kürtlerin göç ettikleri hiçbir yerde sevilmemeleri
- türklerin "misafirperverlikleriyle" alakası yoktur..
lan birkaç günlüğüne bizim köye fındık toplamaya gelen adamları bi' sikmedikleri kalıyodu ilk günden. yok kokuyolar, yok iyi çalışmıyolar, çok yemek yiyorlar, işlerine özenmiyolar vs.
insan olmak lazım.
edit: o adamların, kadınların, yanlarındaki küçük çocukların gözlerindeki korkuyu, ezilmişliği gördüm, yaşadım. eksilemen hiçbir şeyi değiştirmeyecek orospu çocuğu.
edit 2: başlık başıma. - avrupa'yı görmemiş dalyarak olarak bu tezi doğru buluyorum.
zira kürtlerin bu ülkenin doğusunda -eğitimsizlik, devletin doğuda feodal düzene izin vermesi, aşırı yoksulluk, çoğu ordu destekli kürtlere yapılan zulümler vs.- gibi nedenlerle bu kadar taşkınlık yapmasını bir şekilde açıklayabilirsiniz.
hadi bunu -hiç alakası olmamasına rağmen- türkiye'nin batısıyla, hatta büyük şehirlerle de özdeşleştirebilirsiniz.
ama avrupa dedin mi orada duracaksın kardeşim. sen türkiye'de yediğin haltların aynısını avrupa'da da yaparsan, her türlü pisliğe karışırsan, yozlaşmış mağara kültürünü inatla orada da sürdürmeye devam edersen kusura bakma ama uganda'ya bile gitsen sevilmezsin.
bir de şöyle bir şey var; avrupa'nın çoğu yerinde bu türktür bu kürttür diye bir ayrım da yoktur*. "i'm from turkey" dediğin zaman çoğu seni arap zanneder. senin iç çatışmalarını vs. bilmez. zaten çoğunun gözünde* potansiyel teröristsindir. bi mevzuat çıktığında türk de yapsa kürt de yapsa onların gözünde birsindir. "arap milleti değil mi hepsi aynı" kafasında yaklaşırlar. - kürtlerin normalde sevilip sevilmediğini inceleyip ardından yapılması gereken.çıkarım.
belki zaten sevilmiyorlardı göçün bir alakası yoktu.
hı? - göç etmek başlı basına bir baş belasi eylem değil midir diye sordurur. bir insan niye göç eder. yerinden yurdundan memnun bir insanın kalkıp göç etmesi anlasilabilir bir şey midir. tarihin en büyük yağmaları talanları bu göç edenler tarafından yapılmamış mıdır. haçlıların, moğolların, kavimlerin göçünde ve amerika'ya göç edenlerin kızılderili topluma yaptıklarında göç eyleminin bir işlevi yok mudur.
göç kara bir bela. yerinden yurdundan memnun adamın işi değildir.
memnuniyetsizsen yeni bir hayat kurmaya çalışırsın. bu memnununiyetsiz sınıflar tarihin ve refah icinde yaşayanların en büyük kabusu olmamış mıdır. olmuştur. - kendilerinden olmayana asgari hoşgörü, azami nefret besleyen faşist bir toplumda bulunmalarıyla hiç alakası yoktur.
anayurtlarından, vatanlarından yerlerinden yurtlarından devlet zulmüyle göç edilmeleriyle hiç alakası yoktur.
bu zorunlu göçün ardından büyükşehirlerin varoşlarına hapsedilmeleri ve yeni yaşam tarzına uyum sağlayamamalarıyla hiç alakası yoktur.
gittikleri varoş bölgelerde, kendi anadillerini konuşmak istemeleriyle, kendi kültürlerini yaşatmak istemeleriyle hiç alakası yoktur.
halkın büyük bir bölümü koyun gibi takılıp muktedirlere boyun eğerken, doksan yıllık sistemli devlet terörüne boyun eğmemeleriyle hiç alakası yoktur.
örgütlü olmalarıyla, toplumdaki yegane dinamik muhalefet olmalarıyla, baskılara, zindanlarda çürütülmelerine rağmen dik durmalarıyla hiç alakası yoktur.
kadirşinas misafirperver türk kardeşleri tarafından, potansiyel hırsız, potansiyel psikopat olarak addedilmeleriyle hiç alakası yoktur.
yoktur yani işte, bu yazdıklarımla hiç alakası yoktur. zerre ilintili değildir. hep pis kürtlerin yüzünden oluyor bunlar. zaten çoğu teöröröörö geri kalanı da bölöcööö..
(bkz: tınne) - avrupa'ya göçenlerin de sevilmemesi durumu; ancak avrupa'ya göçen türkler de sevilmiyor.
velhasıl, üç aşağı beş yukarı aynı bokun laciverdiyiz *. bunu kendimizi aşağılamak için söylemiyorum; iyisiyle kötüsüyle her açıdan benzer özelliklerimiz var. - almanya'da türkler ve diğer göçmenler
fransa'da cezayirliler ve diğer afrika asıllılar
ispanya'da bask ve katalonya bölgesinde ispanyollar, ispanya'nın genelinde afrika asıllılar, basklar ve katalanlar
ingiltere'de irlanda'lılar ve afrika asıllılar
italya'da afrika asıllılar
bulgaristan'da türkler
yunanistan'da türkler
sırbistan'da boşnaklar
amerika'da afrika asıllılar, meksikalılar, diğer latin amerikalılar
neden sevilmiyor diye düşünme fırsatı olmamış insan beyanıdır. bunların hepsi mi hırsız kardeş? öyle olsa bile neden hırsız? diye düşünmek gerek. ha düşünemiyorum diyorsan, kendinle çelişiyorsun demektir. - kesinlikle "itaat etmemelerinden" kaynaklı değildir.
anadolu'daki feodalitenin ete kemiğe bürünmüş hali olan kürt kültüründe,
her şey aşiret ağasının ağzından çıkan bir kaç kelimeye bakar.
siz korucu olacaksınız derse, korucu olurlar!
tablonun tamamına bakıldığında mutlak otoritenin vazgeçilmez piyonlarıdır, kraldan çok kralcıdırlar.
bugün kürtlerin %70 hala akp'ye oy vermektedir.
osmanlıda türkmen ve ermeni katliamlarının taşeronluğunu yapan kürtler, bugün hala orta doğuyu istikrarsızlaştırmak için
kullanılmakta, öne sürülmektedirler.
etnik olarak türk halkı anadolu'nun aşağı yukarı %50'sini oluşturmaktadır ki, buda seçimlere az çok yansımıştır. - türklerin göç ettikleri her yerde alkış alıp tezahuratlara boğulmalarına hiç bir etkisi olmayan eylemdir.
göç eden kendini kabul ettirmeye, göç alan sindirmeye çalıştıkça bu sevmek sevilmemek durumu her zaman enternasyonel sorun olarak hayat içinde yerini alır.
japonya'ya giden karadenizliler, italya'ya giden libyalılar, amerika'ya giden meksikalılar...vs..vs.. hiçbiri gittikleri yerde sevilmezler, ikinci sınıf insan muamelesi görürler, horlanırlar.
bununla birlikte bahsedilen "sevgisizlik durumu"ndaki esas mesele, göç edilen bölgedeki kültürel sıkıntılar ve yozlaşmadır. ekonomik güçlük içindeki göç etmiş sosyal tabakada hırsızlık gibi adi suçlara karışma oranı daha fazla görülür. toplumun huzurunu bozacak davranışlar ortaya çıkar. hor görülmenin ezikliği de eklenince toplum huzurunun bozulması onlar için bir göreve dönüşebilir. işte, bahsi geçen kültür deformasyonu bu sayade başlar.
nasıl ki bir yere göç etmek durumunda kalan kişi her ne sebeple olursa olsun gittiği yerin kültürüne, sosyal ortamına saygı göstermek ve entegre olmak zorunda ise göç edilen yerdeki sosyal yapı da bu entegrasyonu kolaylaştırmak için gereken yapıları ve kurumları oluşturmak durumundadır. bu oluşumun gerçekleştirilebilmesindeki en önemli etmen ise ekonomik güçtür. göç alan bölge, ekonomik ve kültürel olarak ne kadar güçlü ise, ortaya çıkan sorunlar da o derece az olur.
velhasıl-ı kelam kendi bölgesinde "dangalak dogmatik düşünce" ile doldurulmuş sığ bir beyin ile, her boku eksik yamuk yumuk, çoktan "götten yemiş" bir şehre göç edilirse en ufak sorunlar dahi çözümsüzlükleriyle büyür, dev olur.
sorunlu olan bir yerde ise insan kendini dahi sevemez. - aslında işi ırk ayrımına indirgemezsen gayet ülke genelini özetler: bu ülke insanları dışarıdan geleni sevmez, istemez. kürt, türk, arap fark etmez; doğu, güneydoğudan gelip batıya göç ediyorsan seni sevmezler ve istemezler. aynı şekilde batıdan gelip doğu, güneydoğuya yerleşirsen yine seni sevmez ve istemezler (böyle bir olasılık mı var demeden önce yüzyıl başlarında mübadeleyle yunanistan'dan getirilip elazığ veya diğer illere yerleştirilenleri bir dinleyin ya da okuyun bakalım). isterseniz ülkenin herhangi bir yerindeki herhangi bir köye 2-3 aile göç edip yerleşmeyi deneyin; o köyün insanları size alışana kadar ananızdan emdiğinizi burnunuzdan getirir, sonra da sadece alışır ama hep yabancı olarak yaftalar. ya da dikkat edin bakalım bu coğrafyada, avrupa ya da ortadoğu, hindistan, pakistan, bangladeş vs ülkelerden gelip yerleşmiş ya da afrikalılardan oluşmuş bir yabancı komünitesi olmayan bizden başka kaç ülke var? böyle bir olasılıkta o birbirinden nefret ediyor dediğin türk, kürt, arap, boşnak vs vs vs vatandaş bir araya gelip, onlara bu ülkede nefes aldırmazlar nefes!
velhasılıkelam, bu entri kapalı bir toplum olduğumuz gerçeğini bir kez daha bize hatırlatan ancak ırksal genellemeyle amacından sapmış bir tespiti barındırır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap