• dün liseden beri görüştüğüm arkadaşımin kız istemeye gittikleri evden siktiri çekip çıkmasına sebep veren şımarıkliklar

    kızın işi gücü yok , ev kızı.
    lüks semtte ev istemişler.
    kıza getirecekleri altınlar 6 bilezik 2 metre zincir 1 bileklik,kolye, anası bacısı dahil 5 yüzük, küpe, saat vs.
    altın için de şart koşmuşlar " bizim kızımız araba çok sever, altınları ile araba alacak kendine" diye.
    bütün beyaz eşya mobilya ev eşyası damat tarafına ait .
    100 bin tl çeyiz parası verecekler kıza nişan dönemi ( kap kacak, çatal tabak alacakmış onunla)
    düğün nişan salonda olacak, söz için organizasyon tutulacak ( hepsi erkek tarafı).
    ev resmi nikâhtan sonra düğünden önce alınacak, tapusu kızın üstüne olacakmış.

    lokasyon diyarbakır.

    bizim arkadaşın babası mülayim şeker gibi adam, efendi gibi bu şartlar ağır, olmaz.
    ya evden vazgeçin ya altinlardan, evi de biz nerede uygun görürsek orada alabiliriz, stadın orada ev almaya gücümüz yetmez.

    yok demiş bunlar.

    en son arkadaş anne babasına kalkın gidiyoruz , bu iş olmaz demiş.
    kızın anası fırlamış ne kalkması hele oturun konuşuruz falan demiş.

    bizim ki de patlamış " siz 40 yıldır evlisiniz, kaynartepe de oturuyorsunuz, burada evler 50 yıllık 500 bin tl.
    benden 5 milyonluk daire istiyorsunuz
    kızıniz araba çok seviyormuş.
    araba almayiı bırak çok seviyorsa paraya kıyıp 10 bin tl ye bir ehliyet alsaydniz kızınıza, siz 40 yılda yapamamışsiniz benim ailemden 6 ayda bekliyorsunuz, ben istemiyorum " demiş çıkmışlar.

    bu çocuk 35 yaşında iş makinesi operatörü, devlette kadrolu işçi.
    maaş, arazi derken 70-80 bin tl maaş alıyor.
    bir arabası da var altında.
    diyarbakırin en lüks evine de geçse kira da olsa rahatlıkla yaşar .
    karşısındaki insanlar makul olsalar biraz , gayet güzel bir yuva kuracak.
    haa kızı da liseden beri tanıyoruz biz.
    allah var bir yanlış hareketini , ahlaksızlığıni görmedik ama aç işte adamlar, aç.
    kızın işi gücü de yok, liseden sonra birkaç market tezgahtarlıgi hariç bir çalışma yok.

    arkadaşlar evlenmeyin evlenmeyin evlenmeyin diyenler haklı herhalde.

    lafa bak " benim kızım araba çok sever ".
    ee biz de seviyoruz araba amk, biri bir ferrari de bize alsın.
  • sevgili eşinizi aşırı derecede zor durumda bırakan şımarıklıktır. üst düzey bir gelir grubunda biriyle evlenmiyorsanız ne diye bu şımarıklığı yapmayı kendinize bu denli hak görüyorsunuz. saraylarda mürebbiyelerle büyümediyseniz, evin önünden limuzinlerle alınmadıysanız ya da. bugün, yaklaşık bir hafta önce evlenen mesai arkadaşımla dertleştik biraz. çocukcağız aylardır düğün masrafları için uğraşıyor. eşine çok aşık olduğu için de kırmamaya çalışıyor. kız sadece 20 dk lık nikah için 8 bin liralık elbise almış. bu sadece nikah için. gelinliği ve diğer elbiseleri saymıyorum. değer mi gerçekten evleneceğiniz kişiyi bu denli bir sıkıntıya strese sokmaya? evlilikte en önemli şey nikahta giyilecek 20 dk sonra işi bitecek o elbise, o sunum, o organizasyon falan filan değil arkadaşlar. bunu kabullenemedik bir türlü.
  • evliliğin ne kadar zor, kısa ömürlü ve sorunlu olacağının ilk sinyali olan cümle. bu cümleyi duyduysanız, aşkınızı falan kalbinize gömüp uzaklaşmalısınız.

    mesele sadece para değil, bunu söyleyen kişi, aslında hayata ne kadar ben merkezli baktığını itiraf ediyor size. diyor ki "ben önemliyim, sen borca da girsen, sıkıntı da yapsan, önemli olan benim gönlüm, benim keyfim, benim çevreme karşı olan itibarım, ken kimsin köpek".. tam ifadesi budur.

    oysa evlilik, fedakârlık işidir, biraz kendinden verme işidir. eğer sevdiğin kişiyle ömür boyu birlikte olacaksan, o düğündeki bilmemne de olmayıversin, hatta düğün olmayıversin, eş dost konuşmuş çok da sikime. sen evinin içine o muhabbetleri sokmamayı başaramıyorsan evlenme zaten.

    çok şükür, ben düğünsüz evlendim. eşim de benim kafamdaydı, kimseyi takmadık, olabilecek en ekonomik şekilde evlendik çünkü o kadar paramız vardı. evliliğe başlamak için borca batmanın mantıksızlığını ikimiz de görecek akıldaydık. 10 yılın üstünde evliliğimiz, hamdolsun.

    yani diyeceğim o ki, arkadaşlarının çevresinin gazına gelip "kendimi piremsesler gibi hissetmem lazım" diyen bir kız varsa karşınızda, yol yakınken dönün olm, hayatınız zehir olacak. çünkü o sadece düğünde değil, hayatın her günü öyle hissetmek isteyecek, kendisini hep buna layık, sizi de buna mecbur görecek.

    makul insanlarla evlenin olm, makul..
  • bu düşüncede bir kadın ile evlenirseniz, size garanti veriyorum, evlilik hayatınız mutsuz geçecektir
  • devamı "ilk defa boşanıyorum, her şey benim olmalı" şeklinde gelecek istek cümlesidir. şimdiden geçmiş olsun.
  • bunu diyeni klavye başında yerden yere çalıyorsunuz ama onlara kıymet veriyosunuz. demeyeni, arıza çıkarmayanı, garip isteklerde bulunmayanı da insan yerine koymuyorsunuz sayın mınakoduklarım. tanıştıkları ilk günden itibaren sevgilisine şoför muamelesi yapan, aşırı harcama yapan, istekleri bitmeyen, en küçük pürüzde olay çıkaran piremsesleri pışpışlıyorsunuz, kendi ayakları üzerinde duran kadınlara bok muamelesi yapıyorsunuz.

    hepinizi bir kaşık suda boğarım beni deli etmeyin!
  • "düğün sektörü" iş erbaplarını ihya eden aptalca düşünce.

    türk düğünlerine adet adı altına bir sürü saçmalık soktu bu sektör ve hepsi de utanç verici şeyler. yerel ve 1-2 saatlik bir popülarite için yapılan gereksiz bir harcama. boykot edilmesi gereken bir sektör de budur.
  • bu düşünceye sahip bir kadınla evlenen erkeğin evlilik hayatında mutlu olabilme ihtimali "0". bu tip kadınlar için eksik bitmez, her şeyde kusur bulurlar ve daima erkeği suçlarlar.
hesabın var mı? giriş yap