• "muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
    üzerine tanımam.
  • "her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir.." mevlana
  • duhâ suresi 3. ayette geçen:

    "rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da."
  • "new york california'dan 3 saat ileride ancak bu california'yı yavaş yapmaz.
    kimi 22 yaşında mezun olur ama sağlam bir iş bulmak için 5 sene bekler.
    kimi 25 yaşında ceo olup 50 yaşında ölürken kimi 50 yaşında ceo olur 90'ı görür.
    kimi evlenirken kimi bekar kalır.
    obama 55 yaşında emekli oldu, trump 70 yaşında görevine başladı.
    bu dünyadaki herkes "kendi zamanına" göre yaşar.
    etraftaki bazı insanlar senden bir adım ileride gözükebilir, bazıları ise senin yerinde gözükebilir.
    ancak herkes kendi yarışında, kendi zamanında.
    onlara kıskançlık da besleme taklit de etme.
    onlar kendi zamanında sen kendi zamanında yaşayacaksın.
    hayat harekete geçmek için doğru zamanı beklemektir.
    yani sakin ol.
    geç kalmadın.
    erken de değil."
  • ”fırtına çıktığında ağacın dallarına bakarsan ağacın her an yıkılacağı hissine kapılırsın, gövdesine bakarsan onun dimdik duruyor olduğunu görürsün"

    (bkz: the revenant)
  • . . . rahmetli babam derdi ki.

    - ne kadar hızlı koşarsan koş sorunların her zaman senden hızlıdır. sadece karşılarına dikildiğin zaman yavaşlarlar.

    . . . kulağıma küpedir.
  • narin ve yumuşak bir hayvan olan ıstakoz, sert ve genişlemeyen bir kabuğun içinde yaşıyor.
    tabii ıstakoz büyüdükçe bu sert kabuk da onu sıkıştırmaya başlıyor.
    bu sert kabuk, ıstakozun kendini fazlasıyla baskı altında ve rahatsız hissetmesine neden oluyor.
    ıstakoz kendini avcı balıklardan korumak için bir kaya oluşumunun altına gizleniyor.
    gizlendiği kayanın altında kabuğunu çıkarıp atan ıstakoz, kendine yeni bir kabuk üretmeye başlıyor.
    ıstakoz bir süreliğine kabuğun baskısından kurtulsa da, zamanla büyüdükçe bu kabuk da ıstakozu sıkmaya başlıyor.
    tekrar kayanın altına giden ıstakoz, bu kez kendine daha büyük bir kabuk üretiyor.
    bu döngüyü devam ettiren ıstakoz, birçok kere kendine kabuk üreterek büyümeye devam ediyor.
    abraham j. twerski, "ıstakozun büyümesine imkan sağlayan tetikleyicinin onun rahatsızlık duyması olduğunu" söylüyor.
    "eğer ıstakozların doktorları olsaydı hiçbir zaman büyüyemezlerdi. çünkü ıstakoz rahatsız hisseder hissetmez doktora giderdi ve doktor ona antidepresan verirdi, ıstakoz iyi hissederdi. ancak kabuğunu hiçbir zaman çıkarıp atamazdı."
    ayrıca "stresli zamanların büyümenin bir işareti olan zamanlar olduğunu" da vurguluyor abraham j. twerski.
  • “bu mal bile becerebiliyosa ben kesin yaparim amk”

    en etkili motivasyon cümlelerinden biridir ne zaman dara düşsem elimden tutar kerata
  • aynı kaynar su, patatesi yumuşatırken yumurtayı sertleştirir. ne olduğun, içerisinde bulunduğun şartlardan ziyade neyden yapıldığın ile alakalıdır.
  • bir arkadaşımın bolca kullandığı;
    "gün olur yusuf zindanlardadır, gün olur yusuf mısıra paşadır."

    öyle paşalıkta filan gözüm yok, hiç bir zamanda olmadı. biraz huzur yeter.
hesabın var mı? giriş yap