1446 entry daha
  • q4, şirketler için mali yılın son çeyreğidir. çoğu takvim yılını takip eder, yani dördüncü çeyrek 1 ekim'de başlar ve 31 aralık'ta biter.

    1 ekim itibari ile kemerleri takalım.
  • 2025in ilk 6 ayinda 2.3 milyar lira ucak kiralamak icin harcamislar. kriz degil talan bu yasadigimiz.

    kamuda tasarruf diye gostermelik sattiklari araclarin 31 katini almislar. tasarrufu vatandasa yuklediler.

    ulkedeki paranin yuzde 39,2si yuzde 10’luk kesimin cebinde. yani her yuz liranin 39,2 lirasi vatandasa gelmeden birilerinin cebine giriyor.

    ekonominin oyle icine ettiler ki vergi olarak toplanan her 2 liranin 1 lirasi faize gitmis.

    1 trilyon liralik butce acigi kadar yandas sirketlerin vergisi silinmis. 1 trilyon lira vergi silmisler.
  • ülkedeki hırt sorunundan daha önemli değildir.
  • hükümet sabredip, bu kan emici tayfaya;
    -ihracatçı
    -turizmci
    -tekstilci
    -otomotivci
    -inşaatçı

    teşvik vermezse bunlar çok değil kısa sürede batar. bunlar batınca türkiye huzura kavuşur. bunların aldığı teşvikler yüzünden, batması gereken şirketler batmıyor. onların yerine geçecek düzgün iş yapanlar gelemiyor. çünkü bu teşviklerden bunlar yararlanamıyorlar. bir çeşit haksız rekabet oluyor.

    enflasyon dalgasından kendilerini koruyabilmek için sürekli dolar kuru artsın istiyorlar. çünkü paraları dolara geçirip, karlarını sabit tutmak istiyorlar. ancak dolar kuru enflasyon oranında artmadığı için karları düşüyor. sürekli enflasyon oranında artması lazım demeleri bundan.

    dövizin kurunun bunların yaptığı ticarette bir etkisi yok. bu götverenler eğer fiyat pahalı gelirse indirim yapmak yerine, devalüasyon istiyor. amınoğlu, madem pahalı geliyorsun 1000 dolar yapma. ama yok, bu sefer bahane maaliyet arttı 1000 dolardan aşağısı kurtarmıyor ki diyorlar.

    maaliyet neyle arttı deyince, bu sefer yine döviz kurunu gösteriyorlar. amınoğlu, sen demedin mi devalüye yap diye?

    o da yemeyince maaşlar arttı ondan diyorlar. bakıyorsun işçi gideri toplam giderin %10'u falan. bunlar öyle kan emici ki, hani istihdam diyorlar ya, keşke yaratmasalar. çünkü işçiye verdiği maaşı, finansal oyunlarla geri alıyorlar. sana 1000tl veriyor ama, enflasyonla, dövizle 500tl geri alıyorlar. sen de ben para kazandım sanıyorsun. para kazanan olsaydı millet borç içinde olmazdı di mi?

    bunlar teknolojide, bilimde yetişmesi gereken insanları bir de ameleliğe yönlendiriyorlar. türk halkı yüksek işlere yönelmiyor böylece. bir ülkede turizm okulu olur mu amk? niye milleti komi yapacaklar, garson yapacaklar, ortacı yapacaklar. kendi ihtiyacı olan adamları da bunlar yetiştirmeyecek yani. onu da devlet yetiştirecek bunlara hazır sunacak. sonra o gençler, ömür boyu bunlara köle olacak.

    anlayacağınız 8 koldan devleti ve milleti sömürmektedirler. her şey bunlar için, bunların yararına çalışmalı.

    inşaat batıyor mu? evlerin pahalılığından millet ev mi alamıyor? tamam fiyat kır. yok. devlet sıfır faiz kredi versin ki balon fiyatları sokalım millete.

    akp bugüne kadar bunlara bu yolları aça aça geldi. ancak artık ne verse de yürümüyor. bunlara verdikçe halkın tepesine 10 misli biniyor. akp ya halkı kaybedecek ya da bu kan emici tayfayı.
  • normal şartlarda şunu diyebiliriz:

    devlet teşvik versin, beleş kredi versin, vergi indirimi yapsın ne olacak ki? sonuçta iş yapıyorlar istihdam sağlıyorlar.

    öyle değil. aldıkları bu paraları daha sonra dolara, dövize çevirip, ülkeden kaçırıyorlar. yani devlet kendi eliyle, dışarı kendi olmayan parasını yani dövizi dışarı akıtmış oluyor. bırakın döviz akıtmayı, kendi parası bile dışarı çıksa iyi değildir. üstüne en hayati olan, dolar,döviz olarak dışarı çıkıyor.

    sonra bu adamlar, dövizi kaçırıp, döviz krizine soktuktan sonra devleti, eğer yüksek faiz vermezsen parayı getirmeyiz diyorlar. siyasi rant elde etmiş oluyorlar.

    yetmiyor aldıkları bunca parayı, emlağa, otomotive yatırıyorlar. bütün piyasayı ele geçiriyorlar.

    devlet aslında bunu teşvik ediyor işte. diyor ki alın bu parayı, döviz alın, yurt dışına kaçırın. emlak alın konut ağası doluşsun.

    halkın cebine de 3-5 kuruş girsin. bunlar sonsuz teşvik de alsalar, eksi faiz kredi de alsalar işçiye para vermezler. vermemek için uğraşmaz bak sadece, bunu sağlamak için her şeyi yapar. kendi aralarında anlaşırlar hepsi. der ki garsona şu kadar para vereceğiz. hani liberaller diyor ya, o vermezse başkası verir. yok öyle bir şey. işçi olarak sen aradığın parayı asla bulamazsın. çünkü bütün hepsi anlaşmıştır. o yüzden işçi o parayı kabul etmek zorunda kalır.

    sonra bu teşvikler, alttaki küçük ve orta işletmeleri batırır. çünkü bunları ezer bu teşvikçiler. kendilerini daha da büyüttüklerş için, diğerlerine yer kalmaz zaten. bu yüzden haksız rekabet oluşur.
  • bu kan emici sektörler, tekstilci, turizmci, inşaatçılar istihdam yaratıyoruz ayağına on yıllarca milleti yediler.

    artık istihdam da yaratmıyorlar. suriyelilerin ülkede kalmasının sebebi bunlar.

    kaçak işçileri de doldurdular buraya. afganı, pakisi. ne ssk, ne vergi.

    sorsan istihdam yaratıyorlar.

    bu adamların varlığı zarar.
  • bir sektöre teşvik, o sektör kalkınsın diye verilir.

    50 yıldır turizmciye teşvikler verildi. beleşe arsalar verildi. imar yasağı olan yerler imara açıldı.

    50 yıldır inşaata teşvik verildi.

    50 yıldır tekstile teşvik verildi.

    yetmedi...

    bunlara beleş krediler verildi.

    yetmedi....

    bunlar yüksek kur istedi. verdiler.

    tekrar istedi. yine verdiler.

    yine devalüasyon istedi, yine verdiler.

    yine deval istedi, yine verdiler.

    sonra işçilik maaliyeti yüksek dendi. devlet çalışan için vergi indirimi yaptı.

    yetmedi...

    sonra sigortalarını karşıladı devlet. yetmedi.

    sonra işçilik pahalandı, kaçak işçi getirin dediler, getirdi.

    suriyeliler kalsın, beleş adam lazım dediler, kaldı.

    devlet 2 ay kredi vermedi, bunların hepsi battı.

    teşvik, sektörü kalkındırmak için verilir. 50 yılda asla kendi ayakları üstünde duramadılar. liberalizme geldi mi, devlet şirket açmaz. teşvike geldi mi devlet teşvik vermez ama sen ver.

    tamamen devletin idame ettirdiği sektörler haline geldi. ancak devlet buradan hiç mi hiçbir şey kazanmadı. bırakın kazanmayı, verdiğini bile geri alamadı.

    aldığın dövizleri bozdur desen, yaygara! serbest piyasaya müdahale! la oğlum verdiğim parayla döviz alıyorsun. alırım sana ne?!?!?!

    tamam sana daha teşvik yok, kredi yok. dövlet vize bahmiirr!?!? hükümet el atsın, sektör kan ağlıyor!!!

    ülkeye döviz kazandırıyoruz dediler. 50 yıldır ortada 1 dolar yok. 500 milyar dolar yurt dışında.
  • böyle bi kriz yoktur.

    devam eden kriz için (bkz: 2018 ekonomik krizi)
  • çeşmeli bir turizmci olarak siz maaşlı kölelerin turizmci nefretini anlamıyorum, anlamlandıramıyorum.

    sizi 10 günde 1 izne mahkum ettik gerekirse ayda 1'e de geçeriz. haddinizi bilin ya.
  • olmayan krizdir. neden diyeceksiniz.

    çünkü otomobil satışları artıyor. kriz olan ülkede araç satışları hızla düşer. aksine türkiye'de araç satışları rekor üstüne rekor kırıyor. üstelik fahiş ötv oranlarına ve azalan kredi imkanlarına rağmen.

    aşağıda yıllara göre satış adetlerini paylaşıyorum. bu tablodan 2018-19 gibi bir kriz olduğunu çıkarabiliriz. ama şu anda kriz mıriz yok.

    ben kriz muhabbetinin çalışanlara zam yapmamak için işveren lobileri tarafından kasten çıkarıldığını düşünüyorum.

    otomobil ve hafif ticari araç satışları
    yıl/toplam satış adedi
    2010 760.913
    2011 864.439
    2012 777.761
    2013 853.378
    2014 767.681
    2015 968.017
    2016 983.720
    2017 956.194
    2018 620.937
    2019 479.060
    2020 772.788
    2021 737.350
    2022 783.283
    2023 1.232.635
    2024 1.238.509
    2025 607.977 (ilk 6 ay)

    *2025 yılında 1,3 - 1,4m satış bekleniyor.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap