hesabın var mı? giriş yap

  • moda mıdır değil midir bilmem ama benim sakal bırakma amacım tamamen tipimi gizlemek.

    zaten hiçbir türlü tipime bakmıyorsunuz amk bari ben aynadan kendimi görmeyince korkmayayım. bunu da çok görmeyin lan!

  • diyanet işleri başkanı ali erbaş'ın, çocukların kuran kurslarına gönderilmesi gerektiği konusundaki çağrısıdır. çocukları birer araptapar gibi yetiştirince kalkınacağımızı falan sanıyor ahaha

    --- spoiler ---
    4-6 yaş kur'an kurslarımıza ne kadar çok evladımız gelirse, istikbalimiz o kadar aydınlık olacaktır inşaallaaah.
    --- spoiler ---

    4 yaşındaki çocuğun ne arap tanrısıyla, ne de tecavüzcü yuvası kuran kurslarında işi yok ali. yallah arabistan'a. git orada ara malzemeyi.

    kaynak
    video

  • milliyet gazetesinden ayşegül kahvecioğlu'nun haberinde ayrıntılarını verdiği yasal düzenlemedir. milliyet

    özetle
    1- günlük erişimi 1 milyondan fazla olan sosyal ağlar türkiyede bir temsilci bulundurmak zorundalar.
    2- temsilci belirlemeyen sosyal ağların bant genişliği yüzde 95 oranında daraltılacak.
    3- bakın bu çok önemli: sosyal ağlar, türkiye'deki kullanıcıların verilerini türkiye'de barındırmakla yükümlü olacak.

    tahminimce bu maddeler şu anlama geliyor: "biz site kapatamayız, 'diktatör' derler; bir şartları zorlaştıralım, siz çekilin ülkemizden." zaten bu kafayla gidersek herhangi bir yabancı menşeli dizi, oyun veya film platformunun ülkemizin pazarına girmek isteyeceğini düşünmüyorum. hello orta doğu

    edit: sherosky nickli yazarın mesajını iletiyorum. aynı haber benzer başlıkla 8 nisan 2020'de de yayımlanmış. yani son zamanlarda kişilere edilen hakaretlerle ilgisi yok. önceden planlanmış her şey.
    edit2: 'ayaaan' nickli yazarın mesajı olaya farklı bir ışık tutuyor: "3 numaralı madde ile ilgili bir bilgilendirme yapayım; 1 hafta önce varlık fonu(berat albayrak) turkcell'i satın aldı. türkiye'de en büyük veri merkezi turkcell'in ve daha büyüğünün inşaatı tekirdağ'da devam etmekte. bu platformların veri merkezine gelmesi demek devasa veriyi burada barındırması, devasa paralar ödemesi demek." (bkz: #109665004)

  • türlü hinliklerle oy atmaktan aciz gerizekali secmenin oylarini saydiran bir teskilattan bahsediyoruz. burada oy farkinin dusmesi bir itiraf niteliginde olamaz, olsa olsa akpnin kendi sandik gorevlileriyle gecersiz kabul ettirdigi oylari, yalanlayip gecerli saydirmasidir.

  • konuşmalarda sürekli denk geliyorum, kimseye de bunu izah etmenin hoş olmayacağını düşündüğüm için açıklama yapmadım. eminim ki burada ilk defa görenler olacak, onlar için yazma gereği duydum.

    ses olarak birbirine çok yakın kelimelerdir. birbiriyle sıkça karıştırılır.

    kibar davranan birine, “ne kadar naif” denilir. hâlbuki “naif” tecrübesi olmayan, acemi, toy, deneyimsiz anlamına gelir.

    nahif ise ince, hassas, kibar anlamına gelir. yani bir insana sıfat olarak kibar demek için bunu kullanmamız gerekir.

    naif insan biraz daha fevridir, muhasebe yapmadan, aklına gelen ilk şeyi söyler; ancak nahif insan sık dokur, karşısındakini kırmaz.

    tdk'de nahif:
    “sıfat eskimiş arapça nahif”

    1. sıfat ince, duygulu, hassas

    2. zayıf, cılız, çelimsiz
    "elleri çok ince, lades kemiklerinden yapılmış gibi nahif parmaklar..." - peyâmi safa

    tdk'de naif:
    “sıfat fransızca naïf”

    1. sıfat saf, deneyimsiz
    "kıskanabileceği kadınların varlığını göğüsleyemeyecek kadar naif biri değildi." - r. mağden

    2. isim güzel sanatların özellikle resim alanında kendi kendini yetiştirmiş sanatçısı veya onun yapıtı

    3. isim kendi kendini yetiştirmiş, doğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı

    4. acemice yapılan
    "bu özbeöz istanbul efendisi, makalelerini, romanlarını kendine özgü naif resimlerle süslerdi." - hâldun taner

  • böyle önemli insanların olduğu ortamlarda mutlaka bir münasebetsiz olur, kendini önemli kişiye ispat etmek isteyip kendince çok zeki bir soru sorar. sorusunu yönelttikten sonra "bu kadar zekice bir soru bu insanın aklına nasıl geldi acaba" nazarlarını üzerinde hissetmek ister.

    14'üncü dalai lama tenzin gyatso bir söyleşide soruları cevaplandırırken aynen böyle bir dallama kalkıp şöyle tırt bir soru soruyor:

    "efendim. hayatınız boyunca dilsiz olsaydınız ve sadece bir an konuşabilecek olsaydınız, o bir konuşabileceğiniz anda ne mesajı vermek isterdiniz?"

    dalai lama da şöyle cevap veriyor:

    "bu çok saçma bir soru. duruma göre değişir. eğer o an çok açsam 'bana hemen yemek verin' derim."

    alelade bir popçuya bile böyle bir soru sorulunca, kamuoyuna karşı sorumluluğu olduğunu düşünüp "barış, barış içinde yaşayabilmektir derdim" gibi moron cevaplar verebilirken, büyük bir topluluğun ruhani lideri "sen ne soruyon la değişik" diyebiliyor. esaslı adammış.

    http://www.liveleak.com/view?i=098_1440638334