235 entry daha
  • cinayetleri romantize ederek kamu güvenliğini riske atan tehlikeli bir manipülasyondur.. 18 yaşın altındaki fertleri cinayete teşvik etmek bir bariyer olarak kullanmasının yolunu açmaktır. bilhassa kültürümüzde gün görmemiş dediğimiz zümre içindedir ki zaten ne aile efradından ne mektepten tedrisat terbiye görmeyenleri cezbeder. kardeşim diyene - buradan nasıl geçtin diyene çekilen bu bıçaklar yarın nasıl not verdin diye öğretmene de çekilir; nasıl olsa eline kelepçe bile takmayacak zelil olmuş kanunlar arkasındadır.. sokakta da radar olup etrafını full kontrast taramayan herkese çekilir: delikanlı yapmışızdır; çabuk tutuşup arada şalterleri inip atacaktır ve bıçaklar da modadır.

    12, 13 yaşındakiler bile cinayetin akıbetini idrak edebilir; ama cezai ehliyette abaküs saymanın da önemi yoktur. elindeki parasının kıymetini biliyorsa; saf 1 gram altını bu daha çok diye iki adet 10 liraya takas yapmıyorsa iyi ile kötüyü ayırt edebilecek bir şuur sahibi demektir: onun şunda ya da bunda, cinsi yönden de şehvetinde tecrübesiz yahut aldatılabilir olması mazeret hürmetine sahip olsa; bir anlık gafletine yenilmiş herkesi aldandıkları için affetmemiz gerekirdi ki nitekim onlar da bir münakaşanın harareti içinde cahillerdi ve öfkeleri akıllarını örtmüş; gözlerine perde çekilmişti.

    bu hususlar psikanalizin kapsamındadır: bir cinayetin anatomisini tahlil edebilir ve bu insanların bu raddeye nasıl vardıklarını - hangi şartların devrede olduklarını mercek altına alabilirsiniz; ama bunu affettirmek için mazeret nevinde getiremezsiniz. bu tahliliniz mazeret değildir; istikbaldeki belalara tedbirdir. bir daha bu elem ve kederler vuku bulmasın diyerek mektep mürekkep terbiye ahlakiyetten bahsedebilir bu vadilere buyurabilirsiniz; ama bunu vuku bulmuş vakayı affettirmek için getirirseniz mazeretiniz manipülasyon olur. eğer kanun adamı olduğunuzu iddia ediyorsanız mazereti lügavi manada kullanamazsınız; ihtisasi manada müdafaa ya da şuur şartını arayacaktır.

    kamu emniyeti ve huzuru da; hukukun ve yani yazılmış bütün tipografileri türlerinin üzerindedir. insanın doğuştan getirdiği yaşama hakkı hariç hiçbir şey mukaddes ve değişmez de değildir - 15 yaşındaki bir fert toplumun huzur ve sükununu bozmuş ise o toplumun huzuru pahasına tecziye edilir. hiçbir teferruat yoktur ki bir toplumun güvenlik, sükun ve huzurundan daha önemli olsun:

    . .
    yazılmış bütün metinler, hukuk örf - adetler uğruna feda edilir; fevkalade bir hal gibidir. bu hukuk mukaddes ve tanrı olmadığı gibi yalnız bir grup elit bürokratın da oradan buradan çaldıkları idare fikirlerinden ibarettir.. davasında oldukları fikirlerin sahipleri bile değiller; filozofların ahlak / ceza münakaşaları arasından akıllarına yatmış en zahmetsiz argümanları ki onlar da boza boza yamalı çingene bohçasına dönmüş doğru yanlış karalamalardır. başkalarının fikirlerini ezberledikleri için ellerine gofret gibi diploma verilmiş o fransız menşei avukatlar da türk toplumunu temsil edecek aydın değil monşer rezillerdir.. bu memlekete bu milletten münevver türk muhamileri lazım gelir.

    hukukun üstünlüğü ifadesi de bir zırvadır. ancak insan hayatının üstünlüğü vardır: insanın üstüne koyulmuş her şey bir puttur.. hukuka baş üstünde put gibi bakanın da şerefi kusurlu bir zalimden farkı olmaz ki nitekim hukuk onlar için akıl sır ermez olup vicdanın üstüne çıkmıştır. şuur sahibine sırf 2 - 3 rakam noksan diye kanat takıp melek yapan bu kanunlar akıl, mantık vicdanın tezahürü değil kağıt parçalarıdır. bu kanunları da arkalarındaki silah cebrine sığınıp spot ışıklarının altında cübbesi ile millete kabul ettirmeyi red edip kalemini kıracak ve bu infaz kanunu bilfiil ayaklarının altında çiğneyecek civanmert hakimler çıkaramadıkça bu memlekete adalet intikal etmeyecektir.

    . .
    insan eli ile yazılan metinlere tapan korkak adamlara değil; kokuşan bürokrasi mekanizmalarının yerine vicdanı koyacak cesaret ve asalete sahip memleket evlatlarına ihtiyacımız var. ayrıca hakkı söyleme mevkinde olup söylemeyen; konforları menfaati uğruna sadece emredileni ve yazılanları yapan herkes de dilsiz şeytandır.. (ben emredileni yapıyorum demek mesuliyete bahane değildir).

    şu adalet mefhumunun hakiki ihtisasi manası da kısastır; tecziye etmek intikam almaktır. intikam jargon racon değil; şahsi ihtirasın tatmini değil adaletin kelime anlamıdır: mazluma eza verene ya da hakka mülke asi olana layıkı ile muamele etmektir; yanisi cezalandırdığı gibi cezalandırmaktır. soludukları havadan kopmuş hödüklerin zapt etikleri hantal bürokrasi icrasına müsaade vermese bile müdafaa hududuna girmemiş bir katilin öldürülmesi adalettir. adalet de müstakil bir köşedir; rehabilitasyon ya da ıslah tedbir kapsamında değildir. ıslah ve adalet şahsına münhasırdır: tedbir ise şartlara dikkat buyurabilirsiniz, fakat adalet menziline girenin ıslahına değil tecziyesine bakar.

    _____________________________
    // son olarak: toplumun huzurunu ve emin bir şekilde yaşamalarını teminat altına alamayan aciz türk ceza kanunlarına karşı tedbir almak her vatandaşın doğuştan getirdiği bir hakkıdır bkz: silah almalı mıyız/@yazanbiri türk ceza kanunu türk milletini satın alınan kanunlarla idare etmekte; onların huzur ve sükunetlerini temin etmediği gibi vicdanını ve törelerini de temsil etmemektedir.

    türk ceza kanunu vahşi şartlara fırsat veren bir fitnedir.. esasen doğru yanlış biraz isabet etse bile onlar da infaz kanunları tarafından adeta hacklenmiştir - sisteme sızılmış misali yıkılmış ve adeta hükümsüz bırakılmıştır. kulaklara cinayet fısıldayan bir ifrit gibidir. bu türk ceza kanunu müdafaa hakkına sözde değil ise de fillen set çekip türk milletine vahim bir hainlik etmiş olsa bile hakkınızı unutmamalısınız: silah cebri ile emredilen kanunlara vicdan nazarında karşı çıkabilme cesaretiniz olsun.. madem ki katilime kapılar açılıp bir hayat armağan ediliyor; öyle ise ben de müdafaamda katilim olmaya teşebbüs edeni öldürme hakkına sahibim. fakat kanun katilimin boynunu vuracak olsa da gene aynı hakka sahibim. (bu hakkı türk ceza kanunu tanımamış ise fiiliyatta aksini tatbik edip ben de onu tanımadığımı ilan ederim ve ancak arkamdan kornayla poliscilik oynamaya gelir. meşhur kapıları da; mahkeme heyetinin suratlarına tükürmüş olsam bile mecburen açacaklardır. işte bu misal kanunların gerçeklerle çatışırsa bir devleti nasıl rezil edeceğini anlamak için kafidir).

    bkz: 11 mayıs 2024 moto kurye cinayeti/@yazanbiri bu yorumlamanın son 2 paragrafında türk ceza kanunlarının suratına mecazen tükürmüş bir hakikat de var; bozmadan buraya getiriyorum: (mevzu viraj almış görünüyor; ama bruno'nun ifade ettiği gibi ilk düğme yanlış iliklenince ötekiler de eğri gider misalidir.. bu kanunlar daha karşınıza bıçakla çıkana karşı müdafaa hakkınızı temin edemiyor ki katilinizi tecziye ederken nasıl şişeleri devirmiş bir ayyaş gibi yalpalanıp sapıtmasın?)

    --- spoiler ---
    bildiğiniz gibi yine düşmanlar tarafından yazılmış kanunlarımıza göre yatak odanıza silah bıçakla dalanlara bile önce sıcak bir çay kahve ikram etmeniz gerekir. "mahremime girdi" diye bir mermi atamazsınız; önce o sizi öldürmelidir. özeti: hayatta kalan taraf suçludur... gecenin o vaktinde bile "orantı" hesaplamalısınız: "pardon, silahlı mıydınız? diye sormalısınız. "hayır, bıçaklıyım..." derse "izin verin ben de bi' bıçak kapıp geliyorum" demelisiniz. yalnız; evde belki karınız ve çocuklarınız olup korktuklarını söyleyerek önce tatlı dille rica etmelisiniz. özür dilerim; karınızı değil de sadece malınızı ve paranızı isterse de uzatmak zorundasınız: "hırsızdı, evime girdi vurdum" diyemezsiniz.

    . .
    tabii ki hanenize izinsiz girmesi suç, fakat "lütfen çıkar mısınız?" demekten başka pek bir karşılık veremezsiniz. karşılıklarını veremediğiniz ya da o karşılığının sınırlarını net belirtmediğiniz suçlar izin verilen suçlara dönüşürler. "kanunlar hırsızı koruyor" derseniz çok abartılı bir anlatım yapmış gibi olursunuz; ama gerçek o'dur. "hırsız olabilir, eve girmiş olabilir; ama öldüremezsiniz" - "evde karım var / çocuklarım var?" derseniz kanun: "o bizi ilgilendirmiyor, yatak odanıza bile girmiş olsa bu hırsız yaşamalıdır" diyor... yani: "ne yaparsanız yapın, evinize girmiş hırsız yaşamalı" -"tamam da beni öldürecekti?" - "nereden bilelim; ölmemişsiniz ama?" diyor. nasıl kanun ama? 10 numara! (bu kanunların türk milleti tarafından yazıldıklarına artık inanmıyorum. bir millete düşman olsam kafalarını işte böyle karıştırıp bocalayıp dursunlar diye aynen böyle bir garabetin içine sokardım).
    --- spoiler ---
  • suça sürüklenen çocuk az ceza alır. sürükleyen ? yani suça sürüklenmişse, bir de bunun sürükleyeni var.

    her çocuk için ayrı ayrı bunun sorumlularının da a'dan z'ye ceza alması, tespit edilmesi gerekir. eğer amaç ıslah etmekse, suçlu ve suç tespit edilmeden ıslah edemezsin.

    başta aile, daha sonra çevre, okul, denetlemesi gereken kurumlar ceza almalı.

    işin içinden suça sürüklenen çocuk diyerek çıkılması çok komik. bazıları tespit edildiğinde artık o statüden çoktan çıkmış, suç makinesine dönüşmüştür bile. gözünü kırpmadan insan öldüren kişilerden, böyle romantik tanımlamalarla bahsedemeyiz. baklava çalan çocuk değil bunlar değil mi ?
  • hukuki, terminolojik bir kavramdır. kavramla alakalı hukuki görüşüm için (bkz: #175175149)

    günümüz türkiyesinde ise bu kavramın içini dolduran kişilerin savunuculuğunu yapan avukat meslektaşlarımın ise toz pembe imaj çizme çabalarını gerçekçi ve samimi bulmuyorum. o çocuklar aslında mağdur falan diye yaygara koparmanın hiçbir geçerliliği ve gerçekçiliği yok ne yazık ki. üzerinde oturdukları milyar dolarlık servetlerin ya da plazaların en üst katlarından sokakları görmeyen ofislerin dışına çıkmayan avukatların insan hakları, çocuk hakları vs savunuculuğuna soyunduğu iddiasıyla kendilerine birer title oluşturarak basına demeçler vermesi falan palavradan öteye geçmiyor. size suçu meslek edinmiş yüzlerce çocuk gösterebilirim, ceza dosya sayısı 20'leri geçmiş 18 yaş altı çocukların adları mahkeme mübaşirleri ve hakimler tarafından ezbere bilinen, yine mi sen geldin denilen, ıslah edilmesi için devletin hiçbir önlem ne yazık ki almadığı ve cezasızlık algısıyla medenileşme, hukuk kurallarına saygı düsturunu yitiren kişileri masumlaştırmanın alemi yok. gerçekçi olalım. bu kişilerin ıslah edilmesi elbette ki gerekiyor ancak sistematik bir biçimde ıslah edilemez hale getirildikten sonra vah tüh denilerek madem öyle sokaklara salalım da anamızı avradımızı kesmeye devam etsinler demenin de alemi yok.

    çocuklar özel olarak korunmalı, suçlu olsa bile evet. ama suçlu olan çocukları topluma entegre edeceğiz masalları okuyup anlatırken aslında hiçbir şey yapmayıp bir de gerçek mağdur olan insanları korumasız bırakmamalı da... toplum vicdanı ve kamu güvenliği de hiçe sayılmamalı. aslanı kediye boğdurmamalı yani. neyse, tayyip ağam ve avaneleri düşünsün. fırat kenarında kaybolan bir kuzudan sorumlu ya sonuçta hazret. o en iyisini bilir. bize ne hacet.
  • bu ülkede birileri hâlâ katilin psikolojisini, yaşını konuşurken, biz adalete olan inancımızı iyice kaybediyoruz.

    katil demeye diliniz varmıyor, yaşını bahane ediyorsunuz.
    bir insanı öldüren, plan yapan, vahşet sergileyen çocuk değil, katildir!

    gece gece sinirlenmeyeyim dedim ama hırt savunuculuğunuz artık midemi bulandırıyor.
  • eskişehir'de 8 genç 1 kişiye tekme tokat dalıyor.. işte bunlar hep suça sürüklenen masum yaratıklarımız!

    twitter
  • katil katildir. çocuğu sürüklenmişi falan olmaz. bile isteye vahşice öldüren çocuk yetişkin farketmez 25 yıldan aşağı yatmamalıdır. çıktıktan sonra da rehabilite sürecinde sıkı bir şekilde takip edilmelidir.
  • karnı acıktığı için ekmek mi çalmış?
    cebinde parası olmadığı için para mı çalmış?
    fikirlerini özgürce ifade mi etmiş?
    hükümeti mi eleştirmiş?
    türk milliyetçiliği mi yapmış?

    malum son 3ü artık ülkede suç gibi görünüyor. hayır vahşice insan öldürmüş, hiç bir pişmanlık göstermemiş, üzerine katlettikleri insanın ailesine musallat olmuşlar.

    bunlar suça sürüklenen çocuklar değiller, bunlar başıboş sokak hayvanlarından binlerce kat daha tehlikeli, itlaf edilmesi gereken mahluklar.

    bu mahluklar gibi, sırf kürt olduğu için bu mahlukları savunanları da itlaf etseler keşke. ülkede çok ciddi bir temizlik yapılmış olur hem.
  • suça sürüklenen çocuk yoktur. suç işleyen orospu çocukları vardır.
  • suça sürüklenen dijital yazar furyası da çıksa, ekşi katliamı yaşanır mı diye düşünüyor insan. *

    en az 10 salak ve çapsız ekşi yazarını tamm 'kadınlar reröre' yahut 'akp forever' falan yazarken falakadan geçiriyorsun. bir internet geçmişi ki tarihler yazmamış o güne kadar.

    barda filmi değil ekşi'de adeta. *

    ayda 150 k yazan yazılımcı ekşicinin bile burnu arbedede kırılıyor.

    şölen resmen. şahane. *
  • t: suç makinelerinin yasadaki karşılığı

    tuğla gibi suç dosyası olan çocuğa sürüklendi diyemezsin! bu şekilde yargılanması gereken çocuklar muhakkak var onları tenzih ediyoruz elbette ancak bu hakediş yalnızca yaşa bağlı kesinlikle olamaz! suç, suçu işleyenin sicili ve genel durumu göz önüne alınmalıdır! 'adalet' böyle bir şeydir çünkü!
192 entry daha
hesabın var mı? giriş yap