ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alaçatı ılıca plajı rezaleti
- gelenin birasını, suyunu içip, cipsini yiyip, keyfini yapıp sonrasında her türlü ambalajı, çöpü, şişeyi, kutuyu vs. öylece toplamadan plajda bırakması ile oluşan rezalettir.
sonuç olarak kumun içine gömülü her türlü plastik, binlerce izmarit, denizin içinde yine bir sürü ambalaj, poşet vs. plastikler ile güzelim doğanın içine edilmektedir.
buyrun bugün rastgele çekilen karelerden durumu kendiniz de görün.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
ilk geldiğimde gözümle her türlü eşyasını itina ile toplayıp ama çöplerini bırakıp yürüyen birisini gördüm. sandım ki eşyalarını arabaya vs bırakıp gelecek. gelmedi. bakın çöp poşeti vs bırakmak değil bu. su şişesi nerede icildiyse orada, bira nerede icildiyse kutu aynen orada santimetre oynamadan bırakılmış vaziyette. insan kendi evinde böyle bir rahatlıkta yaşamıyor, dönüp topluyor illa ki.
nasıl bir bilinçsizlik, cahillik, umursamazlık ve görgü yoksunluğu aklım almıyor.
belediye belki çanakkale/eceabat taraflarında jandarmanın yaptığı gibi burada birkaç görevli ile zoraki bilinçlendirme vasıtası ile bu durumun önüne geçebilir. neticede polis görünce kemer takan bir millet maalesef söz konusu olan.
edit: sözlüğün izmir/çeşme yerlilerine ve çeşme - alaçatı uzmanlarına dert olmuş alaçatı ılıca plajı yazmak. doğrusu çeşme ılıca plajı demekmiş.
belli ki genelde yapılan bir yanlış zira hürriyet dahi yanlış yazmış link
edit 2:
#165040071
harikasınız diyorum.
az önce öğrendiğim kadarıyla birkaç gün öncesinden 5 haziran dünya çevre günü icin çeşme belediyesi'nin planladığı bir aksiyonmus ılıca halk plajıni öğrenciler ile birlikte temizlemek.
belediyeyi bu inisiyatifi özellikle öğrencilerle planladığı için tebrik ediyorum.
dün biz de kendi çapımızda gördüklerimizi toplamıştık. ancak haliyle sorunu çözmek açısından bu sürdürülebilir olmadığı için başlığın amacı kısmen biraz farkındalık yaratıp ilgiyi bu soruna çekmek ve gönüllü olabilecek insanlarda bir itki yaratmak olsa da bundan ziyade belediyenin bu konuda sürdürülebilir bir sistem getirmesine yönelik kamuoyu oluşturmak. bu denetim ve/veya ceza olur veya adım başı çöp kovası koymak olur, çöpü çöpe atmaya bir şekilde teşvik etmek olur vs. umarım bir çözüm getirilebilir ve diğer plajlarımıza örnek teşkil eder.
damadın gelinin sırtına bindiği düğün fotoğrafı
- (bkz: abi bi tur versene)
hazal kaya'nın altın portakal'da saçmalaması
- böyle saçma bir açıklama olabilir mi? açıklamaya bakın:
''bu sene 10 filmde sadece 3 filmde kadın izleyebildik. bu özellikle jürinin yarıdan fazlası kadın olan bir ekip için üzüntü verici oldu. umarım seneye 10 da 7 kadın filmi olur demek istiyorum.'' link
bu kadar çelişkili ve mantıksız bir açıklama görmedim. eşitlikten dem vurup kadın jürinin kadınlara kayırma yapmasını bekleyip ve eşitlikten bahsedip seneye 5-5 e değil de 10 ödülün 7'si kadına gider demenin neresinde cinsiyet eşitliği var? artık usandık şu saçma sapan gereksiz cinsiyet duyarlarından oldu cinsiyet eşitliği olsun diye biz erkekler ezilelim altınız da ne kaldı eşitlikten yana o halde? resmen orada ödül alan 7 erkek oyuncunun emeklerini yok saymış. onlar kayrılarak bu ödülü aldı haketmedi demeye getiriyor. ne söylediğinin farkında değil artık bazı kadınlar. çok boktan bir popülizm var bu kadın konusunda amaç kadın erkek eşitliği değil amaç bu konudan ekmek çıkarmak. çoğu kimse kendisinin de ne dediğinin farkında değil.
pelin çift'in canlı yayında yaptığı saygısızlık
- yıllardır yaptığı programlarda akit gazetesi çalışanlarını onur konuğu olarak ağırlayan bir kiralık maşadan beklenen davranıştır.hata bardakçı'da, ne işin var orada ?
tecavüzün dayak yemekten kötü olmaması
halil sezai paracıkoğlu
- yer bursa. iki adli vaka. biri adam vuruyor, diğeri satırla doğruyor. iki magdur da yogun bakımda. ve iki fail de adlî kontrolle serbest. hürriyet linki
halil sezai sadece dövmüş. satırla dograsa yada silahla vursa şu an dışarıdaydı. bu ülkedede yargıya güven oranının yüzde 10 bile olması cok fazla. twitter baskısı ve siyasi talimat ile hareket eden yargı erki artık erk olma işlevini yitirmiştir.
kaza yaptığı adamı tutuklamaya çalışan polis
- elinde bıçaklı gaspçı karşısında tabanları yağlayan polis de var,
ailesinin kızının yanında bir babaya bu muameleyi yapan da.
(bkz: recep tayyip erdoğan) cumhuriyeti olayıdır.
ordu-giresun havalimanı
- dülülülü dülülülü
-alo?
-- hoca ben nereye gelicem?
- orgiye gelceksin.
-- hö? nası ya?
- bak orgiye gelince sizi karşılayacak kalabalık grup olacak, ben aralarından senin adın yazılı bi karton kaldırırım.
-- abi naaptın ya? yanımıza almamız gereken bişi var mı peki? ne biliyim madem orgiye gidiyoz, hazırlıklı olalım.
- yav sadece taksiciye verecek kadar olsa yeter.
-- bi de taksiciye mi vercez?
- vermezsen binemiyosun.
-- kapat telefonu abi, ben fena oldum bir an...
- alo?
......
zimmermann telgrafı
- o dönem almanya dışişleri bakanlığı'na getirilen arthur zimmerman u-boat saldırılarında oldukça kararlıydı. amerika'nın olası saldırılarda ingiltere'yi desteklememesinin tek yolu meksika ve japonya'yı amerika'ya karşı kışkırtmak ve böylece amerika'yı kendi evinde bu sorunlarla uğraştırmak, böylece birliklerini avrupa'a göndermesini engellemekti. zimmerman 16 ocak 1917'de meksika başkanı'na iletilmek üzere telgraf çekti. telgrafta, yapılacak saldırıda amerika'nın tarafsız kalmaması durumunda meksika'ya yönelik ittifak önerisinde bulunuyordu ve bunun karşılığında meksika'nın kaybettiği new mexıco, teksas ve arizona bölgelerini geri almasını taahhüt ediyordu.
mesaj şifrelenmişti fakat gönderilen telgraf ingilere üzerinden geçiyordu. ingiltere kriptanalize önem veren bir ülkeydi ve bu konuda en yetenekli dilbilimcileri ve bilim adamlarını tarihe 40 numaralı oda diye geçen kriptanalız bürosunda toplamıştı. telgraf bu odaya ulaştığında kısa sürede deşifre edildi ve 23 şubat'ta amerika'ya duyuruldu. tarafsız olmaya çalışan başkan wilson, almanya'nın bu planını amerika halkına açılmış bir savaş olarak değerlendirdi ve savaşa katılmaya karar verdi.
kediyi diğer odaya kapatsan daha iyi olacak
- inanmayacaksınız ama eve misafir gelmese bile kediyi odaya kapattığımız oluyor. keditaparlar hangi evrende yaşıyor bilmiyorum ama bu kadar fanatik olmaya da gerek yok.
evimizde mutfak kapısı yok ve eğitilemez bir çomar olan kedimiz biz yemek yerken musallat oluyor. gidip salona kapatıyoruz. bakın kör kuyulara, zindanlara atmıyoruz. zaten halihazırda yaşadığı, içinde suyu olan, pencereden dışarıyı seyredebileceği, kanepede uyuklayabileceği, oyuncakları ile oynayabileceği odaya yarım saatliğine kapatıyoruz.
sizin evinize misafir olarak düşmanlarınız geliyor olabilir ama bizim evimize sevdiğimiz insanlar geliyor. sevdiğimiz insanları da kovmaktan beter etmek gibi huylarımız yok. herkes kedi sevmeyebilir veya alerjisi olabilir, fobisi olabilir ya da temas etmek istemiyor olabilir. o zaman da ne yaparım, kalkar oturduğumuz odanın kapısını kapatırım. kedim de evin kalanında vakit geçirebilir.
kedim canım ciğerim ama arkadaşlar abartmayalım.
yaran diyaloglar
- turkcell:iyi günler turkcell fatura hatırlatma servisinden arıyorum. temmuz ayı faturanızı ... (burada son anda ödenmemiş diyeceği faturanın aslında ödendiği bilgisini görüyor) ... da ödemişsiniz ... bey, teşekkür ederiz.
coloready:ee evet?
t:öyle yani ödemişsiniz teşekkür ederiz iyi günler.
c:bunun için mi aradınız yani?
t:evet teşekkür etmek için aradık iyi günler.
c:yoksa faturayı hatırlatacaktınız da son anda sistemde ödendigini falan gormediniz yani.
t:(sessizlik) yok ..... bey teşekkür etmek için aradık iyi günler
c:böyle her faturasını ödeyeni arayıp teşekkür ediyor musunuz 10 milyon kişiyi falan?
t:bazen arıyoruz iyi günler.
orijinalinden iyi olan cover'lar
arthur schopenhauer
- ''dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz.'' schopenhauer
berkay şahin'in aylık gelirinin 1000tl olması
- berkay nafaka isteyecek galiba.