hesabın var mı? giriş yap

  • çocukken;

    anne ve baba arasında herhangi bir kan bağının olmayışını öğrenmem. sanırım 7-8 senelik hayatım boyunca duyduğum en enteresan şeydi bu benim için. ben babamla akrabaydım, annemle de. ama onlar değillerdi. allah allah... resmen şok olmuştum.

  • bu adama is adami diyolar, milyonlari catir catir yemisler diyolar da, ben resimlere bakinca kuaforde calisan ve genelde tasakli musteriyle ilgilenen kuaforun, olm fon yap ablana dedigi bir yamak goruyorum.. boyle karizmatiklikten yoksun, boyle siradan, boyle inek bakisli bi adam nasi yolsuzluk yapiyo arkadas ya.. ben mi cok holivud filmi izledim anlamadim.. bi de adam icin, kirk sekiz milyonluk ev hediye almis diyolar.. anama gostersem beni istiyo bu adam diye, istemeye eve aldirmaz lan bu adami.. hayat hakikaten cok ilginc.. saskinim..

  • ölüm deneyimi yaşayan insanların sıklıkla bahsettiği "hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti" tanımlamasının, beyinin ölüm tehlikesi karşısında bir çıkış yolu bulabilmek için eski deneyimlerden faydalanmak istemesi olayından ibaret olması.

  • * ağrının başın bir yarısında görülmesi nedeniyle latince'de "yarım baş" anlamına gelen "hemicrania" sözcüğünün deforme olmasıyla bu şekilde adlandırılmıştır.

    * frekansı, süresi, şiddeti kişiden kişiye değişen tekrarlayıcı baş ağrısı atakları olarak tanımlanmaktadır.

    * iki evreden oluşur.
    1) bu evrede damarlar serotonin'e tepki vererek daralır, kafa derisi ve beyne giden kan akımı azalır. bu evre ağrısızdır. beynin daha az oksijenlenmesinden dolayı halüsinasyonlar/migren auraları görülebilir. (aura: lat; hafif rüzgar, esinti)
    2) bu evrede ise bölgede azalan kan akımını telafi etmek için damarlar genişler. vücut bir denge kurmaya çalışır.* damar çapları neredeyse normalin iki katında çıkar, damar duvarları gerilir. o bölgedeki damarların innervasyonu/sinirsel kontrolü nervus trigeminus tarafından yapıldığı için, nervus trigeminus'un innerve ettiği diğer alanlarda da (alın, gözler, yüzün üst kısmı) ağrı hissedilir.

    * damar yapılardan kaynaklandığı için "vasküler baş ağrısı" olarak da adlandırılır. kalp atımında bağlı olarak ağrının şiddeti değişebilir. taşikardi ve aritmiler ağrının şiddetini arttırır bu sebeple yatıp dinlenmek iyi gelir.

    *genellikle tek taraflı olan bu ağrıya fotofobi, bulantı, kusma veya anoreksi eşlik edebilir. aynı tarafta ağrı tekrar edebileceği gibi bir sonraki atakta başın diğer yarısında da görülebilir.

    * bulantı, kusma:
    vücut kendini mükemmel bir şekilde dengede tutuyor. kusma ile birlikte kafa içi basıncın değiştiğini önceden deneyimlemiş olduğu için yine kusarak azaltabileceğini biliyor, bu eğilimini bulantı olarak bize haber veriyor. eğer ki bulantıdan sonra kafa içi basıncı hâlen düzeltilebilir olarak görürse kusma gerçekleşmiyor ama bu basınç kontrol edebileceğinden daha fazlaysa kusma gerçekleşiyor. (burada daha denilmesindeki kıstas yine önceki deneyimler ve o basınç değerinde tehlike arz etmesi veya etmemesi)
    kısaca basınç mekanizmasını özetleyecek olursam arasında iki piston olan bir gaz dolu bir kap olduğunu varsayalım. en alt kat piston arası karın bölgesi olsun; abdominal basınç birinci ve ikinci pistonlar arası göğüs kafesi (toraks) ve üst katman yani ikinci pistonla kabın tavanı arası da baş bölgesini (kafa içi basınç) temsil ediyor. karından yani kabın en alt katmanından bir miktar gaz alındığında ilk piston da bir miktar aşağı inecek ve ara bölmede basınç azalacak bunu takiben de ikinci piston aşağı inrcek ve tepe/baş bölgesinde basınç azalacaktır. bir çok kusmadan sonra migren ağrısının doğrudan kesildiğini soylemesinde bu mekanizma yer alır. burada karın ile göğüs kafesi arasındaki piston olarak diyafram görev alır.

    * migrenin ilk tanımlanması 5000 yıl öncesine dayanır. güney amerika'da bulunan eski kafataslarında iyileşmiş cerrahi delikler görülmesi; peruluların uyguladığı cerrahi drenaj tekniği kronik baş ağrısı için yapıldığı bilinen ilk çalışmalardır. perulular bu işlem için tahta sopanın ucuna siyah cama benzeyen obsidyen taşından bıçaklar kullanıyorlardı. avrupa'da ise aynı işlem sırasında bıçakla kesilen kemik parçası daha sonra baş ağrısının kaynağı olduğuna inanılan kötü ruhları uzaklaştırmak amacıyla muska gibi boyunda taşınıyordu.
    naçizane fikrim; kafatasına delikler açarak bir miktar kanın dışarı akmasını sağlayarak kafa içi basıncı azaltmak istemiş olabilirler buna kaynak bulamadım. bu arada 20000 yıl öncesine ait delikli kafatasları da var fakat henüz onların migrenle ilişkisi kurulamamış.

    * migren ağrısının oluşumundaki temel etkenlerden biri seratonindir. (seratonin tetikleyiciler; bakla, peynir, mayalı yiyecekler, şarap, çikolata)

    * tek taraflı (hemikranial) veya nadir olarak da yaygın (holokranial) baş ağrısı söz konusudur.

    * migrenin en kuvvetli tetikleyicilerinden biri de östrojen ve progesterondur. ergenlik döneminde kadın ve erkekte migren görülme sıklığı neredeyse aynıyken ilerleyen dönemlerde kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık üç kat daha fazla görülür.

    * yorucu bir aktivite sonrası veya stres altında bırakan faktörler ortadan kalktığında giren migren ağrısı vücudu istirahate zorlayan bir adaptasyon mekanizması olabilir.

    * menstrual migren
    ağrı çoğunlukla adet döngüsüne göre tekrarlanır.
    macgregor’un yaptığı tanımlamaya göre ;“menstrüel migren” sadece menses başlangıcının birinci ya da ikinci günü boyunca meydana gelen migren iken, “menstrüasyonla ilişkili migren” ise mensesle olduğu kadar menstrüel siklusun diğer günleri de ortaya çıkabilen migren olarak belirtilmiştir
    östrojen ve progesteron seviyeleri siklusun premenstrüel fazında düşüş gösterir. premenstrüel östrojen çekilmesi ile sonuçlanan uzamış östrojen maruziyetinin migren baş ağrılarını arttırdığı sonucuna varılmıştır. devam eden yüksek östrojen seviyeleri ise progesterondan bağımsız olarak migren ataklarını ertelemektedir.

    * kadınlarda migren ağrısı genellikle doğurganlığın düşük olduğu dönemlerde ortaya çıkar. (regl öncesi, gebeliğin dışarıdan belli olmadığı ilk aylar, menapoz) bu açıdan bakınca türün devamlılığı için migren cinsel davranışı yönlendiriyor olabilir.
    (bkz: bu gece olmaz başım ağrıyor)

    edit: sıralama + * bulantı kusma eklendi.

  • çok sevimli satıcılar var burada. alacağım ürünle ilgili ne zaman çetleşsek oldukça samimi diyaloglar oluşuyor. genelde cümlelerine "dear friend" diye başlayıp samimi bir esnaf gibi ilgileniyorlar. cümlelerinin sonunda da mutlaka sevimli bir smiley koyuyorlar. mesela bir keresinde takip numarası da olmadığı için 50 küsür gündür gelmeyen bir ürün için, "takip numaram da yok 50 gündür bekliyorum ama gerçekten yolladınız mı?" diye sormuştum da eleman, "bu ürünün garantisi benim kardeş ürünü yolladım biraz daha sabır istiyorum senden" deyip sonuna da yüzü kızarmış smiley koymuştu. ben de "tamam bro sen öyle diyorsan bekleyeceğim" diyerek elleri ağzında kıskıs gülen smiley koymuştum. geçenlerde ürün gelince feedback'lerime baktım da elemanın yazdığını görünce kahkaha attım. abi devamlı müşteri yağlar gibi yağlamış.

    "very nice buyer, ıf i have 10 stars,i will give you 12!!!"

    vay be çok iyi almışım demek ki. nasıl da almışım ama. aldığım da 5 dolarlık bir lego. çok feci lego alırım. elin çinlisi bile kayıtsız kalamamış bu alışıma. müthiş bir alıcıyım.

  • sayın cumhurbaşkanımızın yine danışmanlarından mülhem bir şekilde ortaya koyduğu öneridir.

    ülker link

    diyor ki sayın reis-i cumhur: gelin paraları altına dönüştürelim. altınla ifade edelim. finans sektöründe katılımcı finans anlayışının para biriminde altına endeksli bir adımın atılmasının çok daha isabetli olacağı inancındayım. tabii ki %52 ile seçilmiş bir cumhurbaşkanının ekonomi bilgisini ve birikimini benim gibi, en son ilkokul beşinci sınıfta sınıf başkanı seçilmiş bir avam eleştiremez. ama sanki bretton woods anlaşması ile 1944'te başlatılan altın-dolar sisteminin 20 senede patladığını; patladığı başta kabul edilmese de 10 sene içinde sistemin çöktüğünü ve 1971 yılında altın-dolar uygulamasından vazgeçildiğini hatırlar gibiyim. ben de yanılıyor olabilirim tabii, sonuçta sınıf başkanlığı mevzusu...

    neyse, reis-i cumhurumuzun danışmanları sanırım ekonomi tarihi okumuyorlar ki bu sefer de paraları altına endeksleyelim diye öneri getirtiyorlar değerli büyüğümüze.
    afacanlar.

  • rezalet degil bombok bir durum. hadi kasanin acildigi tespit edildi, icindeki tutar nasil ispat edilecek?

    edit: hayatinda hic banka kasasi kiralamamis sigirlar diyor ki kasadaki tutar ispatlanir; adam parayi cekip kasaya koymus iste.. hesap hareketlerinden bakilir diyenler var.
    banka sizin kasaya ne kadar ne koydugunuzu kesinlikle kayit altina almaz, (ne kamera ne de evrak olarak) size kasa verir ve sadece guvenligini saglar. siz icinde mucevher, ya da magnum cubugu saklayabilirsiniz (hacmen uygun oldugu surece), ama neyden ne kadar sakladiginiz kayit altinda degildir. memur sizinle kapiyi acmaya ve kapatmaya gelir sadece. dolayisiyla 5dk once bankodan cektiginiz parayi kasaya koydugunuzu ispat edemezsiniz.
    eger belirtildigi gibi zorla acma tespit edilmisse, sigortanin belirledigi bir (tabi boyle bir sigorta varsa) tutar odenir sadece. nerden bakilirsa cok kotu bir durum, anlatildigi gibiyse cok yazik olmus.
    bu arada banka kasalariyla ilgili bir diger risk ise yangindir. icine koydugunuz banknotlar, mucevherler saglam bir yanginda kavrulabilir de.

  • tam 80 sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var; sahilde kumda otururken, kürek çekerken, ata binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken, rakı içerken, kadınlarla birlikte... kıyafetlere bakıyorsun sanırsın dünya moda ikonu! 1920'ler! salıncakta çocuk gibi gülerek sallanan fotoğrafı bile var.

    hayvanlarla fotoğrafları var; çocuklarla, köylülerle, kalbine kurşun yemişliği de var; ülkesi için savaştan savaşa koşmuşluğu da…tüm dünya liderlerini sofrasında ağırlamışlığı da…

    müzeyyen senar, safiye ayla seven ve dinleyen bir ata…

    inanılır şey değil!

    onun alfabesini kullanarak ona hakaret etmeye çalışan yobaz ve haysiyet fakiri, kötülük dolu iblislerin tavşan gibi çoğaldığı şu günlerde, 80 sene önce ebediyete intikal etmiş ata'mız hala ışık oluyor bize. yağ kokulu, d vitamininden eksik, okuduğu tek eser fotomaç olan antisosyallere inat.

    "benim manevi mirasım akıl ve bilimdir" diyebilmiş bir ata'mız olmuş.

    türk halkına verilmiş çok büyük bir şansmış atatürk. bugün kendisine yapılanlar da en büyük hayal kırıklığı olsa gerek.

    savaşları görmüş, yokluğu görmüş de ülkesinin bugünkü halini görmek istemezdi atam. türkiye için herşeyi yaptın bu yüzden seni sevemediler atam. merak etme ben ve benim gibi insanlar hep seni seveceğiz; seni unutturmayacağız ve izinden yürümeye devam edeceğiz.

    onu sevenlerin kalbi, onun cennetidir.

    erdal beşikçioğlu

    edit: imla

  • her şeyin iyi olduğunu, dünden iyi yarından kötü olduğunu, bizim bunu göremediğimizi ve hatta nankörlük ettiğimizin yanı sıra dolarve euro ile işimiz olmadığını da tekrar hatırlatacağı bir açıklama olacaktır.

  • ilk çıkış noktası aslında animelerdeki seksi (seks değil ama. seksi.) sahneleri tanımlamak için olsa da, zaman içerisinde özellikle oturmuş olan birtakım evrenlerin devam filmlerinin veya çizgiroman adaptasyonlarının bol yapıldığı günümüz dünyasında seksi/erotik olmayan ama fanları mutlu edecek herşey için kullanılmaya başlamıştır.

  • euro ile aldıysan euro ile ödeyeceksin. herkes aptal bir sen mi akıllısın mk? o zaman depozitoyu tl ile alsaydın. ver mahkemeye uğraşsın dursun.