nihat genç
- "biz turk filmlerindeki tecavuz sahnelerini izleyerek masturbasyon yapmis bir halkin cocuklariyiz, kimse bizden saf ve temiz duygular beklemesin" diyen, ilk genclik yillarinda saglam ulkucu olan agresif ama tumuyle gercekci yazar.
- "80 yaşındaki annesi ölünce metanetini koruyamayan, 20 yaşındaki evladı ölen anneden metanet bekliyor. annesi ölene öksüz, babası ölene yetim, eşi ölene dul derler ama evladı ölene bir isim yok, çünkü bu isim verilemeyecek kadar kötüdür." diyerek six feet under'a selam çakmıştır.*
- iyi bilirdik. allah rahmet eylesin
ne de güzel demiş...
--- spoiler ---
çok eskiden bizim inandığımız bir ülke vardı. bu ülkenin rauf orbayları, mustafa kemalleri, müftüleri, hocaları, askerleri, ülkeden büyük insanlarımız vardı. 17. asırda da, 20. yüzyıl başında da her dönem.
kasabalarına sığmayan insanlarımız vardı bu ülkede. çok büyük insanlardı, yürekleri büyüktü sınırlar dar geliyordu, camiler dar geliyordu.
pakistan’dan bosna’dan uçsuz bucaksız yerlerde doktorluk yaptılar, öğretmenlik yaptılar, askerlik yaptılar, nöbet tutular. şimdi geldiğimiz yerde böcek sürüleri gibi insanlar. medyayı doldurmuşlar ama böcek sürüleri, adı yazar ama böcek sürüleri
--- spoiler ---
devamı burda - geçtiğimiz ay dem' li sırrı süreyya rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. ricali devlet dahil memlekette kim varsa hastane önünde kuyruk oldu. memleketin en iyi lüks hastanesi florance nightingale ve en iyi doktorları seferber edildi. süreci ekranlardan dakika dakika verildi.
yani son günleri dahil bir hıyrını görmediğini söylediği cumhuriyetin tüm imkanlarını dibine kadar sömürdü.
okumak için ankara'ya geldiğinde cumhuriyetin sağladığı imkanlarla ilk defa bir ögünde 3 çeşit yemek yenildiğini tecrübe eden sırrı ömrünü ona bu imkanları sağlayan cumhuriyete karşı savaşmakla geçirdi.
teröristbaşına babam dedi, devletin yıkılması milletin bölünmesi için terör örgütünün siyasi kanadında yer aldı, pkk' lı leşler için şehit kavramını kullandı, sözde ermeni soykırımı dahil her meselede türk milletine hasımlık güttü.
bu hasımlıkları güderken vekil oldu, meclis başkan vekili oldu. teröristbaşına babam dedi, barış elçisi oldu. postacılığını yaptığı terör örgütünün taleplerini kabul etmezsek örgüt tarafından öldürüleceğimizi ima etti ve ölüm haberini verecek başçavuşun evimize geleceğini söyledi. tartıştığı enver ayseveri evine örgütü yığmakla tehdit etti. bu haliyle sevimli adam oldu. barış elçisi oldu.
ömrü cihangir'in sosyetik mekanlarında geçti. bu şatafatlı hayatı yaşarken muhalif aydın!!! sayıldı.
dün nihat genç abimizin entübe edildiği haberini aldık. bir gün evvel hastaneye gitmiştik. yenge hanım ve oğlu vardı.
nihat abi bir kuzey fırtınasıydı. doğru, deli, dolu.
hayatını bu millet için yaşadı. kalemi bu toprakların en güzel hikayelerini yazdı. eyvallahsızdı. yeri geldi seyyar satıcılık yaptı.
bir gün akşam yürüyüşü yaparken, gel dedi şurda sana bir döner ısmarlayayım. abi aç değilim dedim. o an göz göze geldik, fatih dedi param var. param var dediği buraya yazsam pek çok insana komik gelecek bir rakamdı. içim sızladı. kitaplarından dolayı biraz telif gelmişti.
hayattaki mal varlığı bir evi oldu. evi aldığında aramış ve o çocuksu heyecanıyla evim var artık fatih demişti. ev görmesine eşimle gittim. evi nasıl bir heyecanla gezdirdiğini anlatabilmek için nihat genç olmam lazım.
yazacak çok şey var. ancak yazacak takatim yok.
sırrı, cihangirin sosyetik mekanlarında muhalif aydın??? rolü keserken nihat abi yüksel caddesinde engürü kıraathanesinde oturuyordu.
nihat abi biricik evladına iş bakarken sırrının kızı ve damadı alaçatıyı üstlerine yapıyordu.
bu toprakların soylu çocuğu nihat genç hastanede entübe halinde. tedavi gördüğü hastaneye gelip gidenler sadece dostları. ne ricali devlet var ne mersedeslerle, makam şoförleriyle gelenler…
bir tarafta cumhuriyet için yaşayan ve yazan nihat abi diğer yanda sırrı… bu turnusol mahiyetindeki iki hayat size bir şey anlatamıyorsa benim yazarak anlatmam imkansız. ne yazalım, ne anlatalım…
fatih eryılmaz twitidir.
x linki - son yıllardaki konuşmalarını takip edenler, ara ara kendisinin de ölümü ve hastalığı beklediğini yakalamışlardır. biz de gidiciyiz ana temasını...abim olayı da biliyordu yani...ama nefesi yettiğince türk milletini savunmuştur. allah herkese böyle bir cesaret, feraset ve dirayet versin.
ümitli olmasam da acil şifalar diliyorum nihat abi'ye...
olm kim ne yazmış diye hızlıca baktım, mit'in içine yerleştirilmiş türk solunu bölüyordu kullanışlı aparat yazan var.
öncelikle solunu sikeyim senin, mit'in aparatı ama devlet hastanesinde zar zor bağış toplanarak tedavisi uygulanıyor di mi?
amk çocuğu ve çocukları, solcu aparat görmek istiyorsanız sırrı abe'niz için mit nasıl seferber olduydu onla karşılaştırın bi.
solunuzu sikeyim, amk kürt milliyetçisi olup solcu türk taklidi yapan ve/veya bunların güdümüne giren amk npc'leri sizi...
mit ajanı ama bağkur'dan emekli maaşıyla yaşamaya çalışıyordu di mi?
söylesene amk sol edebiyatçısı, aynı devlet sırrı süreyya önder kalp krizi geçirdiğinde kaç profesör görevlendirildiydi?
amk nihat abi, bizi bu götverenlerle yalnız bırakma ne olur. - sibel can için ise yemekhane kedisi suratlı karı diyerek olaya son noktayı koymuştur.
- 70'li yılların eski tüfek mhp'lilerindendir.
ağır ülkücü abileri yurtdışına kaçırdığı, alparslan türkeş'in karşısında eğilmeyen, hatta elini sıkmayan tek adam olduğu hala anlatılır.
seversiniz, sevmezsiniz, ama bu adama 'korkak' veya 'öngörüsüz' diyemezsiniz.
28 şubat sürecinde dönemin en kudretli generallerini, cumhurbaşkanı iken süleyman demirel'i sinkaflı eleştirebilecek kadar taşşaklı tek adamdı.
hatta o o derece sert yazardı ki, bi aralar derin devletin, istihbaratın adamı olduğu filan söylenir olmuştu.
ayasofya'nın açılacağını, karadeniz'de petrol, ege'de altın, iç anadolu'da bor bulunacağını, bunun yandaş basın tarafından büyük puntolarla servis edileceğini, 1 ay geçmeden de unutulacağını yıllar önce söylemiştir.
keza, 8 şubat 2016'da darbeden 5 ay önce fethullah gülen'in işareti verdiğini, cemaatin askeri darbe yapacağını söylemiştir.
kimsenin aklının ucundan geçmezken 3 ay öncesinden davutoğlu ile erdoğan'ın ayrılık yaşayacağını çünkü tayyip'in parlementer sistemi kaldırıp, başkanlık sistemiyle kendisinin tek adam olmak istediğini, ve hatta biat etmeyecek olan gül, davutoğlu, babacan gibileri partiden dışlayıp düşmanlaştıracağını bile öngörmüştür.
muhalefet partilerini de, iktidarıda bozkurt resminin önünde kıyasıya eleştirmiştir;
28.30'dan itibaren;
https://youtu.be/vfpql-bd9aw
"siyaset teorisi bize ne diyor? kurulmuş her parti, her iktidar günü gelince gitti, gidecek. hitler de gitti, fransız ihtilaliyle gelen robespierre'ler de gitti. herkes geldi ve gitti. kanuni sultan süleyman bile gitti. şimdi bunlara bunu diyemiyorsun. 'sultan süleyman dünyaya hükümdar olamadı' diyemiyosun. ölümsüzlüklerine inanmışlar. ölüm'ü hatırlatıp, 'bir gün gideceksiniz 'diyemez duruma geldik. haşa, işte bu allah'a şirk koşmak. kendilerini kaderi mutlak kabul ediyorlar... bakın çok acaip birşey. geldiğimiz yer ortaçağ ve işte diktatörlük bu. kilise ve incil'in koyduğu şey. hitler de, robespiere'de ...bütün iktidarlar gideceğini anladığı zaman daha baskıcı, yok edici, imha edicidir... stalin gibi... herkes sınırı olduğunu birgün anlayacak...sarayın da bir sınırı var. gücün, kudretin, iktidarın da bir sınırı var. herşey ellerinde. bu onlara sahte bir güç veriyor evet, ama bir gün bunların biteceğini anlamak onları daha baskıcı, daha yobaz, daha sert yapıyor...cumhuriyetimizi geri istiyoruz, biz cumhuriyeti sizin şeyhinizin donundan çıkarmadık... bu dünyada her türlü kötülüğü yapmışsın, şimdi korkuyorsun. öteki dünyaya nasıl gideceksin... kendileri gibi olmayan herşeyi, herkesi imha ederek yaşayacaklarını sanıyorlar. iktidara gelince baktılar ki cennet öte tarafta değil cennet bu tarafta... yeryüzündeki cennete öyle vahşice saldırdılar ki... öbür dünyayı, imtihana geldiklerini unuttular, egoları şişti, gazapları büyüdü. derviş vahdeti bile kahraman yaptılar. mehmet akifi değiştirdiler. abdülhamiti değiştirdiler.
bunlar tarihi değiştireceklerini, hafızayı değiştireceklerini, tabiatı değiştireceklerini sanıyorlar. bizi karınca gibi ezebileceklerini sanıyorlar....bunlar şükürsüz geldi, şükürsüz gidiyor.
saray yalnız değil, saraya bağlı yüzlerce yazar da bu kafada. kendilerini çok büyük, mağrur, sual edilmez, ne dedilerse kanun sanıyorlar...
bu toplu paranoya.... orta çağlar buydu.
bunu yapamazlar. biz cumhuriyetin çocuklarıyız. insan eşitliğine inanıyoruz...yaratılmış herkesin eşitliğine inanıyoruz...
bize padişahlık yapamazsınız! bize tanrılık yapamazsınız! bizim önümüze yeni tapınaklar koyamazsınız. bizim önümüze şeyhler koyup, şeyhleri yetiştiren adamları hakim savcı yapamazsınız. ...hepsiyle hesaplaşacağız! kabul etmiyoruz! muhteşem bir isyan kültürümüz vardır, itiraz kültürümüz vardır, başkaldırı kültürümüz vardır. ...günü ve saati geldiğinde bunların hepsini yaşayacaksınız ve göreceksiniz. size hatırlatıyorum, insansınız ve öleceksiniz! iktidarınız birgün bitecek! bunu kabullenin...insanlarla kardeş olmayı,adil davranmayı bugünden öğrenin...
hocam ikide bir türk milleti var diyorsun. nerede bu türk milleti diyorlar? şu dilenenler mi? hayır! tarihin içinden gelen bir millet var. sizin yakanıza yapışacak. size dar edecek. bunların hesabını soracak!...
beni korkutamazsın. ben tabi ki öleceğim. ya bir minibüsün tekerlerinde ölürüm. ya senin zindanlarında. farketmez!
ben allahın karşısında hesap vereceğim. sen kimsin? kendinizi allah yerine koyamazsınız!
tarihin bütün o pis diktatörleri de işte buydu. ve birgün halklar geldi. kurtuluş savaşları geldi. hepsinin boynuna yapıştı...
başkaldıran kimse, itiraz eden kimse, kabul etmeyen kimse, korkmayan kimse, cesaret gösteren kimse, uygarlığı kuran onlardır. siz değilsiniz!
kabul etmiyorum
kabul etmeyeceğiz..."
yazık sana kara nihat!
her şeyi öngörebilecek kadar donanımlısın,
ama bu necip milletin teveccühlerine mazhar olamıyorsun
vallahi aşk olsun sana! - "yaza yaza yazar oldum" diyen insan.
yıllar sonra not: sitenin birinde aptal bir arkadaşımız bu entry'yi nihat genç'i aşağılamak için girdiğimi zannedip bana papalina tava şapşalı demiş. bir insanın başka bir insanı savunurken kendini aptal duruma düşürmesine üzülmemek elde mi... ah be kardeşim, keşke bu entry'yi yazarken nihat genç'in tutkuyla yazmasının sırrını anlatmaya çalışıyor olmayıp da gerçekten aşağılamaya çalışıyor olsaydım, en azından "birileri bana kızmış hmm" der geçerdim. şimdi ise "aptalın biri bana kızmış" demek zorundayım. sanırım sen de okuya okuya "okur" olabilmelisin artık. - kendisi asagidaki aciklamayi iletmistir:
"ben nihat genç, ekşi sözlük'te hakkımda yazılan notlardan nihayet sıcacık bir mesaj aldım, 1062 numarayla realstarling, teşekkür ediyorum, ben sizdenim, elmayı 'nazik' soyacaksın, 'siz' kimsiniz siz de ben de bilmem, 'biz' kimiz bunu da bilmem, ama söyleyeceğim şudur, 'son meclisi cam üstüne cam olsun erenler, şükranla veda ettiğimiz camı fenaya, son pendimiz ahlafa devam olsun erenler'.. yani şu, bu satırları kaleme alanın kadehi kadehime denk geldi, selam olsun.. sevgili dediğin gece gelir, bu saatten sonra aşka düşmek feryadımızı dilenciye benzetir. bu çocuk kimse söyleyin, kılıçlarım demirden değil sahilde kum'dan yapılmış, bilmiş.... adorno'nun lafı mıydı, bu dünyada hiç kimse hiç günahsız yaşayamaz. derrida'dan öğrendiğim bir hayat yaşadım, tecrübelerim tercüme olunamaz, bu yüzden yoktur herkese karşı bir doğrusu kimsenin. heidegger'den öğrendim, zaman şimdi'dir, hiçbir şey genellenemez, şu anda yaşadığım yalnız biricik benimdir, bu yüzden sadece birbirimizin iz'ini süreriz. sizi de beni de var eden ilahi bir inad var: bu aşk'ı bırakmam.. artık ayıp ve günahlarınızı koynuma alıyorum. itiraf edin hepimiz bizi öldürecek bir güzelliğin esiriyiz, ben de biliyorum gençlik şarap zamanıdır, beni iranlı şairler hafızlar, hayyamlar camii'ler büyüttü, kime aşık olduysam önceden bildiler.. anlıyor ve biliyorum kurulmuş bir meclisiniz var, mecliste her kimsenin başka bir hüneri felsefi bir hikmeti var.. size küfrettim ve belki de çokta küfredeceğim, ama herşey şarap meclisinde olup bitti, yalnız şarap ve güzellik insanı yormaz, dünyayı düşünmeye başladığım ilk günden beri biliyordum, hüzün sahibi insanlar bu çağın soylularıdır, küfürleri bizi unutmamak için cilveli bir bahanedir.. en güzel iyiliği henüz duymadık ama inadına inad rüzgar esmeye devam ediyor. bu çocuk kimse söyledi işte, benim dinim duman'dır suçu herkesin sarhoşluğudur, bu dünyada yaratılmış hiç kimse aşk'ta yanlışlık yapmadı ve okudum çok çok yazılarınızı, siz de benim gibi düşünüyorsunuz, bu dünyada bir hazine varsa henüz toprağa düşmedi, ama bu aşk'ın dedikodusu ne çok ne sert bir kavgaya soktu her birimizi, ne diyeyim, evvel giden ahbaba selam olsun erenler, selam olsun ekşi sözlük."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap