ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tübitak'ın disksiz bilgisayar projesi
- "beynini ana bilgisayardan alan binlerce bilgisayarın disksiz çalışmasını sağlayan sistem"
ee.. bu zaten akp'nin çalışma prensibi amk!
21 kasım 2023 büyük steam boykotu
- hala steam boykotu diyenleri görünce bugüne kadar niye geçmemişler şaşırdım açıkçası. adamlar yıllardır senin saçma sapan kuruna rağmen tl ile satış yapıyordu, baktılar düzelecek gibi değil en sonunda dolar yaptılar. ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu sorun edip sokaklara dökülmesi gereken insanlar hala steam boykotu peşinde. bu kafada adamlara her şey müstehak. boykotu seçimlerde bütün ülke yapacaktı. o tren kaçtı artık. steam yerinde olsam daha da fiyatları arttırırım. çünkü steam boykot diyenlerin anlayacağı dil bu.
ışın karaca'nın kamuya açık alanda öpüşmesi
- çoluğumuz, çocuğumuz, halamız teyzemiz, kaynımız eltimiz var. şahsın kendinden 20 yaş küçük biriyle halk içinde dodah dodağa öbusmesini gınıyoh.
uçma denemesi
- tarihte uçmanın pek çok kez denendiğine dair bilgi veya rivayet vardır. mesela hezarfen ahmet çelebi, lagari hasan çelebi gibi isimler bu konuda tarihimizin en bilindik isimlerindendir.
bu entryde, 12. yüzyılda bunu yapmayı deneyen isimsiz birinden bahsedeceğim. fakat öncelikle şunu belirtmeliyim: şahsen isimsiz olmasına gönlüm el vermedi. bu sebeple de kendisine çılgın türk ismini vermeyi tercih ettim. takdir okuyucunundur.
1161/62 yıllarında imparator manuel komnenos, anadolu selçukluları sultanı ikinci kılıç arslan'ı konstantinopolis'te misafir etmişti. devrin bizans tarihçisi niketas choniates de bu ziyareti yazmıştır. sultanın uzunca bir süre bizans başkentinde kaldığından ve bu esnada da at yarışlarına çok ilgi gösterdiğinden bahsetmiştir. işte tam bu misafirlik döneminde bir gün imparator ile sultan at yarışlarını izlerken bizim ''çılgın türk'' uçmaya karar vermiş... geri kalanını choniates anlatsın:
''bu yarışlar sırasında bir defasında şöyle bir olay oldu: türk'ün biri (...) yarış yerinin seyir sıraları üstünde yükselen sütuna tırmandı. bu kule-sütunun altında kavisli bir sıra halinde yarış arabalarının çıkış yerleri, üstündeyse, birbiri karşısında altın suyuna batırılmış bronzdan dört at heykeli bulunur. (...) böylece bu türk kule üstünde çıkış yerinde bir yarış atı gibi durdu ve stadyum üzerinde uçacağını ilan etti. çok çok uzun ve geniş, içine takılan çemberlerle şişirilmiş beyaz bir giysiye bürünmüştü. bu giysi ona güya amaçladığı iş için, yelkenlerin bir gemi için gördüğü hizmeti yerine getirecekti. rüzgarın, giysisinin kıvrımlarına ve şişkin kısımlarına yakalanarak onu havada taşıyacağını düşünüyordu. bütün gözler ona dikilmişti; halk onunla alay ederek ''haydi yelkeni aç, haydi uç'' veya ''ulan arap bizi daha ne kadar bekletecek ve kule üstündeki rüzgarı daha ne zamana kadar ölçeceksin!'' diye bağırmaktaydı. imparator derhal bir adamını koşturmuş, türk'ü maksadından vazgeçirmek istemişti. seyirciler arasında bulunan sultan, deneyimin ne sonuç vereceğinden endişe ederek dişlerini sıkmaktaydı; her tarafından ter fışkırmıştı. hem kendi milletine mensup olan adam için endişe ediyor hem de gururlu bir beklenti içinde bulunyordu. türk'e gelince o büyük bir dikkatle rüzgarı kontrol ederek, bazen bir, bazen de diğer taraftan onu yakalamaya çalışıyor uğraşıyor ve ellerini öne uzatarak, bunlar sanki birer kanatmış gibi, çırpınma hareketleri yapıyor, fakat sonra yine vazgeçerek ellerini geri çekip rüzgarı bekliyordu. seyirciler artık aldatıldıklarını sanmaya başlamışlardı ki, rüzgar türk'e yeterli derecede güçlenmiş göründü ve o da kollarını açarak ve bir kuş gibi çırpınarak o an için uçtuğunu sandı. ancak bu semalar hâkimi, ikaros'tan daha da acınacak bir haldeydi. hafif bir kuş gibi değil, ağır bir taş gibi düşerek kırılmış kemikleriyle ölü olarak yere serildi.''
kaynak:
+ niketas khoniates - historia (ioannes ve manuel komnenos devri) - çev: fikret ışıltan - türk tarih kurumu yayınları.
golden state warriors
- bazılarının çok güçlü oldular diye şikayet ettiği, bazılarının ligin keyfi kalmadı dediği golden state warriors nasıl mı kuruldu 2012 yılında playoff bile yapamayan takım nasıl oldu da son 3 sezonda 3 final ve 2 şampiyonluk gördü?
warriors nba'in draft sistemini kusursuz bir şekilde kullandı. bildiğiniz gibi draft sisteminde en zayıf takım en potansiyelli genç oyuncuları draft havuzundan öncelikli seçme şansına sahip oluyordu.
2009 draft'ında stephen curry'i tyreke evans, ricky rubio, jonny flynn gibi isimlerin arkasından 7. sırada seçti.
2011 draft'ında klay thompson'u derrick williams, enes kanter, jan vesely, jimmer fredette gibi isimlerin arkasından 11. sırada seçti. aynı draftta 1 ve 4 numara seçim şanslarını elinde bulunduran cavaliers, 1. sıradan kyrie ve 4. sıradan tristan thompson'u seçti.
2012 draft'ında draymond green'i adı sanı duyulmamış birçok nba oyuncusunun arkasından 35. sırada seçerken, cavaliers da 4. sıra seçim hakkını dion waiters ile heba ediyordu.
2013 draft'ında 1. sıra seçim hakkını elinde bulunduran cavaliers anthony bennett'i seçerken, giannis antetokounmpo, c.j. mccollum, rudy gobert gibi isimler çok daha arka sıralardan seçildiler.
golden state warriors'un kusursuz draft seçim hakları onlara, curry, klay ve draymond gibi isimler henüz çaylak kontratındayken başarılı olma şansı sundu. benchlerini de ıguodala, shaun livingston gibi tecrübeli ve pozisyonlarında fiziksel üstünlüğü bulunan oyunculardan oluşturup mükemmel bir kadro mühendisliği örneği ile altın şehir 'altın jenerasyonu' yakaladı. benzer bir yapıyı westbrook, harden, durant ile thunder da yakalamış ama yanlış kararlar bu kadronun dağılmasına neden olmuştu.
nba'deki maaş bütçesinin anormal artışı sayesinde de kevin durant gibi bir süperstarı kadrolarına katabildiler. bu işin birazcık da olsa şanslı tarafı. ama golden state warriors, örneğin cavaliers'tan çok daha geriden seçim haklarına sahip olmasına rağmen, nokta atışı seçimler ile bu kusursuz kadro iskeletini oluşturdu. kısacası, şuan gelen başarılar 2009'da stephen curry'nin seçimi ile temeli atılan bir rebuilding (yeniden yapılanma) sürecinin sonucu
güney lihtenştayn
- halkı internete para vermiyor. kuzeyin wireless şifresini kırmış ibişler.
cilt kanserinden yüzünü kaybetmek
- ic parcalayan bir habere konu olmus kisinin basina gelen elim hadisedir.
ayda 900 tl / 90 euro ile engelli ve kanser hastasi bir bireyin, dukkanda yasamasina mi uzulelim? kizina mi uzulelim? cografyanin kader olduguna mi uzulelim?
yoksa akp cocuklari denen siyasal islam cocuklarinin maserati'li, pudra sekerli hayatlarina mi?
kılıçdaroğlu siyasi bir onursuzluğa imza atmıştır
- siz, suriyelileri donuna kadar giydirip, kendi vatandaşını, işsiz olduğu için devlete borçlandıran insanlarsınız.
suriyelinin ücretsiz yararlandığı sağlık hizmetini, kendi vatandaşına, gss borcu var diye vermeyen insanlarsınız.
onur kim?
haysiyet kim?
(bkz: gss)
(bkz: gss prim borcu)
(bkz: gss borcu olanların tedavi hakkı bitiyor)
kıro kızların ortak özellikleri
- her şeyi anladım da okulda ön sıraya oturan niye kıro oluyor onu çözemedim. derslerle ilgilenen insanlara çalışkan ya da uzağı iyi göremeyen insanlara miyop deniyor, kıro değil.
derslerde ön sıraya oturan kızlara kıro diyenlere de cahil, laf olsun diye konuşan insan deniyor mesela.
25 haziran 2018 muharrem ince'nin trt'yi kovması
- işini doğru yapmayanın orada yeri nedir?
yerinde bir davranış olmuştur.
pub ile bar arasındaki fark
- "bar" ve "pub" terimleri genellikle birbirinin yerine kullanılır, ancak çağrışımlarında ve kökenlerinde bazı ince farklılıklar vardır.
1. köken ve kültürel geçmiş
bar: "bar" terimi amerikan ingilizcesinden gelir ve amerika birleşik devletleri'nde yaygın olarak kullanılır. barlar tipik olarak, genellikle kokteyller, alkollü içkiler ve biralara odaklanan, öncelikle alkollü içecekler sunan kuruluşlardır.
pub: "pub", "public house" kelimesinin kısaltılmış halidir ve daha çok ingiliz ve irlanda ingilizcesinde kullanılır. barların uzun bir tarihi vardır ve kökleri birleşik krallık ve irlanda'nın kültür ve sosyal yaşamına dayanmaktadır. genellikle insanların sosyalleşebileceği, içki içebileceği ve bazen yemek yiyebileceği topluluk toplanma yerleri olarak görülürler.
2. atmosfer
bar: barlar genellikle daha enerjik ve canlı bir atmosfere sahip. yüksek sesli müzik, loş ışık ve sosyalleşme, eğlence ve gece hayatına odaklanma ile karakterize edilebilirler.
pub: pub'lar genellikle daha rahat ve rahat bir atmosfere sahiptir. genellikle rahat iç mekanlara, geleneksel dekora ve bir sıcaklık ve aşinalık duygusuna sahiptirler. barlar genellikle insanların sohbet edebileceği ve daha rahat bir ortamda bir bira ya da yemeğin tadını çıkarabileceği yerler olarak görülür.
3. yiyecek ve içecek
bar: barlar, çok çeşitli alkollü ve alkolsüz içecekler ile çok çeşitli alkollü içkiler, kokteyller, şaraplar ve biralar sunabilir. bazı barlar ayrıca atıştırmalıklardan tam öğünlere kadar çeşitli yiyecekler sunar, ancak yiyecek teklifleri bar deneyimi kadar kapsamlı veya merkezi olmayabilir.
pub: pub'lar tipik olarak biralar, stout'lar, elma şarabı ve bazen alkollü içkiler dahil olmak üzere çeşitli alkollü içecekler sunar. birçok barda ayrıca balık ve patates kızartması, çoban turtası veya rosto gibi geleneksel pub yemekleri servis edilir. yemek genellikle pub deneyiminin ayrılmaz bir parçasıdır ve pub'lar doyurucu ve rahatlatıcı yemekleriyle bilinir. hatta en önemli fark yemek kısmında yatıyor diyebiliriz.
bu ayrımların bölgeye ve bireysel kuruluşlara bağlı olarak değişebileceğini not etmek önemlidir. "bar" ve "pub" terimleri bazen örtüşebilir ve her iki kavramdan da öğeler içeren birçok karma kuruluş vardır. nihayetinde, temel fark, kültürel bağlamda ve her terimle ilişkili belirli atmosferde, tekliflerde ve geleneklerde yatmaktadır.
first lady için türkçe karşılık önerileri
- (bkz: cumhurbaşkarı)
kilo vermek isteyenlere tavsiyeler
- her kış 5 kilo alıp yaza kadar 5 kilomu vermem lazımcı tiplerin dramını okurken sinirleniyorum resmen. biz burada obezite ile mücadele etmeye çalışıyoruz, millet 60 kilo oldum kilolarımdan insan içine çıkamıyorum diyor. sanki 150 kiloyla morbid obezsin de yürüyemiyorsun anasını satayım yaa...
hangi bakış açısı sadece 50 kiloda fit olacağınıza inandırıyorsa sizi, gidin ona öfkelenin lütfen.
hala tartıda gördüğü rakam için delicesine bunalıma giren insanlar görüyorum ki asabım bozuluyor.
az ağırlık kaldırın ki kaslarınız güçlensin. her yaz aynı teraneler için kafa şişirip durmayın. kilo vermenin ve fit olmanın tek yolu temiz beslenip, spor yapmaktır. bugün kilo vermenizi sağlayan mamalarınızı (!) ömrünüz boyunca kullanamayacağınıza göre sürdürülebilir alışkanlıklar kazanmak yararınıza olacaktır.
special k, çilekli activia yiyip tatlı krizine girmeniz çok normal. kalorileri değil etiketleri okumaya başladığınız an doğru yola giriyorsunuz demektir.