ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk windows
- - birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde bu programı ve bileşenlerini tümüyle kaldırmak istediğinizden emin misiniz?
ersin düzen
- ersin burayı okuduğunu biliyorum;
neymiş, 8 yıldır bu turnuvayı bekliyormuş da isyan edermiş bu tepkilere.
ulan zaten toplam 30 takım filan var yarışta olan, aralarından ilk 24'e girmek başarıysa, git kosova'yı tut. ne mücadelesi amk? hangi mücadele? turnuvada ilk defa 3 gol yiyen takım türkiye; en az koşan takım türkiye; en fiziksiz takım türkiye; ama ne hikmetse oyucuları, teknik heyeti en çok konuşan yine türkiye.
neymiş de 8 yıl beklemişmiş. sanki biz engelledik gitmelerini amk.
sen ve senin gibi eyyamcılar, takımdan çok kişileri tutan, ordan buradan tanıdıklarıyla bir yerlere gelen adamlar yüzünden bu takım/ülke bu halde zaten; bu yüzden insanlar artık kendi takımlarını bile sevemiyor.
insanda biraz utanma olur.
hülya avşar'ın köpeğinin adını çarşı koyması
- haber niteliği taşımamaktadır.
eğer ki köpek kardeşimiz hülya'nın adını çarşı koysaydı bak o haber olurdu işte.
sözlük yazarlarının takipçi sayıları
- 1 (bir) takipçim var. çok mutlu oldum. onun dünyadaki en şeker insan olduğuna, sırf onun için artık entrylerime daha çok dikkat etmem gerektiğine kanaat getirdim. artık onun için yazmalı, hep onu düşünmeliydim.
kim olduğunu düşünürken kendi kendimi badi diye eklediğimi anımsadım.
bunlar reisin emrini bekliyor
- yıllardır sandık, milli irade dediler. şimdi milli irade başkasını seçerse şiddete başvuracaklar öyle mi?
yani milli irade, seçim dedikleri şey sadece kendileri çıkarsa iyi, çıkmazsa kaka.
tesla ile kaza yapıp yanarak ölen 2 hemşire
- bu, sadece bir trafik kazası değil; toplumun elektrikli araçların doğasına dair sıfıra yakın teknik farkındalığının acı bir sonucudur.
elektrikli araçlar, özellikle yüksek performanslı modeller, bambaşka bir risk profiline sahip. kazadan sonra hayatta kalma ihtimali, bu araçlarda batarya yapısı ve kimyasal tepkime süresi nedeniyle içten yanmalı modellere göre ciddi biçimde daha düşük.
bu araçlarda kullanılan li-ion batarya paketleri, binlerce hücreden oluşan kompakt enerji bloklarıdır ve aracın altına yayılmış şekilde yerleştirilir. kaza anında bu pakete gelen şiddetli darbe delinme veya kısa devreye yol açarsa, kontrolsüz zincirleme bir reaksiyon olan thermal runaway meydana gelir.
önce bir hücre ısınır ve patlar. ardından bu patlama komşu hücreleri tetikler ve bataryanın tamamı saniyeler içinde alev alır. bu yangınlar kendi oksijenini üretir, su veya klasik söndürücülerle kontrol altına alınamaz, çoğu itfaiye birimi bu yangınlara müdahale bile edemez. saniyeler içinde 3.000°c’ye kadar ulaşan sıcaklıklardan bahsediyoruz, bu delinme meydana geldiğinde kurtulmak mümkün değil yani.
zaten bu araçların batarya güvenliği halatartışmalı. sorulması gereken net sorulara yeterli cevaplar verilmiyor. örneğin: araç üreticisinin batarya delinmesine karşı yeterli fiziksel yalıtım sağladığını kontrol eden bağlayıcı bir regülasyon neredeyse yok. thermal runaway başlamadan önce devreye girecek aktif yangın bastırma sistemleri neden baz modellerde standart değil, bunu kimse sormuyor. bu kadar kontrolsüz güç neden gerekli ayrıca? bu araçların doğası hakkında kullanıcılar neden eğitilmiyor?
burada kusur sadece hız yapan sürücülerde değil. bu kadar yüksek ivmelenme gücüne sahip ve bu denli tehlikeli bir makineyi, hiçbir zorunlu eğitim ya da altyapı hazırlığı olmadan piyasaya sürmek de ciddi bir kusurdur.
bir mühendis olarak söylüyorum: evet, elektrikli araçlar geleceğin teknolojisidir.
ama bu toplum, altyapısıyla, acil müdahale sistemleriyle, sürüş kültürüyle henüz buna hazır değil. üreticiler ve yetkili merciler bu gerçeği bilerek hareket etmek zorunda.
sigara içenlere daha az maaş verilmesi
- klasik türk düşünce şeklini gösteren cümle. neden sigara içmeyenlere daha fazla maaş verilmesi önerilmez de sigara içene daha az ödeme yapılması önerilir. büyük ihtimalle bunu öneren zengin bir patron değil 3 kuruş maaş alan bir çalışandır. kraldan çok kralcı olmak böyle bir şey.
2022 turizm krizi
- sakız adasında kaldığımız otel dolu idi. yunan, türk ve amerikalı turistler. arap yok, keko yok. türkler de genelde çocuksuz veya 1 çocuklu çok efendilerdi.
sokaklarda afgan yok, mülteci yok, keko yok, insanı rahatsız eden unsur yok.
kafeler ve restoranlar tamamen dolu. taverna cumartesi gecesi tamamen dolu. rezervasyonu olmayanlar geri dönmek zorunda kaldı. garsonlar genç kız, ter kokulu keko garson yok, sürekli masana gelip rahatsız etme yok. fiyatlar euro’nun bu haline rağmen türkiye’ye göre uygun.
sonra kos adasına gittik. en kötü yanı bodrumdan gitmek zorunda kalmamız oldu, limanda kekoluğa, kazıkçılığa maruz kaldık, çok şükür kekolara bir liramız gitmedi.
kos adası oteller dolu, cafeler, restoranlar dolu saatlere göre. sürekli rahatsız eden keko garson yok. fiyatlar sakıza göre biraz daha yüksek .
genelde yunan ve avrupalı turist var. arap yok, afgan yok, keko , barzo yok.
yine de hiç kazıklanma korkusu yaşamıyorsunuz. amerika’da yaşayan bir yunan aile ile arkadaş olduk. türk olduğumuzu öğrenince çok samimi davrandılar. genelde sakızda türkçe bilen çoktu.
her sene yunan adalarına gidiyoruz pandemi hariç. euro’nun durumundan dolayı gidemeyiz sanıyordum, türkiye’den daha ucuz. mülteci, sapık olmaması açısından daha da güzel göründü gözümüze.
gece eşinle çocuğunla sokaklarda güvenle gezebiliyorsun. kimse kimseyi rahatsız etmiyor. sırtlan ve çakal yok. slimfit keko yok. sanırım insanları rahatsız edenler tutuksuz yargılanmıyor.
her kuruşunu helal ettiğim bir başka yunanistan tatili oldu.
ekleme: garsonlara bahşiş vermezsen surat yapmıyorlar. 1-2 euro bahşiş verirsen teşekkür ediyorlar. türkiye’de en son 30 lira bahşiş verdim diye sürat yapıp yüzümüze bakmayan ter kokulu , barzo garsonu hatırlayınca insan ülkesi adına üzülüyor