1966 entry daha
  • tamamiyle ahlak...artan nüfus... alttan gelen eğitimsiz boş nesil... eğitim önce ailede başlar... güzel ahlaklı insan çevresine zarar vermekten imtina eder...

    gocebelik yazmış herkes de ne alakası var allasen...
    ayrıca biz artık yerleşik bir toplumuz, yerleşik toplum düzeni kurulması için tespit ve ceza sistemi getirilmeli...
    taywan, kore, japonya da v.b. bulunduysaniz dedigimi anlarsınız....

    bebeğinin bezini metronun içinde değiştirip, kirli bezi koltuk altına atan bir anne hiç bir şekilde gocebelikle açıklanamaz...
    düşün ki bu anne çocuk yetiştirecek... topluma kendi faydasi olmayan biri nasıl faydalı çocuk yetiştirsin?
  • eğitimsizlik falan demeyeceğim. belli ki eğitimi alacak kapasite de yok bizim halkımızda. o nedenle yaptırım diyorum. yaptırımı olan yerlerde sokakların hali paylaşılmıştı. çiçek gibiydi.
  • yaşadığı yere çöpünü atan insan ukaladır. "benim dünyam" modunda takılıyordur.
    bu tarz insanlar arabalarına binerler, kural tanımadan, sinyal vermeden, kaynak yapa yapa yollar benim modunda işine gidiyor. kendi iş yeri var ise her türlü hileyi yapacak kadar "zeki", başkasının iş yerinde çalışıyorsa orayı zehirleyecek kadar "bilinçli" olurlar. konu sadece çöp atmak değil, ritüellerin tamamı problemli.
    olamamışlığın getirdiği isyan var altında. olmak için de her yolu deniyorlar işte.
  • elbette bir çok sebebi vardır ama doğan cüceloğlu bir kitabında (kitabın adını şu an hatırlayamıyorum) çok basit bir sebepten bahsediyor.
    kitabında bir yerde türkiye'de evlerin çok temiz ama sokakların ve dolayısıyla dışarısının çok pis olmasından bahsediyor, sokağın sahiplenilmediğini anlatıyor ve mealen şöyle diyor:
    "anneler çocukları evde yere bir şey attığında "burası sokak mı evladım" diye yetiştiriyor. sonuç olarak çocuk büyürken sokağın çöp atılabilen bir yer olduğu algısıyla büyüyor"
    okuğumda beni çok etkilemişti.
  • köyde bile artık yol kenarlarında bira şişeleri var, artık içki viski değilse, içkiyle adamlık arasında bağ kuruyorum. ne pislik adamlar, sakallılar yapmaz bunu emin olun.
  • çünkü o çöp yere ait.

    çünkü elindeki çekirdek kabuğu, sanki doğanın bir parçasıymış gibi toprağa karışmalı.

    çünkü çöp kutusu 3 metre uzakta ve bu bir koşul değil, engel.

    çünkü “zaten belediye var” mantığıyla koca ülkeyi bir temizlikçi kadrosu zannediyor.

    çünkü yere atmazsa elinde taşır, elinde taşırsa utanır, utanırsa sinirlenir, sinirlenirse çöpü haklı bir şekilde yere atar. bir nevi içsel yolculuk.

    çünkü yere attığı zaman kendini bir çeşit “toplum mühendisi” gibi görüyor. “ben atıyorum ki, sistem görsün, düzeltsin” diyen pasif-agresif bir eylem adeta.

    çünkü yere çöp atmak bir özgürlük sembolü. “ben bireyim, kurallara karşıyım, yaşasın anomi!” tadında bir başkaldırı.

    çünkü çöp kutusunu kullananların aslında sistemin kölesi olduğuna inanıyor. o kutuya çöp atanlar kapitalizmin tuzağına düşmüş zavallılar.

    ve en önemlisi: çünkü o çöp, bir şekilde bir başkasının problemi olmalı. bizde sorumluluk dediğin şey, en yakınındakine devredilen görünmez bir paket servis.

    sonuç: türk insanı çöpü yere atmaz. onu bırakır.
    bir veda bile etmeden, arkasını dönüp gider. çünkü bilir ki, onu arkasından birileri mutlaka toparlar.
  • vizyonsuz bir oe olması.

    ben de türk'üm çöp cebimde geziyorum, neden? babam belli de o yüzden.
  • belediye çöpçüleri işsiz kalmasındır. yersen.
  • yere çöp atınca türk insanı işinize gelince türkiyeli, sizin ben kalbinizi sikeyim.
  • (bkz: türk insanının hayvan olması)
    yanlış anlaşılmasın ırk olarak söylemiyorum, bu topraklarda yaşayan insanların üst kimliği türk olduğu için; kürdü, zazası, yörüğü, lazı... hepsi toplumsal ve çevresel bilinçten yoksun, bencil ve benmerkezci insanlar. akp iktidarının bu kültüre katkısı var ama onlarla oluşmadı yani, bu sebepten ne doğayı koruyabiliyoruz, ne şehirlerimizi temiz tutabiliyoruz, ne de toplum içinde başkalarının haklarına ve sınırlarına saygı gösteriyoruz...
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap