ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
6 ekim 2022 pandemi cezalarının silinmesi
- yanlış hatırlamıyorsam zamanında sözlükte birisi 'türkiye' başlığına şöyle yazmıştı: "kuralına göre yaşayan insanlara son otuz yılda çok büyük bir kazık atmış ülke."
debe editi: "efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir..." m.k. atatürk
12 mayıs 2023 turkcell açıklaması
- deprem için bu kadar hazırlık yapmadı gereksizler
mehmet şimşek'in yeni cep telefonu kuralları
- istanbul havalimanından alınacak 1 milyar 195 milyon avro kira borcunu 2043'e ertele sonra 2. el telefonla uğraş...
kaynak nerdeeee!? diye kaba etini yırtanlara;
istanbul havalimanı’nın kira borçlarının ertelenip ertelenmediğine ilişkin iddialar devlet hava meydanları işletmesi (dhmi) tarafından teyit edildi. buna göre; istanbul iga havalimanı’nın 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait 1 milyar 195 milyon avro tutarındaki kira borcunun 2042 ve 2043 yıllarına ertelendiği belirtildi.
cumhuriyet halk partisi (chp) izmir milletvekili atila sertel’in kit komisyonu’nda istanbul havalimanı’nın kira borçlarının ertelenip ertelenmediğine ilişkin sorusunu yazılı olarak yanıtlayan dhmi genel müdürü hüseyin keskin, “görevli şirket tarafından 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait kira ödemelerinden 1 milyar 195 milyon avro tutarındaki kısmının ötelenmesine, ötelenen kira bedellerine hazine müsteşarlığınca belirlenen uzun vadeli eurobond üzerinden hesaplanacak faizin yansıtılarak kdv’si ile birlikte işletme süresinin 24'üncü ve 25'inci yılları olan 2042 ve 2043 yılı kira ödemeleri ile birlikte ödemesine karar verilmiştir” dedi.
55'indeki adamın 15'indeki piçin pabucunu boyaması
- işini yapmaktadır. müşterisi 15 yaşındadır. sorun 15 yaşındaki çocuğun 55 yaşındaki adama ayakkabılarını boyatması değil, 55 yaşında ayakkabı boyayan bir adamı çilekeş gören beyindir. ekmeğini kazanıyor, helal yiyor, işinide söverek değil severek yapıyorsa kimseye bok yemek düşmez.
berfu yenenler
- yahu influencer’lar falan hadi yine neyse, iş insanı sayılırlar. bu kadına ne sorup neyin cevabını alacağız amk? eser’in geceleri horlayıp horlamadığını mı soracağız?
karabekir'in torunundan 15 temmuz tepkisi
- gündem editi: öncelikle şunu bilmek gerekir ki, kazım karabekir paşa olmasa idi ne doğu anadoluda türk varlığı ne de türkiyenin türk dünyası ile bağı kalırdı. ancak en önemlisi türkiye cumhuriyeti var olmayabilirdi. tarihimizde bu kadar müstesna bir rolü olan adamı bazı şeylere alet etmek, rolünü küçültmeye çalışmak, silah arkadaşı atatürk'e karşı kullanmaya çalışmak, ailesinin ve kendisinin aziz hatırasını suistimal etmek en hafif tabiri ile terbiyesizlik en ağır tabiri ile hainlik ve kansızlıktır.
***
bir klasik daha. kazım karabekir belediyesi'nin paşayı anma töreninde söz alan bakan, kazım karabekir paşayı andığı konuşmasını bir şekilde 15 temmuza bağladı. bunun üzerine söz alan torunu ferhan ayasbeyoğlu "bugün 15 temmuz hakkında konuşmamanızı rica ediyorum. yarın, öbür gün istediğinizi yapın ama lütfen buna alet etmeyin. böyle bir konuşma yapılması benim kanıma dokunuyor" deyince yer yerinden oynamış adamı adeta linç edip salondan kovuyorlar.
oraya insanlar kazım karabekir için toplanmışlar. türkiye'de neredeyse her toplantıda olduğu gibi mevzudan kenara çıkıp konuşma ayrı bir rezalet olmakla beraber çevre ve şehircilik bakanının tarihi birikimi olmadan sırf siyasi gündemle orada konuşması ayrı bir pot kırmadır. ayrıca orada bulunan şakşakçıların kazım karabekirin torununu kovması ise sadece türkiyede olabilecek bir olay. kızı timsal hanıma bunu yapsalar timsal hanım oracıkta hepsini yerine oturturdu diye düşünüyorum.
oda tv haberi
yandaş medya başlıklı haber
sadece askerde karşılaşılan olaylar
- yeni tayin olduğu alayı denetleyen albay, nizamiyedeki bankın başında nöbet tutan iki eri görüp “neden orada nöbet tuttuklarını” sormuş.
“bilmiyoruz komutanım, eski komutanımızın emri ile sürekli bu banka nöbet yazılır” diye cevap vermiş askerler.
merakını yenemeyen albay bir önceki alay komutanını telefonla aramış ve sormuş, “valla bilemiyorum” demiş eski komutan, “epey önceden konulmuş bu nöbet geleneğini biz de devam ettirdik.”
ısrarla üç komutan geriye giderek bu nöbeti ilk koyan 80 yaşındaki emekli general’e ulaşılmış.
“affedersiniz efendim, ben sizin 30 yıl önce başında olduğunuz alayın yeni komutanıyım” diye kendini tanıtmış albay, “nizamiyedeki bir bahçe bankının başında iki tane nöbetçi buldum. bu nöbeti ilk siz koydurmuşsunuz. bu bankın özelliği hakkında bilgi lütfeder misiniz?”
emekli general “nasıl olur?” demiş, “boyası hâlâ kurumamış mı?”
cuphead
- en başta fleischer studios olmak üzere 1930'lu yıllarda sükse yapmış animasyon öncülerinden esinlenerek, büyük bir özenle ve yılların çalışmasıyla hazırlanıp cilalanmış, contra tarzında bir platformer. konseptin temelinde ise oldukça basit soru olmakta:
bugün bildiğimiz ve tanıdığımız bilgisayar oyunları, kavramsal olarak 1930'lu yıllarda da var olsaydı, o dönemden nasıl bir oyun çıkardı?
cuphead'i görsel bir ziyafet yapan unsur, bütün karakter ve ortam animasyonlarının, o döneme uygun geleneksel biçimlerde elle hazırlandıktan sonra dijital ortama taşınmış olmasıdır. hele ki bütün bu animasyonlarda günümüzün yüksek çözünürlüğünde hazırlanmaları gerektiği gibi, 60 fps akıcılığında olmaları da göz önünde bulundurulunca, bu işin ne kadar zahmetli ve pahalı olabileceğini tahmin etmek zor olmuyor; oyunun yapımına 2010 yılında başlanmış.
2014'te ilk tanıtımı yapıldı, ve ertesi sene piyasaya sürülmesi planlanıyordu. ancak topladığı büyük beğeniden sonra, microsoft firması yapımcı stüdyo ile anlaşmış, oyunun xbox ve windows pc'ye özgü olması karşılığında bütçesine ek finansman getirmiştir. bu ek finansman ile yapım süresi daha uzatılmış, daha fazla bölümler eklenmiştir.
oyunun görsel tarzının dönemine uygun olduğu gibi, ses ve müziğide bir adım dahi geri kalmamakta. bütün müzikler canlı kayıt ile hazırlanmış, ve tamamıyla o yılların eğlenceli trendleri olan big band jazz ve swing çeşitlerinden ibaret. bölümlerdeki aksiyon ve telaşa cuk diye oturuyor.
cuphead'in zorluğu ise başka bir öne gelen unsuru olmasına rağmen, kanımca biraz abartılmakta; karşılaştığınız her bossun tekniklerini öğrenmek, ezberlemek ve çok atik hamleler ve manevralar uygulamanız gerekiyor, ve bu süreçte 3-5 defa öleceğiniz hemen hemen garanti. ancak oyunun kontrol sistemi oldukça basit, ve sonuna kadar rafine edilmiş. zarar gördüğünüz veya öldüğünüz her seferde kesinlikle oyunu suçlayamıyorsunuz; tamamen sizin yanlışınızdan kaynaklı, ve bir dahaki seferde o hatadan kaçınmak için ne yapmanız gerektiğini hemen anlayabiliyorsunuz. zorluk seviyesi biraz terleten, eli ayağı dolandıran cinsten, ama sinirden kudurtacak kadar değil. zaten o tatlı animasyonlar ve oynak müzikler karşısında sinirlenmek namümkün.
bu kadar kaliteli bir çalışmanın steam'de sadece 31 lira olmasıda işin tuzu biberi. çok uzun bir oyun değil, ama açıkçası ben en az 100 lira falan olmasını bekliyordum. contra tarzı platformer seviyorsanız zaten kaçırmazsınız. ama oyun cinsini geçtim, sırf şukela animasyonları için bile kaçırılmaz. naçizane tavsiyemdir.
kafede yalnız oturan insanlar
- sürekli saati kontrol edip birini bekliyormuş gibi yaparlar. sonra da sıkılıp giderler.
2 kişi aylık mutfak masrafı 100 tl
- demokrasi istiyoruz yazan bir pankart yapıp ilinizin meydanına çıkın. pankart 100 tl tutar.
en az 1 ay gözaltında tutulursunuz.
yemek verirler heralde.
10 kişi yapsanız da 2 kişi alıyolar gözaltına. yada 2 güne salıyolar diğerlerini.
2 kişi yaparsanız ikiniz için garanti.
10 kasım saygı duruşu 2 dk olması
- bir kutunun etrafında 7 kez dönünce cennete gideceklerini sanan arapların yapamadığı bir saygı duruşudur.
breaking bad
- --- spoiler ---
dördüncü sezonun on ikinci bölümününden sonra ortaya çıkan tablo şu; jesse-walt-gus üçlüsünün aynı anda hayatta kalması söz konusu değil. üçünden biri ölecek ama bu sezon sonunda ama gelecek sezonun başında. dizideki rol dağılımını göz önüne alınca; gus'ın ölmesi ihtimalini diğerlerine oranla daha yüksek bir ihtimal olarak görüyorum. peki soru şu;
gus nasıl ölecek?
her yeri izleyen, iş ortamında güvenliği üst düzey olan, arabasına bomba konulmasına dahi uyanan bir suç örgütü lideri nasıl öldürülür? yakın mesafeden silahla öldürmek söz konusu değil, arabasını patlamak işe yaramadı. zehirlemek en azından artık kısa vadede bir opsiyon değil. hal böyleyken ne yapılabilir? güvenliği ikinci planda bıraktığı, tek başına olduğu, öldürülebilir olduğu tek bir yer var. salamanca'tı ziyaret ettiği yer. sezon başından beri bu buluşmaları izliyoruz ve son buluşmada; aldığı intikamın hazzıyla kibrine yenilen, salamanca ziyaretini şahsi şovuna çeviren gus, burada öldürülebilir. walt bilse burayı zaten kafadan hallederdi işi ama yeri bilen jesse ve o'nun kafası görece ağır çalışıyor. walt, elinde bombayla gelip; arkadaş adam bomba kokusunu alan k9 gibi hareket etti, bombayı tespit etti dediği zaman nihayet jesse'nin kafası çalışacak ve salamanca'nın kaldığı yeri walt'a anlatacak. walt, elinde patlayan bomba ile salamanca'nın yanına gidecek. durumu anlatacak; bu eleman senin ailenin kökünü kazıdı, o'nu öldürmek için bir fırsatın var diyecek. salamanca'nın üstüne ya da tekerlekli sandalyesine yahut orada artık televizyonun yanına, arkasına bi yere bomba konulacak. gus, salamanca'nın yanına gidip yüzüme baksana diye havalara girecek. salamanca bu defa yüzünü gus'a doğru çevirecek ( ve bölüm ismi hakkını verecek ) bir bakış atacak ve belki de gülerek zile basacak... boommmm. gus sizlere ömür.
dizinin dördüncü sezonu boyunca karşılıklı gus-salamanca sahneleri izlemiş olmamız. gus'ın kendisine bakmasını istemesi. jesse'nin bu yeri biliyor olması ve bölümün adı birleşince neden olmasın?
--- spoiler ---
gecmisolsunbasbakanim.com
- yetersizdir. yeterlisi için (bkz: padisahimcokyasa.com)