mattia ahmet minguzzi
- ahmet hakkında 100 defa yazıp 99 defa sildim. bu çok törpülenmiş bir metindir, valla artık silmeyeceğim. kitaplardan ezber edilmiş sınırsız bir hümanizm, katili temize çekmeye yönelik çarpık empati vb. bekliyorsanız hiç okumayın. yemin ederim ki zerresini bulamayacaksınız.
öncelikle ailesinin medeni duruşunu korurken aynı zamanda ahmet'i unutturmamak için paylaşımı hiç kesmemelerini müthiş takdir ediyorum. annesinin, teyzelerinin, kuzenlerinin, eniştesinin sosyal medyada ahmet'in unutulmasına izin vermemeleri bir kesime çok batıyor. hani malum katil oç hakkında "o suça sürüklenmiş bir masum!!!" diye çığıranlar var ya, x gibi platformlarda akademik cümlelerle yaldızladıkları rahatsız kıvranışlarını öyle keyifle izliyorum ki. neler gördüm neler; "aileyi iyi niyetli bulmuyorum", "siz o çocuk tedavi olsun değil yok olsun istiyorsunuz!!"(kız amaç o ya hahaha), "o çocuk ahmet'in şartlarına sahip olsa bilim adamı olacaktı insafsızlarrr". ayynenn, kesin olurdu.
bu tabula rasa masallarını kes, söyleyenine sonsuz saygım olan bir bebekten bir katil yaratan karanlık sözünü bu katil dızzoyu aklamak için sömürmeyi bırak. konu bazen o karanlık değil, içten, özden, kalıtımdan gelen bir meyil. ikinci dünya savaşından sonra batıda iyi niyetlerle başlayıp zamanla çıplak gerçekleri çarpıtmaya yarayan kullanışlı bir aparata dönüşen, masumum başına pisliği peyda eden bu ezbere söylemlere inanmayı bırakın, hayatınız kurtulsun.
her şey sonradan öğrenilmiyor, herkesin potansiyeli çiçek olmak değil, bazılarının suça sürüklendiği yok, doğarken plasenta gibi suçu yanlarında sürükleyerek doğuyorlar. kaş göz, kanser, migren, şizofreni vs kalıtsalsa suçun temeli de bazılarında kalıtsal. 20 sene pamuklara sarıp şan dersleri aldırarak büyütsen, 20 sene 1. günde o meyil kabını çatlatan buz gibi ortaya çıkar, kimse de durduramaz. bunu aslında herkes biliyor, sanki nedenini anlamıyormuşuz gibi ilk kez bir çocuk katil için kor kömüre oturmuşcasına zıplaya zıplaya suça sürüklenen çocuk savunmasını ortaya atan istanbul barosu da, sosyal medyada neredeyse ahmet'in ailesini katil berkay'dan özür dilemeye zorlamaya çalışan hümanizm neferleri de. özündeki motivasyonu bizim çoook iyi bildiğimiz bir taraflılıkla, kendi çocuklarına ezkaza 10 metre yaklaşsa tazyikli hortumla kovalayacakları dızzolar için empati, kayırılma, aklanma bekliyorlar. bu zokayı göremeyip yutan her kefale geçmiş olsun diyorum. bu suça sürüklenen minnoşlar kalıtımdan azade hep fakir ailelerden, kötü koşullardan, ilgisizlikten çıkıyorsa atalay filiz, can göktuğ boz, görkem sertaç göçmen filan havadan mı indi? yooo hepsi de bununla doğdu bebeğim. suça sürüklenen çocuk yiyecek çalar, hırsızlık yapar, annesine dayak atan babasını öldürüverir, amenna. ama gündüz vakti içinde bastıramadığı o can alma saikiyle pazarın ortasında döne döne kendine kurban aramaz, o kadar profesyonelce kalbine bıçak saplamaz, özellikle kafasını beyni ödemle dolacak kadar tekmelemez, cinayet mahallinden ayrıldığı gibi kendi klanından olanlara yaptıklarını keyifle anlatmaya koşmaz. bunu herkes kendi öz adı gibi bi-li-yor. aynı bağın gülleri, gerçeği çarpıtıyor.
neymiş, rehabilite lazımmış, ulan bundan bana ne? katil berkay botsvana düzlüklerinde yaralı dolaşan nadide bir hayvanmış da, ahmet onu yakalayıp tedavi etmek için önüne atılan yem tavşanmış gibi davranılmasından çok sıkıldım. iğrendim. anasının avutamadığı, babasının büyütemediği hatta suçuyla gurur duyduğu bu pisliğin iflahı için bizlerin saçının teline dek özenle büyüttüğümüz çocuklar daha ne kadar bu book smart saçmalıklarına kurban edilecek? sonuç ortada, mikro evrenlerden başını dışarı uzatmadan yapılan araştırmalar, yazılan tezler katil berkay gibilerin ıslahında zerre fayda sağlamıyor. gündelik hayatta işe yaramayan akademik bilgi, bizi anca kendi işini bizzat yapmaya itebilir. isterlerse 1000 tane tez yazılsın, başka kekolara ibret olması için 1 tanesinin (duyarlı ağlatmamak için detay vermiyorum) layığını bulmasının sağlayacağı faydanın yanından geçemez.
ben kirpiğine kadar severek, özenerek, üzerine titreyerek, diğer insanların da selametini düşünerek 1 çocuk yetiştireyim, onu bir gündüz vakti kahpece hayattan koparsınlar, benim bu dünyadaki kökümü kurutsunlar ama ben çıkıp diyeyim ki "ah kim bilir neler yaşadı evladımın kalbine bıçak saplayan zavallı, onun gibi bir sıçmığın karşısına bir pırlanta çıkarıp sinirlerini bozduğum için özür dilerim herkesten :(( umarım tedavi olmana vesile olur bu olay canım <3". hahahahaha beklentinin saçmalığına bak.
kaldırım taşından külçe altın olmaz, saçının kıvrıklığından mimiklerine dek soyunun temsilcisi olan bir canlı türüne bembeyaz bir sayfa muamelesi yapma budalalığını acilen bırakın. belki çocuğunuzun hayatı kurtulur. ben insanların bazen kendi işlerini kendilerinin halletmesi gerektiğine, paranın çoğu şeyi çözeceğine inanıyorum mesela. tamamen kalıtsal olarak. şu ülkenin manipüle edilmiş adaletinden de, pembe götlü hukukundan da ahmet'in katillerine hak ettiği cezayı vermesine dair tırnak ucu kadar beklentim yok lakin katillerin, aile ve ahmet'in tarafında olanlar için strateji ve maddiyat anlamında bazı şeyleri derleyip toparlayıp eyleme geçirecek kadar süre içeride tutulmalarını sağlayacak bir ceza umuyorum. bazı şeyler derken tabi ki kaykay kursuna gönderilseler etrafta örnek insan olarak dolaşacak bu dızzoların ıslahı, rehabilitasyonu filan. biliyorsunuz, batıdan esen rüzgarlarla beyninin altı üstüne geçmiş bir sjw olduğumdan böyle şeylerin işe yararlığına çok inanırım... - siz birbirinizi s*kip ortaya insan artigi cikarip basibos bırakın diye mi pırlanta gibi evlatlar yetistiriyor insanlar! o katil p*ç ve ailesine lanet olsun!!!!
- bu başlığa yazacağım ikinci ve son giri olacak.
bir hiç uğruna hayatını kaybeden dünya güzeli çocuk.
oğlumdan bir yaş büyük, kısa videoları düşüyor sosyal medyada önüme, oğlumu andırıyor. bir baba olarak kahroluyorum. göz yaşlarımı tutamıyorum.
bu çocuğun katli benim için bardağı taşıran son damladır.
bu çocuğu bir hiç yüzünden katleden pislik, o pisliğin cinayet görüntülerinin altına "aslanım hakkını vermiş" diye yorum yapan aşağılık, o pislik için güvercin resimli "elbet bir gün" paylaşımları yapan aşağılık, bu pisliğin mensubu olduğu kitle benim ve ailemin, çocuklarımın kardeşi, dostu, arkadaşı değildir.
yine sosyal medyada "biz on kardeşiz, sizin tek çocuğunuz var. ona göre" şeklinde aşağılık paylaşımlar yapan piç kurularının, onların ülkeyi terörize etmesine engel olamayan herkesin allah belasını versin.
aileye sabır dilemekten başka bir şey yapamamak çok acı. adalet mi? ne bekliyoruz ki?
düzeltme: tutamadım kendimi başka entry de girdim. ülke tımarhane oldu, sessiz kalınmıyor ki - “oturun çocuklar, yorulmayın.” demiş hakim katillere.
ayrıca mattia ahmet'in ailesine söz vermemiş. aile de doğal olarak reddi hakim talebinde bulunmuş.
bu nasıl bir dava ya!? katillere beraat ve tahliye ile beraber çiçekler ve plaket verip uğurlasaydınız isterseniz? - mahkemede iki katil gözlerini yasemin minguzzi'ye dikmiş, avukatlar müdahale ederek uyarıda bulunmuş. içlerinde zerre pişmanlık yok. yaptıklarıyla övündüklerine bile eminim. bunlar yaratık, bunlar topluma kazandırılmamalı. gün ışığı bile görmemeliler.
- kadıköy pit pazarı gecen sene sosyal medyada çok popüler olmuştu, bakın şunu buldum,bakın şu var diye.ben de kadıköyün bir mahallesinde yaşıyorum ve geçen sene bir kere gitme gafletinde bulundum, bilmeyenler için ortamı canlandırmak istiyorum. ben ilk gittiğimde pazarın metrobüse yakın olduğunu anlamamıştım ve o bölgeyi bilmediğim için harita pazara en yakın ünalan metrosundan çıkmamı söyledi, o gün çıktım 15 dakika yürüme gösteriyordu, başladım yürümeye, kendimi fikirtepenin o lüks sitelerinin yanında bomboş, ıssız bir yolda yürürken buldum, yanımdan arabalar geçiyor, çığlık atsam kimse duymaz, rezidanstan duyanin da umrunda olmaz.
içimden tırsa tırsa ilerledim ikinci el pazarına allaha emanet gelmişim içerisi bir iki şey dışında çöplük gibiydi, icerdeki insanlar tuhaf,ortam kötü kokuyor, satılan şeyler pis, kocaman bir otoparkı pazar yapmışlar merdiven altı yerlerde gözleme satılıyor, labirent gibi, polis, güvenlik hiçbir şey yok, bütün tecrübe boyunca size kendinizi güvende hissettiren bir an bile yok.
iyi niyetle bir şey olmayacağını düşünmek isterseniz belki rahat rahat gezebilirsiniz, ahmet de öyle düşünüyordu ama eliniz yüzünüz biraz güzelse kiyafetleriniz de düzgünse hedef olmak için harika bir ortam. zaten genel olarak kız güzeli olan erkeklerin sokakta başka erkekler tarafından tacize uğradığını daha önceden görmüş biriyim. toplumsal sosyal sözleşme diye devleti kurduk bizi insanin basi boslugunda yasanan anarsiden koruyacak diye dönüp bakıyorum ne adamakıllı hukuk var ne iç güvenlik var. kamu maliyesi prof hocamız bir keresinde demisti ben devletin hayatimizdaki rolünü öğretmek için okula geliyorum ama söylediğim şeylerin uygulanmiyor olmasi beni üzüyor, sanki bosuna size bunlari anlatiyorum diye.
şuan o pazari düşününce ahmetin son bilinci açık olarak gördüğü, bulunduğu yerin orası olması benim canımı çok yakıyor. belli ki dalgın, güzel bir şey bulmak için bakınıyor nereden bilebilir ki sabahın 8.30unda böyle bir şey yaşıcak, olay sadece 15 saniye sürüyor. ahmet ağır yaralıyken bir de kafasına kim bilir ne şiddette bir tekme yiyor, etrafında yabancılar var, annesinden babasından uzakta, ne kadar korkmuş, nasıl bir dehşet yaşamıştır. annesi anlatıyor, sibel isimli bir kadın ambulans gelene kadar ahmetin bilincini açık tutmaya çalışmış, ahmetin gözleri gidip geliyormuş son sözü "annnnn-"ymiş kelimeyi tamamlayamadan bilinci kapanmış, ahmetin son gördüğü yüz bir yabancının yüzü, son düşüncesi annesi. sibel isimli kadın annesine daha sonra ben onu kız sanmıştım diyor, yarabbi bu nasıl bir sınav, nasıl bir acı.
o pazarda zaten bir süredir çocuk çeteleşmesi varmıs, o caniler ahmete bakınca kendilerinde eksik olan her şeyi gördükleri için, ona öyle saldırdılar. zaten kürt olduğu için daha doğduğu günden bir aşağılık kompleksi yükleniyor, annesi zaten doğurup bakmayan bir o. babası bakıyor sözde o da şüpheli okul yok iş yok güç yok şeref yok ahlak yok sevgi yok şefkat yok sadece şiddet hırsızlık onursuz bir yaşam var.birini bıçaklamak çok kişisel bir mesele, attığı darbelerin arkasında inanılmaz bir öfke ve kin var. o an karşısına kendisini eksik hissettiren kim çıksaydı aynı şeyi ona da yapıcaktı. işin içinde çok büyük sosyolojik,kültürel faktörler var. ahmet bu anlamda artık toplumsal bir simge olucak.
1 haftadır hiç aklımdan çıkmıyor sanki yakınımdan biriymiş gibi üzüntü, çaresizlik hissediyorum. marmarayda giderken onun marmarayda çekilmiş fotoğrafı çıktı karşıma ,yerde oturmuş. o an trende otururken sanki gözümle gördüm onu orada o fotoğraftaki gibi.süreyya plajı durağında her zaman ahmet gibi çocuklar olur, benzer giyim tarzılarından anlarsın, kimseye zararları dokunmaz. sahildeki büyük parklara giderler, orada zaman geçirirler hatta ahmet bit pazarından sonra maltepe kaykay parkında arkadaşıyla buluşucakmış , pazardan aldıklarını kaykayına takıcaktı büyük ihtimalle ama sağ salim sahile gitmek yerine toplumsal çürümenin yeni kurbanı oldu.belki yarın da biz oluruz.
bir aile bu özlemle acıyla nasıl yaşar, özellikle anne ,oğlunu kaybettiği yetmezmiş gibi bir de karşı tarafın pislik ailesinin tehditlerinin psikolojik yükü altında. kendilerini bir örgüt gibi göstermeye çalışıyorlar, tehditten öte terrörist gibiler.devlet yapılan bu terröristlige neden izin veriyor.
eğer adalet sistemi yarın mahkemede güzel ahmetin durumunda gereken cevabı vermezse ben 22 yaşında bir kadın olarak yarın bu ülkeye ne bir çocuk veririm ne geleceğimi. neresi olduğu önemli değil, bir yolunu bulur giderim. devrim birleşerek olur, toplumun yarısı zaten bu sistemden çok memnun dış güçleri korkuttuk, savaş uçaklarımız var, yolumuz, namazımız falan var. acilen 18 yaş altı canilere yönelik sistemin değişmesi gerekiyor, amerika'da çoğu durumda çocuk katiller yetişkin olarak yargılanıyor, indirim falan yok. biz niye böyleyiz.emsal bir karar olmalı artık, sistem değişsin.okulda hukuk dersi görüyorum inanın bir sayfa açıp okumak istemiyor canım gözümde masal kitabından farkı kalmadı hukuk kitaplarının, çok ütopik geliyor. sen daha bir caniye hak ettiği ceza veremiyorsun. ben beş yüz sayfalık kitabı okusam ne olucak.
23 nisan ahmet'in doğum günü, 15 olucaktı, yine güzel bir gelecegi olabilicek güzel bir çocuğu toprağa verdik. ahmet umarım çok güzel bir yerdesindir. kalbimize dokundun, tatlılığınla, gözlerinin parıltısıyla artık maltepe kaykay parkına gidince aklıma geliceksin.tıpkı neslican tay gibi onu da ne kadar süre geçerse geçsin unutamıyorum her eylül ayında üstüme bir hüzün çöküyor bakıyorum kaç sene geçmiş diye.
keşke o gün oraya gitmeseydin, ilk laf attiklarinda hemen hicbir yere takilmadan kosa kosa gitseydiniz yine arkandan gelirdi ama en azindan beklemedigin bir anda sırtından bicaklanmazdin bir şansın olurdu kendini savunmak icin ,keske biz seninle hiç tanışmasaydık, ailenle mutlu mutlu yaşasaydın. . umarım senin ölümün yasaların değişmesiyle gelecekte başka çocukların hayatı kurtarır. seni tanımadan çok sevdik. sana bir ömür borçluyuz. - yarın saat 10'da istanbul adalet sarayında olacağız bir grup trabzonspor taraftarı olarak. bakalım o hırtonun arkadaşları ve ailesi bizleri de tehtit edebilecek mi
- bu çocuğun davası sadece kendisinin ve ailesinin değil, aynı zamanda istanbul’u esir almış çeteler ve namusuyla yaşamaya çalışan insanların davasıdır. türk adaletinin bu olayda cinayeti işleyen sanıklara ağırlaştırılmış müebbet dışında vereceği her ceza, yeni çocuk katillerin ortaya çıkışına sebep olacaktır.
ahmet, ailesinin göz bebeği olarak büyütülen, muhtemelen büyüdüğünde donanımlı ve eğitimli biri olarak vatana millete hayırlı bir insan olacaktı ama vatana millete zarardan başka hiç bir şeyi olmayacak insanlar tarafından katledildi. sen kendi değerini koruyamazsan kimse senin değerine acımaz, o yüzden devlet gereğini yapmalı ve doğum oranının bu kadar düştüğü memlekette değerli bir evladının öldürülmesinin hesabını sormalıdır. - katilleri katildir. dumduz katil. vahsice olduruldugu yetmedi, mezarina bile el surecek, ailesini tehdit edecek kadar cureti kendinde bulmus bir de bu katillerin cevresi var. devlete acikca meydan okuyor, yanimiza kalacak diye seviniyorlar. ahmet hayattan koparildi. ata emre akman pizza goturdugu yerde olduruldu. annesi de gelmis bugun destege. nasil icim acidi. daha kac insan kurban olacak bu suc makinelerine? bunlar cocuk degiller katiller. yurt disinda da ornekleri oldugu gibi, katillerinin olene dek hapis cezasi almalari gerekiyor.
- çok üzülmüş(!) "ama...." diye başlayarak konuyu farklı yere çekmeye çalışmış. yaratılmak istenilen algıya mı, niyetine mi söz söylemeli!
ailesinin düzgün bir şekilde yetiştirdiği çocuğu gündüz vakti kadıköy gibi bir yerde hınçla bıçaklayıp, üstüne de tekmeleyip öldürdü caniler.
ve hatta ahmet yere düştüğünde tekmeleyen de olayın ardından "iyi yaptın aslanım" tebrikleri alıyor, gülücükler dağıtıyor hesabında.
ifadesine göre de o gün zaten birilerini öldürmeyi kafalarına koymuşlar. dediğim gibi bunların derdi içeri girip çıkıp 'level' atlamak. nasılsa yasalarımız 3-5 senede salıyor bunları dışarı. bunların derdi öldürdükleriyle hava atmak, suç dünyasında kabul görmek! görsel
bunlar ıslah falan olamaz.
bu sadece çocuğa ve ailesine karşı işlenen bir suç değil. topluma karşı da işleniyor. bu suç nefret suçu. zevk almışlar bunu yapmaktan, politik aynı zamanda.
ben artık kötülere, nedenine, sürüklenmelerine empati yapmıyorum. bazıları saf kötü ve bunlar çocuk değil. bunlar bir süre sonra bu ülkeye karşı da suç işleyecek.
ona göre ele alınıp, ceza verilmeli ve ailenin sesi olacağım burada. başlığı görmek istemeyen, 'ikiyüzlü' bulan engelleyebilir beni.
bu ülkede ses yükselmezse ölen öldüğü ile kalıyor. bir umut adalet yerini bulsun diye ailenin sesi olmaya çalışmışız. yani derdimiz bir yaraya merhem olmaya çalışmak.
ama ne hikmetse bir yaraya merhem olmaya çalışmayan insanların kulp takıp, üstüne 'ikiyüzlülük' ile suçlamasına maruz kalıyoruz, vay arkadaş!
sen burada millete çemkireceğine, git bir mağdurla da sen empati kur, dertlerine derman olmaya çalış. ne gereği var? cidden ne gereği var niyet okumanın, alt metninde başka şey aramanın? "peki sen ne yapıyorsun?" derler insana.
bundan sonra sana soralım nasıl tam insan olunuyor, diye sayın otorite!
sizin gibi insanlık derecesini belirleyenler sahaya insin de görelim nasıl tam insan olunuyormuş, ders ver! he ama bir şey yapmak yerine, yapana burun kıvırmak daha konforlu tabi!
topluma faydalı, insanlara saygılı, ahlaklı bir evlat yetiştirmeye çalışmak kolay değil böyle bir ortamda. emek emek işlersin. çocuk yetiştirmek iyi ebeveynler için zordur.
kendimi annesinin yerine koyuyorum, empati yapıyorum, sahipleniyorum çünkü ahmet, çok ince bir çizgideydi. ya arada kaynayacak ya da sesi duyulup, tepkiler büyüyüp kamuoyu baskısıyla adaletin yerine gelmesi için adım atılacak.
çok rahat suçu işleyenler ve çevresi. alışmış kudurmuştan beter, bunlar için hapise kısa süreli girip çıkmak dert değil. dert olsun onlara istiyorum. gün yüzü göremesinler.
buna da ben el değdiriyorum kendimce mesela. başka adalet arayanlara başkaları değiniyor. herkes gücü yettiğince.
ekşi'de ilk değil birinin hakkını aramak. narin güran, ata emre akman, özgecan aslan, rojin kabaiş vs.. narin gündemden düşmedi.
oğuz acı, veli eren... bunlar italyan(!) değildi.
günlerce burada gündem oldu mu, oldu! ahmet de gündemde kalsın, suçlular cezalarını alsın, yeniden suç işlemek için fırsat bulamasınlar istiyoruz hepsi bu.
destek olmayacaksan köstek de olma!
neden ahmet için ses çıkardığımız da sorun oluyor,
düzgün bir ailenin çocuğu olunca mı sorun oldu? biraz da kendi ikiyüzlülüğünüze baksanız.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap