gazze'de 55 bin kadının hamile olması
- bizlerin en ufak bir moral bozukluğunda bile yapamadığımız şeyi böyle bir ortamda nasıl oluyor diye merak edip seneler önce araştırmışlığım var. böyle savaş, deprem vb ağır kayıpların olduğu zamanlarda insanların üreme içgüdülerinin ağır bastığı ile ilgili bir araştırma okumuştum. sanırım yine aynı durum.
- tecavüz bebekleri olma olasılığı yüksek. savaş durumlarında toplumdaki başıbozuklar tozutur. bu tarz eylemlere fırsat kollayanlar olur. sadece karşıda değil, içtede düşmanlar olur. savaş durumunda toplum düşmana karşı tek yürek olmaz aslında. bazı başıbozuklar kendi halkına saldırır. üstelik bunu düşmanla anlaştığı içinde yapmaz. baya doğduğu ve yetiştiği topluma düşmandırlar bunlar. yani bu içgüdüsel bir eylem değil. insan yavrusu doğup ayağa kalkıp, alt sınırdan kendini savunana kadar en az 15 senesi var. kimse bana içgüdüsel demesin. hayvanların çoğu gibi doğar doğmaz ayaklanan yavru doğurma özelliğine sahip değiliz.
- her seferinde, zulüm ve savaş yerine sivil insanlara sallayacak kadar nasıl rahatsız hayatlarınız var lan?
ne aptal insanlarsınız! soykırıma uğramış bir halkın yaşadıklarını nasıl bu kadar duygusuzca istismar ediyorsunuz? bu ülkenin insanından bir bok olmaz harbiden. - gazze'de 55 bin doğum konusunda konuşurken israil'in devlet politikasının da doğum oranını yüksek tutmak olduğunu bilelim. doğum oranının bir arap devletinden pek farkı yok. türkiye'de 1.5 seviyesine düşmüşken israil'de doğum hızı 2.9 neredeyse iki katı.
49w'nin güzel videosunu izlemenizi öneririm. youtube linki - öyle kıskanç bir ülke ki artık kendisi doğum yapamıyor (doğum oranı yerlerde) ve doğum yapabilen milletleri dahi kıskanıyor dediğim hede.
- bilimin ışığıyla geldim.
bu mesele aslında mantıkla değil dürtüyle açıklanabilecek birşeydir. toplumsal kriz dönemlerinde doğum oranları pik yapar, pandemi dönemi buna bir örnektir. çünkü beyin neokorteks dediğimiz mantıksal muhakeme kısmı yerine savaş kaç mekanizması sebepli limbik sistem ve daha ilkel yapılar daha aktif çalışır. bunun neticesinde daha ilkel ihtiyaçlar daha yoğun hale gelir. bkz: cinsellik
bu durum public sex ya da yasak aşk gibi baskı ve kaygı altında daha tutkulu ve tatmin edici ilişkiler yaşanması durumunu açıklıyor.
yani filistindeki bu durumun altında mantık değil ilkel dürtülerin belirginleşmesi yatıyor.
dip not: bu durum toplumdan topluma kişiden kişiye değişir çünkü gündelik yaşantıda neokorteks ne kadar aktif kullanılıyorsa, bu, kriz anlarında mantığını korumayı yani ilkelleşmemeyi sağlıyor. yani bu, kültüre, zeka düzeyine, psikolojik dirence de dayalı olarak değişiklik gösterir. - savaş ve yoksulluk zamanlarında hayatta kalma dürtüsü devreye girer diyorsunuz da sadece dürtüleriyle hareket edebilen toplumların insanlarından ne kadar ne derece medeniyet bekleyebiliriz peki?
- açık konuşayım en iyisini yapıyorlar. yok edilmeye çalışılan bir topluluğun vereceği en iyi karar da budur. israil içi arap nüfusunun artması da hakeza onlara birer artıdır mesela.
bazı arkadaşlar az çocuk, bilimde vs ilerleme tarzı konular üzerinden bu tepkiyi eleştirecektir ancak şunu söyleyelim değil bu coğrafyada avrupa'da bile hiçbir devletin israil ile teknolojik üstünlük özelinde rekabet edebileceğini düşünmüyorum. şu anki hali için bile çok hafife alındıkları görüşündeyim. - bu konu üzerinden algı yapıp dalga gecen her kim varsa netenyahunun piçi dir. engeli basın geçin. daha ağır yazmak isterdim ama malum sebepler dolayısıyla nezaketimi koruyorum.
- şuna içgüdüsel deyip durmayın artık. insanın üremesi içgüdüsel değildir. içgüdüsel olsa planlanabilir bir şey olmazdı hepiniz ilk adetten sonra hamile kalmaya çalışırdınız. iş güç sahibi olmayı, evlenip barklanmayı beklediğinize göre içgüdü ile hareket etmiyorsunuz. bu insanların da üremesi tamamen sorumsuzluk, bencillik başka bir şey değil. savaşın ortasına sefalet çekecek çocuk getiriyorlar. kendilerinin yaşadıkları yetmiyor bir de buna suçu günahı olmayan yavruları zorunlu ortak yapıyorlar. ayrıca bu savaş zamanı doğum oranları artar diye sallayanlar hangi veriyi kullanıyor? ikinci dünya savaşı sırasında da doğum oranları azalmıştır. savaş sonrası barış döneminde artışa geçmiştir. türünü tehlike altında hisseden canlı götünü kurtarmanın derdine düşer üremenin değil. memeliler dahil bir çok canlı türünde stres üremeyi negatif etkiler. bazı kısa ömürlü böcek türleri falan hariç böyle bir genetik kodlama yok. türün tehlike altında olduğunu bireysel olarak canlı hissedemez. bu dediğiniz gibi olsaydı dünyada milyonlarca yok olmuş canlı türü olmazdı. sallarken azıcık destekli sallayın.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap