ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
poğaça yerken çatalı ısırmak
- sadece poğaçayı çatalla yiyen entellerin başına gelir.
kovboy
- western sinamanın etkisiyle hakkında bir çok şey yanlış bilinen sığır çobanları. gerçek kovboyluğa ucundan biraz değineyim. kovboyluğun tarihsel olarak bir gelişim sırası var. ilk olarak ispanya'da vaquero denen atlı sürü güdücüleri olarak ortaya çıkmışlardır. ardından bu kültür meksika'ya getirilmiş, akabinde de teksas'ta adına "cowboy" denmiştir. keza değişen tek şey ismidir çünkü esasen bir ispanyol kültürüdür. rodeo kelimesi bile bunu tek başına açıklar. daha da geriye gidersek ispanyollar süvari tarzı at binmeyi endülüslü araplardan öğrendikten sonra bu mesleği yaratmıştır.
1519'da, ispanyollar hernan cortes’in öncülüğünde aztekleri ortadan kaldırıp meksika'ya yayılmaya başladıktan kısa bir süre sonra, sığır ve diğer hayvanları yetiştirmek için çiftlikler kurmaya başladılar. ispanya’dan getirilen atları kullanarak büyükbaş hayvanları güden işçileri vardı. meksika'nın bu yerli kovboylarına, ispanyolca vaca (inek) kelimesinden gelen vaquero deniyordu. vaqueroların, halat atma, binicilik ve gütme becerileri üst düzeydi. ilerleyen zamanlarda ispanyollar tarafından kolonileştirilen teksas’ta birçok ispanyol çiftliği kurulmuştu.
ucuz toprak arayan ve birleşik devletler'e olan borçlarından kaçan beyaz amerikalılar, 1800’lerin ilk yarısında teksas'ın ispanyol topraklarına taşınmaya başladı. bu aslında meksika’nın bir davetiydi çünkü uçsuz bucaksız teksas topraklarını kolonileştirmeye çalışıyorlardı. meksika hükümeti köleliğe karşı çıksa da, amerikalılar sınıra yerleşip pamuk ve sığır çiftlikleri kurmak için yanlarında afrikalı köleler de getirmişlerdi. 1825'te köleler teksas nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ini oluşturuyordu. 1840’larda teksas o kadar büyük miktarda göç almıştı ki meksika hükümeti yaptıkları davetten pişman olmuştu. teksas nüfusunun %80’ini amerikan kolonileri oluşturmaya başlamış ve meksikalılar azınlık konumuna düşmüştü. amerikalı koloniciler kısa sürede teksas’ın bağımsızlığını istediler. isyan çıktı ve meksika hükümeti çözümü isyancıları katletmekte buldu. arkasından 1846’da abd ile savaşa girip 1848’te teksas’ı kaybettiler.
1860'a gelindiğinde teksas'ın nüfusu 600.000’di ve bunun 200.000’ini köleler oluşturuyordu. teksas’ın dört bir tarafı pamuk çiftlikleriyle doluydu ve zahmetli bir iş olduğu için köleler onlar için vazgeçilmezdi. kuzeyin kölecilik karşıtı tutumları ve abraham lincoln gibi kölecilik karşıtı birinin başkan seçilmesiyle, güney eyaletleri birleşik devletlerden ayrılıp konfederasyon devletleri olarak ayrı bir ülke kurmuşlardı. yeni bir köle devleti olan teksas, 1861'de konfederasyon'a katıldı. akabinde güney ve kuzey arasında amerikan iç savaşı patlak verdi. iç savaş teksas topraklarına neredeyse hiç ulaşmasa da, birçok beyaz teksaslı savaşmak için silahlanmıştı.
teksaslı çiftlik sahipleri cephede savaşırken, topraklarını ve sığır sürülerini kölelerine emanet etmişti. ancak dikenli tel henüz icat edilmediği için sığırları bir yerde tutmak zordu. üstüne zaten kölecilikten çıkan savaşta köleler, köleciliği savunan teksas çiftliklerinde çalışmıyor ve kaçıyorlardı. savaştan dönen çiftçiler, sürülerinin çiftliklerden kaçtığını ve kaybolduklarını fark ettiler. doğaya karışan binlerce büyükbaş hızla üremiş ve sayıları da katlanmıştı. güneyliler sığırları toplamaya ve sürülerini köle emeğiyle yeniden inşa etmeye çalıştılar. ancak abraham lincoln’ün kurtuluş bildirisi onları bu kadar bağımlı oldukları kölelerden mahrum bıraktı. başıboş sığırları toplamak için yardıma muhtaç olan çiftçiler, bir zamanlar köle olarak çalıştırdıkları afro amerikalıları ücretli sürü güdücü olarak tekrar işe almaya başladılar. meksikalı çiftlik sahipleri bu iş için yüzyıllardır vaqueroları kullanıyordu. daha 50 yıldır teksas topraklarında olan amerikalılar vaquerolara yabancıydı ve bu iş için biçilmiş kaftan olduklarını fark edince onlar da aynı taktiği uyguladılar ancak adına vaquero yerine cowboy dediler.
1864’te aranan meslek kovboyluk savaştan dönen birçok insan için cazipti. değişen dünyaya ayak uyduramıyorlar ve alıştıkları vahşi yaşamdan da vazgeçemiyorlardı. üzerine savaşın bıraktığı travmalar da kovboyluğu onlar için çekici kılıyordu. onlara bir nevi özgürlük gibi gelmişti. afro amerikalılar için bu biraz mecburiyet gibiydi. çünkü sanayileşen abd’de çalışamayacak kadar vasıfsız olmaları ve ırkçı yaklaşımdan dolayı iş bulmaları kolay değildi. bu yüzden savaştan sonra çoğu kovboy oldu. amerikan western sinamasının bize gösterdiğinin aksine kovboyların üçte biri siyahiydi. bir o kadarı da meksikalıydı. ancak sinemalarda bu genellikle beyaz, cesur, korkusuz amerikalı olarak işlendi. aslında yaptıkları iş otoriteye karşı koymaya meyilli bir çobanlıktan öteye gitmiyordu.
kovboyluğun gerçek anlamıyla yaşandığı dönem 1864-1870 yılları arasında sadece 6 yıldır. o dönemde bir sığır güneyde 4 dolar ederken batıda 40 dolar ediyordu. talep fazla ve getirisi yüksek olduğu için kovboylar her daim iş bulabiliyor ve siyahiler ilk kez becerileri nedeniyle “tercih edilen” oluyorlardı. sığır sahibi çiftçiler için sığırlarını batı eyaletlerine satma konusundaki en büyük engel teksas’ta demiryolu ağı olmamasıydı. eyalette önemli demiryollarının olmaması, muazzam büyükbaş hayvan sürülerinin kansas, colorado ve missouri'deki nakliye noktalarına binlerce kilometre sürülerek taşınması gerektiği anlamına geliyordu. bu dönemde 5 milyondan fazla sığır teksas’tan kuzeydeki bu demiryolu ağına, günde bir dolara çalışan kovboylar tarafından ulaştırıldı.
kovboylar için işin asıl tehlikesi sürüleri ölmeden bir arada tutmaktı. arkasından atlı yerliler ve at hırsızları geliyordu. sürüleri ve kendilerini korumak için silah onlar için olmazsa olmazdı. bilinenin aksine yalnız takılmıyorlar, ortalama 3.000 sığırdan oluşan bir sürüyü demiryoluna ulaştırmak veya otlatmak için 10 kişiyi aşan takımlar halinde çalışıyorlardı. siyahiler kendi kovboy takımlarında ayrımcılığa pek maruz kalmasa da yol boyunca fazlaca ayrımcılığa uğruyorlardı. geçtikleri kasabalarda yemek yiyecek restoran bulmakta veya konaklayacak otel bulmakta zorlanıyorlardı. bu durum için 1907 tarihli bir siyahi kovboyun otobiyografisinde şöyle bir cümle var. “yatağımız toprak ana, yorganımız gökyüzüydü.” beyaz kovboyların böyle dertleri yoktu. bu nedenle siyahiler için bu meslek çok daha ağırdı.
1870’in başında sığırlar azalıp, demiryolu ağı genişleyince kovboylar bir anda gözden düştü. hayatlarını bu meslek üzerine kuran kovboylar başka arayışlara giriştiler. aradıkları çözümü bizon sürülerinde buldular. 1870’in başında orta amerika da 30 milyondan fazla bizon yaşıyordu ve genellikle sürü halindeydiler. et ve et paketleme sektörünün sanayileşmesi bir talep yaratıyordu. daha da önemlisi büyüyen amerikan tekstil sektörü için bizon postu çok değerliydi. kovboylar bizonların doğal yaşam alanlarına girip onları avlamaya başladılar. oldukça büyük olmaları ve sürü halinde dolaşmaları nedeniyle keklik gibi bizon avlıyorlardı. postlarını aldıktan sonra etleri de demiryolu ağları üzerinde ya satılıyor ya da leşçiler tarafından toplanıyordu.
bu durumun yerliler üzerinde kıtlığa varan sonuçları olmuştur. orta amerika’daki yerlilerin ana besin kaynağı bizonlardı ve onları asla ziyan etmiyorlardı. daha önce pek karşılaşmadıkları atların orta amerika’da nüfus patlaması yaşamasıyla yerliler ata binmeyi ve onu farklı alanlarda kullanmayı öğrenmişti. onlarda at üstünde bizon avlıyorlar ancak kovboylar kadar başarılı olamıyorlardı. bir bizonu öldürmek için yaklaşık 10 ok vuruşu gerekirken kovboylar bunları tek mermiyle halledebiliyordu. 10 yıl içinde 30 milyon bizon kovboylar tarafından öldürüldü. orta amerika’da toplam bizon sayısı 100’ün altına indi. açlıkla karşı karşıya kalan yerliler farklı bölgelere göç etmek zorunda kaldılar.
bizonların tükenmesiyle birlikte kovboylara bir darbe de dikenli tel denen yeni bir icattan geldi. dikenli tel sayesinde sürüler çiftliklerden kaçamıyor haliyle onları güdecek birine de ihtiyaç duyulmuyordu. işsiz kalan kovboyların büyük bir kısmı at kullanmayı bırakıp çiftliklerde işe girdi. bir kısmı rodeoya başladı. özgürlüğüne düşkün olanlar ise demiryolu haydutluğu yapmaya başladılar. 1900’lerin başına gelindiğinde kovboyluk tamamen gözden düşmüş bir fanteziye dönüştü.
12 nisan 2022 e-devlet veri sızıntısı iddiası
- çalınmamıştır, satmışlardır.
yaran facebook durum güncellemeleri
- "mevlana gibi benim de her lafa verilecek cevabım var.
amma ve lakin; olay anında değilde gece yattığımda aklıma geliyor sinir oluyorum!:)"
mesajlaşmayı aniden kesen pervasız mesajlar
starbucks'ta kuyruk oluşturup kriz var denen ülke
- ya amk hala starbucks'taki 25 liralık kahveyi lüks ve zenginlik göstergesi sanan dallamalar var. ha hoş, yakında o sıra da olmayacak merak etme.
ekrem imamoğlu'nun 1310 kişiyi işten çıkarması
- söylendiğine göre seçim zamanı herhangi bir işe alım ilanı verilmeden alınan fazlalık personelin işten cikarilmasidir.
bülent turan, işçilerin bu cumaya kadar beklense 6 ayları dolacağı için tazminat alacaklardı ondan şu anda işten çıkarıldı demiş..
https://odatv.com/…19_08/2019_08_30/fwedcwedwed.jpg
edit: murat ongun aciklama yapmış..
"ibb’deki iş akdi fesihleri ile ilgili bir kısım medyada kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yer almaktadır. kurumumuzdan 1244 kişinin ilişiği kesilmiş olup, bu kişiler 2 seçim arası ya da seçimden hemen önce yapılan alımlardır."
"2500 civarı yapılan toplam alımdan, şehit ve gazi yakınları, engelli çalışanlar, vefat eden personelimiz yerine alınan 1. derece yakınları, devam eden projelerde görevi olan çalışanlarımız işlerine devam etmektedir. kamuoyuna saygı ile duyurulur"
https://twitter.com/…tatus/1167365390005100544?s=19
toplantı set edip bölüme meeting request göndermek
- ezik alt sinif calisani eylemi. mesela ben "request" etmem "order" ederim: "toplaniyoruz" derim, toplanilir.
doktor hasta diyalogları
- mikrobiyoloji hocamizin basindan geçen bi tanesi:
- doktor hanim ben de saglik sektöründenim, hemsireyim
+ buyrun hos geldiniz
- x tahlili için örnek verdim fakat sonuçlari biraz geç alacagimi söylediler
+ dogrudur hemsire hanim, isinizi hizlandiralim; ama o bakterinin besiyerinde üredigini görmemiz için en az 2 gün geçmesi lazim
yukardan hocanin kucagina bi ellilik duser,
- yine mi olmaz?
hoca sasirir, kucagina bir ellilik daha düsünce dayanamaz
+ hanimefendi bakin durumun aciliyetini anliyorum, ama bakteri de olsa 100 lira icin kimse üremez, israr etmeyin rica ediyorum!!!
dini bayramda içki içmek
- herkesi şu dininize inanıyor sanıyorsunuz ya, çok dehşet bir durum.
karadeniz'de tutmayan şeyler
- muz.
babam mandalina, üzüm, kivi oluyosa muz niye olmasın diye aldı geldi ektik bi sikim olmadı, tutmadı muz.
pasif telefonların imei'lerinin iptal edilmesi
- ortada sorun görmeyen yazarlar için şöyle örnek verilmesi gereken olay; araç alıyorsunuz ama herhangi bir durum için yurtdışına çıkmanız gerekiyor ve 1 yıl boyunca aracı garajda tutuyorsunuz. 1 yıl sonra ülkeye dönünce bakıyorsunuz ki bir kanun çıkmış. kanunda deniyor ki 1 yıl boyunca plakasına benzin alınmayan araç trafiğe çıkamaz çünkü şase numarası başka bir araca geçirilmiş olabilir!
her türlü anayasal hakka aykırı bir tasarıdır... mülkiyet hakkı, iletişim özgürlüğü vs. vs.
aydınlatma eklemesi:
- sim kart tak çıkar n'olcak ya, imei kopyalama engeli vs. vs. argümanları sunan arkadaşlar hala olayı anlamamış durumda. burada parasını verip her türlü kullanım hakkına sahip olduğunuz tamamen yasal ürüne "bir kanunsuzluk yapılma ihtimali var" argümanı üzerinden bir regülasyon getiriliyor. ancak getirilen bu regülasyon farklı şekilde de yapılarak "kişilerin anayasal hakları engellenmeden" de düzenlenebilir. insan yaşantısına müdahale eden içerikle çıkan kanunların etrafından dolanarak ya da kendince bir çözüm?! bularak o kanunun yapmaya çalıştığı şeyi altettiğini zannetme ata sporunu bir unutsak şu memleketteki yaşam kalitemiz birazcık artar.
- halihazırda 7 yıl olan sürede zaten evde duran telefon belli bir zaman sonra teknolojik açıdan geri kaldığı için fiilen kullanılmaz hale geliyor. misal ilk çıkan iphone var bende. hala çalışıyor ama ne uygulama yükleyebilirim ne de doğru düzgün hat kullanabilirim. 7 yıllık sürenin oldukça dramatik bir şekilde 1 yıla düşürülmesi ekonomik açıdan da hala verimle kullanılabilecek cihazların doğrudan çöpe atılması demek oluyor ki bu da ekonomi için zarar verici bir olay aslında.
robert wadlow
- 2.72 metrelik boyuyla tarihte kayda gecilen ve inkar edilemeycek ölcüde kanit bulunan en uzun insandir. ancak tek rekoru bu degildir. ayni zamanda tarihteki en büyük ele (bilekten orta parmaga uzunluk 32.3 cm) ve en büyük ayaga (47 cm) sahiptir. bunun yaninda iki kolunun uzunlugu (bkz: wingspan) 2.88 cm‘dir ki bu da bir rekordur.
kendisiyle ilgili en önemli konuysa sahip oldugu rekorlarin guinness klasik rekorlar olarak tanimlanmasidir, cünkü 1940 yilinda ölmüs olmasina ragmen rekorlari kirilmamistir ve cok büyük bir ihtimalle de kirilamayacaktir. sebep ise tip dünyasinda artik sahibi oldugu asiri aktiv büyüme hormonu hastaliginin tedavisinin olmasidir. o dönem de ameliyat ihtimali vardir ama doktorlar risk almak istemezler ve en önemlisi de robert herhangi bir fiziksel ya da zeka olarak engele sahip degildir ve hatta ıq‘su ortalamanin üzerindedir.
sekiz yasindayken boyu 1.88 metreydi ve babasini kucagina alip tasiyabiliyordu. 12 yasindayken boyu 2.18 metreydi. lisedeyken boyu 2.50 metreyi gecti. ömrü boyunca boyu hic durmadan uzadi.
ısci olan babasi harold wadlow robert‘in boyunu avantaja cevirerek para kazanmak ister. fotograf ve video cekimlerinden para kazanir. ölmeden önce ayakkabi firmasiyla anlasma yaparlar ve robert babasiyla birlikte ülke capinda turlara katilir. bu turlardan birinde sol bacagindaki protez bileginde yara yapar. ancak robert yarayi farketmez, sebebi ise uzun boyundan dolayi kan dolasiminin yavaslamasi ve ayaklarini hissetmemesidir. bu yara zamanla iltihaba sebep olur ve farkedildiginde ise cok gectir. o donemde tipki büyüme hormonunun durdurulamadigi gibi antibiyotik tedavisi de yoktur ve bu durum robert‘in hayatina mal olmustur.
babasi robert‘in ölümünden sonra belediye baskani olmustur. tabii ki bunda robert‘in söhretinin etkisi büyüktür.
robert‘in cok mütevazi ve dost canlisi oldugu söylenir. tek sinirlendigi seyin birisinin gelip bacagina dokunmasi ya da tekme atmasi olmustur. amac robert‘in boyunu uzun göstermek icin takma bacak takip takmamak oldugunu kontrol etmektir.
kendisi kibar dev (gentle giant) olarak tanimlanmaktadir. adina yazilan sarkilar vardir. yasadigi yer olan alton‘da gercek ölcülerde heykeli vardir.