hesabın var mı? giriş yap

  • kasimir malevich tarafından birinci dünya savaşı öncesinde ortaya atılmıştır.

    nesnenin yokluğu ve tek, nesnesiz bir dünyanın varlığı ileri sürülerek, resmin de doğanın bir yüzeye yansıması değil, kendisi olarak kabul edilmesi gerektiği savunulur.

    dolayısla resmin betimleyici ve taklit edici niteliği yadsınarak özgürlüğüne kavuşturulmuş hiçlik tezi ortaya atılmıştır.

  • 40 bin liraya sattığı arabaya 12 dolar maliyetli bluetooth sistemini eklemesini 2012 yılında reklam konusu yapan sektör.

    ayrıca aynı sektör, 10 dolar maliyetli cd playeri konsola entegre ettiğinde sıfır fiyata 5 bin lira ekleyebiliyor.

    bu sick.ko sektör farzı misal bilgisayar sektörü ile aynı "kafada" gelişse idi şuan uçan arabalara biniyorduk.

  • a4 kağıt boyutlarının neden 210 mm ve 297 mm gibi küsüratlı sayılar olduğu.

    a serisi kağıtların en büyüğü alanı yaklaşık 1 metrekare olan a0 kağıdıdır. ve boyutları 841 milimetreye 1189 milimetredir. peki neden 1000 milimetreye 1000 milimetre değil? çünkü istenen şey kağıtlar ortadan 2'ye bölündüğünde oluşan yeni parçaların kenarlarının birbirine oranı değişmesin, aynı kalsın. böylece örneğin çizimleri farklı kağıtlarda farklı ölçeklerde gösterirken kağıttan kaynaklanacak oran bozuklukları yaşanmasın.

    bunun için kağıdımızın uzun kenarına a, kısa kenarına b diyelim. oran a/b.

    ortadan 2'ye katlandığında uzun kenar b kısa kenar ise a/2 olacak. oran b/a/2.

    yani istediğimiz şey a/b = 2b/a olması.
    *
    2b^2 = a^2

    buradan a/b oranını çekersek, bunun kök 2'ye eşit olduğunu görürüz. yani 1,414 gibi bir değer.

    eğer kağıdımızın uzun kenarının kısa kenarına oranı 1,414 olursa, siz kağıdı ortasından ne kadar bölerseniz bölün uzun kenarın kısa kenara oranı değişmeyecektir. bu yüzden a0 kağıdı 1 metrekare olsun ama aynı zamanda kenarlarının oranı 1.414 olsun istenmiştir. ve gene bu yüzden a0'ın 4 kere ortadan bölünmesiyle elde edilen a4 kağıdının boyutları 297 mm'ye 210 mm'dir.

    297/210 = 1,414

  • zamanında belgesellerden alıntılar yapılan bir başlığın sonradan facebook ve twitterda paylaşılan, tırı vırı bilgilerle dolup taşan bir başlık haline gelmesi.

  • 2015 haziran ayının ortalarından itibaren otomobil severlerin yüzleştiği acı gerçek.

    http://i.imgur.com/ygovpqo.png

    95.100 liraya dayanan fiyatı ile premium olmayan bir markanın c segmenti aracı neredeyse 100 bin lira bandına oturmuş durumda. 2 bin lira maaş alan bir insanın tam 48 ayına tekabül ediyor. 48 ay fotosentez yapan bir insan, bu 4 yıllık süre sonucunda 1200 kg dolaylarında bir metal yığını elde ediyor. daha iyi ihtimalle düşünürseniz 4 bin lira maaş alan bir insan 24 ayda fotosentez ile bu aracı satın alabiliyor. fotosentez yerine yemek falan yemeyi tercih ederse bu süre 3000 yıla kadar çıkabilir.

    insan gerçekten hayret ediyor.

  • gecenlerde beni zekasi ile cok gulduren ulke.

    havalimaninda valiz vermek icin sira beklerken, yolcularin cani sikilmasin diye koyduklari kucuk ekranlarda ulkenin tanitimini yapan videolar dönüyordu. ustelik bu videoyu yapan direkt macaristan turizm bakanligi.

    bildiginiz uzere, macaristan tarihte en cok devletin uzerinden gelip gectigi ulkelerden biri. hukum surmeyen ulke kalmamis. gelen gecen dur surada biraz kalayim demis. ulkeye turist cekmek icin yapilmis tanitim filminde aynen soyle yaziyordu:

    "roma imparatorlugu, macaristan'da 300 yil kaldi.
    almanlar 15 yil kaldi.
    osmanlilar 250 yil kaldi.
    sovyetler 30 yil kaldi.
    sizin macaristan'da gecirecek 5 gununuz yok mu?"

    aklima geldi yine guldum harika ya aksjdhjjsjd.

  • öncesinde benzer çalgılar yapılmış ve denenmiş olmakla birlikte günümüzde kullanılan şekliyle çelesta 1886'da parisli piyano ve armonyum yapımcısı auguste mustel tarafından icat edilmiştir. glockenspiel ile piyano mekanizmasının bir sentezi olarak metalofon çalgılar sınıfına girer. piyanoda olduğu gibi, klavye ile hareket ettirilen çekiçlerin kromatik düzende yerleştirilmiş metal plakalara vurmasıyla ses üretilir. hemen ardından ses ahşap rezonans kutularına ulaşır, zenginleşerek ve hacim kazanarak dışarı çıkar. glockenspiel iki oktav yukarıdan ses verirken çelesta silofonda olduğu gibi bir oktav yukarıdan ses verir. çalgının yumuşak ve büyüleyici ses tonuna gönderme yapan ismi fransızca semavi, cennetsel, ilahi anlamlarına gelen "céleste" kelimesinden gelir.

    çaykovski çelesta ile 1891 yılında paris'te karşılaşmış ve hemen rusya'ya bir tane gönderterek orkestra eserlerinde kullanmaya başlamıştır. çelestanın dünya çapında tanınmasını sağlayan meşhur eserini de bir yıl sonra yazar: fındıkkıran. ardından birçok besteci çalgıyı benimser ve eserlerinde kullanır. çelesta, kendine ait solo repertuvarı olmamasına karşın orkestra yapıtlarında oldukça sağlam bir yer edinir.

    zaman içinde piyano mekanizmasında yapılan yeniliklere paralel olarak çelesta da geliştirilmiş, boyutları genişlemiş, yapımında kullanılan malzeme ve alaşımları değiştirilmiş, önceden küçük olan tuşları da büyütülerek standart piyano tuşları kullanılmaya başlanmıştır. 1990'larda kuyruklu piyanolardaki klavye ve çekiç mekanizmasının eklenmesi çelestanın evrimindeki en büyük adımlardan biridir. geçmişte farklı çelesta yapımcıları da bulunmasına karşın günümüzde sadece yamaha ve schiedmayer çelesta üretimi yapmaktadır.

  • bu ülkenin yöneticilerinin virüsün yayılmasında ihmali olsaydı büyük bir ahmaklık der ve kaderimize razı olurduk ama neredeyse bütün veriler hastalığı geç bildirdikleri, hastalık konusunda konuşan gazetecileri hapse atıp susturdukları ve insandan insana bulaşabildiğini virüs başka ülkelerde açığa çıkana kadar sakladıklarını gösteriyor. burada ihmal değil kasıt var.

    virüsten kurtuldukları için yaptıkları kutlamaları, yöneticilerinin zafer kazanmış gibi havalı tavırlarını hazmedemiyorum. onların politik çıkarları yüzünden dünyada yüzbinlerce insan sevdiklerinden uzakta feci şekilde öldü ve milyarlarcası sevdiklerinden uzak, izole hayatlar sürmek zorunda kaldı, kalıyoruz.

    ölen insanlar ve evinde hapsolan sevdiklerim için çin'in yöneticilerini suçluyorum. kasıtlı davranışları ve boka batasıca yemek alışkanlıkları yüzünden düştüğümüz şu durumu tazmin etmek zorundalar ama biliyorum ki bu gerçekleşmeyecek...

  • şerefsizliğin dik alasıdır.

    yakıt güvence muhabbetinin hikayeden olduğunun ispatı niteliğinde bir rezilliktir.