ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
friends vs seinfeld
- seinfeld'in varlığı bugüne kadar yapılmış, bugün yapılmakta olan ve bundan sonra yapılabilecek bütün dizilerin talihsizliği olduğu için lüzumsuz bir mukayesedir. seinfeld'i herhangi bir açıdan herhangi bir diziyle karşılaştıran taş olur. şampiyon belli, ikinci önemsiz.
24 mayıs 2018 cnn türk muharrem ince canlı yayını
- “15-29 yaş arasındaki 18 milyon gencin 5 milyonu okulda değil, kursta değil, iş yerinde değil! nerede oldukları belli değil! 5 milyon genç! bu ülke kalkınır mı?
ilk işim bu 5 milyon genci bana bulun diyeceğim” dedi.
bu akşamın şimdiye kadar yapılmış en kıymetli tespiti. bu kaybı, bu istatistiği ortaya çıkaran ekibini kutluyorum. muharrem ince ve bu ekibin bu ülkeye faydası olur..
swh
- ek$i sozluk tarihindeki en buyuk hurafelerden biridir. sozlukte entry'lere smiley koymak hicbir zaman yasaklanmami$tir, insanlar smiley koydu diye ucurulmami$tir.
nasil ortaya ciktigi ise ayri bir hikayenin konusudur.
bir demet tiyatro'dan akılda kalanlar
- züleyha: kızım o angutun kasedinden 5000 tane basılmış, 7500 tane iade gelmiş. korsancılar bile geri göndermiş kasetleri.
@naalakasivar https://youtu.be/mem6ocsyvoo?t=23m56s
kanser hastası genç kızın erdoğan bayraktar'a ahı
- tutmuştur...
cami avlusunda dilenciye para verir gibi eline para tutuşturulan genç kızı hatırlayan hatırlıyordur...
günlerce şu sahneleri tv'lerde görenler de o genç kızla birlikte ağlamıştı...
işte (o genç kız o gün bir bir ah etmişse, o etmemişse binlerce tv izleyicisi mutlaka etmiştir) o ah tutmuştur.
.
beş yıl sonra edit:
14 ocak 2018'de hayatını kaybetmiştir dilek özçelik. 27 yaşındaydı.
yemeksepeti.com
- o kadar yemek söylüyorum bir gün de çıkıp demedi ki al bu pizza da bizden olsun.
yok muhtar oldun yok azâ oldun. rozet kazandın madalya kazandın . şöyle iyisin böyle güzelsin.
beni methetme kardeşim bana yemek ver
meral okay
- " üç gün önce kaybettiğimiz meral okay'ın vasiyeti yakılmaktı... küllerinin denize savrulmasını, böylece toprağa değil suya karışmayı istiyordu.
üstelik araştırmıştı, hem bir yasal engeli yoktu bunun, hem de iktidarda dini özgürlükler adına mücadele ettiğini söyleyen bir parti vardı....
ama olmadı...
meral okay'ın vasiyeti yok sayıldı.
neden biliyor musunuz?
bu ülkede aydının ölüsü değil, dirisi yakılır da ondan...
tıpkı sivasta olduğu gibi..."
mustafa mutlu
gazete vatan
kardeşin ölmesi
- aradan geçen 11 yıl 4 saat saat sonra bile tazecik, dumanı tütebilen acı.
yaşanan ilk acıysa ve anneler günü ise o gün, inanası gelmez hiç insanın. çok küçüktür bir de. daha yeni okumayı sökmüş, yakasına kızarmış elmayı takalı henüz bir ay olmuştur. ilk dönemdeki süper notlar erkenden ''sınıf geçme hediyesi'' isteme cesareti vermiştir ona. baba; oğlum ne isterse alırım deyince o da bisiklet istemiştir. tam istediği gibi oğlunu mutlu eden babanın tek şartı vardır ama. ''okullar kapanınca bineceksin''. peki denir babaya ama kendi kendini yer tabi kardeş.
anneler günü sabahında ablanın reddetmesine karşı saatlerce yalvarır ''ablacım sadece 10 dakika, nolur babama söyleme ama'' diye. abla da dayanamaz, kıyamaz. verir bisikleti. o sayılı dakikanın yarısı olmadan kapı çalar. komşu kardeşin bisikletten düştüğünü söyler, çok sakin karşılanır, olabilir gibi. yerde yatan, üzeri örtülü biri vardır. var ama onun ayağındaki kardeşin ayakkabısı değil, bisiklette onun bisikleti değildir ki o benim kardeşim olsun. değil işte, hiç birşey onun değil ama bir anda oracıkta beliren babanın yürekten kopan çığlığı herşeyi özetler sana. üzeri örtülü o... canım kardeşim.
ilk anda anlamazsın. aklın harçlığıyla anneler günü hediyesi almak için para biriktirmiş, süt dişi yeni çıkmış küçüçük kardeştedir. ama o nerde o... o merhametli minik yürek annesi olmadığı için üzüldüğü, zinciri pastan dönemeyen biskleti, ayağındaki ayakkabısı yırtık, 'benim bisikletim öyle değil, sen hep binersin, biraz giyeyim mi ayakkabını, veririm inince diyen sinif arkadaşıyla karşılaşır. ve sen bunları o gittikten yılar sonra, liseyede okuyan, hala ayakkabıyı saklayan o arkadaştan öğrenirsin. ölmek mi, öldürmek mi arasında sıkışırsın işte o zaman.
yaşıtları üniversite tercihleri hakkında danışmak için abla bilip yanına geldiklerinde ise şakağındaki o şey boğazına dizer hayatını. 19 unda gözleri parlayan genç flörtlerinden bahsederken sen, gitmeden bir gün önce hasta olur diye dondurma almadığın, gözünün yaşına kıyamayıp bisikleti verdiğin, on dakika sonra gelecek olan canini düşünürsün. düşünmek istemediğin tek şey ellerinle üstüne toprak ettiğin kardeşinin kanina, canina biçilen paranin hesabina yatirilmak istenmesidir.
o anda yüreğinde binlerce mum birden yanar. her gün birisi söner. ama birtanesi hiç sönmez. yediğin lokmanın yarısı acı geçer boğazından. keşkelerle yıllar geçer. suçluluk şakağına dayalıdır hep. kulağındaki onlarca küpe olmuş şey tek karındır. aci çok şey öğretmiştir. dost, düşman ayirmak kolaylaşmiştir sanki. bayramlar mezarlikta başlar, anneler günü karalar günü olur, takvimlerde doğum günü hep kirmiziya boyanir.
yazarken yutkunmayi bile çok gören, ekran bozuldu mu ne, neden bu kadar bulanik dedirten bu aci, yarinki anneler gününü minicik bedenini toprağa koyduğu evladinin mezari başinda geçirecek annemin, babamin asla okumasini istemediğim şeyleri yazdirdi bana. hayat sadece acı değil ama. tadıdan yenmeyen şeyler de var. yüreğe ağir gelen bu duygudan siyrilmamin tek sebebi, anneme tapma nedenim, canimi istese düşünmeden vereceğim bir tanecik meleğimdir.
o meleğin yazdırdıkları içinse (bkz: ablalarin kardeş sevgisi/@nunuca)
gece 12'den sonra eğlencenin tamamen yasaklanması
- koca ülkeyi parasız yatılı yurduna çevirdiler lan. aman burdan kültür savaşı çıksın da laikler kudursun. fakirler gelen zamları unutsun. ne bitmez çilesi varmış lan ülkenin. 20 senedir aynı filmi oynatıp halen bilet satıyorlar.