• pınar bk adlı youtuberın son videosunda çok ciddi iddiaları var. ilk olarak narin'i abisi ve amca oğullarının istismar edip öldürdüğü, amcanın sadece narin'in bedenini ortadan kaldırdığını iddia ediyor. anne de herseye şahit olmuş. anne ve amca ilişkisi kesinlikle yok diyor. hts kayıtları da tamamen amca, anne ve bu 3 asalak köpeğin yoğun arama trafiği içinde olduğunu kanıtlıyormuş. ayrıca silinen whatsapp kayıtları da meta tarafından savcılığa teslim edilmiş. o kayıtlarda bunu doğrular nitelikteymiş. tabi bunlar iddia.

    asıl olayın iğrenç bir yüzü var ki o da köyde 2011 senesinde 23 yaşında bir delikanlı tarlada öldürülmüş ve kaza denilerek olay kapatılmış. 2 genç kız intihar etmiş ve tabi narin'in merdivenden düştü denilen engelli ablası var birde. öldürülen çocuk aile ile husumetliymiş ve muhtar salim ölüm emri vermiş. diğer 2 genç kızın intiharı ise aşırı şüpheli. istismar sonucu canlarına mı kıyıldı belli değil. intihar ettiklerine zerrece inanmıyorum. narin'in ablasının doğal yolla ölmediğine de kalıbımı basarım. bariz şekilde o çocuğa da iğrenç seyler yapıldı belli ki. o köy sapık kaynıyor millet. o köyde yaşayan çocuklar ve genç kızlar tehlike altında. işin en berbat tarafı ise yapılan hersey tepede birileri tarafından hep sümen altı edilmiş. aile dostları sağlamsa demek ki.

    bu işi deşip bütün pislikleri dökmeyen adalet yok olsun. s.ktiğimin boktan dağ köyünde devlet arazisini gasp edip zengin oldu diye sapık şerefsizler ne mantıkla korunuyor yemin ederim delircem. birileri bu primat beyinsizler suç isledikce nasıl kendine vazife edinip bunları korur aklım almıyor. insan şu pisliklere dostum demeye ar eder lan. makat maymunu kadar beyin gelişimi olmayan bir aile sırf allahın dağındaki g.t kadar bir köyde aşiret ve sözde güçlüler diye bunları yapabiliyorsa ülkenin her bir karışında hangi beyinsiz sürüsü ne gibi suçlara bulaşıyor tepede birileri bunları örtbas ediyor siz düşünün. iğrençsiniz lan, edepsiz, hayasız, vicdansız ve rezilsiniz.

    edit: eski muhtar da intihar etmiş sonra salim muhtar olmuş. öldürülen genç ise salim'in öz kardesiymis. bir de havin ve fatma diye iki kız daha eklendi ölenlerin arasına. mezarda bir kadın havin'e de aynısını yaptılar diye ağlıyor. narin'in 5 yaşında engelli ablası harici bir de fatma güran diye başka bir abladan bahsediliyor. bunların hepsi iddialar tabiiki ama kesin olan birsey var ki ablanın "ki abla dediğimiz 5 yaşında minicik bir melek" merdivenden düşmesi. bunlar intikam için, toprak için, güç için habire can almış anlaşılan. soyunuz kurusun ne diyim.
  • konuyla ilgili tüm entrylerim sırasıyla narin nerede başlığında

    ailenin sahip olduğu şeyler:

    oto galeriler
    uzun namlulu silahlar
    düzinelerce super lüks araçlar
    düğün salonları
    inşaatlar

    canım narin üzgünüm.

    ailenin erkekleri:

    amca salim güran: köyün muhtarı

    amca hüseyin güran: köyün ağası (büyük amca ya da babanın amcası) (bkz: iyi parti) il başkan yardımcısı. köy kalabalık buluşmalar yeri
    kaynak

    amca mehmet şerif güran: akparti diyarbakır bağlar ilçe başkanı yardımcısı (olay günü antalya'da olduğunu katıldığı ilk twitter space yayınında (2 eylül gecesi 01:00) söylemişti)

    görsel
    görsel

    diğer amcalar bu kadar popüler değil. abiler ve kuzenlerin silahlı instagram profil fotoğrafları var.

    görsel
    küçük abi enes güran ısırığı bir şaşırtmaca.
    diğer abi baran güran uzun namlulu silahla, lüks araçlarla geziyor, aile (bkz: efendi derneği) isimli dernek aracılığıyla günlerdir kurban kestiriyor. kaynak

    aynı görsel
    abi 14 ağustosta askere gidecekken gidemiyor.
    ama köyünde de değil istanbul'da geziyor(?)

    hatta köprüye nerdesin narin yazdırıyor.
    yani sen hem silahlısın hem aşiretsin ama kardeşinin peşine düşeceğine bunla mı uğraşırsın? şahsıma saçma geldi.

    (bu abi cenazeyi teslim aldı, söz konusu silahlı fotoğraflarını kaldırmış.) görsel görsel

    televizyonda size zavallı köylü kürt aile gösteriliyor değil mi? :))

    ek:

    bir amca daha var ali rıza güran o da saadet partili. yeniden refahla da yakın. ((amca dışarıda, cenazede görüntülendi.))

    diğer amca erhan güran biraz gölgede kalmışa benziyor. ((bu amca da dışarıda, cenazede görüntülendi.))

    başka bir amca fuat güran malum arabayı onun kullandığı söylendi. (narin'in amcası mehmet şerif güran'ın beyanı)

    şimdi gelelim asıl yere. neden yayın yasağı geldi.

    kaynak açıklamayı okuyun.

    güran ailesi ve ensarioğlu ailesi sıkı aile dostları. (bkz: mehmet salim ensarioğlu) galip ensarioğlu, vejdi ensarioğlu.
    bu isimlerin sosyal medyalarını gezebilirsiniz.

    şimdi bakın bu isimler kimi ziyaret etmişler. ve olay nasıl televizyonlara taşınmış. kaynak 22 ağustos 2023

    adalet bakanı ile hukukları var. (bkz: yılmaz tunç)

    televizyonda izlediğiniz il jandarma komutanı

    aşiret düzeni hala devam eden bir memlekete kurban ettiler kadınlarımızı ve kızlarımızı.

    ek2: sormuşsunuz. peki narine ne oldu? cevap burada
  • size şimdi çok kıymetli bir bilgi vereceğim.

    narin güran’ın babası arif güran, "asılsız ihbarlardan dolayı telefonumu kapattım. gerçek bir ihbar gelse bile bana ulaşamayacaklar. " şeklinde röportaj verdi.

    evet bunu söyleyeyen masum narin'in alçak babasi. henüz kızının kaybının beşinci gününde, telefonumu bu sebeple kapattım, diyen bir alçak.
    demezler mi adama sen nerden biliyorsun lan ihbarlarin asılsız olduğunu. belki gerçekten gören duyan ya da bilgi sahibi olan ama korkusundan ifade veremeyen biri sana ulasacak.

    lan benim kızım olsa o telefonun sarji bitmesin açık dursun diye sürekli şarjda takar gece gündüz beklerim bre orospu çocuğu.

    senin zaten bu aşamada tüm ihbarları gerçek kabul etmen, asılsız olsa bile hepsini bir umutla değerlendirmen lazım. ama sende biliyorsun kızının akıbetini ki boşuna kimseyle muhattap olmak istemiyorsun..

    katil bu adam mıdır, değil midir bilmiyorum ama bu adam; kızının faili kim, şuan nerde, canlı mi cansız mi hepsini biliyor. hatta size daha vahim birşey söyleyeyim.. ailenin tümü herşeyden haberdar zaten.

    bu alçaklarin önce bu cinayetten, sonra da tüm kolluk ve idari birimleri yersiz oyalamaktan yargılanması hatta ipte sallandırilmasi gerekiyor.

    hümanizm kasacaklar siktirsin gitsin.
  • bütün veriler cinayetin ani bir şekilde işlendiğini ve işlendiği yerin narin' in evi olduğunu gösteriyor.

    kızın vücudundan ve eteğinden çıkan psa bulguları cinayetten hemen önce bir cinsel eylemin gerçekleştiğini gösteriyor. psa prostat spesifik antijendir ve sperm sıvısında çok yoğun miktarda bulunur. burda kıza bir istismar da söz konusu olabilir, başka bir canlıya istismar da söz konusu olabilir, istismar dışı bir cinsel aktivite de söz konusu olabilir ama cinayetten hemen önce bir cinsel eylemin gerçekleştiği kesin. (bkz: done 1)

    narin olmaması gereken bir şeye tanık olur ya da kıza bir istismar teşebbüsünde bulunulur. katil narin' i o sırada susturarak kontrol etmeye çalışır ama başarılı olamaz. narin bağırır ve direnmeye başlar. kızın çığlıklarına engel olamaya çalışan katil ani bir refleksle kızın boğazına sarılır ve boğazını sıkmaya çalışır. o sırada çığlıkları ve boğuşma seslerini duyan anne hızla gelerek duruma müdahale etmeye çalışırken katilin sırtını çizer ve travmatize eder. (bkz: done 2)

    narin ya da anne o sırada katilin kolunu ısırır.
    (bkz: done 3). katil kızın boğazına iyice sarılır ve kız ağzından köpükler saçılarak yere yığılır ve malesef hayatını kaybeder. narin' in boynundaki morluk ve boyun kemiklerindeki travma onun boğularak öldürüldüğünü doğruluyor.
    (bkz: done 4)

    olayın şokuyla eşi evde olmadığından amca salim' i arar anne yüksel güran. o sırada tarlaya gitmek üzere evden çıkan amca, narin' in evine gelir ve gördüğü manzara karşısında katili gözünden yumruklar ani bir şokla. (bkz: done 5)

    salim hemen her dediğini kayıtsız şartsız yerine getirecek tek insan olan nevzat' ı arar. (bkz: done 6)
    nevzat cesedi teslim alıp dereye gömdükten sonra salim ramazan' la telefonda "yamaçta sana ait bir şey var, öldü mü ölmedi mi?" içerikli o gizemli konuşmayı yapar. (bkz: done 7 ve done 8)

    anne yüksel güran hemen yenge hediye güran' ı arar ve eve çağırır. narin' in ölüm sıvısının bulaşmış olabileceği her yer çamaşır suyu ile temizlenir ve halılar yıkanır. (bkz: done 9)

    cinayeti onlar işlememiş olsa bile yardım ve yataklıktan boğazlarını kurtaramayacağını düşünen salim ve hediye sonsuza kadar susma kararı alır ve tüm suçlamaları reddederler. (bkz: done 10)

    nevzat cesedi dereye gömdükten sonra salim dereye gider ve cesedin üzerine 3 büyük taş daha bırakır. (bkz: done 11)

    ağustos ayında yağış olmaması ve buharlaşmanın pik yapması nedeniyle debisinin çok düşük olması gereken dereye su yönlendirilerek suyun debisi yükseltilir. (bkz: done 12)

    katilin kim olduğunu adı gibi bilen anne de "ölen ölmüş, kalan sağlar suçuyla günahıyla benimdir aman ağzımızın tadı bozulmasın." mottosuyla hareket edip katili korumak için kılı kırk yarar. (bkz: done 13) zaten annenin ilk günlerdeki görüntülerinde yüzünde ve özellikle burnunda gördüğümüz o taze çizik ve yaralar da cinayet anına ait boğuşma izleridir. (bkz: done 14)

    neyse. 'aman ağzımızın tadı bozulmasın, olan olmuş.' ' diye düşünen aile meclisi de toplanır ve çakma hatlardan asılsız ihbarlar yapılarak, elektrik kesilerek, suni yangınlar çıkarılarak arama çalışmaları sabote ve manipüle edilir ve delillerin suda çürüyerek yok olması için zaman kazanılır.
    (bkz: done 15)

    evet sevgili yazarlar. sizce bazı şeyler net değil mi? yanılabilirim de ama ben yargının bu olayı çözemediğini düşünmüyorum bence sadece çıkacak olan mahkeme kararının gerekçesinin daha somut delillerle desteklenmesini istiyorlar artık sadece.
  • sabahattin ali'nin 1935 yılında yazdığı, "kağnı" adında kısa bir öyküsü vardır. hikayenin geçtiği arkbaşı köyü, tesadüftür ki yine diyarbakır'ın bir köyüdür. sabahattin ali, o tarihte, halkın adalete zerre inancının olmadığını, sonucunda "bir şey çıkmayacağından" mütevellit oğlunun öldürülmesinin peşine düşmeyen bir anne üzerinden tarif etmeye çalışıyordu.

    hikayede sarı mehmet'in annesine; "mevlüt ağa oğlunu bir şekilde öldürmüş; bir kazadır olmuş, bu saatten sonra senin oğlan mehmet, geri gelecek değil ya! hem mevlüt ağa sana iyi de bakacakmış. bak yıllar önce köyde bir avuç bulgur çalındığında, seni şahit göstermişlerdi de 6 ay kasabaya gidip geldiydin, tarlan tapanın kuruyup kalmıştı." diyerek ikna ediyorlardı. hikayenin sonunda, koca karı vilayetten gelen jandarmalara, "kimseden şikâyetçi değilim!" deyip dursa da kendini, oğlunun mezardan çıkarılan çürümüş cesedini bir kağnıya yükleyip, ağlaya ağlaya vilayete götürürken buluyordu. merak edenler, öykünün tamamını buradan okuyabilirler.

    narin güran, çok değil 70-80 sene önce katledilseydi, "cin kaçırmış", "üç harfliler tecavüz etmiş" falan denerek, ölümünün üstü örtülecekti. anadolu'da "cin" tecavüzüne uğrayan kız çocuğunun olmadığı köy yok gibi bir şeydi geçtiğimiz yüzyılda. yakınları tarafından istismar edilmekten psikolojisi mahvolmuş isimsiz onca genç kız, "iblis" musallat oldu denerek, hocadan hocaya gezdirilmedi mi sanıyorsunuz bu topraklarda? bunları yaşayan genç kızlar, kendilerini bir uçurumdan atıp yaşamlarına son verdiğinde adına "mukadderat" denmedi mi sanıyorsunuz?

    bu dünyanın türlü dehlizlerindeki tüm savunmasız insanlara sabır ve şans dilemekten başka çaremiz yok maalesef. bu işin eğitim seviyesi, ırkı, milliyeti, siyaseti, inancı yok. her milletten, her kesimden benzer acıları yaşayan da yaşatan da var ne yazık ki. narin'e günlerdir ailemizin bir parçasıymış gibi hepimiz kahrolduk, empati yapmaya çalıştık ama birçoğumuz ilk günden beri, makus sonu tahmin ediyorduk. bir köy yerinde, bir çocuk o şekilde yitip gitmez. burada günlerce, "iyi haber" uman optimist arkadaşlar maalesef hayatın doğal akışının "umarak" değişmeyeceğini bir kez daha deneyimlemiş oldular.

    bu saatten sonra yapılacak tek şey, topyekûn bir yargılama ve caydırıcı cezalar vermek olacaktır bana göre. bu işi organize cinayet kapsamına dahil etmek gerektiğini düşünüyorum. bir saç teli kadar mesuliyeti olan kim varsa, bir daha günışığı göremesin. çocuğu bir çuvalın içinde oradan oraya taşıyan, taşıtan, buna göz yuman, kulağının üstüne yatan kim varsa birinci derecede faildir ve suçludur.

    bugün, anadolu'nun çorak topraklarına, narin'in bedeni ile birlikte, adaleti, hakkı, hukuku, vicdanı, ahlakı ve bilcümle insani unsuru, "bir kez daha" hep birlikte gömdük.

    bir insanın ortalama ömrü, bir zeytin ağacının koyu bir gölge vermeye yetecek kadar büyümesi için geçecek zamandan ibaret aslında. bu dünyayı, ardımızda daha güzel izler bırakarak terk edebilirdik. kimseye zarar vermeden, en azından kimseyi bilerek örselemeden bir ömür yaşayabilirdik. ama tarih boyunca hem mezalimimizle anıldık insanoğlu olarak.

    narin için o kadar üzgünüm ki... keşke adını bambaşka bir biçimde duysaydık. ailesi, akrabaları ve köylüleri adına utanç duymasaydık. keşke öfkemiz, iğrenişlerimize karışmasaydı... ancak şu saatten sonra, "narin melek oldu" romantizmiyle kimse bir yere varamaz. vakit, yan köydeki narinler için mücadele etme vaktidir. bu cinayetin üzerindeki kamuoyu baskısı, asla azaltılmamalıdır. narin belki kurtarılamadı ama kurtarılacak birçok çocuk için bir simge olsun. bir dönüm noktası olsun. meclis açılır açılmaz artık çocuk istismarı ve çocuk cinayetleri ile ilgili kapsamlı ve caydırıcı yasalar yapsın. bir çocuğu, bir çuvalın içinde devletten kaçıran, kamuoyunun sinir uçlarına 3 hafta boyunca baskı yapan kişi ya da kimseler en ağır cezayı almadıkları sürece hiçbir şey değişmez.

    #nariniçinadalet
  • hakimler duruşma oturumunu tamamladı ve ara karar olarak 4 sanığın tamamının tutukluluğunun devamına karar verdi. davanın devamının 26 aralık saat 9'da görüleceğini duyurdu.

    bu davanın sonunda anne, enes, salim ve nevzat ağırlaştırılmış müebbet alsa bile bence asla yeterli değil.

    bana göre jandarmaya “narin 17:30'da buraya geldi” diye yalan ifade veren yengeler, halalar, cinayetten sonra gidip evi köşe bucak temizleyen köy karıları, kanıtlar yok olsun diye olay yerinde yangın çıkaranlar, yanıltıcı ihbar yapanlar, akşam toplantılarına katılan köy ahalisi, narin'in terliğini çingenelerin oraya atan kişi, 90 gündür safa yatıp hiç bir şey bilmediğini iddia edip aklımızla dalga geçen baba, olay gününe ait whatsapp yazışmalarını silenler, ilk ifadesinde benzincide salim'in arabasında battaniyeye sarılı cesedi gördüğünü söyleyip mahkemede tanıklıktan çekilen ramazan atasoy, hatırlamıyorumcular, çelişkili ifade verenler… bu 40-50 kişinin hayatı sikilmeli ve hepsine ibretlik cezalar verilmelidir. verilmelidir ki toplumda bir otokontrol mekanizması oluşsun ve bundan sonra herkes ayağını denk alsın.
  • savcılık jandarma elele bir davayı hiç ettiler. türkiye'de son zamanlarda yürütülmüş en kötü cinayet soruşturması olabilir. iddianamede ne katil var ne de cinayet sebebi. hts kayıtlarından iddianame hazırlanmış, herhangi bir delil yok. jandarma ve savcılıkta verilen ifadelerin bile üstüne gidilememiş. normal şartlarda hakimin iddianameyi iade edip savcıya doğru dürüst delil topla, öyle getir demesi lazım.

    ama kamuoyu baskısıyla alelacele bir iddianame hazırlanmış. yetersiz kişilere yönettirilen soruşturma bu kadar olur. jandarmanın işi mi kardeşim cinayet soruşturması yapmak. savcıları ise apayrı bir kifayetsizlik hikayesi. bu iddianame ile hiçbir sanık ağırlaştırılmış müebbet falan almaz. en fazla nevzat bahtiyar'a cesedi gömdüğünü kabul ettiği için suçluyu kayırma ve suçun gizlenmesine yardım etme suçundan toplamda 5 yıl civarı bir ceza verilir. kamuoyu baskısı falan belki üst sınırdan ceza verilir ama bu suçun yatarı 3 yıl. diğerleri sadece hts kayıtlarında telefonları yaklaşık olarak aynı yerden sinyal verdiği için suçlanıyor. telefonu baz istasyonundan sinyal verdi diye hiç kimse katil ilan edilemez. katil bile olsalar ortada delil yok. itiraf yok. cinayetin motivasyonu bile yok iddianamede. bu davanın bu hale gelmesi safi beceriksizlik. oysa her şey ortada. soruşturma biraz iyi yürütülse, bu konuda biraz deneyimi olan ehil kişiler soruşturmayı yürütseydi, her şey kolaylıkla ortaya çıkabilirdi. çünkü bu cinayeti kaç kişinin işlediği veya tanık olduğu kesin olmasa da, sonrasında kapatma operasyonuna çok fazla kişi karışmış. onlar üzerinden suçluya gidilememiş.

    maalesef bu davada ağırlaştırılmış müebbet verilebilecek bir iddianame yok. oysa suç, ağırlaştırılmış müebbet için örnek olabilecek şekilde işlenmiş ve kapatılmaya çalışılmış. hatta bu cinayet soruşturması gelecekte bu tip cinayetlerin önünü kesebilecek mahiyette bir davaya evrilebilirdi. sembol bir dava haline gelebilirdi. yine sembol bir dava oldu belki ama cinayet çözülemediği için cinayet ortada kaldı. hakim bu iddanameye dayanarak ağırlaştırılmış müebbet vermesi olanak dışı. kamuoyu baskısıyla böyle bir ceza verse de, yargıtay bu kararı bozar. mesela, bence cinayeti işleyen asıl katil olan enes güran, ben o saatte evde değildim, telefonumu evde bırakıp çıkmıştım dese, aksini nasıl ispat edeceksin. insanın değil bir telefonun konumunu bile yaklaşık olarak verebilen hts kaydıyla cinayet mi çözülür? amca salim'in 2 telefonu varmış mesela. amca salim çıksa, ben ilgili baz istasyonundan sinyal. veren o telefonu o gün eşime vermiştim dese ne yapacaksın? bu davada gösteriyor ki, ülkeyi yönetenler 20 yılı aşın sürede ülkedeki her kurumu kendi kalitelerine çekmişler. aşağıya doğru.

    cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir diyen bir anlayışla kurilan bu ülke, 8 yasindaki bir kızın göz göre göre aile içinde öldürüldügü ve devletin katilini bile bulamadigi bir ülkeye dönüştü, bu da bize dert olsun.
  • mahkemede 3. gün tüm hızıyla devam ediyor.

    güran çetesinin teatral şovu tamamlandı, sıra avukatlarda ve özellikle eski diyarbakır barosu başkanı nahit eren'de.

    nahit bey kelimenin tam anlamıyla şov yapıyor, dosyadaki bütün tutarsızlıkların ve yalanların farkında, hepsinin üzerine gidiyor.

    benim anladığım kadarıyla kendisi bu cinayeti enes'in işlediğinden şüpheleniyor. anne'nin özellikle oğlunu korumaya yönelik çabalarından bahsetti. salim güran da bu esnada olaya dahil ama tam olarak nasıl olduğu belirsiz. ya ikisi birlikte öldürdüler, ya da enes tam olarak beceremeyince salim müdahale etti vs. gibi ortaklaşa bir durum var. anne demeye içimin el vermediği mahluk ise bütün bunlar yaşanırken bizzat orada.

    nahit bey enes'ten özellikle şüpheleniyor çünkü ailenin tüm çabası enes'in cinayet saatinde evden dışarıda olduğunu ispatlamaya yönelik ama bunu yapamıyorlar.

    ilk önce cinayet saati 18.00 gibi aktarılınca güran çetesi savunmalarını bu saate göre ayarlıyor. enes evden alınıyor, önce bakkala sonra başka yerlere konuluyor vs. bir kurgu yapılıyor.

    cinayet saatinin 18.00 gibi gösterilmesinin sebebi tamamen güran çetesinin jandarmayı ve arayanları yanlış yönlendirmesi, bile isteye herkesi yanıltma çabaları nedenli.

    daha sonra ceset 19 gün sonra bulunduğunda, adli tıp raporu sonucunda narin kızımızın saat 15.11 gibi öldüğü kesinleşiyor.

    ayrıca, cesedin suya atılmadığı, öncesinde gömüldüğü de adli tıp raporu sonucunda kesinleşiyor çünkü cesette böcek vs. suyun altındayken orada olmaması gereken buluntulara rastlanıyor.

    bu yer değişikliğinin sebebi belli ki sosyal medyada oluşan çaba.

    güran çetesi bunu hiç beklemiyor.

    olayın üstünün kapanacağına inanarak cinayet saati 18.00 mış gibi kurgularını hazırlayıp ifadelerini sülalecek buna göre veriyorlar.

    dinmeyen baskı sonrasında ceset suya atılıyor, bulunduktan sonra da adli tıp analizi sonrası ölüm saati 15.11 olarak açıklanıyor.

    böyle olunca da güran çetesinin ifadeleri boşa çıkmış oluyor, yeni bir kurgu yapılıyor ve değişen saate göre enes farklı yerlere konuluyor.

    böylece eldeki ifadelere göre enes aynı anda hem evde uyuyor oluyor, hem bakkala gitmiş oluyor, hem başka komşu vs. nin evine girip çıkıyor gibi akıllara ziyan ve hayatın olağan akışına aykırı bir durum oluşuyor.

    tabi çetenin avukatları bu durumu farkettikleri için savunma hazırlıyorlar ve bütün “aile” ifadelerini işkence altında verdiklerini iddia ediyor.

    şeytanın avukatları suyun sadece bulanmasını sağlıyor çünkü güya işkence gören bu insanların ne bir darp bulgusu var ne de bir şikayetleri.

    hepsi işkence görüyor ama hiçbiri şikayetçi olmuyor, yerseniz.

    nahit eren'i bu noktada da tebrik ederim, bunu kendisine aktardıkları an hayır böyle bir şey yok diyerek peşin reddetmek yerine baran beni tanıyordu, o zaman görüşüyorduk,
    neden hemen gelmediniz gereğini yapalım diye soruyor ama tabi ki cevap alamıyor çünkü çete kendini sıyırmak için devlete ve kolluğa iftira etmekten çekinmiyor.

    ayrıca bütün bunlar olurken ali rıza güran bilfiil çeteyi yönlendiriyor ama uzaktan.

    şu saat itibariyle sanıkların ve tanıkların dinlenmeleri bitti, avukatlar konuşuyor.

    herkes mahkeme süresince verilen ifadelerin çelişkilerinin farkında.

    güran çetesini destekleyen,
    bu cinayeti işlemediklerini gösterebilecek veya nevzat bahtiyar'ın katil olabileceğine yönelik hiçbir somut delil yok.

    maalesef ki narin kızımıza bizzat kendi yakın ailesi kıymış, anne seyirci olmuş… ve hepsi bunun farkında.

    hepsi bu suça ortak çünkü bile isteye çete elebaşılarının kurduğu kurguya uygun ifade veriyorlar.

    söylediklerindeki çelişkiler kendilerine hatırlatılınca,
    ya da o saatte daha önce başka yerde olduklarını kendilerine hatırlatınca hepsinin verdiği cevap aynı ; bilmiyorum, hatırlamıyorum.

    ve baba arif güran…

    bütün bu olayların ortasında abisini suçsuz, nevzat'ı suçlu çıkartmak için elinden geleni yapıyor.

    haklı olmasını, narin'e bizzat annesi ve babasının bilgisi dahilinde kıymadıklarına inanmayı çok isterdim…

    ama maalesef durum böyle değil…

    sayın nahit eren çok güzel bir ifade kullanmış ;
    failler belli ama göz yumanlar ve kamuoyunu, araştırmayı yanıltmaya çalışanların da eksiksiz olarak ceza almaları için elimizden geleni yapacağız diyor.

    umuyorum ki bu çetenin hem üyeleri, hem de destekçileri gün yüzüne hasret kalarak can verirler…
  • çok ilerleme kaydedildi, öyle böyle ilerleme kaydedilmedi, çocuğu bulacağız çember daraldı, cinayet ha aydınlatıldı ha aydınlatılacak... bölgedeki gazeteciler dışında kimse mi işini doğru düzgün yapmadı? tübitak incelemesi neden şimdi başladı?

    ya üç ayrı savcının baktığı bir dosya, kanıtlar belli, şüpheliler belli. bu kadar karmaşık olan ne diye soruyorum. sonra şöyle bir haber görüyorum: ortam dinlemesini engellemek için müzik açmaları ve defalarca aile meclisiyle toplantı yapmaları. defalarca yıkanan çamaşırlar, defalarca temizlenen ev. yoğun aramalar, yoğun görüşmeler. asılsız ihbarlar yüzünden sinirlenip telefonunu kapatıveren bu aile, arama yazışma silen programlar kullanıp çocuğun kaybolduğu ve amcanın gözaltında olduğu iki günde epey yoğun görüşmeler yapmış meğer. başından beri çocuğa ne olduğunu bilen haysiyetsiz, vicdansız, kendi çocuğuna düşman bu aile bu kadar çabayı çocuğu yaşatmak için gösterseydi narin'in pırıl pırıl bir geleceği olacaktı. siz o çocuğa nasıl kıydınız, siz o çocuğun katilini niye hâlâ koruyorsunuz? bunların hiçbir cevabı yok, hiçbir zaman olmayacak. hiçbir zaman aile içi pazarlıklarını tam olarak öğrenmeyeceğiz. ama narin'in cinayetinde kimin en ufak ilgisi bilgisi varsa, savcılığı ve jandarmayı kimler oyaladıysa, kim bu suça ortak olduysa sürüne sürüne ölmelerini diliyorum. o çocuğa reva gördüğünüz muamele sizin için en iyi ihtimal olsun dilerim. köyünüz başınıza yıkılsın.

    37. gün ve narin'in cinayeti hâlâ aydınlatılmadı. çünkü bu çocuğun büyüdüğü köy, büyüdüğü aile katili korumak için şeytanın aklına gelmeyecek planlarla günlerdir hepimizi oyalıyor. kamera kaydına kadar silmek, arama çalışmalarını sabote etmek ve yönlendirmek, müzik açıp toplanıp fısıldaşmak nasıl bir vicdanla ve ne sebeple yapılır ben hâlâ düşünmekte bile zorlanıyorum. ahlaksız, aşağılık insanlar.
  • - müslüme yağal en güvende olması gereken yerde, babası aslında dedesi olan çarpık ilişkilerin içinde yok edildi, yayın yasağı getirildi ve olayın perde arkası aralanmadı ve suçluların cezalandırılması ile ilgili net yaptırımlar basında yer almadı, konu kapandı gitti.

    olaya ilişkin son haber bu: "dede hasan yağal hakkında, 'kendini savunamayacak yakın akrabayı bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak amacıyla kasten öldürme, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, nitelikli cinsel saldırı, cinsel amaçla cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu hürriyetinden yoksun kılma, suçluyu kayırma suçuna azmettirme' suçlarından anne selvi, babaanne ayşe yağal ile ağabey o.y. (17) hakkında ise 'suçluyu kayırma' suçundan dava açıldı." gerisi yok!

    müslüme yağal olayı kaynak

    - 29 kasım 2016 adana öğrenci yurdu yangını olay saat 19:30 civarında adana'nın aladağ ilçesinde ortaöğretim öğrencilerinin bulunduğu çoğunluğu ahşap olan 200 kişinin olduğu öğrenci yurdunda (tarikat yurdu) meydana geldi.olayda 11 orta öğrenim gören kız öğrenci ile 1 bakıcı öldü. sonra ne oldu? haberimiz var mı? yok! unutuldu gitti.

    ama ben size söyleyeyim nasıl sonuçlandığını : aladağ'daki yurt yangıyla ilgili 18 sanıktan 8'ine, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasının ardından, istinaf mahkemesinde yeniden yapılan yargılamada 4 yıl 2 ay ile 15 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. dört yıl iki ay, 12 çocuğun canı dört yıl iki ayla cezalandırıldı.

    2016 adana öğrenci yurdu yangını kaynak

    - 12 mayıs 2016 ensar vakfı tecavüz skandalı yine bir tarikat yurdunda tecavüze uğradığı ileri sürülen 45 çocuktan 10'u karaman devlet hastanesi'nden tecavüz raporu aldı ve raporlar dava dosyasına girdi. söz konusu çocuklar, köy ve mahallelerde oturuyor, okumaları için ilgili vakıfların kurslarına gönderiliyordu. iddianamede savcılık ilgili vakıf ve dernek için de denetim çağrısı yaptı. cinsel istismara maruz kalan çocuklar ifadelerinde muhrarrem b.'nin kendilerini dövdüğünü, tehdit ettiğini, korktukları için direnemediklerini ve utandıkları için yaşadıklarını kimseye anlatamadıklarını söyledi. muharrem büyüktürk suçunu kabul etti. ayrıca muharrem büyüktürk'e ait bilgisayarlar ile cep telefonunda müstehcen görüntüler ve çocuk pornosuna rastlanması üzerine ikinci soruşturma başlatıldı. mahkeme sonucunda ise sanık muharrem büyüktürk her öğrenci için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 508 yıl 3 ay hapis cezası almıştır. bunu herhangi bir kanalda duydunuz mu duyamazsınız! o yurt çalışmaya devam etti, o sapık gitti başka sapıklar kaldıkları yerden devam etti.

    ensar vakfı tecavüz skandalı kaynak

    - 34 kişinin yargılandığı tecavüz davası adapazarı'nda 14 yaşındaki lise öğrencisi ö.c.'ye, aralarında iki polis müdürünün de bulunduğu 31'i öğrenci 34 kişinin cinsel istismarda bulunduğu tespit edildi, ancak bu kişilerden sakarya emniyet şube müdürü n.ş.’nin yurt dışına kaçtığı biliniyor. sanıklar tecavüz yok para karşılığı seks var savunması yaptı, sonucundan haberimiz oldu mu? hayır! araştırdım, tüm sanıkların tahliye olması dışında haber yok.

    sakarya'da tecavüz skandalı kaynak

    - n. ç. davası hatırlıyor musunuz? kaymakamlık yazı işleri müdürü ve bir yüzbaşının da aralarında bulunduğu 28 kişinin mardin’de 2002 yılında, yedi ay boyunca sürekli tecavüz ettiği 12 yaşındaki n.ç.. “yargıtay 14. ceza dairesi, yerel mahkemenin ‘n.ç'nin sanıklarla rızasıyla birlikte olduğu’ yönündeki kararını onadı.”

    aihm ise 9.2.2021 tarihli muhteşem kararı ile yargısal süreçteki yüz kızartıcı ihmalleri teker teker sayarak türkiye’yi mahkûm etti.

    utanç davası kaynak

    - münevver karabulut cinayeti 17 yaşındaki lise öğrencisi münevver karabulut, 3 mart 2009 tarihinde cem garipoğlu tarafından öldürüldü. cinayet duyulduktan sonra türkiye kamuoyunda dikkat çekmiş ve büyük tepki oluşmuştur. katil zanlısı cem garipoğlu cinayetten 197 gün sonra teslim olmuştur. yargılama süreci 18 kasım 2011 tarihinde mahkûmiyet kararının verilmesiyle sona ermiştir. garipoğlu, 10 ekim 2014 tarihinde silivri'de cezasını çektiği 5 no'lu l tipi kapalı cezaevi'nde bir ip ve poşet kullanarak intihar ettiği iddia edildi. zira devlet burada bile şaibe yaratacak şekilde davrandı. zengin, katil olsa da kurtulur teorisi işledi bu davada. gerçekten ölmüş olsa bile o denli yitirdik ki inancımızı inanamadık.

    münevver karabulut cinayeti kaynak

    - uğur kaymaz ın öldürülmesi, 12 yaşındaki uğur kaymaz'ın babası ahmet kaymaz ile birlikte 21 kasım 2004'te mardin'in kızıltepe ilçesindeki evlerinin önünde polis tarafından açılan yaylım ateşi sonucu öldürülmesi olayı. mardin valiliğinden yapılan ilk açıklamada iki teröristin çatışma sırasında öldürüldüğü söylendi. sonucuna dair fikriniz var mı? bilginiz? yok çünkü hesap sormadık.

    uğur kaymaz'ın öldürülmesi kaynak

    - açlık ve bakımsızlıktan ölen 6 yaşındaki kız eskişehir'de bakımsızlık ve kötü muamele nedeniyle öldüğü iddia edilen 6 yaşındaki nur elif tiftik'in halası 'çocuğa eziyet', amcası ise 'silahlı tehdit' suçundan tutuklandı. sonrası yok, hesabını sormadık.

    açlık ve bakımsızlıktan ölen 6 yaşındaki kız kaynak

    - sıla bebek tekirdağ’ın malkara ilçesinde 2 yaşındaki kız bebeğin darbedilmesi ve cinsel istismara uğramasına ilişkin olayda annenin bebeği, “uyanmadığını” söyleyerek hastaneye götürdüğü öğrenildi. uyuşturucudan ve sapkınlıktan beyni erimiş anne müsveddesinin örtbas etmesi.

    daha onlarcası var, bu olaylar bildiklerimiz. bir de bilmediğimiz görmediğimiz niceleri var ki yok olup giden!

    işte hesap sormadıkça, eğitmedikçe, bu yavrularımızı korumadıkça daha böyle çok yavruyu bu karanlık, sapık zihniyete kurban veririz.
hesabın var mı? giriş yap