ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- "sıra bekleme" psikolojisine ilişkin yazılmış şahane bir yazıdan kesit:
bir havalimanı yönetimi, yolculardan sürekli bavul bekleme süresine ilişkin şikayet alıyormuş. bunun önünü kesmek için de bavulları idare eden ve o carousel'e atan personel sayısını artırmaya karar vermişler. bu strateji gerçekten de işe yaramış, ortalama bekleme süresi sekiz dakikaya inmiş. ancak şikayetler azalmamış.
konuyu detaylıca inceleyen yönetim, bekleme süresini azaltmak için personel almak yerine, zaman kazanmak için uçaktan bavul alma platformuna kadar olan mesafeyi artırmaya karar vermiş. yolcular eskisine kıyasla altı kat daha fazla mesafe yürüyorlarmış, ancak platforma geldiklerinde çok az bekliyorlarmış. uçaktan bavul almaya kadar geçen süre artmış ancak "bekleme" süresi azalmış. şikayetler neredeyse sıfırlanmış. insanın bir şeyle (yürümek) meşgul olduğu süre, boş boş durduğu (bavul bekleme) süreye kıyasla çok daha kısa geliyor hakikaten.
başka örnekler:
- asansör bekleme --> gökdelenlerde asansörlerin yanında boy aynaları bulunması
- marketler --> dergi, sakız ve şeker gibi ürünlerin kasa yanına koyulması
- disneyland gibi eğlence merkezlerinde genelde bekleme süresinin olduğundan fazla yazılması ki belirtilen süreden önce roller coaster'a binince mutlu olalım, şen olalım
- yine böyle eğlence merkezlerinde sıradan tırsmamamız için genelde sıranın dümdüz değil yılan formatında olması, göze daha çekilir gelmesi
dostoyevski ve tolstoy ile eve çıkmak
- varlığın manasını anlama çabasıyla kendini anlamlandırabilme olayının sık sık yaşanacağını göz önünde bulundurarak ruhsal bunalımların, acının çatışması ve bu buhrandan kurtuluşun mülkiyeti reddetme gibi radikal fikirlerin türetilmesi sonucu ev sahibi kişisinin iki ay sonra dostoyevski, tolstoy ve beni kapı dışarı etmesi ile son bulması muhtemel olan bir birlikteliktir.
üşüyen köpeğe montunu veren adam
- candır, allah tuttuğunu altın etsindir o derece.
ölücem mutluluktan, sevinçten şu görüntülere baktıkça...
ek: insan türü olarak da ne kadar hiçbi yere gidemeden hala ayyyynı yerde saydığımızın göstergesi, hala yok viral, pr, duyar, yok şu bu, vay şöyle böyle...tut ki viral olsun, ki bence değil, saçma sapan magazinle kafamıza çıkan gereksiz reklamlardan virallerden bin kat iyi. yok kardeşim benim insanlıktan ümidim yok ya, valla.
sgk'nın 34 milyar lira açık vermesi
- oysa kasım 2017 döneminde bakanımız 21 milyar tl açığımız var demişti. hatta sebebini kılışdar olarak göstermişti.
aradaki 13 milyar tl açığın sebebi ismet inönü olabilir mi sorusu geldi aklıma istemsizce.
8k usd dubai vs 5k euro amsterdam vs 3k euro izmir
- (bkz: 4k uhd samsung)
mustafa kemal atatürk
- tam 80 sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var; sahilde kumda otururken, kürek çekerken, ata binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken, rakı içerken, kadınlarla birlikte... kıyafetlere bakıyorsun sanırsın dünya moda ikonu! 1920'ler! salıncakta çocuk gibi gülerek sallanan fotoğrafı bile var.
hayvanlarla fotoğrafları var; çocuklarla, köylülerle, kalbine kurşun yemişliği de var; ülkesi için savaştan savaşa koşmuşluğu da…tüm dünya liderlerini sofrasında ağırlamışlığı da…
müzeyyen senar, safiye ayla seven ve dinleyen bir ata…
inanılır şey değil!
onun alfabesini kullanarak ona hakaret etmeye çalışan yobaz ve haysiyet fakiri, kötülük dolu iblislerin tavşan gibi çoğaldığı şu günlerde, 80 sene önce ebediyete intikal etmiş ata'mız hala ışık oluyor bize. yağ kokulu, d vitamininden eksik, okuduğu tek eser fotomaç olan antisosyallere inat.
"benim manevi mirasım akıl ve bilimdir" diyebilmiş bir ata'mız olmuş.
türk halkına verilmiş çok büyük bir şansmış atatürk. bugün kendisine yapılanlar da en büyük hayal kırıklığı olsa gerek.
savaşları görmüş, yokluğu görmüş de ülkesinin bugünkü halini görmek istemezdi atam. türkiye için herşeyi yaptın bu yüzden seni sevemediler atam. merak etme ben ve benim gibi insanlar hep seni seveceğiz; seni unutturmayacağız ve izinden yürümeye devam edeceğiz.
onu sevenlerin kalbi, onun cennetidir.
erdal beşikçioğlu
edit: imla
5 liraya karın doyurma metotları
- meclis lokantasına gidin.
iphone 13 pro
- napacağız?
araba pahalı araba alma,
ev kiraları uçtu eve çıkma,
iphone pahalı iphone alma,
et uçmuş, yumurta uçmuş onları da yeme,
euro uçtu yurtdışında tatil yapma,
bilgisayarlar pahalı, ekran kartı uçmuş oyun oynama,
giyim markalarının fiyatları uçmuş onları da giyme,
ayakkabı alan kerizdir.
napacağız kolumuza serum bağlatıp acilde mi yatacağız 7 gün 24 saat.
alacak abicim, cebinde 5 kuruş para kalmayan adam bile gidip istiyorsa iphone da alacak, araba taksidine de girecek.
çünkü 1 defa yaşıyorsun, canının istediği hiç ama hiçbir şeyi yapamayacaksan niye yaşarsın. o enayilik, bu enayilik.
ne istiyorsunuz? haftanın 5 günü 6 günü, günde 8-10 saat çalışan insanlar yukardakilerin hiçbirini yapmayacaksa ne için yaşayacak?
getir'in röportaj veren kuryeyi işten çıkarması
- bye bye getir.
bir daha bizim eve getir-me.
11 ocak 2022 dolandırılma teşebbüsüm
an itibariyle fiyatına en çok şaşırılan şeyler
- alışveriş merkezlerinin içinde bulunan, 1 tl karşılığında 3 dakika boyunca masaj yapan koltuklar; halâ 1 tl. resmen zam gelmemiş, şaşırtıcı ve inanılmaz. (bkz: swh)
5 bin tl ile yapılabilecek en iyi yurtdışı tatili
- gayette mümkün olan güzel aktivite.
bütçe 5000 üzerinden ilerliyoruz.
skyscanner'dan giriyorsun istanbul-üsküp uçak biletine, şak en ucuz ay kasım ayı 5 günlük güzel bir tatil gidiş dönüş 1.923 tl mis gibi.
kaldı 3077 tl
bursa'dan gittiğini düşünüyorum - bursa-saw arası gidiş dönüş 240 tl
kaldı 2837 tl
nerdeyiz üsküpteyiz. ohrid'tir. tetova'sıdır her gün bir yere gittik kaldık. booking günlük max. 10/15€ konaklama verdik, airbnb daha uyguna gelir belki. hatta çılgınlık yapıp gidiyorsun terminale ordan kosova'ya geçiyorsun yanlış hatırlamıyorsam 10-15€ civarıydı. orda da geziyorsun bi priştine, bi prizen derken her yerde 1'er gün kaldın zaten üsküpü kosovayı gezdin daha ne olsun. her gittiğin yerden ufak tefek poğaça börek yedin sabahları, üstüne üstüne atıştırdın vs. günlük max. 10€ harcadın. suyu çeşmeden içtin. tabanvay takıldın misler gibi.
hatta üsküp merkezdeki gasino'ya girersen bi kayıt oluşturuyorlar ve sanırım 10€'luk ücretsiz kart veriyorlar sana onunla gidip makinalarda oynayabiliyorsun. makinalar otomatik sistem ilk oynayanı gaza getirsin diye kazandırma üstüne çalışıyor. biz bir kaç gasino'ya girip (2 arkadaş) toplamda 150€ civarı kazanmıştık. ama kazandığını gidip nakite dönüştür. yoksa çok pis gaza geliyorsun. e bide alkol ücretsiz daha ne olsun.
özetle kalan 2837 tl ile 1350 tl konaklamaya verdik, 650 tl'sini yola verdik kalanı içinse ölmeyecek kadar yemek yedik. 5 gün k.makedonya-kosova gezdik geldik. illa +/- oynayacak hiç mi masrafı olmayacak ama şu devirde şu dönemde 5000 tl'nin bile para olmadığı yerde hiç değilse yurtdışı gördük kafamız dağıldı farklı iklim farklı insanlar farklı diller. dönüşte de, aslında hocam imkan olacak alacaksın sırt çantanı çıkacaksın yollara sokarım işine gücüne baksana ne güzel olmadı mı ? moduna girdikten sonra kuyruğu kıstırıp pazartesi iş yerinde kaldığın yerden boktan hayata
geri dönüyorsun.
6 temmuz 2023 tarihli ikinci el araç kararnamesi
- detaylar telefonda verilecektir denilerek aşılacak sorun
10 dakikada araç stokunu tüketen kriz ülkesi
- zengin hintlilerin antalya'da milyonlarca dolar harcadıkları şaşalı düğünlere bakıp hindistan'ı zengin ülke sanmak gibi bir akıl tutulması.
youtuber kazancına %38 vergi gelmesi
- ev hanımıyım, mutfakta kendime güveniyorum. dedim ki "neden youtube hesabı açmayayım? tariflerimi paylaşayım, belki bir gelir kapısı olur." uğraştım, video çektim, düzenledim, paylaştım. ay sonunda bir baktım, 1000 tl kazanmışım.
sonra deniyor ki, bu gelir için vergi mükellefi olman gerekiyor. tamam dedik, %15 kesinti yapılıyor, ona da tamam. ama asıl mesele orada başlıyor: vergi mükellefi olunca sistem otomatik olarak bağ-kur kaydı açıyor.
ve buradan sonra işler değişiyor. çünkü bağ-kur’a geçtiğin anda her ay 9.500 tl prim borcu çıkmaya başlıyor. evet, yanlış duymadınız. ister 1000 tl kazan, ister 200 tl… gelir elde ettin diye her ay düzenli olarak bu rakamı ödemen bekleniyor.
yani hobi olarak başladığın bir iş, sırf azıcık gelir getirdi diye ciddi bir mali yük haline geliyor. emek veriyorsun, paylaşım yapıyorsun, ama sistem seni ciddi bir sigorta borcuyla karşılıyor. destek beklerken yüksek prim borçlarıyla yüzleşiyorsun.