ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
frengi
- 6 sayisina takintili, oldukca sinsi bir bakteri olan treponema pallidum'un yaptigi veneral bir hastaliktir. tedavi edilmediginde 4 evrede seyreder. klinik ilk evre hasta bakteriyi aldiktan 3-6 hafta sonra cinsel organda bir yarayla baslar. ayni bolgedeki lenf bezlerinde de buyume gorulebilir. agri sizi yapmayan ama ayni zamanda cok bulasici olan bu ulser 4-6 hafta icinde iyilesir. hasta zaten canimi da acitmiyor diyerek tedavi olmazsa ikinci evre baslar.( bu da yaranin iyilesmesinden 6 hafta sonra gorulur) avuc iclerinde ve ayak tabanlarinda baslayip vucuda yayilan dokuntu, cinsel organlarda sigil benzeri yaralar, orda burda sisen lenf nodlari, agri sizi derken bu evre de yine 6 hafta icinde atlatilabilir. hasta hala 'gecti nasilsa, doktorluk biseyim yok' modundaysa sinsi bakteri latent bir faza gecer. sesini solugunu cikarmaz, ve deyim yerindeyse yillarca uyur. bu latent evre kimilerinde ikinci evredeki ataklarin tekrari gibi seyretse de belli bir zaman sonra her hastada uykuya gecer.(aslinda uyumaz da gozlerini kapatir) bu sessiz sakin latency'nin sonunda (6 ila 40 yil arasi bir sure) tersiyer sifiliz denen dorduncu ve en lanet evreye gecilir. deriyi ve kemikleri tutan derin yaralar, aortun medial kisminin nekrozu sonucu gelisen anevrizmayla beraber kardiovaskuler hastaliklar, insanin delirmesine (cok amiyane oldu, mental deterioration diyelim) varana kadar (general paresis of insane) cok genis bir klinik tabloyla karsimiza cikar.
isin en trajikomik yani ise, ilk evrede o masumane ulser ortaya ciktiginda hasta bir adet intramuskuler(evet, kalcadan) penisilin yese turp gibi olur . yani "bu kadarcik yaradan erkek adama(ya da kadina diyeyim de bakteri gibi ben de cinsel ayrim yapmayayim) birsey olmaz" demeyip doktora gitmek,bir de eslere sadik olmak gerekir.
3 milyon şehit verelim kuzey ırak'ı alalım
- yanlış bir tercih. fiyat/performans açısından yunanistan'ı almak daha fizibıl gibi duruyor.
siz cumhurbaşkanı olursanız kuran iptal olacak mı
- - cumhurbaşkanı 20 dakika gelmezse kuran iptal beyler.
taner yıldız'ın başarılarını taçlandıran s-350
- asgari ücretli çalışan, 4 kişilik bir aileyi geçindiren bir emekçinin maaşından gelir vergisi adı altında alınan vergi ile alınmıştır.
17 yaşında pkk militanının işkenceyle öldürülmesi
- ambulans çağırmadığı için polise kızan ama ambulans da çağırmayan vatandaşları da içinde bulunduran olay. 112'yi tuşlamak çok mu zor arkadaş?
edit: aşağıda komik sorular sorulmuş. cevaplar:
1. kim çağırıyorsa çağırsın ambulans gelmek zorunda ve gelir.
2. polis telefon kullanmanızı engelleyemez. hiç olmadı gider 100 metre ileride arayıp ambulans çağırırsın.
3. 2'nin cevabı ile aynı.
türkiye'den kaçanlara altı okkalı laf
- özetle; yurtdışına gidenlere "kalın ve savaşın" demiş fakat neyle savaşılması gerektiğini söylememiş yazıdır.
mesela zorlayıcı ekonomik koşullarla mı, dış güçlerle mi, iktidarla mı, muhalefetle mi, cehaletle mi neyle savaşmalıydı da kaçtı bu insanlar?
edit: bir takım düzeltmeler.
11 şubat 2019 irfan değirmenci'nin darp edilmesi
- adam kuyrukta beklerken bile “eskiden tüp kuyruğu vardı, yağ kuyruğu vardı, perişandı durum” diyo. kuyruktayken, beklerken. adam kuyrukta diyo bunu. adamın kuyrukta olduğunu belirtmiş miydim. adam bunu söylerken hıyar kuyruğunda arkadaşlar.
aksaray'da otizmli öğrencilerin yuhalanması
- "duyarlı" veliler tarafından gerçekleştirilen eylem. çocuklarının otizmli öğrenciler ile aynı çatı altında okumasını protesto (!) etmişler.
istanbul otizm gönüllüleri derneği başkanının lafıyla:
--- spoiler ---
"keşke biraz insan olabilseniz ve bu birlik halinizi, gücünüzü faydalı işlerde kullansanız" ifadeleriyle eleştirdi. yetkililerin önlem almadığının altını çizen (dernek başkanı) sedef erken velilere de "umarım çocuklarınızda karşınıza çıkmayan otizm ve benzeri nörolojik farklılıklar torunlarınızda karşınıza çıkınca derneklerimize gelir destek isterseniz. bugünkü bütün kötülüğünüze rağmen o gün yine biz elinizden tutacağız. çünkü size benzemiyoruz ve hiçbir zaman benzemeyeceğiz"
--- spoiler ---
edit: şöyle bir başlık varmış, moderasyon doğru başlık altında birleştirebilirse çok güzel olur (bkz: otizmli çocuklara karşı eylem)
büdüt: birleştirildi. teşekkürler kanzuk*
12-13 aralık 2020 alkol yasakları
- (bkz: siyasal islam virüsü)
dolbear yasası
- sevgili amos cırcır böceklerinin soğuk havalarda daha az kanat çırptığını sıcak havalarda da daha çok kanat çırptığını gözlemlemiştir yani yukarıdaki arkadaşın da bahsettiği üzere çıkarttıkları ses ile (cırlama) hava sıcaklığı doğru orantılıdır. ben de arkadaş ile aynı şeyi yazmış olmamak adına fahrenhayt cinsinden ölçümün formülünü buraya iliştirivereyim. esenlikle.
sıcaklık(f)=50+(n-40)/4
n=kanat çırpış sayısı
türkiye-iran sınırına duvar örülmesi
- bir süre suriye sınırında çalışmıştım. aynı duvardan suriye sınırında da var. bu duvarı kaçak yollarla gizli saklı geçmenin imkansıza yakın olduğunu söyleyebilirim. zira olay duvarla bitmiyor. önünde arkasında aydınlatılmış geniş birer yol. yakınında yerleşim yok. gözlem kuleleri var. yani en ufak bir hareketlilik anında farkedilir.
bizim sınırların sorunu bence gizli saklı geçişler değil ki. ülkeye girmiş olan tüm mülteciler devletin bilgisi ve kontrolü dahilinde giriyor sonuçta. duvardan atlamıyor ki adamlar, kapıdan geçiyor.
yani duvar muvar hikaye, önemli olan niyet.
mültecilerle gelecek kurmak zorundayız
- evinize alın!
gelinlik kızınız varsa verin, bekar oğlunuz varsa everin
kendi içinizde çözün. bizi karıştırmayın.
kalçası görünen adamın iç burkan serzenişi
- benzer olayı başka bir petrol ofisinde yaşamıştım. yerler parlak fayansla kaplıydı ve kapılar yere kadar uzamıyordu bir karış yukardaydı. ben pisuvarda işimi hallederken kabinde klozette hacetlenen bir abiyle yerdeki yansımadan göz göze gelmiştik.
financial times
- her sene "best books of the year" adı altında yıl içerisinde en beğenilen kitapları konu konu yayımlayan, bütün dünyanın takip ettiği, türkiye'deki bankaların gmy'lerine falan her gün basılılarının gönderildiği gazete.
gazetenin bu kitaplar bakımından yıllık yayımladığı listeler ise çok bilgilendiricidir. bu kitapların maalesef hepsi türkçe'ye çevrilmiyor ve ingilizce kitaplar, hele ki ciltliler, oldukça pahalı. pahalı olduğu gibi bir de yurtiçine getirtilmesi için bildiğim kadarıyla ithalat vergisi ve ayrıca kargo ücreti ödenmesi gerekiyor.
ft'nin birden fazla listesi var malum. benim içlerinden ilgilendiklerim, genelde bu platformda yazdığım yazıların konularına yakın olanlardır. her halde üç listeyi emsalen aşağıya sunalım, kalanını siteden ilgililer araştırsınlar:
- ekonomi alanının en iyileri
- ft çalışanlarının her birinin 2022'de en beğendikleri
- kurgu (fiction) bakımından en iyiler
bunun gibi farklı listeler de mutlaka vardır. business, economics, political economy, politics, fiction, non-fiction, summer books, environment, science falan diye gider. listelerin listesi de şuralarda. bir göz atın derim.
bu tarz listeler, financial times gibi ünlü sitelerin hepsinde var. mesela "new york times bestseller" diye bir goygoy var. bunu birçok kitap üzerinde görmek mümkün. gerek nyt, gerek ft, gerek diğer platformların en iyi kitap listeleri her sene açıklanıyor. bunların bazıları da türkçe'ye çevriliyor. bana kalırsa ingilizce okumayı tercih etmeyen ve bu kadar para da gömmek istemeyenlerin tercih etmesi gereken yol, naçizane, bu kitapların türkçe'ye çevrilmelerini beklemek. tabi bu durumda tercüman riskini okuyucu üstlenecektir. tercüman var, tercüman var. gram altın alırken kur riskini üstlenmek gibi bir durum :s ali berktay'ınkiler gibi harika çevirilerle de okuyucu karşılaşabilir; rezaletlerle de. bende marx'ın kapital'inin üç ciltli bir yayını var, üçüncü cildin sonlarında tercüman salmış artık çevirmeyi, kopyala yapıştır yaparken arada unutmuş bazı yerleri, ingilizce girmiş basıma falan. olaya gel. ayrıca 2022 yılının kitapları tahminen 2023'e doğru çevrileceğinden, önceki senenin listelerine bakıp, çevrilenleri okumak da oldukça mantıklı bir yol olur.
bunlara örnek olarak daron acemoğlu'nun "ulusların düşüşü" isimli kitabı, upton sinclair'ın "petrol!"ü, daniel kahneman'ın "hızlı ve yavaş düşünme"si, thomas piketty'nin "kapital"i gösterilebilir. mesela rusya-ukrayna savaşı çıktıktan sonra, petrolü anlamak için the economist'in önerdiği kitaplardan biri "petrol!" olmuştu. ayrıca vaktiyle harvard üniversitesi'nde öğrencilerin sattığı kitapların bulunduğu kütüphaneyi gezerken de birinci sınıfta okutulan kitaplardan birinin ulusların düşüşü olduğunu görmüştüm. bu kapsamda bu gibi üniversitelerin sitelerine girilip, bölüme göre hangi kitapların okuma listesinde olduklarına da bakılabilir. bu da kaynak zenginleştirme için güzel bir yöntemdir.
yerlilerden gülten kazgan, şevket pamuk, mahfi eğilmez'in kitapları her daim sağlam kitaplardır. server tanilli'nin "uygarlık tarihi" herkesin birkaç kez okuması gereken referans bir kitaptır.
bir de temel kitaplar var. efendim işte bunlar da adam smith'in milletlerin zenginliği, machiavelli'nin prens'i**, marx'ın kapital'i, keynes'in genel teori'si, friedman'ın kapitalizm ve özgürlük'ü gibi kitaplarıdır.
son olarak genel sistemi anlamaya yardımcı olacak kitaplara birkaç örnek de tüfek mikrop ve çelik, david harvey'nin neoliberalizmin kısa tarihi, niall ferguson'un paranın yükselişi gibi kitaplar olarak gösterilebilir. bu kitapların yazarları da ekonomist değillerdir mesela. sırasıyla jared diamond kuşbilimci, david harvey coğrafyacı, niall ferguson tarihçidir.
yukarıdaki örneklerin hepsine çok daha fazlası gösterilebilir.
ilk başta konuya yabancı olunsa da, bir süre sonra aslında aynı olay örgüsünün farklı bakış açılarıyla ve tarihsel olarak işin bir sonundan, bir başından, bir ortasından ele alındığı anlaşılacaktır. çünkü tarih bir kez yaşanıyor ve fakat farklı kişiler tarafından yazılıyor.
herkese iyi okumalar.
*
(bkz: x/@dragonlady)
(bkz: eşitsizlikle mücadele/@dragonlady)
(bkz: yabancı dilde kitap pahalılığı/@dragonlady)
(bkz: hukuk öğrencileri için film tavsiyeleri/@dragonlady)
*
edit 25/06/2025: 2024 yılı ft bestseller sayfası: tıklayınız
recep tayyip erdoğan
- iktidarda bulunduğu yıllar boyunca sermaye o kadar vizyonsuz kişilere aktı ki, baktı böyle olmayacak vizyonu da illa devlet eliyle bunlara dayatmak gerekiyor, türkiye vizyonu, türkiye yüzyılı şeklinde kampanyalar başlattı.
togg bunlardan bir tanesi ve eleştiriyoruz işte devlet araba mı yapar falan diye. şimdi şuna bakın: daha yeni çıkarttıkları uzakdoğu araçlarına getirilen ek vergilerden dolayı piyasadan tepkiler var. emre özpeynirci bir tweet atmış, çin'den elektrikli araç getiren ve getirecek firmalar toplamda 5 milyar dolar yatırım yapmışlar ve şimdi mağdur oluyoruz demişler. olm sizler 5 milyar doları ne ara buldunuz da, 2-3 senede nereye yatırdınız allaaşkına? 5 milyar dolar ile 5 tane fabrika kurulur, sen 5 milyar dolarla galericilik yapıyorsun. işte vizyon meselesi burada ortaya çıkıyor, para anca galerici, emlakçı, inşaatçı, inşaat malzemecisi gibi doğru düzgün okul okumamış insanların ellerine geçmiş ki, ihtalat ve al-sat ile ülkenin canına okuyorlar.
başka entry'lere de yazdım, türkiye'ye almanya'dan hala menteşe ve musluk geliyor anasını satayım yaa... biz 25 sene boyunca iyi üniversitelerde yetişmiş doktorları gönderiyoruz, karşılığında menteşe, musluk ve gofret* alıyoruz. abi bir inşaat firmasının lansman sitesine giriyorsun, çözüm ortaklarımız diye hafele yazmış, deli oluyorum abi çıldırıyorum. adam koca inşaat yapıyor ve çözüm ortağı bir menteşeci. yani projecisi, zemin iyileştirmecisi, kalıpçısı, peyzajcısı falan çözüm ortağı değil ama alman menteşeci çözümcü. abi belli, cahil adam ve oraya alman iki marka koyunca millet saldırır diyor ve belki de öyle oluyor ama olan aslında bize oluyor...