• 9 bin sayfalık iddianameyi okudum. kanıtları inceledim. detaylara yoğunlaştım. gözlüğümün sapını kemirdim. kahve üzerine kahve içtim. gökdelen ofisimin camından aşağıya tükürdüm. birbiriyle ilişkilendirip duvara yaydığım argümanlara sessizce baktım. yerlere saçılmış sayfalar birbirine girdi, onları toplarken biraz da sinirle vardığım sonuç is:

    pointer intiharın eşiğinde.

    aşkına karşılık almayacağını o da biliyordu; ama tazicle suçlanmış olması onu çok yaraladı.

    "nişanlıyım, evlenmek üzereyim, hayatımı mahvedeceksin..." diyen kadını anlamayan adam da kadının onun aşkını bir türlü anlayamadığını, onu kendisinden başka kimsenin sevemeyeceğini, onunla beraber olan herkesin sadece onun bedeniyle ilgilendiğini anlatmaya çalıştı, bunu savundu. oysa ki adamın içindeki aşk, yaşayabilecekleri hayat tıpkı kadının da beğendiği o filmlerdeki gibi değil miydi?

    evet öyleydi. kadın da beğendi adamın yazdığı şiirleri, sözleri, iltifatları... kadınlığını hissetti... ama bu kadar. çünkü kadın kendini kurtarmak zorundaydı. varlıklı bir sistem oyuncusuyla, geniş omuzlu bir adamla evlenmekti istediği, aşkın kuru soğan kokan ağzıyla yüzleşmek değil. ergenlikten boşlukta kalan hislerini biraz da olsa tatmin etmişti kadın adam sayesinde ve hala daha ilgi çekici olduğunu, aklının halen daha işliyor olduğunu, beğenilerinin bir erkeği etkileyecek kadar doygun olduğunu ispatlamıştı kendisine; ama fazla kaptırmaması gerekiyordu kendini çünkü artık evlenmek istiyordu, bu cicoz oyunlarıyla uğraşacak vakti yoktu.

    veda mesajları yazdı adama. artık onu rahat bırakması gerekiğini söyledi, onu rahatsız etmemesini. hayatının dönüm noktasına gelmek üzereydi. başka birini seviyor ve onunla evlenmek istiyordu. bu süreçte her şeyden çok huzura ihtiyacı vardı. geçmiş bütün sanal hesaplarını kapatacaktı; çünkü ondan haber almak, aklını karıştırıyordu... çok tatlıydı; ama bunu kimseye yapamazdı. elveda...

    çocuk aylarca ona ulaşmaya çalıştı. bildiği bütün kızılderili numaralarını denedi; ama nafile. hayat filmlerdeki gibi değildi. hiçbir internet sayfası amerikan filmlerindeki hızla açılmıyordu; ama o hızda suratına kapılar kapanıyordu. sosyal, a-sosyal bütün hesaplarda kadını arıyor ve bazen de ulaşıyordu. ulaştığında ise ona olan aşkını yeniden gösteriyor. onsuz yapamayacağını belirtiyor. onu anlaması için yalvarıyordu. onun için her şeyi yapardı. nişanlısı ona nasıl bir hayat vaat ediyorsa fazlasını verebileceğini söyledi. ne istiyorsa yaratacaktı. yeter ki onu anlasın... sevgisini görsündü. baraj duvarlar çatlıyordu aşkının basıncından, bu suyun altında kalsınlardı işte...

    kadın adama güvenmedi. erkek kuşun kendini kabartması gibi geldi. uçup gitmeliydi; ama uçup gittiğinde bile peşinden uçan, onu bulan, yine kur yapan bir adam vardı peşinde. nişanladığı adam bunları bilmemeliydi; çünkü kabul edemezdi olanları. kadını suçlayacak, ona inanmayacak biriydi. kadın yalnız kalmıştı. bu sorunu çözmenin tek yolu, laftan anlamayan birini artık bir şeyle cezalandırmaktı; bir öcüye vermek!

    her iki tarafın da rızası dahilinde bu iletişim gerçekleştiğinden, hukuken herhangi bir şikayette bulunamazdı. kanıt olarak göstereceği şeylerde kadını açıkça tehdit eden herhangi bir olgu da yoktu. hayat cahili heyecanlı bir adamın çocukça aşkından başka bir şey değildi olanlar. ama adamın naifliği kadının umurunda değildi artık! nasıl olursa olsun bitmeliydi bu olanlar. onu ifşa etmeliydi! aşkına karşılık vermediği takıntılı bir adamın delice mesajlarını kesmesi gerekiyordu... istikbali söz konusuydu.

    ekşi sözlük!

    her gün en az bir rezaletin başlığı açılan yer. yeri geldiğinde candan bir baba, yeri geldiğinde dayakçı bir abi! ve tabii ki orada mağdur olan kadını kollayacak olan binlerce erkek vardı. kadına bunları yaşatan adamı itin götüne sokacak yüzlerce kadın. onu rezil edecek, hemen facebook hesabını, twitter kuşunu, instagram şeysini bulacak onlarca gönüllü ajan vardı sözlükte! evet!

    let the linç begin'di bu saatten sonra. inceldiği yerden kopsundu artık! olayın ciddiyeti, kadının mağduriyeti açığa çıksın, hanya konya gözüksün, ak ve kara götler mesaiye başlasındı.

    başlık açıldı. dert yakıldı. ortalık toz duman oldu. ucu açıkta pek çok ip dolanmaya başladı. adam rencide oldu. kadın, taciz edilen kadın konumuna geldi. caps'ler alınır gibi oldu ama tam alınmadı! ortaya koca bir muamma geldi oturdu.

    her yerinden bozuk ruh sağlığı damlayan bir hikayemiz oldu. erkeklere olan duygularını kendine ifade edemeyen bir kadın, olanları bilmeyen bir adamla evlenmek üzereydi. kadınlara olan hislerini denetleyemeyip, ona gülümseyen her kadına annesi gibi yanaşan sevgiye aç bir adamın hikayesiydi bu!

    eyyorlamam bu kadardı.

    (bkz: haydi hayırlı tıraşlar)
  • okumaya üşenenler için bi kublelik özet: ezik bir oğlan, egoban* bir kıza aşık olmuş.
  • (bkz: güzin abla tadında sorunları olan sözlükte takılmak)
  • (bkz: hobaa)
    çekirdeğimi aldım izliyorum

    edit: öeh öyle caps mi atılır yav naptın? anasayfanın değil resmin linkini atacaksın.

    editto usta: ok düzeltildi
  • zerre umrumda olmayan olay. sanal alemde olduğu için sallamıyorum. hele bir de sözlük gibi ortamda.

    hanımefendi ile pointer nickli arkadaş arasında nasıl bir ortam oluştu da hanımefendi mail adresini bile yazara yollamış merak ediyorum.

    ulan burada insanlar, ifşa olmamak için bir yerde ak dediğine diğer yanda kara diyor siz gelmiş mail adresinize kadar başkalarıyla paylaşmışınız sonra vik vik.

    adamı falan savunmuyorum. eğer hayır cevabı aldıktan sonra hala taciz ediyorsa sanal ortamda yaptığı düpedüz karaktersizliktir. fakat ne oldu da bir insana mail adresinizi verdiniz?
  • destek atmak için bir ispat beklediğim durum.
    mahzuru yoksa, hukuki bir sıkıntı yaratmayacaksa, mesajlarından, diğer sitelerden, maillerden falan bir caps falan olur.
    öyle bir şey varsa ayıp yapmış hayvanın oğlu.

    edit: evet ayıp yapmış hayvanın oğlu. babasını tenzih ederim.
    caps lar geldi. gerçi gelmese de şikayet edilen yazarın bazı entryleri bi ince takıntı kokuyor.
    (bkz: dusun ki o bunu okuyor/@pointer)
    akrabalar falan karışmış, kız evlenecek. valla sıkıntılı durum.

    ya çok güzel mecra da işte bazıları bokunu çıkarıyor
hesabın var mı? giriş yap