ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
- "olm ben bu sosyoloji diplomasını çeyizime koymak için mi aldım? tabi ki halkı aşağılayacam lan ciğerinizi bilirim ben sizin, hoca anlattı."
genelkurmay'ın hasan karakaya taziyesi
- hala türk silahlı kuvvetleri başlığında ayinler yapanlara duyurulması gereken taziyedir.
tsk 2008-2011 arasında bahanelerle derdest edildi; temmuz 2011'de de ışık koşaner ve kuvvet komutanlarının da istifasıyla lağvını gerçekleştirmiş bir kurum.
nikolay kardaşev
- 1932 doğumlu rus astrofizikçi, fizik ve matematik bilimleri doktorudur. ünlü kardaşev kademeleri teorisini ortaya atan bilim adamıdır. galaktik uygarlıklar için ortaya attığı üç kademe vardır. bugünkü kardaşev kademeleri beş kademedir. ilk üç kademe ünlü fizikçi nicolai kardashev tarafından öngörülmüş, diğer iki kademe günümüz fizikçileri tarafından eklenmiştir.
ne kadar teoride desek gerçek olabilme ihtimali olsa keşke. bu kademelerin gerçekleşebilmesi için devasa enerjiye ihtiyaç duyulduğu aşikar. zaten sonradan eklenen beşinci tip uygarlık bana günümüzde tasvir edilen tanrı gibi olabilmeyi çağrıştırıyor.
insanın dünyada ulaşabileceği en yüksek makam
- hiçlik makamı..
nasreddin hoca’ya sormuşlar: “kimsin? ”
“hiç” demiş hoca, “hiç kimseyim.”
dudak büküp önemsemediklerini görünce sormuş: “sen kimsin? ”
“mutasarrıf” demiş adam, kabara kabara.
“sonra ne olacaksın? ” diye sormuş nasreddin hoca.
“herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam...
“daha sonra? ..” diye üstelemiş hoca.
“vezir” demiş adam.
“daha daha sonra ne olacaksın? ”
“bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“peki ondan sonra? ”
artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “hiç.”
“daha niye kabarıyorsun be adam ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: ‘hiçlik makamı’nda.”
bir de ubûdiyet makamı var, hakîkî manada olanı tabi..
ilk kez sevgilisini aldatacaklara tavsiyeler
- unutmayın, sevgilinize karşı elinizde güçlü bir silah var: yakalanmamak.*
#haddinibilekşisözlük
- trollerin salakça hareketlerini sözlük olarak çekiyoruz, sağ olsunlar.
sinema tarihinin en hüzünlü sahnesi
- zeki alasya, metin akpınar, halit akçatepe ve kemal sunal ın oynadığı salak milyoner filminde; "demekki hazine dörde bölünecehhh" repliğinde zeki alasya nın yüzündeki hüzün.
palu ailesi
- bu aileye bakıp herhangi bir dini unsur göremiyorum diyen yazarın tersine ben bu ailede bir sürü dini unsur görüyorum
1. havva denen kadın 2011 yılındaki ifadesinde demiş ki ; ‘’oğlum isa ve damadım tumcer evdekilerin camiye namaza gitmesini fırsat bilip meryemin cesedini tütünçiftlik te bir yere gömdü.’’
bir düşünün bu ne demek? bu kadın evde o günlerde aç susuzdu çocuklar da öyle.hatta tecavüze uğramıştı. ki bunun akabinde vefat etti.düşünün ki evdeki büyük ablanız böyle bir halde ve camiye gidiyorsunuz neden? açıklayım neden olduğunu
muhtemelen bu gerzekler ablalarının içine cin girdiğine eniştenin de onu tedavi ettiğine inanıyorlardı.öyle ki namazı cemaatle kılmanın sevabını kaçıracak anormal bir durum yok ortada.çünkü bazen insanların içine cin girer.dinimizde cin yok mu yani.yok diyen bok yer.
neyse eve dönüyorlar ki abla evde yok.ablanın cin çıkarırken ufak bir kazaya kurban gittiğine ya da cinlerin onu öldürdüğüne ablalarını kurtaramadıklarına inanıyorlardı belki de
ama ilginçtir ki kız ölmeden kredi çektirip almışlar üzerlerine.bunun için de kendilerince mantıklı bir açıklamaları vardır elbet.
2. havva kadının başındaki başörtüsü öyle ciddi biçimde örtülmüş ki ..neredeyse yüzü gözükmüyor.çünkü biliyorsunuz saçınız bir teli dahi gözükse cehennemde yanacaksınız.çok dindarlar hem de sofular..cinlerden büyüden deli gibi korkuyorlar.kızını verdiği adam hoca.herhangi birine değil kızını değerli bir hocaya vermiş kadın yani büyü bozuyor adam .el falan da almıştır birinden .adam hoca ..
kızı hakeza güzelce örtünmüş.muhafazakar çevrede yaşıyorsanız bilirsiniz ; kapalılar bile kendi içinde kısım kısım ayrılır bazıları şal takar bazıları daha uzun eşarp takar bazıları çarşafa girer her birisi bir öncekini (eşarp takan şal takanı mesela )kendinden daha hafif /münafık olarak görür.yeterince örtünmüyordur çünkü.işte burda din unsuru var.entry e konu olan ailemiz bal gibi dindar .üstelik anadolu dindarlığı dediğimizden daha öte bildiğin siyasal islamcılık kıvamında.
3- ailedeki isimler isa, havva, fatih, meryem ve evet recep tayyip..
dindar oğlu dindar
şimdi kimse çıkıp bana dinle ne alakası var demesin.bu palu ailesini benim gözümde ilginç yapan şey onları bu hale dini inançlarının getirmiş olması.yani işledikleri suçlar dini inanlarıyla öyle bir harmoni oluşturmuş ki bunların hepsini yaparken yanlış bir şey yaptıklarını düşünmemişler.tez konusu tam yani.
atatürk'ün boyunun 164cm olması
- önemli olan boyu değil işlevi
tam 1 yıl sonra gelen edit: başlığı açan kaçmış. başlık başıma kalmış.
türkçenin yetersiz bir dil olması
- 80 milyona dayanmış nüfusu olan ülkede kitap okuma alışkanlığı olan kişi sayısı kırk bin, bir de bu yavşaklara dil beğendiremiyoruz anasını satayım. dedirten fışkı. yetersiz dil yoktur, az dil bilgisi vardır. votka. nokta.
barış pınarı harekatı'ndaki diplomasi fiyaskosu
- onun bacanağını, bunun görümcesini temsil yeteneği olmadan büyükelçi diye atarsanız haklılığımızı filistine bile anlatamayız. asker sahada can veriyor ama diplomatik misyon bu haklılığı yeterince anlatamıyor. tüm dünyadan dışlandık tam bir fiyasko. bu yeteneksizlere zırhlı mercedes çekip tonla maaş ödüyor türk vergi mükellefi yazık.
zorunlu edit: ifşa etmek farz oldu. dün ilgili yazımı araklayan medya emekçileri
1- fatih portakal - fox ana haber bülteninde benim yukarıda yazan cümlemi kullanmış uyaran yazar @acilin ben bilirkisiyim 'e teşekkür ederim.
2- murat muratoğlu - sözcü - linkteki 7. ve 8. paragrafa dikkat birebir benim yazımı kullanmış.
https://www.sozcu.com.tr/…ybedersin-masada-5391234/
yahu yapmayın emeğe saygı :) telif hakkı kutsaldır ağalar. yapıcı bir eleştiri yaptık medya'ya malzeme olduk :(
yeni neslin barış manço'su acun ılıcalı'dır
- hiç alakası olmayan benzetme. biri humanizmin kollarındayken biri kapitalizmin pençesinde.