69 entry daha
  • bende tam aksi görülüyor, yaş aldıkça daha duygulu daha coşkulu yaşar oldum..acımasızlık bir tık artmış olabilir evet ama onun da sebebi “ben kendime ne kadar kalıyorum ki” olarak düşündüğümden
  • tahammul seviyemle ters orantili olarak ilerlemektedir.
    yaşım ilerledikçe tahammul seviyem azaldı, acımasız söylemlerim arttı.
    cok da umrumda degil. göte göt denir.
  • olgunlaştıkça değil dostum, kazıkları yedikçe bu hale geliyorsun. mesela bir gün orospu çocuğunun tekiyle karşılaşıyorsun, ilkinde tecrübesiz olduğun için kazığı yiyorsun sonra da, demek öyle haa, tamam bundan sonra orospu çocuğuna rastlarsam anasını sikmeden bırakmam diyorsun. yeniden aynı orospu çocuğuyla ya da farklı bir orospu çocuğuyla karşılaştığında bu sefer onun şeytanı sen oluyorsun, anasını önlü arkalı üstlü altlı farklı pozisyonlarda sikmeden de bırakmıyorsun. her şeyi hatırlarım. hiçbir şeyi unutmam.
  • aşinalığı/tanışıklığı -belki de sadece abartmaya üşenmeyi-, duygusuzluk ve acımasızlıkla karıştırmayalım lütfen.

    şöyle ki, olgunluk yaşananlara/karşılaşılanlara dair bir aşinalık/tanışıklık hâlidir. daha az tepki vermek, daha az hissetmek anlamına gelmez. bazı şeyler bir yerden sonra artık şaşırtmaz. ilk seferinde sarsan, kıran, allak bullak eden bir durumlar/kişiler zamanla tanıdık hâle gelir. ve hayatın bunlarla dolu olduğunu kabullenmek sakinlik getirir.

    savaşmak yerine izleyebilmek, kırılmak yerine anlayabilmek, yargılamak yerine mesafe koyabilmek duygusuzluk ve acımasızlık değil bilakis derin bir farkındalık hâlidir. yani olgunluk, dengede kalabilme becerisidir.

    ama yine de bazı şeylerin ısrarla, inatla, hiç utanmadan tekrarlanmasına da içten içe hayret edilir tabii ki.

    ses etmeden, hep alıştığımız yerden.*
  • anlayışlı, hoşgörülü, sevecen biri olmanın, onca yıl, sadece ezbere yapıldığının işaretidir.
  • olgunlaştıkça duygusuz veya acımasız olmak yerine, aslında duyguları daha iyi yönetmeyi ve filtrelemeyi öğrenirsin. bu durum dışarıdan "duygusuzluk" gibi görünse de, çoğu zaman tecrübeyle gelen bir öz koruma mekanizmasıdır. insan, gereksiz drama ve yıpratıcı olaylardan kendini soyutlamaya başlayınca, bu haliyle kimine göre soğuk bir duruş sergileyebilir.
  • olgunlaşmakla ilgisi yok. muhtemelen aciz ve güçsüz bir hödüktün. biraz yetki, biraz güç elde edince aslına döndün.
  • normal bu, çünkü insanları tanıyorsun, olayları hızlı çözüyorsun ve farkındalığın artıyor.
  • dışarıdan bakınca öyle görünüyor belki ama aslında mesele o değil.
    insan yaş aldıkça duygularını kaybetmiyor, sadece herkesin hak etmediğini fark ediyor. gençken herkese iyi davranırsın, anlamaya çalışırsın, alttan alırsın.
    ama bir yerden sonra şunu öğreniyorsun:
    ne kadar iyi niyetli olursan, o kadar kolay harcanıyorsun.

    acımasızlık dediğin şey bazen sadece kendini korumak.
    duygusuzluk dediğin şey, duygularını yanlış insanlara göstermemek.
    çünkü geçmişte birilerine yumuşak tarafını gösterdiğinde oradan vuruldun.
    yardım ettin, kullanıldın. dinledin, unutuldun. sevdin, yoruldun.
    ve artık aynı filmi başa saracak gücün yok.

    o yüzden sessizleşiyorsun.
    az konuşuyorsun, az güveniyorsun, az karışıyorsun.
    insanları tanıdıkça, eskisi kadar heyecanlanmamayı öğreniyorsun.
    bu da dışarıdan bakan birine “soğuk” ya da “acımasız” gibi geliyor.
    çünkü kimse zırhsız gezdiğin zamanları hatırlamıyor
  • parayla satın alamayacağınız özelliktir. öyle biriyseniz yatın kalkın şükredin.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap