölseler de 2 güne unutuluyor. o da ayrı.
ek: ambulanstan önce polis geliyorsa
ek2: (bkz: 11 eylül 2014 faruk çelik açıklaması)
ahmed arif
- ''başım gözüm üstünesin
suskum, avazım üstüne...''
anadili şiir olan bir şairdir.* gözümde türkçe şiir ülkesinin en güzel ve en farklı şehridir. şiirleri türkçe olmasına rağmen, şiirlerinde kürtçenin kokusunu almamak imkansız, bundandır kürtlerin de onu çok sevmesi, bağrına basması ve çoğu zaman yanılgıya düşüp kürt şair deyince akıllarına ilkin ahmed arif'in gelmesi. kürtçe'nin kokusu için tabii ki ahmed arif'in şiiri vardır ve inanılmazdır, evet, ama o dilin tadı için kesinlikle yeterli değildir, bunu belirtmekte yarar var... neyse sabah sabah ismini anmamın asıl sebebine gelirsek: bugün iyi ki doğmuştur. iyi ki vardır. ve iyi ki bize şiirler armağan etmiştir.
''kaç bin yıllık hasretimin koncası/ gözlerinden/ gözlerinden öperim/ bir umudum sende/ anlıyor musun?''
yonja'da tanışmak için atılan ilk mesaj
- msj: -kirmizi hapi icmek istermisin..
ynt: bende erkeğim
msj: hasktr
ynt: welcome the desert of truth
her filmi berbat olan yönetmenler
- (bkz: togan gökbakar)
şövalye yeminleri
- anam avradim olsun na $u yuvarlak masaya benziyim ki bi dane dusman sağ koyarsam bütün şato beni siksin..
taksiciler battı mutlu musunuz
- nükleer bombadan sonra yeryüzünde; hamamböcekleri, emlakçılar, taksiciler ve müteahhitler hayatta kalacaktır. merak etmeyiniz, bir şey olmaz onlara.
talimat gelmiştir o kararı kendi başına veremez
- kimse de cikip "madem oyleydi de daha once sen bu adami ne demeye milletvekili olarak tutuyordun?" demiyor mu bu beyanatin uzerine?
evet, soru retorik.
ebebek'in cuma saatlerinde ticaret yapmaması
- başıma gelen hadisedir.
ulan madem ticaret yapmayacaksınız, bizi içeri alıp neden alışveriş için birşeyler bakmamıza ve zaman harcamamıza sebep oluyorsunuz.
15dk baktım, ürün seçtim kasaya geldim ve cuma saati bıdıbıdıbıdı.
mal mısınız olum siz!
birdaha değil kapısından girmek, önünden geçmeyeceğim firma.
edit: arkadaşlar cumaya karşı değilim, cuma saati mağazayı açık tutup, orda bulunan erkek ve kadın personellerin cuma saati satış yasak tavrına karşıyım. tamam satmayabilirsin senin dükkanın ama dükkanı kapatta zaman harcamayalım! şovdan başka bişey değil bu yapılan.