hi fi
80 entry daha
- paranız yoksa da bulaşın!
hi-fi dünyasına adım atan herkesin başına önce aynı bela gelir: “ne kadar para harcarsam, o kadar iyi ses alırım.” yalan, büyük yalan! bu iş, tonla para saçarak ruhunu yormak değil; doğru yerden, doğru şekilde müziğe bağlanmaktır.
elbette paranız varsa, gidin alın o el yapımı amfileri, dac üstü dac’ları, bir çiftinin fiyatı küçük bir arabanınkine denk düşen hoparlörleri... kimse sizi durdurmaz. ama bir noktadan sonra o fiyat etiketleriyle gelen “müzikal doğruluk” öyle sanıldığı gibi katlanarak artmaz. aksine, bazen daha steril, daha mesafeli bir deneyime bile dönüşebilir.
bakın, elimde wiim ultra var. 650 dolar. yanında bir çift kanto tuk. 1350 euro. her yerde övülüyorlar, “rakipsiz,” “efsane,” “stüdyo kalitesi” diye... tamam, kötü değiller ama sonra kenwood m-9000s’i açıyorum. sadece 10 bin tl. cd tepsisine norah jones’u bırakıyorum, “come away with me” başlıyor ve... her şey duruyor. o sesin sıcaklığı, o sade keyif... ne wiim, ne tuk. hiçbiri, kenwood’un yaşattığı duygunun yanına bile yaklaşamıyor.
çünkü hi-fi, sistemle değil, seninle ilgilidir. sen o müziği nasıl duyuyorsun? hangi frekansta titriyor kalbin? o sesi analiz mi ediyorsun, yoksa içine mi karışıyorsun?
bu işin sırrı, kataloglardaki teknik verilerde, forumlardaki gereksiz tartışmalarda değil. müzikle aranda kurduğun bağda gizli. kimi zaman plastik düğmeli bir eski sistem seni daha çok sarar çünkü seni çocukluğuna, ilk dansına, yalnız bir geceye götürür.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap