60 entry daha
  • insanı sinema manyağı yapıcak kadar nufuzu olan bir filmdir herkeş gibi görselliğine, dehşetine ve içeriğine bayılmıştım. cümle alemin 90s film listesinde olmazsa olmaz filmidir. eski kıtalı kalander sinema otoritelerinin yorumu ise "90s da atlantiğin öbür yakasından gelen 3 iyi filmden biridir". sosyoloji kitabı gibidir yoksa tanrı bilim mi demelimiyim cinayetlerden ziyade ki-cinayetler gösterilmez john doe(adam sende)' nun idealizmin aldığı sanrı-yorum sarsıyor. mills e fırça kayarken teslim olmasaydım en ufak bir ipucu varmıydı eşşek herif die. bunlardan önce görselliğe dönersek şu saat itibarıyla film görsel değil gerçekçi o kadar ki en ufak bi numara (effect) yok 90s ın alan parker benzetmesi bölece yerini buluyor gerisi hep bir ışık gölge titizliği, açı, kadraj böle bakınca daha bi eşekten düşmüşe döndüm yani bahdesilen tüm o atmosfer yönetmenliğini ciddiye almış, çalışkan bir çocuğun ev ödevi çalışması. ayrıca seneryoya dönersek filmin senaryosu umberto eco nun gülün adı adlı roman ve filmine çok şey borçludur. genel olarak bakıldığında cinayetlerin 7 ölümcül günahla ilişkilendirilmeleri hatta doe nin ana teması olması ve doe nin iyi eğitimli yalayıp yutmuş kitap kurdu manyağı ve karşısındaki gün görmüş akl-ı selim somerseth karkateri ve onların ortak payadası olan kitap ve kütüphanenin sunulması ile atfedilen önemin hem hayranlık uyandırması hemde bilmenin derin dehlizlerine yapılan açılarla tambel ve cahil seyirciye aynı şekilde ışık tutarak gözleri alınır. bir göndermede blade runner filmine vardır ki ordada yaşanmaz, boktan ve lanet bir şehir vardır ve hep yağmur yağar ki taxi driver da ki de niro nun sölediği gibi yağmur, şehirdeki tüm bu ahlaki pislikleri bir nebze olsun temizlemekte ve bu yüzden yağmuru sevmektedir. halbuki se7en da yağmur hiç durmamakta şehri ahlaki açıdan bok götürmektedir. bu nedenle doe abimizin hakkaniyeti anlamlıdır. blade runner da romanda atılan nükleer bombalar nedeniyle yağmur hiç kesilmemekte ve hava hep kapalı olması ve güneşin terk eylemesi nedeniyle depresif bir ruh hali geleceği kuşatmıştır. filmde bu iç karartıcı hava, gelecekten ziyade günümüzde geçerek ilahi bir ceza olarak şehre inmiştir. filmin kırsal kesimde günluk güneşlik ortamda geçmesi bu anlamda manidardır. filmde ayrıca mills ın doe yi kovalarken yangın merdiveninden sarktığı sahne blade runner daki deckard ın binanın tepesinden salındığı sahne ile aynı açı yaparaktan selamlanmıştır. ve son olarak filmin pesimist bir söylemle bitmesi ki doe yakalansa yada öldürülmese bile mutlu sondan bahsedilemez zira doe manyak olabilir ama kötü biri midir. yada doe toplumu uyarma amacına ulaşırken buna iyi son diyebilir miyiz burda da film noir e bir depik vardır.
415 entry daha
hesabın var mı? giriş yap