hesabın var mı? giriş yap

  • normal bir olay. askerdeyken az albay dövmediydim. yaşlarına saygı duyup her hareketlerini alttan alırsanız tepenize biniyorlar hemen. o yüzden baştan ağırlığınızı koymanız gerekiyor. ilk izlenim çok önemli.

  • sosyal medya ve linç kültürü çok ilginç bir konu.

    şimdiye kadar yalın hakkında en ufak kötü bir haber görmedim, duymadım. sonra günün birinde interaktif formatı olan bir talk şovda bir seyirci yalın hakkında kötü bir olay anlatıyor. tüm sosyal medya (özellikle x) adamın üstünde tepinmeye başlıyor.

    olay gerçek mi? değil mi? seyirci doğru mu anlatıyor yoksa anlatmadığı kısımlar mı var?
    bu sorular kimsenin umrunda olmuyor. yalın'ın üstünde tepinmeye başlıyorlar ve bundan keyif alıyorlar.

    kadının anlattığı doğrudur, yalandır, yanlıdır... bilemem. yalın belki de dünyanın en iğrenç karakterlerinden birisidir. tanımıyorum.

    siz bu olayı anlatan kadını ya da yalın'ı ne kadar tanıyorsunuz da adamın sandalyesine tekmeyi atıp sallandırmaya başladınız çok merak ediyorum. koyun sürüsünden farkınız yok.

  • ılkokul 2deki cocugun her delıkanlı gıbı asık oldugu bır kız vardır ve aıle efradı klasık bır paranoya olarak cocugun uzerıne gıtmektedır...

    dayı: ekrem..
    ekrem:efendım dayıcım
    dayı:beyza napıyo?
    ekrem: iyi işte napsın..
    dayı: sen aşıksın dı mı ona..?
    ekrem: uffff..bı gıdın basımdan..

    çocuk sıkıntıdan mutfakta hede hodo hazırlayan ablanın yanına sıgınır..

    dayı+yenge+anne+anane+sülale: gel gel kaçma..inkar etme aşıksın aşık...

    seslerı ıcerıkı odadan yukselır..

    ekrem: abla yaa..üstüme gelıyolar baksana..beyza diyip duruyolar..
    ben: bosver guzelım..sen de evet asıgım de kurtul..gelmezler bı daha ustune..
    ekrem: abla sen hıc asık oldun mu??

    verecegı olumlu cevabın ıcerıye dırek ıspıyonlanacagını bılen ilgibocugu temkınlı davranır..

    ben: hayır canım..
    ekrem: o zaman benı anlayamazsın...!!
    ben: hönkk..??!???!! nası yaa!!!

  • sanatsal ve tarihsel anlamı; insanın kendini, tüm duyguları ve düşüncelereriyle külliyen olduğu gibi kabul etme denemesidir. tarihte bu anlamda ilktir. zamanla bir pembemsi duygusal patlamalar güzellemesine dönüşse de, rousseau gibi ilk romantiklerden ilerlersek çıkış amacının böyle olmadığını görebileceğimize inanıyorum. insanın kendini inceleme çalışması bir noktadan sonra sekteye uğradı. ilerledikçe duygularımızın ve dütülerimizin kökten fışkırırkenki çirkinliğinden o derece korktuk ki bu akımı da yozlaştırdık, boyutsuzlaştırdık, hülyalı yalanları birbirimize fısıldamada bir araca çevirdik. ve bu arada yabanıllıklar fışkırmaya devam etti. üzerlerini örtemedik. bu sefer de oraya bakmamayı tercih ettik.

    işte bu açıdan -son derece kişisel kanaatimce- romantizmin gerçek dorukları dostoyevski'nin zapiski iz podpolya'sı ve berlioz'un symphonie fantastique'idir. öylesine korkusuzca kendi üzerlerine gidebildikleri için. yalan söylemedikleri için. başka tarafa bakmadıkları ve en önemlisi; "aşk" ile "kin"i birbiri ile kapıştırabildikleri için. çünkü sadece onlar, aşk'ı yenebilecek güçteki tek duygunun kin olduğunu kavramışlardı.

  • silopi' de yol kesip kimlik soran pkklı gruptan kaçmaya çalışırken molotofla yakılan kadın polis.
    olayda bir bekçi ve bir polis de yaralanmış. zeynep polisin durumu ağır.
    yazar notu: sizin yapacağınız açılımın içine edeyim.

  • hollanda seçim sonuçlarına bakıyorum % 65 akp.
    adam orda esrarını tüttürüyor, kokainini çekiyor bana da akp'yi laik görüyor amk keşi.

  • alın öve öve bitiremediğiniz ibrahim tatlıses aslında bu

    ibo show'da tuğba ekinci'ye yavşayıp, ekinci "zorla numaranı vermeye kalktın orada çalıştığım müdüre de, sonra kovuldum ben o numarayı almadım diye, anlatıyım mı?" diye sorduğunda "yavv karıştırma kardeşim reklama gir" diye programı kesen,

    yine ibo show'da hadise'ye "o iş nasıl gidiyor?" dedikten sonra seyircilerin önünde avucunu açıp yalayan, hadise'ye tekrar dönüp "senin bacını severim", "bu saatten sonra beni sevecek hali yok, şöhret olmuş, şöhret olmasa olurdu" diyen,

    popstar türkiye'de avustralya'dan gelen kadın yarışmacıya önce asılıp, sonra yine başka bir yarışmacıyla beraber görünce, el ele tutuşma üzerinden namussuz ilan eden ve yarışmacı "el ele tutuşmadım ama tutuşsam bile sizi ilgilendirmez, el ele tutuşmak neki?" dedikten sonra "daha neler var diyorsun? hı? şey filmi mi çeviriyoruz burada?" çıkışı yapan,

    yine popstar türkiye'de evli olduğunu bildiği, "eşin burda mı?" diye sorduğu yarışmacıyı "kocana olan aşkın nasıl? müziğin üstünde mi?" diye yoklayıp, yarışmacının ibrahim abi demesinden rahatsız olduktan sonra, "seni sevdik güzel kız" diyen,

    yıldız tilbe'ye canlı yayında türkiye'nin önünde "seni pezevenklerin elinden aldım" çıkışı yapan ve 'kadın onurunun' aslında kendisi için hiç bir anlam ifade etmediğini kanıtlayan kişi.

    dostlar, bunlar herkesin pür dikkat olduğu, tüm sosyal maskelerin takınıldığı kameralar önünde canlı yayınlarda yaşanan rezillikler. bir de kameraların ardında, ibrahim tatlıses'in özel ve iş hayatında, etrafında bulunan/bulunmak zorunda kalan kadınların yaşadığı muhtemel baskı ve tacizi düşünün. perihan savaş'a, derya tuna'ya, asena'ya ve nice kadınlara şiddet uygulayan, yere göğe sığdıramadığınız bu adam, en bayağı üslubuyla yıllarca tv'lerde gençlere kötü örnek olmuştur.

  • bunca zaman eleştirdik, yeri geldi çok sert, çok ağır şeyler söyledik ama yiğidi öldür hakkını yeme.

    habertürk gazetesi, bir gazetecilik efsanesi olmaya aday, bomba bir haber yapmış. dev bir haber. bu kaynaklara nasıl ulaştıklarını, bu haberi nasıl yaptıklarını bilemiyorum fakat pulitzer ödülü filan artık ne varsa alacaklarına şüphem yok. türkiye gazeteciliğnide çığır açan bu haberinden dolayı habertürk'ü kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

    türkiye gibi basın özgürlüğünün son derece kısıtlı olduğu, gazete patronlarının ya iktidar ile akrabalık ilişkisi ya iktidsadi ilişki içindeki kişilerden oluştuğu, basın etiği ve habercilik adına hemen hiçbir ilkenin kalmadığı bir ülkede bu denli ciddi ve derin bir haber yapabilmek gerçekten takdiri hak ediyor. teşekkürler habertürk.

    işte o haber:

    "yeni bakanların 'merdiven' performansı
    en hızlı elvan, en yavaş islam...

    kabineye yeni giren 9 bakan, başbakanlık merdivenlerinden ilk kez bakanlar kurulu üyesi olarak çıktı.

    habetürk yeni bakanların merdiven performansı için kronometre tuttu. 12 basamaklı merdiveni en hızlı çıkan bakan ulaştırma ve denizcilik bakanı lütfi elvan oldu.

    elvan, merdivenleri 5 saniye 30 salisede çıktı. en yavaş çıkan ise aile ve sosyal politikalar bakanı ayşenur islam oldu. islam, 12 saniye 23 salisede başbakanlık binasına girdi.

    bakanlık koltuğuna ilk kez oturanların merdiven performansları ise şöyle:

    * başbakan erdoğan: 10 saniye 45 salise

    *ulaştırma: lütfi elvan, 5 saniye 30 salise

    * spor: akif çağatay kılıç, 6 saniye 32 salise

    *ab: mevlüt çavuşoğlu, 7 saniye 3 salise

    * sanayi: fikri işık, 7 saniye 13 salise

    * ekonomi: nihat zeybekci, 7 saniye 23 salise

    * içişleri: efkân âlâ, 8 saniye

    * başbakan yrd.: emrullah işler, 8 saniye 34 salise

    * adalet: bekir bozdağ, 9 saniye 12 salise

    * çevre: idris güllüce, 9 saniye 31 salise

    * aile: ayşenur islam, 12 saniye 23 salise"
    http://i.imgur.com/jhbc4wc.png

  • bulunabilirlik 10 (türkiye'nin her manavında var)
    alınabilirlik 10 (mevsiminde kilosu 1 lira)
    görsel güzellik 10 (dışı güzel bir sarı, içi daha güzel bir turuncu)
    kabuk soyma kolaylığı 10 (pıtır pıtır, soyması da zevkli, portakal gibi değil)
    yeme kolaylığı 10 (dilim dilim, ayrı ayrı sarılmış şeker gibi, paket içinde paket)
    paylaşılabilirlik 10 (şu an elimdeki 11 dilimli, 11 kişiyle tertemiz paylaşılır)
    lezzet 10 (ne tatlı ne ekşi, kıvamında bir lezzet, sulu sulu)

    10 üzerinden 10 ile en sevilen meyvelerden bir tanesi. benim en sevdiğim meyve.