3201 entry daha
  • ekmek, sirk ve sessizlik / roma halkını nasıl uyuttular ?

    “halk artık özgürlük talep etmiyor, yalnızca buğday ve gösteri istiyordu.”

    - juvenalis

    mö 1. yüzyıldan itibaren roma'da siyasal alan ile toplumsal beklentiler arasındaki ilişki köklü bir dönüşüme uğramıştır. cumhuriyet’in kuruluş ilkelerinde yurttaş kimliği, yalnızca askeri ya da vergi yükümlülüğüyle değil, aynı zamanda kamusal tartışmalara katılım hakkıyla tanımlanmaktadır. ancak bu ideal, zaman içinde yerini seyirci konumuna indirgenmiş bir halk tipine bırakacaktır. roma'nın yükselen eşitsizliklerine ve artan sınıfsal gerilimlerine karşı yönetici elitlerin sunduğu temel çözüm, bir tür "sessizlik pazarlığı"dır: doyurulan karınlar ve oyalanan gözler.

    panem et circenses yalnızca bir toplumsal uyuşma stratejisinin değil, aynı zamanda siyasal katılımın sistematik biçimde dışlanmasının da adıdır. ekmek kuyrukları, arenalarda sunulan vahşi gösteriler ve kamuya açık eğlenceler, halkın siyasal bilinçle değil; haz ve ihtiyaçla ilişkilendirilmesini hedeflemektedir. böylelikle roma, yurttaşlarını yönetmek yerine onları teskin etmeyi tercih eden bir iktidar modeline evirilmiştir.

    bu yazımızda, panem et circenses’in tarihsel bağlamını incelemekle kalmayacak; aynı zamanda modern toplumlarda siyasal ilgisizliğin nasıl üretildiğine dair bir düşünsel izlek de sunacağız. zira her çağın kendi arenaları, kendi ekmekleri ve kendi sessizlikleri vardır ...

    - panem et circenses

    roma’da kamu politikalarının ve toplumsal düzenin şekillenmesinde temel araçlardan biri olarak görülen panem et circenses (ekmek ve sirk) stratejisi, aslında halkın siyasi bilinçten uzaklaştırılmasını hedefleyen bir mekanizmanın adıdır. bu stratejinin kökenleri, bilhassa yoksulluğun, eşitsizliğin ve artan sosyal gerilimin yoğunlaştığı dönemlerde belirginleşmiştir.

    ilk olarak gençlik döneminde, satirik bir bakış açısıyla konuya değinen juvenalis’in eserinde yer alan bu ifade, roma yönetiminin halkı doyurmak ve eğlendirmek suretiyle siyasi kontrolü sağlamaya yönelik uygulamalarını eleştirir. bu bağlamda, devletin, vatandaşların temel ihtiyaçlarını (örneğin ekmek dağıtımını) karşılamakla kalmayıp; aynı zamanda gladyatör dövüşleri, tiyatro oyunları ve çeşitli halk gösterileri düzenleyerek yoğun bir kamuoyu ikmali oluşturması dikkat çekmektedir.

    ayrıca, panem et circenses uygulaması, roma siyasal düzeninde vatandaşlık kavramının dönüşümüne de işaret eder. cumhuriyet döneminde aktif katılımın ve kamusal tartışmaların merkezi konumda olduğu düşünüldüğünde, bu yöntemle halkın siyasi alandan sistematik olarak uzaklaştırılması, imparatorluk yönetiminin pekiştirilmesinde önemli bir araç haline gelmiştir. böylece vatandaşın, bireysel ve kolektif bilinçle yönetime dahil olma imkanı, yerini haz ve geçici keyiflere dayalı bir pasifliğe bırakmıştır.

    - vatandaşlıktan tebaaya: halkın politikadan çekilmesi

    roma cumhuriyeti’nin temel dayanaklarından biri, yurttaşın siyasal katılım hakkıdır. comitia adı verilen halk meclislerinde yasa teklifleri oylanmakta, yüksek rütbeli yöneticiler seçimle belirlenmekte, toplumsal meseleler forumlarda tartışılmaktadır. yurttaşlık, yalnızca bir aidiyet statüsü değil; aynı zamanda bir siyasal sorumluluk alanıdır. ancak bu model, mö 2. yüzyıldan itibaren sarsılmaya başlamış; özellikle iç savaşlar, sınıf çatışmaları ve eyaletlerdeki yayılmacı politikalar neticesinde cumhuriyet’in kurumları işlemez hale gelmiştir.

    gracchus kardeşlerin toprak reformu girişimleriyle görünür hale gelen bu siyasal tıkanma, sonraki yüzyılda marius ve sulla arasında yaşanan iç savaşla daha da derinleşmiş; nihayetinde sezar’ın yükselişiyle birlikte cumhuriyet’in kurumsal çerçevesi fiilen aşınmıştır. bu süreçte halkın doğrudan siyasete müdahil olma kanalları ya daraltılmış ya da bütünüyle işlevsizleştirilmiştir. bilhassa imparatorluk dönemine geçişle birlikte comitia'nın yetkileri büyük oranda senato’ya devredilmiş; senato ise zamanla bir onay merciinden ibaret kalmıştır.

    bu dönüşümde halkın edilgenleştirilmesi yalnızca kurumsal bir mesele değil, aynı zamanda bilinçli bir siyasal tercihtir. zira imparatorlar, halkın doğrudan siyasete karışmasını değil; sadakatlerini gösteriler ve törenlerle ifade etmelerini beklemektedir. yurttaş, bir aktör olmaktan çıkarılarak, düzenlenen gösterilerin seyircisi haline getirilmiştir. siyasi karar alma süreçlerinden dışlanan halk, kolektif düşünme alışkanlığını yitirirken; yönetici sınıf da bu ilgisizliği teşvik edecek araçları sistemli biçimde üretmeye başlamıştır.

    roma halkının siyaset sahnesinden çekilişi, yalnızca bir tarihsel kırılma değil; aynı zamanda siyasal kültürün yeniden biçimlendirilmesidir. bu kırılma, modern otoriter rejimlerde de gözlemlenen bir örüntüye işaret eder: yurttaşın, seyirciye dönüşmesi.

    - görsel şölenle düşüncenin bastırılması

    roma’nın en görkemli yapıları olarak kabul edilen kolezyum ve circus maximus, abidevi eserler olmanın ötesinde, imparatorluk iktidarının halka sunduğu görsel ve duygusal deneyimlerin de merkezleri konumundadır. nitekim, kolezyum’da gerçekleştirilen gladyatör dövüşleri, salt bir eğlence unsuru olmaktan çok, roma’nın askeri kudretini, imparatorun otoritesini ve toplumsal düzenin devamlılığını temsil eden törensel etkinlikler olarak değerlendirilmelidir. diğer taraftan circus maximus ise at yarışları ve benzeri oyunlarla halkın dikkatini uzun süre canlı tutmak amacıyla kullanılan devasa bir gösteri alanı olarak öne çıkmaktadır. günün sonunda mezkur alanlarda sergilenen gösterilerin amacı, toplumsal gerilimlerin hafifletilmesi ve politik baskının etkilerinin azaltılmasıdır.

    zaman içerisinde imparatorlar, bu devasa alanları salt bir eğlence mekanı olmaktan çıkartarak, politik iktidarlarını sağlamlaştırmak adına kullanacaklardır. örneğin augustus, res gestae’de, halkına sağladığı ekmek ve gösterilerle destek topladığını vurgulamış; bu sayede hem kendisine yönelik sadakati artırmış hem de meşruiyetini güçlendirmiştir. ayrıca gösteriler, sadece halkı oyalamakla kalmayıp, imparatorun kutsal bir figür olarak algılanmasını da olanak tanımıştır. böylece görsel şölenler, hem iktidarın gücünü sembolize eden hem de toplumda siyasi itaat üretimini kolaylaştıran birer mekanizmaya evirilmiştir..

    günümüzde ise benzer işlevler sosyal medya, futbol karşılaşmaları ve popüler kültür etkinlikleri üzerinden yürütülmektedir. parlak ekranlar ve sürekli tüketilen görsel içerikler, halkın siyasal farkındalığını azaltırken, onları gündelik eğlencenin ve anlık hazların içine hapsetmektedir. bu durum, roma’daki arenalarda kan ve gösterinin sağladığı teskin edici işlevin dijital karşılığı olarak da pekala okunabilir. toplumsal sorunlar ve siyasal talepler, bu dijital “sirk” sayesinde görünmez kılınmış; vatandaşlar siyasal süreçlerin dışına itilmiştir.

    roma’nın bu görsel ve kültürel kontrol araçları, tarihsel bir örnek olmanın ötesinde, çağlar boyunca iktidarların kullandığı toplumsal yönetim stratejilerinin ilk biçimlerinden biri olarak değerlendirilebilir. insanların dikkatinin dağıtılması ve siyasal katılımın sınırlandırılması, zaman ve mekandan bağımsız bir olgu olarak siyaset tarihinde kendini göstermektedir. binaenaleyh, roma’daki panem et circenses pratiği, günümüz toplumlarını anlamada hala önemli bir referans noktası oluşturmaya devam etmektedir.

    - modern dünyanın sirkleri: ekmek ve gösterinin bugünkü yansımaları

    roma’nın panem et circenses stratejisinin günümüzdeki izdüşümü, özellikle medya, spor ve eğlence sektörlerinde belirginleşmektedir. sosyal medya platformlarının, televizyon programlarının ve devasa spor organizasyonlarının, halkın dikkatini siyasi gündemden uzaklaştırmak ve siyasi katılımı sınırlamak adına kullanılan modern “sirkler” oldukları su götürmez bir gerçeklik şeklinde karşımıza çıkmaktadır. bilhassa 7/24 tüketilen içeriklerle toplumun gündelik hayatı bu görsel ve duygusal bombardımanla kuşatılmıştır.

    ülkemiz özelinde ise futbolun siyasetle iç içe geçtiği, medyanın belirli gündemleri sürekli öne çıkardığı ve popüler kültürün toplumsal sorunlardan dikkatleri uzaklaştırdığı gözlemlenmektedir. söz konusu mekanizmalar, roma’nın gladyatör arenalarındaki “kanlı gösteri”nin yerini alan dijital ve kültürel tüketim biçimleri olarak işlev görmektedir.

    ancak modern toplumlarda bu stratejinin etkileri, bilgiye erişim ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi hasebiyle daha kompleks bir hal almıştır. insanlar bir yandan devasa içerik bombardımanına maruz kalırken, diğer yandan alternatif bilgi kaynaklarına da ulaşabilmektedir. buna rağmen, siyasal ilgisizlik ve pasiflik genel bir eğilim olarak sürmekte, iktidarlar da bu eğilimi besleyen politikalar geliştirmektedir.

    bu bağlamda, panem et circenses paradigması, sadece tarihsel bir mefhum olmaktan çıkıp, çağdaş siyaset analizlerinde de önemli bir araç haline gelmiştir. roma halkının görsel şölene ve ekmek dağıtımına bağlı teskin mekanizması, günümüzde farklı biçimlerde ama aynı amaca hizmet eden yöntemlerle devam etmektedir.
hesabın var mı? giriş yap