ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ses yarışmasında annem türküsü söyleyen iri kadın
- 10 yıldır her ses yarışmasında görülen tiptir.
teknosa çalışanlarının top sakallı olması gibi genel-geçer bir durum galiba.
evren büyüklüğünden hayatın anlamsızlığına ulaşmak
- bugünlerde iyiden iyiye kafama takmaya başladığım mesele. bu başlığın karşıma çıkması da bir başka mesaj olsa gerek.
öyle çok derin bir adam değilimdir ama çocukluğumdan beridir uzaya, evrene, galaksilere, gezegenlere filan amatör bir ilgim var.
geçenlerde de ayıptır söylemesi 500 m2'lik bir arsa aldık. (buton filan aramayın şimdi. az bi durun lütfen.)
eşim "oh ne güzel yatırım yaptık" modunda, bende ise biraz burukluk var. "n'oldu?" diye sorunca:
"ne olacak yahu. şu sonsuz denilen evrende sayısız galaksiler içinde sayısız gezegen var. bunların bir tanesinde hayatın sürebileceği koşullar oluşmuş. ve bu durum milyarlarca yıl sürmüş.
öte yandan bir sürü yumurtanın içinden bir tanesi milyon sayıdaki spermlerin biri tarafından döllenmiş ve biz bu dünyada yaşama şansı bulmuşuz.
böyle bakınca milli piyangodan yılbaşı ikramiyesi çıkma ihtimalinden binlerce kez daha az olan bir ihtimal gerçekleşmiş.
bu imkan bize milyarlarca yıl yaşı olan bir evrende sadece ve sadece 80-85 yıl için sunulmuş.
biz ise bu yılların yarısından fazlasını 500 m2 arsa almak için harcamışız.
ve buna sevinmemi bekliyorsun."
dedim.
"haklısın ama ne yapsaydık" dedi.
"arabayı değiştirseydik" dedim.
ailenin komik kısa mesajları
- emniyetten emekli baba’nın çektiği ilk mesaj:
"oğlum paranı yatırdım bankadan çektin mi? bana durumunu bildir.tamam"
ahmet kaya'ya saldıranların gezi'ci olması
- sayesinde serdar ortaç ve mahsun kırmızıgül'ün gezici olduklarını öğrenmiş olduk.
yıktıkları heykele basıp poz veren askerler
- eğer akp'li bile olsa alnindan öpmek istediğim kardeşlerimdir.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
- doğum günümde "birbirimizi geç bulduk ama asla kaybetmeyeceğiz" demesi ve 2 hafta sonra bir trafik kazası sonucu yaşamını kaybetmesi. gerçekten unutulmuyor. seneler geçse de.
ağza kürekle vurma hissi uyandıran kelimeler
- hmm, başarılı...
ulan köy kahvaltısı yapıyoruz, adam domatesten bir ısırık aldı ve bunu söyledi.
parfüm
- eskiden tamamen doğal olarak üretilirken günümüzde maliyetlerin çok yüksek olması ve fiyata yansımasından dolayı laboratuar ortamında yaratılan sentetik yağlardan üretilmektedir. açık tenliyseniz hafif kokular, koyu renk tenliyseniz biraz daha ağır kokular tercih edebilirsiniz gibi halk arasında çok yaygın olan görüş tamamen yanlıştır. kokunun kişiye yakışması ten rengiyle değil tamamen ten ile alakalı bir durumdur. bu nedenle parfüm seçilirken tester kağıtları yerine tende denenmelidir.
ayrıca atlanılmaması gereken önemli bir nokta en güzel parfüm insanın kendisinin duymadığı parfümdür. yani kaliteli parfümü sıktıktan sonra aslında onu siz almasanız bile etrafınızdaki insanlar hisseder. bu arada önemli bir dipnot olarak belirtmekte yarar görüyorum yapılan bir araştırmaya göre ağır kokuları tercih eden insanlar daha az kendine güveni olan ve farkedilmek isteyen insanlarken hafif kokuları tercih eden insanların kendilerine güvenen insanlar oldukları saptanmış. eğer asansörden indikten sonra bile parfümü asansörde kalanlardansanız bu konuda bana değil bilimsel araştırmalara kızınız lütfen.
yine de parfümün kalıcılığını arttırmak için bir kaç ipucu isteyenlere;
parfümün yan ürünleri olan duş jeli ve duş sonrası losyonları ve pudralarını tavsiye ederim. ayrıca parfümü yakından değil uzaktan sıkarsanız kalıcığı artacaktır. bir de kulak arkası, bilek içleri gibi kan basıncının yükek olduğu yerlere sıkın fakat bilek içine sıktıktan sonra bilekleri birbirine sürerek parfümü dağıtmaya çalışmayın bu koku moleküllerinin zarar görmesine ve orjinalinden daha farklı bir koku salgılamasına neden olur. parfüm konusu hassas bir konu ne de olsa. son olarak saça zarar vermeyen saç parfümlerini de kullanabilirsiniz.
bir ateistin büyü ile imtihanı
- seve seve gönüllü olabileceğim deney.
beni ve benim belirleyeceğim 4 azılı ateisti, horoz ayağı ve kedi kuyruğu kullanarak kabakulak yapmayı başarırlarsa; anadolu çomarı olmayı ve mâlum partiye oy vermeyi kabul ediyorum..
ertesi yıl editi: kabakulak oldum amk.
yurt dışında oy verme oranının %5 olması
- bu yurtdisindaki insanlar hakkinda yurticindeki herkesin bu kadar bilgi sahibi olmasi goz yasartici. valla bravo.
oncelikle, oy vermek icin randevu alma gerekliligi ve bunun getirdigi zorluklari [bu yuzden egitim duzeyinin cok daha yuksek oldugu abd gibi ulkelerde yasayan turk vatandaslarinin oy verme orani, almanya gibi ulkelerde yasayan ve egitim seviyesi cok dusun turk vatandaslarinin oy verme oranindan daha yuksek zira randevu alma islemi bu insanlar icin pek de kolay bir is degil] vesaire bir yana koyalim.
yurtdisinda oy verme islemi, turkiye'deki gibi herkesin yasadigi sehirde yapilmiyor. turkiye cumhuriyeti temsilciliklerine gideceksiniz. bu da ornegin abd'nin bati yakasindaki eyaletlerde (washington'dan, alaska'ya, colorado'dan hawaii'ye kadar) yasayan herkesin los angeles'a gitmesi demek.
kafanizda canlanmamis olabilir, bahsettigim mesafeler soyle.
- hawaii'den los angeles ~4000km.
- alaska'dan los angeles ~4000km
- denver-colorado'dan los angeles ~1400km
simdi bu mesafeleri istanbul'a uygulayalim
- istanbul'dan madrid 2800km
- istanbul'dan berlin 1750km
- istanbul'dan londra 2500km
umarim mesafelerin buyuklugu hakkinda bir fikir vermistir. avrupa ozelinde, zaten gurbetci adam bu kadar yol tepecegine gider turkiye'de oy verir (sinir kapisinda)
sahsen ben los angeles'a nispeten cok daha yakin olan san francisco'da yasiyorum. kalktim oy kullanmaya gittim. oncelikle haftasonu san francisco'da bulunmak zorunda oldugum icin mecburen bir is gunu izin almak zorunda kaldim. ayni sekilde yine hemen donmek zorunda oldugum icin araba ile degil, ucakla gittim. bunun oteliydi, araba kiralamasiydi, yeme icmesiydi $1000 civarinda para harcamam gerekti. ıki kisi icin $1500 diye dusunun. ben gittim bu parayi harcadim ve oyumu verdim. ama herkesten bekleyemem.
bu baska ulkelerde ayni hesaplamalara yol acmiyor olabilir, her ulkenin karakteristigi farkli lakin hangi ulke olursa olsun, kalkip belki de mahallenizde oy kullanmak gibi bir is olmadiginin farkinda varmalisiniz.
thy'nin istanbul temalı yeni reklamı
- istanbul'u oldukça merak ettirmiş reklamdır. iyisimi yarın dolmuşa bineyim de bağcılar'dan istanbul'a akayım alem turist görsün!
öğretmenlerin okul sütünden yoğurt yapması
- öğrenciler içsin diye gönderilen sütlerden, yıl sonunda artmış olanlar kullanılarak yapılmış yoğurttur. aynı olay çalıştığım okulda da başımıza geldi. son haftalarda devamsızlık yapan öğrencilerin çokluğundan dolayı, gönderilen sütler kalıyor. bu sütleri milli eğitim'e gönderme durumunuz yok; sütleri bitirin, diyorlar. taşımalı öğretim yapılan bir okul olduğumuz için, okul çevresinde dağıtacağımız çocuk ya da ev de fazla yok. zaten son gün okula gelen öğrencilerden, isteyenlere sütler dağıtıldı ama yine de kolilerce süt kaldı. bizim idare de, öğretmenlere "istediğiniz kadar alıp, evde çocuklarınıza verebilir ya da etrafınıza dağıtabilirsiniz." dedi. aksi takdirde, sütler depoda bozulacaktı. adana'daki olay da, büyük ihtimalle bundan ibaret. ama siz yine de bu olay üzerinden öğretmenlere saydırma niyetindeyseniz, canınız sağ olsun.