kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti
- içtikleri su bile borularla türkiye'den gelirken "kıbrıs kıbrıslılarındır" demek biraz mesnetsiz sallamak oluyor.
turizmi türkler ayakta tutuyor. özel üniversitelerinde türkler okuyor. türkiye olmasa kıbrıslılar 5 kuruş gelir elde edemez. tıpış tıpış ingilizlerin kucağına oturur. çok ararsınız bu günleri. - sevgi pıtırcıklarının üşüştüğü başlıktır.
3 yaşındakı çocuğa anlatır gibi yazıyorum.
- bu adada rumlar türkleri kesip biçerken kıbrıs türkleri tüm dünyadan yardım istedi mi? evet.
- hangi ülke gitti? türkiye.
- bu ülke vatandaşları kurtarıldı mı? evet.
- sonrasında güvenliği sağlandı mı? evet.
- daha sonra türkiye tarafından buraya yatırım yapıldı mı? evet.
- daha çok yatırım için kıbrıs halkının seçtiği yönetim "biz yavru vatanız" edebiyatı yapıp yıllarca türkiyenin kuyruğu dibinde dolaştı mı? evet.
- türkiye için kıbrıs avrupa, akdeniz ve ortadoğuda en büyük koz mudur? evet.
şimdiiii. akdeniz doğalgaz rezervleri, türkiye'nin kötüye giden durumu ve ab vatandaşlığı için "yaa anneanneler dedeler zaten öldü kalan sağlar bizimdir" diyerek tarihini unutan bir halk var mı ortada? evet.
- kıbrısta uzlaşmaya varılırsa bu kıbrıs halkı için iyi olur mu? evet.
e peki neden istemiyor bu kadar millet? cevabı çok basit. aynı gemideyiz, bu gemi batarsa beraber batacağız. türkiye kazandığı bir çatışma sonucunda elde etmiştir o toprağı. ve şimdi de vermek istemiyor arkadaş, bu kadar basit. yan gelip yatan kıbrıs halkı adadan sıkılıp avrupa'ya vizesiz gitmek istiyor diye türkiye cumhuriyeti, kıbrıstan vazgeçemez.
askerle, kanla, yatırımla, parayla, politikayla biz kıbrısa çok şey verdik. zaten binbir sorun içinde kalmış türkiye'nin akdeniz ve ortadoğudaki en büyük kozundan vazgeçmesini kimse beklemesin. çözüm ve barışı herkes istiyor, ama bu şekilde değil.
ayrıca "her halk kendi geleceğini seçer, topraklarını verin lililili" diye başlığa üşüşen diğer yazarlar siktirip gidebilir, kıbrısta belki 20 tane devlet kurulur ama türkiye'de 1 tane kürdistan kuramazsınız. - burada arsa arazi yatırımı yapacaklara minik bir tavsiyem var.
bir yer alırken tapu search belgesini isteyin. noterlerin yaptığı değerleme raporunu değil direk tapudan alınan search belgesini talep edin ve bu arsa tahsis koçan ise sakın almayın.
kıbrıs'ta 3 tip koçan vardır.
türk koçanı, eş değer ve tahsis.
türk koçanı adından da anlaşılacağı üzere 74 öncesi de türklere ait olan yerlerdir. bu tapunun güvencesi türkiye cumhuriyetidir ve ilerde bir birleşim söz konusu olsa bile kimse bu tapu üzerinde hak iddia edemez.
eş değer koçan da sağlamdır. güneyde toprağı olan türklere kuzeyden yer verilmesini ifade eder. yani bu tapunun karşılığında güneyde değiltirilmiş başka bir toprak vardır. birleşme durumunda belki bazı süreçler yaşanabilir ama yine de topraksız kalmazsınız.
tahsis koçan bildiğin sakattır. boş kalan rum mallarını tarım yapsınlar diye vatandaşa tahsis edildiğini ifade eder.
olası bir birleşme durumunda pazarlık masasında ilk verilecek şey muhtemelen bunlardır veya mal sahibi rumlar dava açıp sizden hak iddia edebilirler.
on binlerce takipçisi olan dürüstlük ayaklarına yatan emlakçılar çatır çatır tahsis tapu satarlar. sorunca da bir şey olmayacağını söylerler.
kktc vatandaşı olsanız belki sorun olmaz ama bizim gibi türkiye cumhuriyeti vatandaşları bu riske girmemeli - çıkmazlar ülkesi. özellikle son dönemlerde çıkan ilhak tartışmalarının arkasında yatan sebebi bir siyasiler biliyor bir de allah. bu yazıda olması ya da olmaması gereken bazı çıkmazlarından bahsetmek istiyorum.
kıbrıs adasında ekonomik olarak sürdürülebilir yaşam sadece federe bir devlet ile kurulabilir. bir ada düşünün ortadan ikiye bölünsün ama bu iki küs taraf ekonomik olarak kalkınsın. mümkün değil. kore örneğini vermeyin kalbinizi kırarım. türk tarafındaki vatandaşlar federe devlet fikrine olumlu bakıyorlar. bu devlet yıllardır sürünerek gidiyor, bari işimizi gücümüzü toparlarız derdindeler. bu bakış açısında olan insanlara kızamazsın da ama güneyde yaşayan insanların kuzeydekileri istemediğini anlamak istemiyorlar. (bu arada atadan kıbrıslı olanlarda rum pasaportu var.) güney federe devlet fikrine çok ciddi ayrıcalıklar alacak olurlarsa sıcak bakıyor. federe devlette ayrıcalık olmaz. şartlar eşit olmazsa kazan kaynar, tarih tekerrür eder. iş zaten gelip burada sıkışıyor. rum tarafı türkiye'den göçenleri adada istemiyor, türk askerini istemiyor ve kuzeyde kalan bazı taşınmazların iadesini isterken, güneyde kalanları da vermemek için diretiyor. kuzeyde bu iş olsun da sonucunda ne olursa olsuncu tayfa 40-50 yıl öncesini sadece atadan dinlediği için geçmiş ona savaş video oyunları gibi geliyor. yarın bir huzur bozulsa hemen buradan topuklamak için girişimlere girecek ilk tayfa da bunlar.
efendim kuzeyin kalkınamamasında türkiye'nin çok büyük etkisi varmış. doğru var ama iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmak lazım. bir kere dünya çapında tanınmayan bir ülkesin haliyle ekonominin batık olması normal. serdar denktaş bundan belki 10 yıl önce birand'ın programında ülkemde iş kolu yok ben mecburum insanları memur yapayım demişti. skandal bir demeçtir bu. tamam millet taş yesin demiyoruz ama devlet kasasından bir şey üretmeden sürekli yersen tabi ekonomin batar. akdeniz'in göbeğinde bir tarım ülkesi olarak türkiye'ye ekonomik entegre ile ekonomiyi geliştirmek gayette mümkün. kıbrıs'ta üret, türkiye'de paketle malı sal dünyaya. neden zeytin ve zeytinyağına önem verilmez, neden turunçgillere önem verilmez mesela. kalkınma planın dahi yok. geçenlerde tarım bakanı çıkmış tarım arazilerinin imara açılması ile ekonomik büyüme güzellemeleri yapıyor. sonra kıbrıs büyüyeyecek de bir yerlere varacak. yata yata büyüyen tek şey karpuzdur. türkiye, kktc ekonomisinin önünü ancak uluslarası anlaşmalardan çekilerek açabilir. bunu da ne türkiye kabul eder ne kuzey kıbrıs yönetimi. kendimizi kandırmayalım dünya kuzeyi tanıyınca ekonomi şahlanmayacak. önümüzde türkiye ve diğer türk devletleri örnekleri var. yolsuzluk olayları burada da çok gelişmiş vaziyette. neyse bu konuyu daha uzatmayacağım.
gayrımenkuller sterlin ile değerlendiriliyor. satın alma ve kiralama sterlin ile ama gelirler türk lirası. al bir de burdan yak. tamam mal sahibi dalgasına bakıyor ama gariban aylık 2 bin 950 tl ile sefaletten kırılıyor. şimdi diyeceksiniz ki bizden yüksek maaşlar işte daha ne olsun. kazın ayağı öyle değil her şey ateş pahası burada. türkiye'de valla bedavaya yaşıyoruz dersiniz. düşün ki market fiyatları türkiye'ye rahmet okutuyor.
birde biz diyoruz ya son 10 yılda türkiye'de eline silah alan mafyacılık oynuyor diye kıbrıs'ta bu çok daha hissedilir durumda. burada elini sallasan mafyaya, çeteye çarpıyor. malum küçük yer işte. kumar oynatıp otelcilik yapan ve müteahhit olan herkes ihya burada.
bir çok şey eksik kaldı başka zaman bir entry daha yazarım çıkmazlar ile ilgili fakat giriş kısmında söylediğim şu ilhak meselesine dair de bir şeyler yazmak istiyorum. kktc'nin, türkiye'ye ilhakını ne kktc halkı, ne kktc siyaseti ne de türk siyaseti istiyor. toplumda bu yönde isteği olan insanlar genelde siyasal islamdan gözü dönmüş saldırmaya yer türk vatandaşlarından ibaret. ilhak siyaset tarafından istenmiyor çünkü siyasal olarak mümkün değil. yalandan bir referandum yapıp adayı türkiye'ye bağlarsın sonuç olarak hem türk hem de kuzey ekonomisi bu işten zarar görür. türk zengini istemez zaten. kktc, türk zengininin offshore adası. parasını kaçıran adaya götürüyor. icabında bir takım transfer yapıyor, bir bakmışsınız transfer parasının bir kısım komisyonu hop kktc'deki bir hesaba aktarılmış. ayrıca türkiye'de yasak olan şeyler burada legal. bu durum adaya gitmeye imkanı olan insanlara tatil yapma ve kumar oynama gibi lüksler sunuyor hem de bu kadar yakınımızda. ayrıca adanın türkiye'ye bağlanmasını isteyen türklerin büyük çoğunluğu da kıbrıslı türkleri dini bütün ve milli görmedikleri için pek tasvip etmiyorlar. he bunlar hayatlarında adaya bir kere ayak basmış mıdır tartışılır. bu da ayrı bir çıkmaz ya neyse. adalı türklerde bu duruma tamamen karşı durumdalar. bu durum biraz karşılıklı toplumsal ilişkilerden kaynaklanıyor. kimi adalı türk, yunan hayranı ve türk kimliğini ortadoğulu görerek zihninde irtica ile ilişkilendiriyor. türkçe konuşunca söylenilene cevap vermek yerine aksanınızdan anlayıp aman sen karasakalmın? diyorsa bilin ki bu tayfaya denk geldiniz. kimi sürekli diyor ki siz bizi ingilizlere peşkeş çektiniz. ulan sanki demokrasi mi vardı padişah zorda kaldı verdi. bu durum padişahın tamamen kendi seçimi anadolu'da yaşayan insan ile bunun ne alakası var. git abdülhamit'i savunanlara söyle bunu biz abdülhamiti savunmuyoruz :) kimisi, türklerin adadaki türk halkına zaman içerisinde gelişen size biz bakıyoruz, bize o kadar borçlusunuz ki bunu ne yapsanız ödeyemezsiniz tutumundan şikayetçi. kimi türkiye bizi biraz rahat bıraksa biz kendi göbeğimizin bağını çözeceğiz düşüncesinde. benim kişisel kanaatime gelirsek ben de bağımsız olarak kalmalarından yanayım. nedenine gelirsek kktc ne kadar siyasal yozlaşma vs. sorunları olan bir ülke olsa da ben kktc insanını ve devletini daha seküler ve demokrat buluyorum. türkiye'ye dahil olmaları zaman içerisinde bunu alıp götürür. nasılsa türk ordusu orada mevcut. ordunun varlığı siyasal varlıktan daha önemli. bu arada mustafa akıncı'dan da hiç hoşlanmıyorum. bizde biliyoruz federatif çözüm adayı kurtarır ama olacak iş var olmayacak iş var. yok ikinci bir tayfur sökmen olmazmış. sen kim tayfur sökmen olmak kim. kim diyor sana ikinci tayfur sökmen ol diye zaten. gerçek kefenini giyip bir işe soyunan insanlar onlardı işte. şimdikiler sadece lafta.
kırdığımız, üzdüğümüz insanlar olduysa affola, bunlar benim kendi düşüncelerim.
edit: rum pasaportu ifadesinin kıbrıs türk toplumuna karşı ırkçı bir yaklaşım olduğu doğrusunun kıbrıs cumhuriyeti olduğuna dair uyarı geldi. - isviçre'de kapalı kapılar ardındaki müzakerelere ve kapalı kasadaki haritalara bakılırsa, 2017 yılında güney kıbrıs ile birleşeceğini söyleyebiliriz.
neler olacağını adım adım yazalım:
- ab tarafından kktc'deki türk askerlerinin en kısa sürede çekilmesi talep edilir.
- kktc'ye nüfus cüzdanı ile seyahat kaldırılır. tam anlamıyla birleşme olduğunda vize şartı getirilir.
- euro'ya geçiş için tarih verilir.
- kktc'deki türk iş adamları sus payı verilerek sınır dışı edilir ya da hapse tıkılır.
- kktc'nin olduğu bölgede ab üs kurar.
- gazimagosa'da savaşın tüm izleri yok edilir. - kapalı kapılar ardında elimizden giden yavru vatan.
memleket öyle bir hale gelmiş ki, çok değil 42 yıl önce binbir yoklukla, dünyaya -gerçekten- kafa tutarak alınan topraklar bugün elden gidiyor fakat anavatan bir histeri krizine kapılmışçasına başkanlık saçmalığıyla uğraşıyor.
basın susmuş, muhalefet ne yapacağını şaşırmış, ekonomi batmış, bürokrasi kilitlenmiş ve bu arada adalarımız birer birer yunan'a teslim edilmişken biz başkanlık sistemiyle uğraşıyoruz.
işin enteresan tarafı başkan yapalım denilen insan baştayken oldu bütün bunlar. yani sanki çok başarılıymış gibi hükümranlığı ilan edilsin isteniyor. işte ben de bunu anlamıyorum. - debe editi: girdiyi debeye sokan herkese çok teşekkürler. beklemiyordum doğrusu.*
bu da kapalı maraş yazım; #167752086
mavi köşk de geldi; #167784997
19 - 24 ağustos 2024 tarihleri arasında tatilimi geçirdiğim türk ülkesi.
o halde başlayalım;
ercan havaalanında iniyorsunuz. çok büyük bir havaalanı değil. sizi çıkışta kıbrıs'ın ilçeleri olan girne, lefke, gazimağusa, iskele, güzelyurt ve lefkoşa'ya giden ve kıbhas adı verilen havaalanı otobüsleri bekliyor olacak. kıbhas'ın biletlerini google'a yazdığınızda karşınıza çıkacak kendi internet sitesinden çevrimiçi olarak alabilirsiniz. kaldığım girne'den havaalanı 260 tl idi, mesafeye göre değişebiliyor.
ülkenin ulaşım ağı çok gelişmiş değil. dolmuşlar sadece ilçelere ve belli başlı isim yapmış beldelere gidiyor. onun dışında kıbrıs'ta ekstrem bölgeler görmek istiyorsanız muhakkak araba kiralamalısınız, o yüzden havaalanından çıkmadan önce yapacağınız ilk şey bu olmalı bana göre. tabi trafiğin soldan akması ve direksiyonun sağda olması gibi hususlar unutulmamalı. 2-3 güne alışırsınız zaten ama ilk başlarda zorlanabilirsiniz.
insanları bizim türkler gibi değiller. neşeli, goygoycu ve yardımsever insanlar. şiveleri de muazzam ancak maalesef gözlemlediğim kadarıyla ülkede türkiye türkleri daha fazla. daha ülkeden ayrılacağım gün trafikte kavga eden iki türk'e denk geldim, gene dönüyoruz amk çöplüğüne diye canım sıkıldı.
kumarın ve içkinin zirvesi orada. özellikle benim kaldığım yer olan girne gerçek bir kumar cenneti. çarşısında, eski limanında, lapta'da, alsancak'ta türkiye'ye bakan o sahil boyu bir sürü casino bulunmakta. içkinin satılmadığı hiçbir market yok. 90'ların türkiye'sini andırıyor, o açıdan da çok hoşuma gitti.
asgari ücreti bizim 2 katımız, yaklaşık 34 bin tl. o yüzden pahalı bir ülke. ama neyse ki türk lirası geçtiği için döviz bürosuyla falan bir işiniz olmuyor. ancak yanınıza çok yüklü miktarda para almanız tavsiye olunur, çünkü araba kiralamayan benim gibi acemiler için işin bir de taksi boyutu var. taksiler felaket kazıkçı, mümkün olduğunca uzak durun ve gitmek istediğiniz yere dolmuş gidiyorsa muhakkak dolmuşu tercih edin. taksinin 2500'e götürdüğü yere dolmuş 100 tl'ye falan götürüyor çünkü.
denizi mükemmel. akvaryum gibi. türkiye'ye 5 basar. gidin, girin, tadını çıkarın. bana teşekkür edersiniz. özellikle de kapalı maraş ve ilk çıkarmanın yapıldığı yavuz plajındaki deniz harika.
her yeri tarih. gerek lüzinyanlar devri, gerek cenevizliler, gerek venedikliler, gerek sonrasındaki osmanlılar ve hatta barış harekatlarından bile kalan bir sürü miras var adada. özellikle mağusa müthiş. açık hava müzesi gibi. her yeri, özellikle de sur içi harabelerle ve en az 1000 yıllık tarihi binalarla dolu. mesela namık kemal'in sürgündeyken kaldığı ev venedik sarayı kalıntılarının içinde ve tam karşısında lala mustafa paşa cami var. o tarih bombardımanını hayal edin.
ülkeyi zenciler ve pakiler tam anlamıyla işgal etmişler. hatta pakilerden bazıları baya 30 yıldır falan orda. o derece eskiler. türkçe öğrenmişler, hatta kıbrıs şivesi falan konuşuyor adamlar. esmer olmasalar kıbrıslı zannedersiniz. ne yazık ki kuzey kıbrıs'ın demografik yapısı da tehlikeye girmiş gibi ama büyük ilçelerin merkezinde hala şakır şakır kıbrıs türkçesi'nin konuşulduğunu duyabilirsiniz.
ülke gold digger kaynıyor. direkt olarak türkiye'ye bağlı değil belki ama türkiye'nin las vegas'ı nerdeyse. batum falan diz çöker tövbe ister buranın yanında. türkiye'nin dibinde ama nerdeyse dil dışında türkiye'yle alakasız bir ülke diyebiliriz. hayatımda ilk defa orada limuzin gördüm.
yazın gidecekseniz dikkat edin. bol bol su tüketin ve çok acil olmadıkça asla güneşin altında durmayın. çok pis bir güneşi var, öyle istanbul'a, izmir'e benzemiyor. beyin kanamasından ölür gidersiniz. şapka ve güneş kremi mutlaka alın.
yemekleri güzel. kaymaklı ekmek kadayıfının bir kıbrıs tatlısı olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım. şeftali kebabı en ünlü yemeği ve gerçekten çok sıkıntılı. yemeden dönmeyin. zaten çok yaygın olduğu için her yerde bulursunuz.
gezilecek yerler arasında önceliklerinizin ne olduğuna bağlı olarak değişebilecek bir sıralama yapabilirim. ben mesela türkçü olduğum için genelde harekattan kalan bölge ve anıtları gezdim. buralar girne lapta'daki yavuz çıkarma plajı, az ilerisinde bulunan ve ilk şehitlerimizin gömülü olduğu karaoğlanoğlu şehitliği ve yanında bulunan rumlara ait tankların ve zırhlı araçların sergilendiği açık hava müzesi, lefke sahilde bulunan cengiz topel'in heykeliyle uçağından kopan parçaların açık havada sergilendiği cengiz topel anıtı, girne'de dağa çıkmış ünlü türk tankı, lefkoşa'daki barbarlık müzesi ve rauf denktaş anıt mezarı gibi yerler olabilir.
onun dışında girne'deki st. hillarion kalesi, muhteşem mimarideki bellapais manastırı, sadece ingilizlerin yaşadığı ve kültürel yapısının korunması açısından türklerin ev almasının yasak olduğu begonvil ve beyaz tatlı evlerle dolu şirin ingiliz köyü, halk arasında kaçakçının evi olarak geçen çamlıbel'deki ünlü mavi köşk,
lefkoşa'daki büyük han ki bursa'daki koza han'dan ilham alınarak yapılmıştır ve nerdeyse aynısıdır,
mağusa'nın çok ünlü kapalı maraş'ı, kalesi, meşhur limanı, harabeleri, kiliseden çevrilmiş otantik yapıdaki camileri, sütunları ve daha bir sürü şeyi. ayrıca yazdığı ve hakkari'de bir kuyuda bulunan incil'inde muhammed peygamberin geleceğini haber veren ve o yüzden incil'i apar topar vatikan tarafından yok edilen, isa'nın arkadaşı kıbrıslı aziz barnabas'ın mezarı ve kilisesi ile onun doğduğu yer olan az ötedeki salamis antik kenti de muazzam alternatifler sunuyor.
sözün özü, gidin görün ve kalabildiğiniz kadar kalın. huzurun dibi bu ülke.
bir kez daha teşekkürler karaoğlan. yattığın yer incitmesin.
kıbrıs'ta saydığım gezilecek yerleri ise kendi başlıklarında daha sonra ayrı yazılarla anlatacağım. - 2024 yılında hâlâ daha yokluk içinde hayat sürmeye çalışan memleketimiz. kendisiyle 3 senedir içli dışlıyım, üzgünüm. sevicileri bulunmakla beraber objektif bir yorum yapmak gerekirse ne bir hastanesi vardir, ne bir postanesi vardır. havalimanı geçen seneye kadar köy otogarından farksız idi. yeni açılan yerin yolunun elektriğini ise birkac aydır acmiyorlar. günün hiçbir saatinde toplu taşıma yoktur. kazaen taksiye denk gelirseniz taksimetre yoktur. hele gece binerseniz tamamen sürücü abimizin insafina kalirsiniz. türkiye'de 400-500 lira yazan yol için 2500-3000 lirayı gözden çıkarın. araç ile türkiye'ye gitmek iskence. bilmemekle beraber gerçekçi bir tahmin yurutursem hâlâ 40-50 yaşındaki gemiler kullanılmaktadır. arabalar adeta istif ile götürülür. 2 tane firma vardır zaten hepi topu.
1 haftalık tatile gelinir. havalimanından araç kiralayip otelinize gidin. kapalimaras ı görün. magusada denize girin ve memlekete dönün.
nedir ki, bu kadar işte.
güzelyurt, kktc, 26/06/2024 17:48. hava çok sıcak. elektrikler kesik. - severim buranin halkini da aralarinda bazi barzolari vardir, elimi ayagimi titretirler.
turklere dusmandirlar bir kismi, kara sakal falan derler, gotleri tavandadir.
kiz istemeye gitsen vermez bu tipler, turkten damat olmaz diye.
hep bir guven sorunu olmustur.
iste bu tipteki gavatlar sinirimi yerinden oynatiyor, amina kodugumun cigeri bes para etmez adamlari yuzunden strese giriyorum.
eminim 15 saniye icinde zamanin otesine gidecek, ama sikimden assagi kasimpasa diyorum, istediginiz kadar vurabilirsiniz.
her seyin basi, once insan olun. - https://www.bultenkibris.com/kibris/yakit-yok/
https://www.hurriyet.com.tr/…krizi-basladi-41952467
https://www.gundemkibris.com/…akit-yok-h330741.html
önce kaynakları vereyim sonra yazayım. sonra kaynak???? , götünden salliyorsun diye gelen mesajlara uyuz oluyorum
öncelikle 15 seneyi aşkındır yaşadığım güzel ülkem diye bir tanım yapayım.
bir çok zorluk çekildi, her sterlin dolar arttığında kriz yaşandı da böylesi yaşanmadı.
3 kiloluk yoğurdun 93tl olduğu, ülkeye mazot benzin gelmeyip 80lerde ki gibi hortum ile arabadan arabaya transfer edilir hale geldik. ay basından beri mazot yok. benzin istasyonlarının kapıları kilitli. hava şartlarından dolayı gemi gelmiyor(muş). elektrik tasarrufu adı altında her bölgede günlük 7 saate yakın kesinti yaşatiliyor.
hukumet geçici olarak döviz ile kira ödeyenlere doları 10tlye, euroyu 11tlyr, sterlin 12tlye bagladi. sadece aralık ocak şubat tarihleri için geçerli olacak bir güzellik. ocakta seçim var ne de olsa. asgari ücret kaç ki diyenler için de 4.970tl brüt, 4.325tl net. ocak ayında seçim olacağı için asgari ücrete zam mart ayına kalır. benzin 11.5 lirayi aştı.
tüp 140 liradan 180tl ye çıkmış. 1 kilo domates 25tl olmuş, ekmek 5lira ama herseyden önemlisi seçim var.
bu arada güzel ülkemin güzel insanlarının yaptığı komik bir olayı da anlatmadan geçemeyeceğim. hükumet güzellik olsun diye sterlini 12ye bağlayınca (bilmeyenler için yazayım burada kiralar sterlin bazında ödeniyor. 500stg x 12 = 6000tl) insanlar bankaya koşup sterlini 12tl den almaya çalışıp, günlük kurdan değer biçmek istedi. kavga gürültü çıkınca tüm bankalar açıklama yaptı kur sabitleme banka sterlinleri icin geçmediğini anlatan yazılar yazıldı.
bir kıbrısli kadar kıbrısli hissediyorum kendimi. 2011 senesinde de, 2018 senesinde de krizler attık. ve yine atlatacagiz.
bir top yere ne kadar hızlı çarparsa o kadar yükseğe çıkar deyip hala umutlarımızı koruyalım bakalım.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap