ebeveyn olmak
59 entry daha
- geçenlerde her zamanki parkurumda yürüyüş yaparken, kenarda kamp sandalyeleri ile oturan bir çift ve onlara doğru koşan 4-5 yaşlarında bir erkek çocuğunun yanından geçtim. derken çocuk düştü. elindeki kağıt tabak, bardaklar vs. yere saçıldı. hemen ardından babanın ayağa kalkarak çocuğa bağırmasını duydum:
"senin yapacağın işin içine s.çayım!"
dedim ki; ben doğru mu duydum?? babası, el kadar bebe gayet hevesle bir şeyler taşırken takılıp düştü diye, üstüne üstlük kamusal bir alanda, herkesin içinde küfür gibi sözler mi ediyor?
o sırada gözlerim anne olduğunu düşündüğüm kişiye takıldı. hanımefendide tek bir hareket olmadığı gibi oturmaya devam etti. ağlamayan ama dayak yemişten beter hale gelen, yere düşen şeyleri toplamaya çalışan çocuğu yatıştırmak için tek bir hamle bile yapmadı. fiziksel şiddet olmadığı sürece aile içindeki bir soruna müdahale etmenin "sen kendi işine bak" gibi bir cevapla karşılaşacağını bildiğimden ve bu da sinirlerimi daha fazla bozacağından, sizin yapacağınız ebeveynliğe bir, insanlığınıza iki diyerek ve çocuğa çok üzülerek yürüyüşüme (maalesef) devam ettim.
şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; mesele ister bir ilişki, ister bir arkadaşlık kurmak, ister bir işe başlamak ya da hayatıyla ilgili bir karar vermek olsun, bu çocuk ileride hangi işe hevesle girişirse girişsin, babasının "senden bir şey olmaz, ne yaparsan yap batırırsın" diyen sesini kafasının içinde duyacak, tepkisiz annesi nedeniyle beceriksizlik duygusu tüm benliğini kaplayacak. çünkü tepki vermemek, -eğer katatonik hale gelmiş bir deli değilseniz-, aynı zamanda o "şeye" katıldığınızı gösterir. bağırmayan ama sessizliği ile olayı taçlandıran anne modeli çocuk için "başına ne gelirse gelsin, yalnızsın" duygusunu pekiştiren bir modeldir bana göre.
siz siz olun böyle ebeveynler olmayın gençler. biliyorum, çoğunuz bu devirde evlat sahibi olmak istemiyorsunuz. bunu gayet iyi anlayabiliyorum ve hiç de haksız sayılmazsınız. ama olur da bir gün evladınız olursa eğer, sevgi ve ilginin, çocuğunuzla kuracağınız doğru iletişimin ne kadar önemli olduğunu, ileride tüm hayatını yönlendirecek, düştüğünde ayağa kaldıracak "iç sesin" çoğunlukla sizden miras kalacağını bilin lütfen. o çocuğa babası sakince yaklaşıp "ayağının takıldığını gördüm, canın acıdı mı? düşen şeyleri dert etme, birlikte toplarız" vs. deseydi, diyebilseydi dünya birdenbire güzelleşmez miydi sizce de?
interstellar'da dediği gibi;
"ebeveyn olduktan sonra çocuklarımıza anı olmak için yaşarız ve geleceklerinin birer hayaleti oluruz."
eğer bir çocuk sahibi olursanız ya da halihazırda anne babaysanız, sevgiyi almayı da, vermeyi de en az anne sütü kadar önemseyin, çünkü "zaman ve mekanı aşabilen tek şey sevgidir." *
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap