kurumsal yemekhanelerdeki uydurma yemekler
- zamanında çalıştığım banka genel müdürlüğünde, meksika günü yapılmış, yemek dağıtan ustalara kadar kostüm giydirilmiş ve tatlı seçenekleri arasına mexican sütlaç eklenmiştir. sütlaç. mexican sütlaç.
- (bkz: tavuk prenses)
(bkz: sürpriz tavuk) içinden ıspanak çıkıyor, sürprizi bozuldu ama neyse aganndmahdkm.. - amk hünkar beğendi, orman kebabı, düğün çorbası falan yazanlar var uydurma yemek diye. hayatınız boyunca zurna dürümle mi beslendiniz lan?
- (bkz: yeşil sultan çorba) dünden kalan malzemeleri karıştırıp, kaynatıp, önümüze sunuyorlar...
- üniversite, hastane, okul, işyeri tarzı kurumların yemekhanelerinde abuk subuk isimli yemekler olur. bunları kim uyduruyor diye hep merak etmişimdir. arkada bunun için çalışan bir ekip mi var acaba. biz fakültede bir yerden sonra çorbaların örüntüsünü tanıyıp aslında bazalde sürekli iki çeşit olduğunu keşfedince kırmızı çorba ve beyaz çorba derdik. kırmızı çorba çıktığı gün yemekhaneye gidilir, beyaz olan gün gidilmezdi.
(bkz: köylüm çorba)
(bkz: 3 peynirli patates)
(bkz: şefin köftesi)
(bkz: etli güveç türlü)
(bkz: pirzola kapama) - her hafta mutlaka gemici usülü kuru fasulye çıkar. ulan gemide mi çalışıyoruz otomobil fabrikasında mı belli değil
- (bkz: şefin topları)
günün menüsünde bu yazıyor aq. yarın ne çıkar bilinmez artık. aşırı kurumsal olduğumuz için. - katıldığım önerme. geçen yemek listesinde pembe sultan isimli bir şey vardı hepimiz tatlı sandık, mor lahanayı yoğurtlamışlar kendilerince adını da pembe sultan koymuşlar, isimleri kendi kafasına göre koyan sözde yetkili adam bence çok eğleniyor.
- örnek olarak adı yazılan yemeklerin çoğu literatürde vardır. kabak kalye, cevizli erişte hatta tas kebabı yazan var... bir yemeği siz ilk kez duyduğunuz için o yemek uydurma olmuyor gencolar. damak zevki öznel. evlerde pişen yemekler de sosyoekonomik ve kültürel, dolayısıyla oradan eleştirmek istemiyorum. kibarca, siz az çeşit biliyorsunuz diyelim.
- kyk'da kaldığım dönemde yurtta sürekli aynı beyaz çorbanın farklı farklı adlandırılmış hali çıkıyordu, bir gün içinde tavuk olmamasına rağmen tavuklu çorba, bir gün yayla çorbasıyla uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen yayla çorbası, bir gün adını hiç duymadığımız garip isimli bir çorba olurdu. değişmeyen tek şey ise çorbanın beyaz olması ve bütün farklı adlandırılmış hallerine rağmen tadının hiçbir farkı olmamasıydı.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap