mattia ahmet minguzzi
869 entry daha
- kadıköy pit pazarı gecen sene sosyal medyada çok popüler olmuştu, bakın şunu buldum,bakın şu var diye.ben de kadıköyün bir mahallesinde yaşıyorum ve geçen sene bir kere gitme gafletinde bulundum, bilmeyenler için ortamı canlandırmak istiyorum. ben ilk gittiğimde pazarın metrobüse yakın olduğunu anlamamıştım ve o bölgeyi bilmediğim için harita pazara en yakın ünalan metrosundan çıkmamı söyledi, o gün çıktım 15 dakika yürüme gösteriyordu, başladım yürümeye, kendimi fikirtepenin o lüks sitelerinin yanında bomboş, ıssız bir yolda yürürken buldum, yanımdan arabalar geçiyor, çığlık atsam kimse duymaz, rezidanstan duyanin da umrunda olmaz.
içimden tırsa tırsa ilerledim ikinci el pazarına allaha emanet gelmişim içerisi bir iki şey dışında çöplük gibiydi, icerdeki insanlar tuhaf,ortam kötü kokuyor, satılan şeyler pis, kocaman bir otoparkı pazar yapmışlar merdiven altı yerlerde gözleme satılıyor, labirent gibi, polis, güvenlik hiçbir şey yok, bütün tecrübe boyunca size kendinizi güvende hissettiren bir an bile yok.
iyi niyetle bir şey olmayacağını düşünmek isterseniz belki rahat rahat gezebilirsiniz, ahmet de öyle düşünüyordu ama eliniz yüzünüz biraz güzelse kiyafetleriniz de düzgünse hedef olmak için harika bir ortam. zaten genel olarak kız güzeli olan erkeklerin sokakta başka erkekler tarafından tacize uğradığını daha önceden görmüş biriyim. toplumsal sosyal sözleşme diye devleti kurduk bizi insanin basi boslugunda yasanan anarsiden koruyacak diye dönüp bakıyorum ne adamakıllı hukuk var ne iç güvenlik var. kamu maliyesi prof hocamız bir keresinde demisti ben devletin hayatimizdaki rolünü öğretmek için okula geliyorum ama söylediğim şeylerin uygulanmiyor olmasi beni üzüyor, sanki bosuna size bunlari anlatiyorum diye.
şuan o pazari düşününce ahmetin son bilinci açık olarak gördüğü, bulunduğu yerin orası olması benim canımı çok yakıyor. belli ki dalgın, güzel bir şey bulmak için bakınıyor nereden bilebilir ki sabahın 8.30unda böyle bir şey yaşıcak, olay sadece 15 saniye sürüyor. ahmet ağır yaralıyken bir de kafasına kim bilir ne şiddette bir tekme yiyor, etrafında yabancılar var, annesinden babasından uzakta, ne kadar korkmuş, nasıl bir dehşet yaşamıştır. annesi anlatıyor, sibel isimli bir kadın ambulans gelene kadar ahmetin bilincini açık tutmaya çalışmış, ahmetin gözleri gidip geliyormuş son sözü "annnnn-"ymiş kelimeyi tamamlayamadan bilinci kapanmış, ahmetin son gördüğü yüz bir yabancının yüzü, son düşüncesi annesi. sibel isimli kadın annesine daha sonra ben onu kız sanmıştım diyor, yarabbi bu nasıl bir sınav, nasıl bir acı.
o pazarda zaten bir süredir çocuk çeteleşmesi varmıs, o caniler ahmete bakınca kendilerinde eksik olan her şeyi gördükleri için, ona öyle saldırdılar. zaten kürt olduğu için daha doğduğu günden bir aşağılık kompleksi yükleniyor, annesi zaten doğurup bakmayan bir o. babası bakıyor sözde o da şüpheli okul yok iş yok güç yok şeref yok ahlak yok sevgi yok şefkat yok sadece şiddet hırsızlık onursuz bir yaşam var.birini bıçaklamak çok kişisel bir mesele, attığı darbelerin arkasında inanılmaz bir öfke ve kin var. o an karşısına kendisini eksik hissettiren kim çıksaydı aynı şeyi ona da yapıcaktı. işin içinde çok büyük sosyolojik,kültürel faktörler var. ahmet bu anlamda artık toplumsal bir simge olucak.
1 haftadır hiç aklımdan çıkmıyor sanki yakınımdan biriymiş gibi üzüntü, çaresizlik hissediyorum. marmarayda giderken onun marmarayda çekilmiş fotoğrafı çıktı karşıma ,yerde oturmuş. o an trende otururken sanki gözümle gördüm onu orada o fotoğraftaki gibi.süreyya plajı durağında her zaman ahmet gibi çocuklar olur, benzer giyim tarzılarından anlarsın, kimseye zararları dokunmaz. sahildeki büyük parklara giderler, orada zaman geçirirler hatta ahmet bit pazarından sonra maltepe kaykay parkında arkadaşıyla buluşucakmış , pazardan aldıklarını kaykayına takıcaktı büyük ihtimalle ama sağ salim sahile gitmek yerine toplumsal çürümenin yeni kurbanı oldu.belki yarın da biz oluruz.
bir aile bu özlemle acıyla nasıl yaşar, özellikle anne ,oğlunu kaybettiği yetmezmiş gibi bir de karşı tarafın pislik ailesinin tehditlerinin psikolojik yükü altında. kendilerini bir örgüt gibi göstermeye çalışıyorlar, tehditten öte terrörist gibiler.devlet yapılan bu terröristlige neden izin veriyor.
eğer adalet sistemi yarın mahkemede güzel ahmetin durumunda gereken cevabı vermezse ben 22 yaşında bir kadın olarak yarın bu ülkeye ne bir çocuk veririm ne geleceğimi. neresi olduğu önemli değil, bir yolunu bulur giderim. devrim birleşerek olur, toplumun yarısı zaten bu sistemden çok memnun dış güçleri korkuttuk, savaş uçaklarımız var, yolumuz, namazımız falan var. acilen 18 yaş altı canilere yönelik sistemin değişmesi gerekiyor, amerika'da çoğu durumda çocuk katiller yetişkin olarak yargılanıyor, indirim falan yok. biz niye böyleyiz.emsal bir karar olmalı artık, sistem değişsin.okulda hukuk dersi görüyorum inanın bir sayfa açıp okumak istemiyor canım gözümde masal kitabından farkı kalmadı hukuk kitaplarının, çok ütopik geliyor. sen daha bir caniye hak ettiği ceza veremiyorsun. ben beş yüz sayfalık kitabı okusam ne olucak.
23 nisan ahmet'in doğum günü, 15 olucaktı, yine güzel bir gelecegi olabilicek güzel bir çocuğu toprağa verdik. ahmet umarım çok güzel bir yerdesindir. kalbimize dokundun, tatlılığınla, gözlerinin parıltısıyla artık maltepe kaykay parkına gidince aklıma geliceksin.tıpkı neslican tay gibi onu da ne kadar süre geçerse geçsin unutamıyorum her eylül ayında üstüme bir hüzün çöküyor bakıyorum kaç sene geçmiş diye.
keşke o gün oraya gitmeseydin, ilk laf attiklarinda hemen hicbir yere takilmadan kosa kosa gitseydiniz yine arkandan gelirdi ama en azindan beklemedigin bir anda sırtından bicaklanmazdin bir şansın olurdu kendini savunmak icin ,keske biz seninle hiç tanışmasaydık, ailenle mutlu mutlu yaşasaydın. . umarım senin ölümün yasaların değişmesiyle gelecekte başka çocukların hayatı kurtarır. seni tanımadan çok sevdik. sana bir ömür borçluyuz.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap