• 1) siyasi tek başlılık yok, 20'den fazla resmi dili olan, her eyaletinin adeta başka bir ülke gibi olduğu bir coğrafya hindistan. hristiyan ağırlıklı var, müslüman olan var, hindu milliyetçisi eyaletler var, komünist bile var. bunları konsolide etmek çok zor, almanya'da hindistan bağımsızlık günü kutlamasına katılmıştım, büyükelçi her defasında üstüne basa basa, punjab yok, bengalli yok, tamil yok, tek bir hindistan var, bunun için çalışacağız vurgusu yapıyordu. her kafadan farklı ses çıkarsa, bir kültür diğerine ırkçılık yaparsa, aynı emelde hareket edemezsin.

    2) fakirlik. en başarılı hintler nüfusun yüzde 5-10'u olsa, geri kalan fakirlikten kırılıyor. altyapı eksikliği, hijyen eksikliği vs. umumi tuvalet yapılması bile haberlerde devrim gibi sunuluyor bazı şehirlerde.

    3) çok feci bir yolsuzluk var. geçen bir haber vardı, adamlar bina kiralayıp polis karakolu gibi döşemişler, sahte polis üniformaları vs almışlar. milleti resmi polis diye kandırıp para vs alıyorlarmış. scam olayları artık başka bir boyutta. rüşvet, torpil vs zaten gırla. nepotism(akraba kayırma) denince tüm dünya'da ilk akla gelen ülke. liyakat ve şeffaflık olmazsa, ahlak olmazsa, istersen en iyi bilim insanları sende olsun, bir cacık olmaz.

    4) yine fakirliğe rağmen dev gibi bir nüfus. bu kadar insanı bir şekilde yönetmeyi ancak çin yapabiliyor, o da baskıcı rejimle. hindistan'da bu denli bir rejim yok, zaten bu rejimi getirecek bir disiplin de yok. bu kadar fazla insan da resmen kafaya göre takılıyor, her türlü suç/tecavüz vs de rekorlar kırıyor büyük hint şehirleri ve de köyleri.

    temel sebepler yukarıdakiler, dünyada da bir şekilde çok yükselen hintler geldikleri memleketi genelde unutuyorlar, yeni yerleştikleri ülkelerde bir hayat kuruyorlar. zaten biraz detaylı bakarsanız, iyi hint mühendis/doktor vs dedikleriniz, aynı türkiye'deki gibi ezberci bir eğitimden çıkmış, dersanalerde günde 15 saat ders çalışan, sınavda dereceye girip iit tarzı bir okulda okuyan insanlar, yaratıcı değil uygulayıcılar. cost reduction işinde de iyi oldukları için ceo pozisyonlarını iyi dolduruyorlar. inovasyon olarak sıfırdan bir şey yaratma oranı hala çok düşük o nüfusa göre.
  • üç beş tane hintli dünya firmalarında ceo oldu diye bok çukurunu bişey sananlar var ya deliriyorum. halkının %98 i falan orayı terketmeye çalışıyor, imkanları olsa bir saniye durmazlar. yaşamanın zulüm olduğu bir memleketin neye hükmetmesini bekliyorsun? etse etse bilişim dünyasına ederler, oda 2000$'lik işi 100$'a yapan birer eşşek oldukları için. başka da hünerleri yok.
  • baktım kimse anlamlı bir yanıt vermemiş, madem öyle kendimce birkaç çıkarımda bulunayım.

    önce sen mağaradayken kapitalizm diye bir şey bulundu, bunu bir kenara not alalım. dünyaya hükmetme yarışında tüm medeniyetler aynı anda start çizgisinden başlamadı. tarihsel, raslantısal, kültürel bir çok faktörle bazıları yarışa çok önde başladı.

    oğlum bu adamlar 1700'lü yıllardan beri ingiliz sömürgesi. toplasan şurada 50-60 yıldır bağımsızlar ama o da sözde bağımsızlık. bağımsızlık ilan edilince sömürge mekanizması tak diye ortadan kalmıyor. bütün kaynaklar talan edilmiş, yerli sermaye desen neredeyse yok. eğitim sistemi bile sömürgeci ülkelere nitelikli işçi yetiştirmek üzerine kurulu. (bkz: doğu hindistan şirketi)

    "abi nüfus kalabalık tükürse boğarlar sömürgecileri" bok boğarlar. kalabalık nüfus tek bir amaç için toplanan örgütlü bir güç olsa belki bir şey olur (teknolojik dezavantajı saymıyorum) ama o coğrafyada 2000'den fazla etnik grup var. yüzlerce farklı dil (22 resmi dil var) kullanılıyor ve bu grupların çoğu birbirleri ile çatışma halinde. yani kalabalık nüfus her zaman bir avantaj değil, hatta yönetemeyince büyük dezavantaj. (bkz: keşmir) (bkz: naksalitler)(bkz: kuzeydoğu hindistan)

    "e bütün teknolojik ürünlerde hindistanın bir şekilde imzası var, teknoloji devi çıkarıyorlar" evet ama bu da yine kapitalizmin yasaları gereği sömürge bir ülkede üretilen değerin orada kalmamasına, dünyanın seçkin kitlesine doğru akmasını sağlıyor. bir yanda küresel teknoloji devi firmalar var, diğer yanda evine elektrik ve su gitmeyen kocaman bir kırsal kesim var. kast sistemi her ne kadar kalkmış gibi görünse de özellikle kırsal kesimde etkileri hala çok fazla. sınıflar arası geçiş yapmak neredeyse mümkün değil (bkz: hindistan kast sistemi)

    coğrafya da bu konuda oldukça etken. abd'nin bugün süpergüç olabilmesinin en büyük etkenlerinden biri coğrafi olarak dünyanın geri kalanında izole olabilmesi. hindistan kendi komşu ülkeleri ile yıllardır bir çatışma ya da gerilim halinde. burnunun dibinde çin var, yıllardır pakistanla birbirlerini yiye yiye bitiremediler.

    bir diğer önemli neden de kültürle alakalı. biz sanıyoruz ki her millet dünyaya hükmetmek istiyor. adamlarda binlerce tanrı var, bir tanrı da çıkıp "dünyayı ele geçirin gençler" dememiş. bollywood filmi izleyip dans etmek istiyor adamlar. hemen bütün kültürel değerleri ve felsefeleri dünyayı yönetmekten ziyade kendi içlerine dönme, iç huzuru bulma, karmaya uygun yaşam biçimi, meditasyon vs. dünyayı yöneteceksin de nolcak oğlum manyak mısın. derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur.

    kendi ülkeleri küçük bir dünya simülasyonu zaten. kalabalıklığı, çeşitliliği, gelir dağılımı, iç çatışmaları ile neredeyse kendi dünyalarını yönetmeye çalışıyorlar. ama dünyayı yönetmeye giderken bir ineğin kestiği trafikte saatlerce takılı kalıyorlar.

    bir de o kadar baharat yersen tuvaletten çıkıp da dünyayı yönetecek zamanın kalmaz. bence en büyük etken bu.
  • disiplin, dürüstlük ve çalışkanlık.
    bu üç özelliği olan halk gelişir, zenginleşir.
    hindistan’da yok, türkiye’de yok.
    japonya’da var, almanya’da var.
  • adamlar farelerin içtiği sütten içiyor, her işlerini yaptıkları suyun içinde yüzüyor, kenar köşeye pisliyor. bence yat kalk dua et en azından eli yüzü düzgün, medeni gavurlar hükmediyor.
  • adamlar parya olduğu için insan sınıfına dahi alınmıyor!
    40 bin tanrı ve çılgın ritüel! ne yapacaklar buckingham sarayının önüne saduları mi yerleştirecekler? eyfel kulesini farelere mi tahsis edecekler? kumariler beyaz sarayda mı tanrıçalığa adım atacak? arınma için adriyatik denizi mi kullacaklar? halkını doyuramayan hiçbir ülke hiçbirşey olmaz olamaz!!
  • tuvalet işini çözememeleri. medeniyet tuvaletle başlar kim ne derse desin. gönül rahatlığıyla korku olmadan sıçan, sıçtığı da kendinden uzaklaşan, kıçını başını da temizleyen insan özgüvenli olur.

    dağa, bayıra, sokağa, okyanus kıyısına göt kamuya açık, afedersin ama hayvan gibi sıçan, kendini temizleyemeyen bir topluluk bırak dünya hakimiyetini, kendi kendini bile yönetemez, köle olur.
  • tarihte hindistan diye bir yerin olmamasından kaynaklanan durum. şuraya ingiliz kolonizasyonu öncesi durumu gösteren bir harita bırakayım.
    görsel
    bunların hangisi dünyaya fethedecekti. yukarıda himalayalar doğal engel, kıtadan çıkış ancak güçlü bir donanma ile mümkün ona da gerek duyulmamış. çünkü dış dünyada hindistan yarımadasının ihtiyaç duyduğu bir şey yok. işin tarihsel boyutu bu.

    ingilizler çekildikten sonra kurulan hindistan bir zamanlar üstünde yirmiden fazla devlet bulunan bir coğrafya. dil birliği yok, din birliği de yok. türlü çeşitli dil kullanılan, size göre yalnızca hintli ama esasında onlarca etnik topluluktan oluşan, hindu, budist, sih, müslüman, türkçede ismi bile olmayan jainism ve bunların yanında küçük animist dinlere inanan insanlardan oluşan bir yapay insan çorbası. her birinin kültürü ayrı, yediği içtiği ayrı. bu bir buçuk milyar insanı bir arada tutacak bir zamk yok. ortak kültür, ortak hedef yok. millet olabilmiş değiller.

    olayı ingiliz sömürgeciliği ile özetleyenler de ortaokul ezberlerinin ötesine geçememiş ne yazık ki. hindistanın kolonizasyonu ticaret yoluyla olmuştur. ingilizlerin, hollandalıların, fransızların, portekizlilerin ticari donanmaları hindistana ulaştıktan sonra çay ve baharat ticareti yapan dev şirketler hindistanda ofisler kurmuş ve ticarete başlamıştır. yerli işbirlikçiler olmadan kolonizasyon olmaz. nitekim bu ticaret hindistanın racalarına, nizamlarına, nevvablarına akıl almaz servetler kazandırmıştır. doymak bilmezler halka yüklendikçe ortaya çıkan tepki sonucunda yabancı şirketler önce kendi güvenlik sistemlerini kurmuş, daha sonra ülkelerinin ordusundan destek alarak kıtayı ele geçirmiştir. yerli işbirlikçiler bu dönemde de sömürgeciler tarafından el üstünde tutulmuş ve halkı kontrol etmekte kullanılmıştır. konuyu dağıtıyorum ama olay biraz olsun tanıdık gelmeye başladı mı. zeytinlikleri maden aramaya açılan köylülerin isyanlarının jandarma aracılığıyla bastırılması size bir şey hatırlatmıyor mu. inanılmaz servetler sahibi olan işbirlikçiler burada da yok mu. pratikte sömürgeden farkımız var mı?

    hindistan konusuna dönecek olursak tarihte dünyaya hükmetme ihtiyacı duymamış bir ülke var. gelinen noktada ise dünyaya hükmetmek hiçbir ülkenin gücünün yeteceği bir şey değil.
  • ingiliz sömürgesi zamanında ingilizler üretim yapabilecek sistemleri bilerek ortadan kaldırdı, beyin gücünü de dışarı çekti. altyapı, eğitim sistemi, sermaye birikimi vb. gibi şeyleri de dışa bağımlı hale getirdi. çünkü neden? sömürgecilik bunu gerektirir. sömürge bittiğinde hindistan zaten olaya (-) de başladı. hadi bu ekside başlamayı bir kenara koy.
    1990lara kadar da *diye bir ekonomi sistemleri vardı. böyle çok regülasyonlu, kalkınmaya çok başta vuran bir sistem. hani yeni iş kurmak, işini büyütmek falan devlet bürokrasisi yüzünden deveye hendek atlatmak gibi bir şeydi. birde kast sistemini ekle bu tencereye. evet belki milletin üniversitede öğrettiği matematiği onlar ortaokulda görüyor ama bu bahsettiğimiz eğitim kaliteli okullarda var. bu eğitime erişebilmen için kast seviyen iyi olacak, elit kesim olacaksın. yani yaklaşık 1.5 milyar nüfusun elit eğitim almış kişi sayısı birkaç yüzbin. bunlar da hindistan’da kalmıyor zaten. üniversite mezunu beyaz yaka, ingilizce bilen, şehirde yaşayan 90 milyon kişi olsa. baktığında evet bir türkiye nüfusu neredeyse… hadi 1-2 milyon da küresel standartta “üst sınıf” diyeceğin insan olsa… bunlar 1.5 milyar insanda devede kulak…
    insanları gidiyor çünkü fırsat az, ücretler dengesiz, hindistan’da “zeki” olmak saygıyı görmeye değer bir şey değil. yani yaşlı olmak, üst kast mensubu olmak, statü falan daha geçerli şeyler.
    kırsalı ve şehri arasında çok büyük uçurumları var. yolsuzluk, yavaş adalet sistemi, devletin stratejik vizyonunun olmaması hep bir neden.
    yani hindistan olaya ekside başladı evet ama çin gibi bir şekilde şartları lehine çevirebilecekken hindistan ne ediyorsa kendine ediyor. oysa şu kast sistemini, siyasi disiplini, adalet vs. olaylarını düzene soksa elinde çok güzel avantajları da var… ama işte…
  • tarih meraklisi olarak kendime gore aklima gelenler
    hindistan’ın çok farklı bir etnik yapısı var. yüzlerce dil, onlarca din, farklı ırklar… bu da birlik olmayı zorlaştırmış.

    coğrafi olarak hep tehditlere açık olmuş. moğollar, akdeniz’den gelenler, doğuda çin, kuzeyde göçmen kavimler vs.

    tarih boyunca siyasi birlik kuramamışlar, bu da ancak ingiliz sömürgesiyken olmuş.

    avrupa’daki gelişmelere fiziksel ve kültürel olarak uzak kalmışlar. rönesans gibi şeylerden etkilenmemişler.

    dinlerinde yayılmacılık yok. ne cihat gibi ne haçlı seferi gibi bir anlayışları var, bu yüzden hegemonya kurma çabaları olmamış.

    ulus kavramı yok. bugün bile biri kendine önce gujaratiyim ya da sikhim der, sonra hintliyim.
hesabın var mı? giriş yap