• otelde hayatını kaybeden insanların birçoğunun yangının ardından oteli kaplayan dumandan zehirlenip öldüğü zaten biliniyor. ilk aşamada çıkan yangında diri diri yanıp ölenlerde var.

    bu insanların dirisine tahammül edemeyip katlettiniz, hiç olmazsa ölüsünü rahat bırakın. yediğiniz bokun üzerini örtmeye çalışırken bile sıvıyorsunuz.

    edit: imla
  • yakılmamış olmamaları ve öldürülme şeklinin farklı olması bu olayın hiç bir boyutunu değiştirmez.
    her halükarda orda insanlar öldürüldü, diri diri yakılmak istendi.
    cinayete başka nasıl bir isim konulabilir ki.

    otel önünde toplanan dini bütün(!) insanların o kurşunu sıkan ya da o yangını başlatandan hiç bir farkı yoktur.
    insanın insanlıktan çıktığının en belirgin örnekleridir.

    şimdi ben kulağımı böyle de tutarım, şöyle de tutarım, ''genç kız tam kalbinden vurulmuş ama yakılmadı!''
    nasıl vahim bir beyin dalgalanmasıdır. nasıl bir vicdan muhasebesidir ki, nerden tutsan elinde kalacak bir haberle bir
    olayı daha beter bir nedenle aklamaya çalışılır.

    bu haberi okuyup ''ama yakılmamışlar'' diyip vicdanını rahatlatacaklar vardır muhakkak, ne de olsa bu topraklar çok zengin,
    her türlü beyin-kalp-vicdan yoksunu birey üretkenliği çok fazla.
  • geçen bir orospu çocuğu gördüm yolda. “dezenformasyon yapasım var, onu yapamazsam da ad hominem yapıp konuyu dağıtırım” diyordu.

    aklıma onu getiren yalan haber başlığı.
  • üslup çok değişik gelmiştir açıkçası.

    alıntı: "2 temmuz 1993'te sivas'ta 37 kişinin ölümüne, yüzlerce masum insanın hiçbir somut delile dayanmadan tutuklanıp zindanlarda çürütülmesine neden olan planlı provokasyonu deşifre etmeye devam ediyoruz." diyor.

    o'lm, ölenler masum lan. bir yerde karıştırıyorsunuz sanki.
  • (bkz: allah bin turlu belanizi versin)
  • akit gazetesinin öncülüğünde sivas katliamının da ergenekon'a bağlanma çabaları başlamıştır. biz yakmadık kurşunlanmışlar diye başlık atmak nasıl bir gazeteciliktir bilmiyorum. oradaki ceset görüntülerini göstermek nasıl bir vicdansızlıktır. bunu denetleyen bir kurum yok mudur? vücutlarında yanık izi yok diyorlar ama karbonmonoksit zehirlenmesini bilmiyorlar sanırım. ayrıca orada toplanan insanlar yanın yakın diye bağırmaları bile bunun nefret ve insanlık suçu olduğunu kanıtıdır.

    bundan sonra olacakları çok iyi izleyin. bildiğimiz medya bunun üzerine gitmeye devam edecektir. meğerse yakın yanın diye bağıranların suçu yokmuş asıl suçlu ergenekonmuş diyecekler. en sonunda da başbakan herhangi bir ilde yapacağı gereksiz bir açılış töreninde bakın yakılmamışlar kurşunlanmışlar diyerek yargıya görev verecek ve ergenekon davası ile birleştirilerek bu işi de bitirdik edasıyla dolaşacaklardır.
  • sabah görünce beynimden vurulmuşa döndüğüm gazete haberi. vay arkadaş demek ki yıllarca yüzlerce insanın boşuna günahını almışız. meğerse onlar masumlarmış. hemen iade-i itibar yapalım zavallılara.

    işin ironisi bir yana hiç gg falan düşünmeden ağız dolusu küfür etmek istiyorum. ulan tillahını siktiğimin orospu çocukları siz nasıl insansınız lan? bu nasıl bir haber? sizin hiç mi vicdanınız yok ulan şerefsiz köpekler. bu nasıl bir kindir, nasıl bir cehalettir bu size bu insafsız cümleleri yazdıran? benim inandığım allah'a siz inanıyor olamazsınız. ben cuma günleri sizlerle aynı camileri paylaşıyor olamam zındık sefiller. siz müslüman bile değilsiniz diyeceğim ama allah'tan korkarım şirktir diye. siz ise allah'ın belasını bile hak etmiyorsunuz yok olun gidin pislikler.
  • sığ tetikçi; fahrenheit 451'in mekanik tazı'sı muadili akit'in yeni hırlaması. yaşayan, ama yaşıyor sayılmayan; ne canlı, ne ölü bu mekanik tazı, emrinde bulunduğu yüzbaşı beatty'lerin şu emriyle zehirli iğnesi batırmıştır: "ateşin güzelliği, onun sorumluluk ve sonuçları yok etmesindedir. bir problem çok sıkıcı mı oldu, o zaman fırına at bitsin. şimdi, montag, sen bir sıkıntısın ve ateş seni beni omuzlarımdan alacak, temiz, çabuk ve kesin; sonradan hiçbir çürüme olmayacak. antibiyotik, estetik, pratik."

    şimdi akit, sen bir sıkıntısın. ve seni bizim omuzlarımızdan alacak, temiz, çabuk ve kesin, sonradan hiçbir çürüme olmayacak bir çözüm arıyorum. antibiyotik, estetik, pratik...
  • (bkz: kan çekilmesi)
  • akit gazetesinin iyice saçmalamış olduğu haber başlığı. orada ölen insanların ne siyasi görüşü ne de hayat felsefesi beni ilgilendirmiyor. ama insanları yakmayarak ölümüne sebep olmak iyi bişey mi? bu şekilde bir savunma yapılabilir mi? kiminin dumandan zehirlenerek, kiminin de silahla vurularak ölümüne sebep olmuş bir topluluğu nasıl savunabiliriz. şu haberi yaparken hiç mi vicdanınız sızlamadı?

    (bkz: özrü kabahatinden beter)
hesabın var mı? giriş yap