ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlükçülerin içinde çişini yaptığı ülkeler
- tam anlamıyla bir sidik yarışıdır.
coca-cola'nın tersten yazılışı
- henüz kimsenin farkedemediği yazılış ve şifresidir. the coca cola code..
coca cola isminde geçen harflerin alfabemizdeki yerlerine bakacağız..
c: 3
o: 18
c: 3
a: 1
c: 3
o:18
l: 15
a:1
topla şimdi bunları; 3+18+3+1+3+18+15+1= 62 !
sonuç 62. peki biz hangi yıldayız ? 2011. at ortadaki sıfırı 2 11. çarp bunları, 2x11: 22 !
62'den 22'yi çıkar ?
62- 22 = .... ben bir şey demiyorum arkadaş..
insanlar büyüdükçe hayallerinin küçülmesi
- düşündüm benimkiler de büyüdükçe çekti mi diye. çocukken en büyük hayalim neydi, şimdi ne diye... motorlu kanatlardı, yelek gibi giyiyorsun düğmesine basıyorsun çalışıyo. burada yok ama almanyada falan kesin yapmışlardır bunu. bizim de almanyada benim tanımadığım bi akrabamız oluyo, istanbul'a gelirken bana bunlardan getiriyo bi tane. her gün kanatlarımı takıp bizim sokağın üzerinde uçuyorum . bütün çocuklar bi tur istiyo, hiçbirine vermiyorum. yalnız oğuz isteyince onu da yanıma alıp uçuyorum. karşı apartmanın çatısına tünüyoruz beraber, orada çekirdek yiyoruz. çok spesifik olarak çekirdek ama. romantik buluyormuş olmalıyım.
yaklaşık 25 yıl geçti, şimdiki hayalim daha az mekanik. basit bir hamak. limon ağacının altında bir hamak, o kadar. yıldızları gören bir yerde olsun. bir de güzel bir ses sistemi olsun, müzik olsun hep. içimden geçen o anda çalınsın. karşımda bir dağ olsun. mümkünse hep gece olsun, ve hep dolunay yükselsin o dağın tepesinden. limon ağacının dalında bana arkadaşlık edecek bi cırcır böceği olsun yeter. hiç konuşmasın, sadece bi ayağıyla müziğe ritm tutsun sakin sakin, ki bileyim o da seviyor çalanı. karnım hiç acıkmasın ama limitsiz içecek olsun ve ne kadar içsem de hiç çişim gelmesin. bak düşündükçe hayal komplikeleşiyor. oysa haftalardır "sadece bi hamak" deyip duruyordum. belki de insan büyüdükçe hayalleri küçülmüyordur da, hayal kurmaya zaman ayırmadığı için detayları modellememiş, ilk aklına gelen dilekte yorulup bırakmış oluyordur?
12 ağustos 2015 yüksekova'nın özerklik ilan etmesi
- şu yargılanacaksınız lafını kemalistler söylese anlarım da bu cemaat abilerine ne oluyor onu çözemedim. ülkedeki her türlü rezilliğin, nifağın, pis işlerin altından sizin imzanız çıkıyor. sanki dün yurt dışına kaçan zekeriya öz sizden değilmiş gibi tavır aldınız bir anda. gören de sanır ki cemaat yıllardır ülke bekası için çalışan, vatan sevdalısı bir oluşum. bazen çok gülesim geliyor, bazen de bulut.
(bkz: #25809734)
illusory truth effect
- tekrarlanan bilgilere inanma eğilimimizin yeni olanlara göre daha fazla olmasını açıklayan psikolojik fenomendir. aynı zamanda yanlış bilgilere tekrar tekrar maruz kalınmasıyla bu bilgilerin doğru olduğuna inanma eğilimimizi de açıklar. ilk defa 1977 yılında tanımlanmıştır. ("repeated claims seem truer than new ones.")
(bkz: post-truth)
düğün öncesi damadı iflas ettirmek
- bunun bir de boşanma aşaması var ki giyecek don bulursan şükredersin.
edit: başlığı açan kaçmış.
aldığımız oylarda emanet oylar olduğunu biliyoruz
- sırrı süreyya önder'in 25. milletvekili seçim sonuçları ardından an itibarıyla söylediği bir söz. buram buram tevazu kokuyor.
düzenleme:
aynı zamanda makul olması, şaşaa, provokasyon olmaması açısından bugün kutlama yapmayacaklarını açıklamıştır.
game of thrones
- sezon finalinde bir izleyicinin yorumu yarmıştır:
''en çok korktugum şey, game of thrones türkiyeye uyarlanırsa; tyrion lannister'ı caycı hüseyinin oynaması''
etimesgut belediyesi'nin sokak sineği katliamı
- etimesgut
etimesgut belediyesi milyarlarca sokak sineğini zehirli gazla boğarak öldürmüş.
not: katliamdan yaralı olarak kurtarabildiğimiz bir kaç sinek canın ameliyatı için beş milyon liraya ihtiyaç var.
sevgili bulamama sebepleri
- zincir'in disinda olmak. soyle anlatayim;
simdi nasil oluyo da oluyo bilmiyorum ama sevgilisi olan insanlarin hep sevgilisi oluyor. yalniz olmuyorlar pek. bu insanlarin daha once de sevgilileri vardi, simdi de var, gelecekte de olacak. artik kendi aralarinda tarikatlar mi, yoksa baska bir sey mi bilmiyorum. iste siz de bu insanlarin olusturdugu bu zincire girdiniz girdiniz, yoksa omru billah sap gibi kalirsiniz. yalniz o zincire bir kere girdikten sonra olay guzel. buzlu bademler, hellolar mellolar eksik olmaz (burada sampanya patlama sesi hayal edilecek, bir de zengin adam kahkasi)
pelin akil
- dizi oyuncularına aşı önceliği verilmesi gerektiğini savunan insancık. kendi iç dünyasına, o müko hayatına o kadar gömülmüş ki, artık bencillikten gözü bir şeyi görmez olmuştur.
siz zaten dizilerde oynamasanız da akşama kadar yaptığınız itici reklamlarla hayatta kalırsınız pelin hanım. çocuğuna don alamayanların yaşadığı bir ülkede siz bedava giydiriyorsunuz zaten. sizin üzerinize reklam diye don atacak bir sürü marka var.
benim kanser hastası annem daha aşı olmamış, dizi oyuncusu mu aşı olacak.
edit: mesaj atan, iyi dileklerini ileten arkadaşlara teşekkürler, anne haftaya aşı olacak öncelikle belirtmek isterim. ben sadece pelin akil'in öncelik listesine dizi oyuncularını da eklemesine tepki göstermek istedim. sadece kanser hastaları veya kronik hastalar değil daha aşı olamayan öğretmenler, marketlerde biz evdeyken çalışan insanlar ve daha tehlike ile karşı karşıya kalan niceleri var. ben her gün insanlarla iç içe olduğum bir işim olduğu halde kendimi öncelikli görmüyorum, ama pelin akil hanım dizi oyuncusu olduğu için kendini öncelikli görüyor.
ayrıca aşı tedarik edemiyor diye tepkimi sağlık bakanlığına göstermeyişime takılmış bir yazar var aramızda; bir kaç entry altta kendisi. ''benim annem olmadı, o da olmasın.'' diye düşündüğümü çıkarmış bu yazdıklarımdan, pes doğrusu.
birincisi tepki göstermediğimi nereden biliyorsun? şu an bir öncelik durumu varsa uymak zorunda değil miyiz zaten her halükarda? ve evet yazar kadeşim influencer furyasından gına geldi, sen bu insanların donu bile bedavaya getirmesinden mutluysan ne mutlu sana!