• kültür dediğiniz şey bir birikim gerektirir, öyle 100 yılda kültür kavramının hakkını verecek ve içini dolduracak seviyeye gelemezsiniz, izmir de bu yönüyle türkiye'deki bir çok şehirle birlikte şu haliyle* kültürlü şehir olmaktan uzaktır. ha "en kültürsüz" tabiri neye, kime göre süzgecinden geçemez o ayrı.

    *: şu haliyle dedim çünkü, tarihi değerlere yönelik herhangi bir çalışması olmayan, sadece modernlik üzerine kurgulanmış ve bunu da yetersiz yönetimler yüzünden her alanda eline yüzüne bulaştırmış bir şehirden bahsediyoruz. acayip kitap okuyan bir halkı olsa, kordonu ressamlardan geçilmese, müzeler tiyatrolar, operalardan apartmanlara yer kalmasa, çarşısında 250 yıllık kahveci dükkanları olabilse falan belki kültür(kime, neye göre)den bahsedilebilirdi bir nebze ama yok.
  • h. babaoğlu izmir'in şahıs olmamasından faydalanarak şehre hakaret etmiş. nasıl olsa izmir tutup kendisine dava açacak değil. ben birine burdan, gerizekalının biridir desem suç, ama şehre kültürsüz demek serbest, haksızlık bence. hayır sadece kültürsüz dese ve kanıtlamaya çalışsa neyse de türkiye'nin en kültürsüz şehri deyince abes oluyor; çünkü türkiye'yi az çok biliyoruz.
  • haşmet babaoğlu'nun kültür ve entelektüelite ayrımı yapamadığını gözler önüne seren önermedir. zira onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış kozmopolit bir şehrin kültürü olmadığını başka kafayla iddia edemezdi....
    ayrıca içgörüden yoksun olduğunu "çok hayal kuruyorlar. çok hayal kuruluyorsa, peşinden koşmak da ortaya çıkar." suçlamalarından anlıyoruz ki kendisi ömrünü yarı yaşında kızların peşinde geçirmesiyle meşhur.
  • haklı olabilecek yönleri bulunduğu halde; hem amacı nedeniyle hem de mabadımdan çıkarım uydurayım çabası ile yarım yamalak ve yanlış kalmış, birilerine hoş görünmek için çabalamaya çalışan birinin önermesidir kendisi.

    doğma büyüme izmirliyim. bunu, izmirliliği bi sik sandığı için söyleyenlerden değilim. izmirliliğin bir artı kazandırdığını düşünmeyengillerdenim.

    izmir'de bir sanat fakültesinden mezun olmuş biriyim. bedava kısa film günleri düzenlemiş, bedava bilet dağıtıp oyun sahnelemiş, bedava davetiye basıp sanat söyleşisi vs. organize etmiş ve bunların bazılarında seyircisizlikten/katılımcısızlıktan organizasyonu iptal etme durumunda kalmış; izmir halkının ilgisizliğine yeri gelmiş en hakiki sövgüleri dizmiş bir insan olarak konuşuyorum. o yüzden sanatı kültürü anlamaz kendini bi bok sanar bu izmirliler diyen gözlerle okuyacak olanların, önce o küçük beyinlerini ceplerine koymalarını rica ediyorum.

    öncelikle;

    kültürü ve sanatı şöyle bir ayıralım. kültür bir yerin zaman içinde ortak his ve duygulanımlarıyla yarattıkları yaşama biçimidir diyelim, çok kısa ve özet bir yoldan gidip. bunda bu yerin ikliminden geçmişine, coğrafi konumuna kadar bir çok etmen pay sahibidir. sanat ise (yine çok özet ve kısa, aptala anlatır yoldan gidersek) duygulanımları, düşünceleri, sıkıntıları vs vs. estetize ederek, bir sügeçten geçirerek anlatma çabası diyelim haydi. salağa anlatır gibi olduğundan ilkokul iki tanımı olsa da, amacın zaten bu olduğunun hesaba katılmasını umarak.

    sizi biraz havalar ısındığında, biraz işler güçler yorduğunda ege'ye çeken şey, farkında olmayacak kadar bir yerlere yaranma çabanıza yenik düşmüş de olsanız, oranın kültürüdür.zeytin ağacı dersiniz, hala tükenmemiş olan esnaflık dersiniz, insanın sıcaklığı dersiniz, güneşin o mükemmel batışının yaşattığı his dersiniz de gelirsiniz. çünkü adını koyamasanız da içten içe bilirsiniz; 15 milyon kadar ortak duyguya sahip olmayan, ortak düşünceye, duygulanıma, geçmişe sahip olmayan insanı çatısı altında topladığınız şehrinizde oluşturulmaya çalışılan o yapay şeyden farklı; halen içten ve kendi halinde akıp gitmeyi sürdüren bir şeyler vardır burada. adını koyamazsınız çünkü kültürsüzleşmiş, yabancılaşmışsınızdır. gittiğiniz yeri de kendinize benzetmeye çalışır, o kültürü doya doya özümseyebileceğiniz kasabalar, el değmemiş koylar yerine; çakma kültürünüzü bulaştırıp şehrinizin arka bahçesi yaptığınız o malum beldeye gider; hissettiğiniz o kölü kültürün çakmasıyla yetinirsiniz. istanbul'un arka bahçesi oldu, samimi değil, sıkıcı diye alaçatı'ya gitmeyen bir çok insan, sizin bu köklü kültürü anlamayacak kadar kültürsüzleşmişliğiniz yüzünden foça'yı, seferihisar'ı tercih etmekte mesela.

    demem o ki; mesele kültürse, 15milyon insanı altına sokmaya çalıştğıınız, kendi kültürünü kaybetmiş çakma kültürlü şehrinize benzettiğiniz ege sahil kasabasının beach cluplarından, sizin kültürsüzlüğünüze hizmet eden lüks restoranlarından; aslında sizi buraya çeken ama tam adını koymayı beceremediğiniz köklü kültüre sallayamazsınız, haddinize düşmez, haşmet(siz)liğinize yakışmaz.

    ikincil olarak;
    haklı olduğunuz bir konu var. izmir bazı tabularını kolay kolay değiştirmez. atatürk gibi, cumhuriyet gibi, laiklik gibi falan. bir dakika efendim, bölmeyin lafımı. bu üç sözcüğü bir cümlede kullanan bir izmirliyim diye ulusalcı gibi konuşacağımı sanmanızı küçük beyninize veriyorum sayın sözlük okuyucuları. yok yok, özür dilemenize gerek yok böldüğünüz için. ben de memnun değilim bu tabuculuktan. zira tabu demek, üstüne düşünmemek demek. tabu demek yeri geldiğinde devrimcilik atatürk'ün bir ilkesi diye karşısındakini konuşturmadan çaçaronluk yaptığı halde devrimci düşünmenin ne demek olduğunu bilmeyen - sizin deyiminizle- cumhuriyet teyzesi demek. haklısınız oluştu böyle bir güruh, oluşmadı değil. ve sin kaf sallayıp yapıştırıyorum ben de kendilerine mütemadiyen. amaaaa

    evet amaa. sandınız ki, size hak veriyor olmam, sizin alleme-i cihan olduğunuzu sanmam demek. ne yazık. nasıl bir entellektüalizm kaplamış beyninizi, nasıl bir ego sarmış ruhunuzu. entellektüelliğinizi beyninizin neresine sığdırıyorsunuz kuzum?

    neyse, nerede kalmıştık. hah hatırladım. ama diyordum. ben de kendilerine sallıyorum sin kaf mütemadiyen. ama bunu, bu kadar çıkarlara yönelik, bu kadar bir tarafın tribünlerine oynadığınızı belirten bir tutumla, bu kadar aleni bir madrabazlıkla söylediğinizde olmuyor ki küçük beyefendi. paçalarınızdan ve o arkaya doğru yalattığınız saçlarınızdan damlıyor iki yüzlülüğünüz. kültürsüzlüğün içinde yüzerken nelerden bahsediyorsunuz yahu siz? bu haldeyken mi gerçekten bu derya içre olup deryadan habersiz balıklara öğreteceksiniz siz bir şeyler?

    izmir sever demişsiniz başta olmayı, yönetmeyi. akp duvarına vurdular demeye getirmişsiniz. sizin olmadığını söylediğiniz o yaşayış kültürlerinin tehdit altında olduğunu düşünüyor burada yahu insanlar. zaten akp öncesi zamanda bile farklı yaşarken türkiye'nin geneline göre kültürünü, bu farklılığın göze batarlığından korkuyor, buranın rahat, içten, kimsenin gözü diğerinin meme çatalında olmayan kültürünün içine edilmesinden korkuyor insanlar. ha bakın, demiyorum ki bunları çok bilerek, o kültürlerinin altını doldurarak yapıyorlar. aksine, o kültürü sadece cumhuriyet, laiklik, atatürk ekseninde falan somutlaştırıyorlar. buna hak verip vermemek değil mesele, ben vermiyorum mesela. ama mesele bir kesimin tribünlerine oynayıp, mevcuct hali çözümlemeye kılını kıpırdatmadan sin kaf sallamak da değil be haşmetlim. topla şimdi o paçalarından akanları gözünü seveyim. biliyor musun, belediye çalışmıyor. devlet desteksiz bir şekilde dış borçlarını kapatıp kredi puanını tüm türkiye'den daha yükseğe taşıyabiliyor ama senin paçandan akanlar haftalarca sokakta, hakkın var mı hiç yahu?

    üçüncül olarak;
    sanat meselesine gelince... film festivali demişsin, konser monser demişsin ya, o yüzden geliyorum buraya. film festivalinin düzenleyicilerinin de 5 yıl öğrenciliğini yapmış biri olarak geliyorum hem de. merak etme, bu körmüş gibi onları savunmamı gerektirmeyecek bu paragrafta, hepsiyle de kavgalı ayrıldım zaten neredeyse ayrılırken, sanat içre olup da kordon'daki biralarından kıçlarını kaldırmadıkları için. en başta dedim ya, bedava sanat bile baldan tatlı değil bu şehirde. bunun acısını, şevk kırıcılığını çeken de benim, sen değilsin. dur dur, hemen kaldırma elini kolunu, haddini bil de benden dinle.

    izmir'de sanat sepet satmaz evet, haklısın. ve üstelik ne yazık ki haklısın. haşmetine dayanamadığımdan değil, gerçekten öyle olduğu için haklısın üstelik. burada insanlar kordonda birasını içmeyi, çimlere yayılıp çiğdem (evet çiğdem boyoz deyip en akıllı olduğumuzu düşündüğümüzü söyleyen arkadaş, gel bi bakalım seninki kaç santim?) çitlemeyi, balkonunda rakısını yudumlamayı tercih eder sanata. diyorum ya, bedava versen biletini, kıçını o balkonundan kaldırıp da gelemez o tiyatro salonuna.

    burada ama demeyeceğim. zira bu durumun savunulacak tarafı yok evet. sanat etkinliğine katılmadan yaptığı o şeylerin tüm türkiyeden farklı olmasını zekilik, modernlik atfetmesine falan da hak vermiyorum bu zevatın. onları mütemadiyen eleştiren benim, ama benzer şeyler söyledin diye seni eleştirmeyeceğim anlamına gelmez bu.

    gel bunu da çözümleme sıçmak yerine çözümleme yaparak irdeleyelim. o daha iyi. neydi bu şehirde olmadığını söylediğin şey? kültür değil mi? kültür dediğin şeyi tanımlamıştım, tekrarlamaya gerek görmüyorum. ve sana sadece şunu söyleyebiliyorum. senin o konuştuğun mikrofonun ardındakilerin sürekli yayılmacılık gösterip kendisinden daha ilerdeki (bak bunu ben demiyorum, bu diyalektik bir durum. biraz okusan dinlerin diyalektik bir süreçle yok olduğunu fark edeceksin yüzyıllar içinde) kültürleri etkisi altına alıp indirmeci, ve sanatı da kendi kapalı kültürlerine düşman gördüğü için kıçından muhafazakar sanat diye kavramlar uyduran tutumuna karşılık; yaşayış kültürünün hımbıllığı yüzünden, yani bir nevi kültürlülüğü yüzünden sanatsız kalan, ama sanatı zedelemeye, kavramlarını karıştırmaya asla çalışmayan, önemli bulan bir toplum var izmir'de. mükemmel değil, zeki hiç değil, hatta bazen ne konuştuğunun ne dediğinin farkında bile değil. türkiye'nin geri kalan %99'undan farksız. hatta belki o karşısındaki, senin mikrofonlarına konuştuğun zevattan da farksız.

    ama en azından, merkezi sever dediğin izmir'li, kordon'undan altı (sayıyla 6) şeritli yol geçirmek için denizi dolduran burhan özfatura'nın kültürsüzlüğünden, şehrin kültüründen bihaberliğinden beri, kültürüne daha fazla sahip çıkmaya çalışıyor. kordondan altı şeritli yol geçirir bunlar ama en azından yatırım da yapar, kordonunu kültürünü siktir et, çıkar sağlarım burdan demiyor.

    onlar handikaplarını kabul etmiyor, farkında bile değil. birkaç içerde yaşayan görebiliyor anca işte. peki sen o kültürü kaybolmuşların mikrofonunun önünde, bir gün senin kordonuna da altı şeritli yol döşemeye kalkacaklarından korkmuyor musun yahu? korkmuyorsan onlardan daha geridesin, haşmetliliğini görseydik keşke.

    veyahut da koruyabileceğin bir kordon'un kalmadı mı çoktan? yazık...

    sevgiyle kal, kafanı yorma. öptm cnm, muccx
  • kültürlü olup olmadığı tartışılır ama at gözlüklü insanlarla olduğu gerçeği tartışılmazdır. sadece allah kitap dediği için akpye oy veriyorlar diyen izmirli arkadaşımın sırf atatürk'ün partisi diye chp ye oy veriyorum dediğinie bizzat şahit olmuşumdur. at gözlüklülükleri sadece siyasi konularda sınırlı değildir. 1970 lerden kalma güzel izmir yakıştırmasının artık geçerli olmadığını da anlatmak imkansızdır.bu konuda da fanatiktir izmirli. izmirden başka yerde yaşanılamayacağını iddia eder. halbuki biraz tarafsız gözle baktığızda izmirin gecekondularla dolu bir megaköy kaldığını göreceksiniz.40 yıl önceki rakipleri istanbul ve ankara alıp başını gitmişken izmir o yıllardan bu yana adam gibi bir gelişme gösterememiştir. açıkçası izmirde gezerken kendinizi büyük şehirde geziyomuş gibi hissetmezsiniz.
  • "kültür" den ne anladığınıza göre değişir bu yargı.

    bir yaşam tarzıdır illa her şehrin bir katkısı olacaksa izmir'in katkısı. işe , okula telaş etmeden gitmektir, yazları dükkanı çırağa bırakıp denize kaçmaktır , gerçekten karşı cinsle arkadaş olmaktır büyürken, he arkadaşınız size aşık olursa da bunun dünyanın en normal güdüsü olduğunu bilmektir, kezban triplerine girmemektir, balkondur, balkondan balkona sohbettir, yağmurlu kışlar ve alsancak hafta sonlarıdır, istediğini giyebilmek, istediğin saatte eve dönebilmek, kadın olduğun için yargılanmamak erkek olduğun için abaza yerine konmamaktır. hayatında ilk kez yurtdışına çıktığında ağzı açık ayran budalası gibi seyretmemektir etrafı.

    açık fikirli olmaktır. haklarını savunmayı, şehir bilincini, mahalle kültürünü kaybetmemektir. boşanınca yargılanmamaktır mesela, insan doğasına saygıdır.

    bir kabullenemediniz, zaten zamanla da yok olur bu herkesin bir yaftaya dönüştürdüğü " izmirlilik" . yargılayanlarınızı anlıyorum, ancak mesela nasıl annesi hep yan koltukta oturmuş ve hiç araba sürmeyi denememiş bir çocuk kadınların kötü araba sürdüğüne default olarak inanıyorsa, sizlerin de bizi anlamamanız ve "kibirli" bulmanız biraz da sizlerin geldiğiniz geçmiş ile ilgili. politik bakış açısı ve yönelimleri çerçevenin dışında tutabilsek, eminim beğenmediğiniz izmir'de geçireceğiniz bir ilkgençlik daha mutlu bir insan olarak gelişmenizi sağlardı. en azından " kadın " ve " erkek" den ziyade aynı ülkeyi paylaşan insanlar olduğumuzu daha kolay hazmedebilirdik.

    sadece kitap, tiyatro, sergi vs..ise anladığımız kültürden, izmir sadece bir atilla ilhan ile ödemiştir boynuna düşen borcu , bir 100 yıl daha ses etmeyin bize.
  • türkiye'nin en sığ açıklamasıdır. türkiye'de insanların batı-doğu karalamalarından sonra 2. en büyük karalama noktası izmir ve diğer şehirler olarak değişti. birisi özellikle silik, no name birileri ilgi çekmek istiyorsa izmir'e bir cümle kurarak, beyanat adı altında sözüm ona iktidar yanlılarınca kıymetli oluveriyor. izmir gerek sosyolojik, gerek coğrafi olarak çok doğru bir nokta da olduğundan zaten her zaman kıskanılan, ancak içindeki kültür farklılıkları açısından tarihten bu yana siyasi olarak hep sivri olan bir şehir olmuştur. bunu bir kere domala domala kabul etmek gerekiyor. bugün izmir'e laf eden herkesin alaçatı'da, çeşme'de, foça'da tatil yaptığı gerçeğini değiştirmemektedir. çok laf ettiği boyozu, gevrek'i, çiğdem'i izmir'de yediği gerçeğini hiç bir zaman değiştirmemektedir.

    izmir neden kültürsüz bir şehir olabilir?
    - aldığı sığ göçlerden nüfusunun %35 kadarını göçlerden oluştuğu gerçeğini varsayarsak, evet maalesef kültürsüz bir şehir.

    bir insan 3 gün izmir'de tatil yapınca nasıl kendinde izmir hakkında bu gurmeliği görebiliyor, anlayamıyorum. doğma, büyüme izmir'liyim. ben bile halen kendimde bu gurmeliği göremiyorum. not: 26 yaşındayım.
hesabın var mı? giriş yap