hesabın var mı? giriş yap

  • bu paraya milyonlarca aç doyurulabilir, su kuyuları açılabilir, dünyadaki sefalet sorunu kökten çözülebilir ve hepimiz birer ananaslı jelibon gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirdik... çok haklısın kardeşim. ne gerek var bilime? james webb'e harcanan parayla karnı doyurulan açlar, pamuksu bir rahatlamayla karnı doyar doymaz ilk işleri olan üreme faaliyetini daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirebilir, böylece gıda, su ve medikal ihtiyacı karşılanması gereken milyonlarca yeni aç, onları bekleyen yepyeni kaynaklar yokken dünyaya gelebilir, yeni bir uzay yatırımına harcanacak parayla onlara da birer sandviç ve cappy meyve suyu dağıtılarak üreme enerjisi kazandırılabilirdi. sürdürülebilir sefalet için haydi sen de çık ve times meydanı'nda "uzay çalışmalarına hayır, millet aç aç" diye bağır.

  • türkiyenin yer altı edebiyatının muhteşem ismidir kendisi. son zamanlarda kitaplarını okuyan insanların kolay kolay vazgeçemedikleri, insanı delicesine düşünmeye zorlayan, dili, fikri, izah şekli, mizah şekli son derece anlamlıdır. öylesine büyük düşünür ki ifade şeklinden bunu kolayca anlayabilirsiniz.

    lakin bazı cümleleri iki kez bile okusanız içiden çıkamayacağınız kadar düşünce doludur. bazen yorar fakat yorduğu kadar da zevk verir. mutlu hissettirir. üzgün hisettirir. düşüncelere, rüyalara dalarsınız.

    hakan günday okumak istiyorsanız eğer -ki hâlâ başlamadıysanız büyük bir kayıptır- kesinlikle ilk kitabı olan kinyas ve kayradan başlamalısınız. o vakit bu dediklerime hak vereceksiniz, eminim.

    --- spoiler ---

    ama biliyorum, izin vermeyecek insalar rahatça kendimizi yok etmemize. arkadaş olacaklar. aşık olacaklar. sırdaş kesilecekler başımıza. robinson'un bile yanına cuma'yı veren dünya, üzerinde yaşayan bütün insanları tanıştırma gibi hastalıklı bir saplantıya sahipken uzak kalmamız çok zor olacak gündüzün ve gecenin seslerinden ..

    --- spoiler ---

    edit: imla

  • asker selamı yapmak zorunda olmayan bir kişi tarafından söylendiği iddia edilen söz. insanların zorunluluğunu belirlemek düpedüz faşizmdir, hattâ faşizmin varabileceği en son noktadır. herhangi bir kişiyi, “gol attıktan” sonra ahlâkî ve politik olarak yargılamak nasıl bir zihniyetin ürünü olabilir ki?

    meseleye pragmatik açıdan baksak bile bir karşılığı yok. sanılanın aksine, canı burnunda savaşan askerlerin kafalarını takacakları en son şey, milyonlarca lira maaş alan kişilerin anlamsız bir sportif faaliyetteki başarı durumlarıdır. açık yüreklilikle söylüyorum, ben askerden kaçmak için kilo almaya çalışan birisiyim ve elimden geldiğince vatan-millet-sakarya edebiyatı yapmamaya çalışıyorum. canı burnunda savaşan askerlere sessiz bir şekilde, dualarımla yardımcı olmaya çalışıyorum. ancak hemen hepsi bedelli askerlik yapmış kişilerin prim kasmak ve şov yapmak için “asker selamı” vermeleri gerçekten bana çok ilginç geliyor. hele bu tip insanların verecekleri veya vermedikleri asker selamını bu kadar önemsemek, ne bileyim, boş bakkallıktan başka bir şey değilmiş gibi duruyor bence.

  • evdeki güzel bişeyi annenin yemiyor olması. mesela antep fıstığı bizim eve nadiren alınırdı. yeneceği zaman da işte annem genelde ben sevmiyorum, canım istemiyor falan derdi. sonra misafirliğe gittiğimizde çocuk aklımla bi de fark ettim ki kadın bildiğin çatır çutur antep fıstığı yiyor. severek de yiyor, öyle geri çevirmemek maksadıyla falan değil yani. zamanla annemin bu tavrını iyice kavramaya başlayınca onun sevdiğini bildiğim muz, antep fıstığı gibi şeyleri sanki canım istememiş de yarım bırakmışım gibi tabakta bırakmaya başladım.. "ı ıhhh canım istemiyo, tamamm doydum" ben gibisinden yalanlar söyledim hep..o da yeterince ikna olur olmaz hep yedi tabakta kalanlarımı.. fakir yalancılara zengin yalancılardan daha iyi davranın lan.

  • en ozendigim aktivitelerden biri.
    kış boyunca 30 kg domates ile yemek pisiyor o evde. ben 3 kilodan yapsam bitiremem ertesi yaza da kalır.
    kışlık sebzeleri yazdan depolamak demek aile demek.

  • filipin'lerde şifalı olduğuna inanılan yiyecek. youtube da gezerken izleyip merak edip araştırdığım şeydir kendisi. döllenmiş yumurta kuluçka edilip gün sayılıyor ve yumurtadan çıkmasına çok az bir zaman kala içindeki canlı cenin pişirip öldürüp servis ediyorlar. anlamadığım nokta şu ki bazıları son gününde pişirilmiş olmalı ki aşırı tüylenmis haldeler. yav arkadaş hadi diyelim tüysüz olanı miden kaldırdı yedin de tüylü olanların tüyü diline boğazına takılmıyor mu. gerçekten insan oğlu kadar vahşi ve midesizi yok.

  • başlığı okuyunca orda vefat eden ailelerden birinin olay öncesi fotoğraf çektirdiğini düşündüm.
    böyle bir saçmalık insanın aklına dahi gelmez.